29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

1 Yeni yuâa yuşantımızaçeki düzen 0 i Günlük hayhuy içinde, sağlıklı ve ekonomik yaşamayı gözden kaçıranlar için, yeni yıl, geriye dönüp bir değerlendirme yapmak açısından bir olanak sağlayabilir... i lenmemize her geçen gün biraz daha az mı özen gösteriyoruz diye, yılın şu ilk günlerinde, şöyle bir düşünelim... örneğin Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Ayse Baysal, kentlerde insanların taksi, özel otomobil ve otobüs gibi taşıt araçlarını çok kısa mesafeler için de gereksiz yere kullandıklarına dikkati çektikten sonra şöyle diyor: "Ankara'da bakıyorum, adam üç adımlık yol için otobüse biniyor, iki durek gittikten sonra iniyor. Ya da çok kısa bir mesafe için, özel otomobilini park yerinden çıkarıyor, sonra gideceği yerde park bulamıyor, sinirleniyor. Oysa bu adam yiirüyerek gidccek olsa, hem beden hareketi yapmış olacak, hem park yeri bulamadığı için sinirlenmeyecek, hem de boşu boşuna benzin parası vermemiş olacak. Ama günlük çark içinde bunlar nedense unutuluyor ve daha kolay olanın yapıldığı zannedilirken, aslında daha zor olan yapılıyor. Olobüse binenler için de dunım farklı değil. Ben 34 duraklık mesafeler için kesinlikle otobüse binilmemesini öneriyorum. Yüriimek en sağlıklı sporlardan biridir. Her fırsatta mümkün olduğu kadar çok yüriimenin yararlı olduğunu bilincimize yerleştirmeliyiz. Ve yürümekten daha çok yararlanabilmek için düz ve rahat ayakkabılarla mümkün olduğu kadar hızlı hızlı yüriimeliyiz." Ayse Baysal'ın bu önerilerini dikkate alarak biz de okurlarımıza günlük yaşantılannda gereksiz yere kullandıkları taşıt araçları olup olmadığını bir gözden geçirmelerini öneriyor ve her olanak bulduklarında yürüyüş yapmalannı salık veriyoruz. Bir diğer konu da beslenme kuşkusuz. Yine büyük kentin günlük telaşı içinde, bir kısmımız az para harcayarak, diğer bir kısmımız ise çok para harcayarak kötü besleniyor. Çoğunluğu öğrenci olan "az para harcayarak kötü beslenen" kesim. Susadığında kendisi için yararlı olan ayran ya da sütü içeceğine, aynı parayla kolalı içecekler ya da diğer meşrubatı tercih ediyor. Yine aynı kesim, poğaçalara ve çoğunluğu ekmekten oluşan içlerinde zar gibi sucuk ya da peynir bulunan sandviçlere gereksiz yere para veriyor ve karın doyurduğu halde beslenmiyor. "Çok para harcadıkları halde kötü beslenenler" ise, sofralarında etin balığın yanı sıra baklavaya, böreğe, çöreğe sık sık yer verenler, ya da sık sık lokantada yemek yiyenler. Yine beslenme uzmanlan pahalı beslenmenin dengeli ve sağlıklı beslenme anlamına gelmediğini, vücudun günlük gereksinmesi olan protein, vitamin, mineral, karbonhidrat ve yağı dengeli oranlarda içermeyen bir menünün beslenrneye değil, arıcak karın doyurmaya yaradığını sık sık yineliyorlar. Kötü ve dengesiz beslenme konusunda meyvenin yer almasına özen gösteriyor özellikle hanımlara seslenmek istiyoruz. musunuz? Sofralarınızda protein vitamin karbonEvde sık sık pasta gibi, kurabiye gibi böhidrat ve yağ dengesine dikkat ediyor rek gibi besin değeri düşük, buna karşılık musunuz? kalorisi yüksek şişmanlatıcı özelliklere saYumurtanın da et kadar değerli bir pro hip yiyecekler bulunuyor mu? tein kaynağı olduğunu hatırlıyor musunuz? Süt ya da yoğurt gibi beslenme açısından Mercimek ve kuru fasulye gibi bitkisel hayati önemi olan gıdaları aile bireylerininprotein içeren besinlerle et ve tavuk gibi hay tümünün her gün yiyip içmelerini sağlıyor vansal protein içeren besinler C vitaminiy musunuz? le birlikte yendiklerinde, proteinden daha Bu soruları çoğaltmak mümkün. Günlük fazla yararlanıldığını biliyor musunuz? Bu telaş içinde daha önceden beslenmenize gösnu sağlamak için sofralarınızda proteinli yi terdiğiniz özeni artık göstermiyorsanız, yeyeceklerle beraber, duruma göre domates, ni yılda bir soluk alıp geriye bakmanın ve sivri biber, portakal ya da limon gibi C vi bir değerlendirme yapmanın da tam tamini açısından zengin bir sebze ya da zamanı.O Çay nasd içUmett? Halil Erdal adlı okurumuz, radyasyon nedeniyle kara listeye alınan çayın demlenme özelliklerini anlatırken, "fazla demlenen çay sağlığa zararlıdır." diyor. e n önemli olayı olarak nitelenen radyasyon, özellikle yılın son günlerinde Türk evlerinin ana içecek maddesi olan "çay"ı can evinden vurdu. Kimi evlerde çay içme keyfine tümdtn son verilirken, aile bütçesi elverenler ithal malı çaya yöneldiler. Çay konusunda biz de Ankara'dan bir mektup aldık. Çaya meraklı olduğu anlaşılan okurumuz Halil Erdal'ın, çayın özellikleri, demlenme ölçüsüne göre yararları ve zararlarıyla ilgili ilginç mektubu şöyle: "Uzakdoğu kökenli bir bitki olan çay, Çernobil nedeniyle dillerden düşmez oldu. Başta tngilizler olmak üzere Avnıpalılann büyük bir özenle, Japonlann törenle hazırlayıp içtikleri çayın, bizde de haün sayılır tiryakisi vardır. Sadece 'aile ekonomisi'ni değil, aile sağlığını, ağız tadını da yakından ilgilendiren çayınisterseniz billmsel diyelim hazırlanışı nasıl olmalıdır? tzninizle bunu, bu konuda okuduğum literatüre dayanarak, kısaca özetlemek istiyorum: Çay, önceden ısıtılmış, porselen bir çaydanlığaporselen fincanlarda içilecekse büyükçe bir çay kaşığı (kişi başına), yok eğer bizde olduğu gibi cam bardaklarda içilecekse, bizdeki çay kaşıkları dolusu ölçiide boşaltılır. Sonra bir başka kapta kaynatılmış su, kaynar halde değil de; (ça ' n ı n 24 ılbaşıları artık ülkemizde de tüketimin alabildiğine pompalandığı günler haline geldi. özellikle büyük kentlerin belli semtlerinde sanki bir tüketim çılgınhğı yaşanıyor. Tebrik kartları, takvimler, ajandalar, bir adresten diğerine tomarlarla gidip geliyor. Bu kargaşa içinde güzelle çirkin, iyiyle kötü, kaliteliyle kalitesiz birbirine karışıyor... Bir dostumuzun yılbaşı için özel olarak bastırdığı tebrik kartı ise, diğerlerinin arasına karışamayacak kadar özgün... Kartta "Bazılanmız 30'unda öliir, ama 70'ine kadar gömülmeyiz" dendikten sonra 1987 yılının hayata yeniden başlamak, bakış açısını değiştirmek için yeni bir olanak olduğu hatırlatılıyor. Bu ilginç yılbaşı kartından esinlenerek biz de "Ev Ekonomisi" okurlarına yeni yılın bu ilk günlerinde, bazı hatırlaimalar yapmak istedik. öncelikle tüm okurlarımıza şu soruyu sormak istiyoruz: "Ne kadar sağlıklı ve ekonomik yaşıyorsunuz?" Kişiden kişiye değişmekle birlikte, özellikle son yıllarda büyük kentlerde insanların giderek daha sağlıksız koşullarda yaşadıkları ya da günlük yaşantılarını, sağlıklannı zedeleyecek biçimde düzenledikleri, fazla para harcadıkları halde kötü beslendikleri dikkati çekiyor. Bu yazıda, sözümüz ayda 70 bin lirayla tüm ailesini geçirdirmek zorunda olanlara değil kuşkusuz... Onlar zaten mümkün olan en ekonomik koşullarda yaşıyorlar! Fazla beslenmeden dolayı "gut hastalığı" gibi dertlerle boğuşmaları söz konusu değil... özel otomobilleri olmadığı için "hareketsizlikten" bel kayması da olmuyorlar. Evden işe, işten eve gidip gelirken kalabahğın yoğun olduğu saatlerde otobüslere inip binmek hünerini gösterirken günde en az 2 kez jimnastiğin en alasını yapmış oluyorlar. Ama onlar bununla da yetinmiyorlar ve özellikle ay sonlarında tabana kuvvet evden işe, işten eve bol bol yürüyüş yapıyorlar. Bu kitlenin tek kusuru var, o da kötü beslenmek... Ama "bu kadar sağlıklı" koşullar altında yaşadıklarına göre, eh o kadar da "kusur" kadı kızında bile olur... Her neyse, şaka bir yana, biz yine asıl konumuza dönelim ve özellikle büyük kentlerde günlük hayhuy içinde sağlığımıza, bes r yın şok geçirip tadının kaybolmaması için) kaynama derecesine yakın sıcak bir şekilde, içi çay dolu porselen çaydanlığa doldurulur. Çayın ne kadar süreyle demlenmesine gelince... Eğer içeceğiniz çayın sizi teskin edip yani dinlendirip rahatlatmasını istiyorsanız 3 dakika sonra, yok eğer mahmurluktan kurtarıp size canlılık vermesini arzu ediyorsanız, 5 dakika sonra çayınızı içebilirsiniz. Bunun çay demleme ve içme kültürüne dayanan akılcı nedeni; çayı gerektiğinden fazla uzun süre demleyip, çay yapraklarında mevcut sağlığa zararlı yan ürünlerin çayın suyuna karışmasını önlemektir, çayı tadında içmektir. Bir de tabii çay, bizde olduğu gibi çok sıcak içilmediğinden, dişler, ağız ve boğaz ince dokuları zararlardan korunmuş olacaktır. Şimdi ve bu durumda, bulaştığı radyoaktif tehlikesini azaltmak için, bizde zaten çok demlenmiş olarak içilen çayın, daha da uzun süreli demlenip içilmesini öneren yetkili ve etkililere sormak gerekmez mi, "Bizlerden istenllen, zehir içip zehiri yok etmek mi olmalı" diye... Ama burası TUrkiye tabii, laf olsun da bol olsun da boş olmuş, gülünç olmuş kime ne? D SOVYET KİTAPLARI MEZHDUNARODNAYA KNIGA Türkiye Temsilcisi EVRENSEL KİTABEVİ Ünlü Mir ve Progress Yayınlan; * Tıp Matematik Fizik Kimya Mekanik Metalurji Elektrik vb. * Dergiler. * Çocuk, Edebiyat, Rus dili kitapları vb. BasınYayınFuarında Devlet Güzel Sanatlar Galerisi. Zafer Çarşısı, Atatürk BulvarıKızılay Merkez: Atatürk Bulvarı 107/42 (Engürü Pasajı) KızılayANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle