24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

gizli tutulmasını öngörüyor. ABD'nin bu resmı politikası, Japonya'da da bazı zorlukların ortaya çıkmasına neden oluyor. Atom bombası felaketini en iyi şekilde tanıyan Japonya, prensip olarak, atom silahları üretmiyor, depolamıyor ve nakletmiyor. Japon limanı Yokosuka'da demir atan ABD'nin 7. Filo gemilerinden bazılarının atom bombası taşıdıkları söylentileri, bu limanda sık sık protesto gösterilerine yol açıyor. Ama, Japon hükümeti bugüne değin Amerika'dan Yeni Zelanda gibi resmi bir açıklama istemedi. ABD'nin diğer ANZUS üyesi Avustralyada önemli üsleri var. Amerikalılar, Avustralya'daki Pine Gap Üssü'nden uydular aracılığıyla Sovyetler'in yürürlükteki silahsızlanma sözleşmelerine uyup uymadıklarını kontrol ederken, diğer üs Woome'de de, Sovyet roketlerinin atıldığını mümkün olduğunca erken bildirecek, bir "Erken Uyarış Sistemi" üzerinde çalışıyorlar. Tüm bunlara rağmen, Pasifik'teki kuvvetler dengesi Sovyetler lehine değişebilir mi? ABD Başkanı Ronald Reagan, 23 Mart 1983'te "Sovyetlerin donanması, tarihte ilk kez Pasifik'te hesaba katılması gereken bir kuvvet hallne geldi" demişti. Fakat birçok politik gözlemci, Ronald Reagan'ın bu görüşüne katılmayıp, ABD'nin halen Pasifik'te oldukça kuvvetli olduğunu belirtiyorlar. Neden Amerika'nın Pasifik'te halen kuvvetli olduğu sorusunun cevabını ise, bu politik gözlemciler şu şekiide veriyorlar: Amerikan donanması, 1989 yılına kadar 60 milyar dolar değerinde 109 savaş gemisi yaptırmak is asifik, iki süper devletin ve yandaşlarının askeri güçlerini sergiledikleri uluslararası bir sahne haline gelmeye başladı. P tiyor. Amerika, şu anda 14 tane uçak gemisine sahip; Sovyetler'in bir tek uçak gemisi bile yok. Amerikan savaş gernilerinden yüzde 80'i nükleer silah sistemlerini kullanabiliyorlar; Sovyet savaş gemilerinin ise yalnızca yüzde 35'i nükleer silah sistemlerini kullanabiliyor. ABD'nin şu anda yabancı topraklar üzerindeki en önemli askeri savunma üssü, Filipinler'de yer alıyor. Bu üslerle ilgili Filipinler ve Amerika arasındaki sözleşme, 1991'de sona erecek. 9 bin hava personeliyle Clark Hava Üssii'nün ve 7. Filo'nun demir attığı Subie Körfezi'nin geleceğinin 1991'den sonra ne olacağı, henüz belli değil. ABD'nin bu üsleri başka bir yere taşımayı planladığı da, herkesçe bilinen bir "sır" Politik çevreler, ABD Filipinlerdeki üslerini kaybetse bile bu kaybın Amerika'nın Pasifik'teki gücünü sarsmayacağını belirtiyor. Amerika'nın elindeki liman ve üslere karşın, Sovyetler'in elinde petrol tankerlerinin Süveyş Kanalı'ndaki yolculuklannın kontrolünü kolaylaştıran Dahlak ve Socotra limanları var. Bu limanlar Hint Okyanusu'nun batı yakasında yer alıyor. Sovyetler'in 180 gemiden meydana gelen Pasifik Donanması'nı, ana liman Vladivostok ve yan limanlar Sovetskaya Gavan ve Pelropavlovsk barındırıyorlar. Sovetskaya Gavan ve Petropavlavsk limanları bütün kış boyunca don bir durumdalar. Sovyetler'in elindeki en önemli liman ise, Vietnam'daki Cam Ranh limanı. Carn Ranh, hemen hemen tüm Asya ülkelerine gelen petrolün sevk edildiği Malakka yoluna ve Endonezya ve Filipinler'e yakınlığı yüzünden, stratejik bakımdan önemli bir nokta. Sovyetler'in bu bölgede güvenebilecekleri diğer iki ülke ise, Kampuçya ve Laos, Kuzey Kore bağımsız kalıp hem Sovyetler'le hem de Çinlilerle iyi geçinmeye bakıyor. Amerika'nın eski Filipinler Büyükelçisi Mkhael Annacost, Pasifik'in Amerika için olan önemini belirtmek üzere yaptığı bir konuşmada, Çin Halk Cumhuriyeti'nin batıya daha sıkı bağlanması ihtimalinden söz etmişti. Bu ih timaJ bir bakıma gerçekleşmişe benziyor. ÇinSovyet sınırındaki 550 bin Sovyet askerine karşı ufak da olsa, elinde bir koz olmasını isteyen Pekin, kısa bir süre önce kasım ayında ABD Savunma Bakanı Caspar Weinberger'i karşıladı. ABD ve Çin Halk Cumhuriyeti arasındaki askeri isbirliğinin görüşüldüğü bu zi yaretten Weinberger, ABD donanmasının Çin Pasifık Limanı Kingdao'yu ziyaretine izin veren bir sözleşme ile geri döndü. Pekin daha önce Çin limanlarını ziyaret eden Amerikan gemilerinin nükleer silah taşımadıkları güvencesinin verilmesini istemişti. Kasım ayında antlaşma imzalanırken, Çinliler bu konuya dokunmadılar. VVeinberger, ABD gemilerinin Çin limanını ziyaret etmelerine izin verilmesini, iki ülke arasında devam eden ve gelişen askeri isbirliğinin açık bir delili olarak niteledi. Pasifik'teki tüm bu ülkelerle sürdürülen iyi ilişkilere rağmen, Amerikan politikacıları, Japonya'yı ABD'nin Uzakdoğu'da sürdürdüğü dış politikanın temel taşı olarak kabul ediyorlar. 1985'te, Amerikan Başkanı Ronald Reagan, Japon Başbakanı Nakasone'yi Los Angeles'ta karşıladığında, "Bu diinyanın barıs ve refahı için, ABD ve Japonya arasındaki ılişkiden daha önemli bir ilişki yoktur" diyerek, iki Ulke arasındaki ilişkinin önemini vurgulamıştı. Pasifik'teki yeni düzende Japonya'nın önemi büyük. Fakat ekonomileri günden güne gelişen ve kuvvetlenen Güney Kore, Tayvan, Singapur ve Hong Kong da Pasifik'teki yeni düzende, söz hakkına sahip ülkeler arasında yer alacaklar. Amerikan yetkilileri, Sovyetler'in Güney Pasifik Adaları'yla yaptıkları balıkçılık sözleşmelerini kötüye kullanacakiarından, duyarlı teknik araçlarla yüklü Sovyet balıkçı gemilerinin, Marshall Adası'ndaki füze bölgesini kontrol etmeye çalışacaklarından korkuyorlar. Amerikalı bir yetkili, "Sovyetler bu adalara balık avlamaya gelmiyorlar. Bunu biz de biliyoruz, Kiribatililer de biliyorlar" diyor. tki süper devletin, Pasifık'i birbirlerine kaptınma korkusun, dan doğan Pasifik'i ele geçirme yarışı başladı. Ve kısa süre içinde sona ereceğe de benzemiyor. D Pasifık'te, ABD ve SSCB'nin en yakın olduğu nokta merika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği arasındaki uzaklığın sadece dört buçk kilometre olduğu biliyor muydunuz? Coğrafya ile az çok ilgilenen kişiler, iki ülkenin, Sibirya ve Alaska topraklarının birbirlerine oldukça yakın olduğunu bilirler. Ancak genellikle bu topraklan ayıran sınırın, Bering Bogazı'nın 88 kilometrelik genişliği olduğu sanılır. Oysa, ayrıntılı bir haritada, boğazın tam ortasında iki küçük noktanın varlığı göze çarpar. Bu iki adadan doğudaki Büyük Diomede'nin Sovyetler Birliği'ne, batıdaki Küçük Diomede'ninse ABD'ye ait olduğu ve böylece de, Beyaz Saray ile Kremlin arasında binlerce kilometrelik mesafe olmasına karşın, iki ülkenin, birbirlerine yaklaşık dört buçuk kllometre uzaklıktaki bu adalar sayesinde " y a k ı n komşu" niteliği taşıdığı pek bilinmez. Diomede Adaları A Reagan ve Gorbaçov'un, çıplak gözle selamlaşabilecekleri derece birbirlerine yakın olan iki adanın matik gerçek bir öykünün kahramanları oldular. 1725 yılında, Rus Çarı I. Petro, Danimarkalı denizci Vitus Bering'i, Sibirya'nın kuzeydoğusunda keşifler yapmakla görevlendirir. Danimarkalı denizci, keşifleri sırasmda 16 Ağustos 1728'de sonradan kendi adını taşıyacak olan boğazın ortasındaki iki küçük adayı da çarlık topraklarına katar ve keşif günü, HıHavvaıı HUZEY . MARIANA ADALARI SAVA9 OEMtlERl Uça* gemıiarı Murınpftr Gudumlu luı«t*rl* oonal'lm.» ABD 2 '2 Pearl Haftor !«& * PASİFİK OKYANUSU Mn)way ssca 0 12 Guam ıa ıe ıt POUNEZYASi • e 43 2i 90 1 «M«S/7 ' ristiyanların kutsal günlerinden Aziz Diomedes Yortusu'na rastladığı için de, Diomede Adalan olarak isimlendirir. 30 Mart 1867 yılında imzalanan anlaşmayla Alaska'yı 7 milyon 200 bin dolar karşılığında ABD'ye satan Rusya, iki adadan doğudaki Küçük Diomede'yi de bu ülkeye verirken, batıdaki Büyük Diomede'yi alıkoyar. Böylece iki ülkenin yakın komşuluğu başlarken, her iki adadaki birer köyde bulunan Eskimolardan Küçük Diomedeliler ABD vatandaşlığını kazanırlar. Ancak bu milliyet değişikliği, iki adanın aynı kandan olan insanlarının ılişkilerinde herhangi bir değişim yaratmaz. Rus Çarlığı'nın Sovyetler Birliği'ne dönüştüğü, iki Ülkenin iki bağdaşmaz ideolojinin liderliğini üstlendikleri ve hemen her alanda rekabete girdikleri dönemler sürecinde de, "uzak köşe"deki adalılar geleneksel ilişkilerini sürdürmektedirler. Beyaz Saray ve Kremlin ağız kavgaiarı ya parken, sayıları 100 kadar olan Büyük Diomedelilerle 80 civarındaki Küçük Diomededeliler, birlikte eğlenmektedirler. İki ülke, birbirlerinin topraklarını casus uydularla gözetleme projeleriyle uğraşırken, Diomedeliler canları istedikleri zanıan, pasaporta, vizeye gerek duymaksızın "umiak" olarak adlandırdıkları deri kaplı kayıklarına atladıkları gibi, eş dost ziyaretine gidebilmektedir. İki ülke arasındaki casus değişimleri için gizli görüşmeler yapılırken, Diomedeliler, herhangi bir adalının ölümüne, birlikte yas tutmaktadırlar. İki ülke bilim adamlan nükleer denemelerde öne geçmek için harıl harıl çalışırken, Diomedeliler, birlikte çıktıklan balina, ayıbalığı ya da tilki avı sonrasında ganimetleri paylaşmaktadır. Ancak ABD ve Sovyetler Birliği vatandaşlarının, bu "hayal ötesi" yaşamı, 1950 başla rında birdenbire sona erdi. Sovyetler Birliği, adayı meteorolojik araştırmalar için kullanacağından Büyük Diomedelileri Sibirya'ya yerleştirdi. Adalılar gidip gelemez, birbirlerini göremez oldular... Günümüzde, ABD ve Sovyetler Birliği, üstünlük yanşlarını hızlandırarak sürdürüyorlar. Uzay savunma sistemleri dünya gündemindeki önemini korurken, Diomedeli yaşlıiar, torunlarına bir zamanlar iki adada yaşanan güzel günleri anlatıyorlar. D Derleyen: ATİLLA GÜMÜŞ 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle