Katalog

2 okurlarının yoğun istekleri sonucu bu sayfamızı şiirlere ayırdık. Amacımız günümüzün ünlü şairleri yanı sıra genç şairlerimizin ürünlerine de yer vermek. Yalnız sayfamıza gönderilecek şiirler için küçük bir notutnuz var: Şiirlerin, sayfamızın boyutunu düşünerek çok uzun olmaması, genç şairlerin mektuplanna kısa yaşamöyküîerini eklemeleri. Bu hafta, yeni kitapları çıkan dört şairimizden, hoşgörülerine sığınarak dört şiir aldık sayfamıza. tleriki sayılarımızda ünlü şairlerimizin özgün ürünlerini gerekirse kendi elyazılarıyla vermeye çalışacağız. Sayfamız bütün şairlerimize açık. GÖÇ EDEN UMUT DEDİ Kİ Buralarda benim baştm hoş değil, senin olur mu? Issız böyle soğuk böyle, böyle karanlık... Ben ışık, ben inanç, ben sevinç isterim. Hani ne zaman parıldadı toprakta ilk canlılık kıvılcımı yiğitliğe gönül verdim, onsuz olamam. Ben, bu yürekte duramam. 1954 Istanbul ARÎF I O HAYAL OYUNU Ellerindi ellerimden tutan Ellerimdi ellerinden tutan... Bıraktığı anda ellerimiz ellerimizi gökyüzüne vuracaktı gölgeleri ellerimizin Kimbilir kaç martüar halinde... Bir masada karşı karşıya Seyrederken dudaklarını senin, Dile gelmiş ilk Türkçeydik... Henüz başlamtş külrengi bahar, Ne savaş, ne barıştık biz... Bu dünyaya yeni gelmiş bir diyar Manolyaya gece konmuş kumrular... CAN YÜCEL & a Bu Kaçıncı Yalama Kımının eli ağırdır elınden, kimının dılı zehırlıdır dılınden korkarlar Bir dinemın Osman Bölükbaşı'sının dılı zehır gıbıydı. Kursüye çıktı mı kımse laf atamaz, sataşamazdı Öyle bir söz söylerdı kı yıyen de, duyan da ıkı kez kudururdu Laf atma alışkanlığında olanlar o konuşurken hemen salondan dışarı kaçarlardı Neme gerek şerrıne lanet!.. Gene tanıdığım bir konuşucu da Cezmi Türk'tü Cezmi Turk, DP'den mılletvekılı seçılmış, Meclıse gırmış, konuşmada hemen kendını gostermıştı Ancak DP'lıler geldıklerinin ikıncı yılında özgürlüklerı kısmaya, basın yasalarını ağırlaştırmaya başlayınca bırkaç arkadaşı ıle bırlikte partiden ayrılmış, yeni bir partı kurmuştu. Köylu Partısi! Meclıste üç kişi mi idiler, dört kişi mi"? Tam bılemeyeceğım. Ancak birı de Anadolucu dıye tanınanlardan Prof Remzı Oğuz Arık'tı. Remzı Oğuz hem Anadolucu, hem de o dönemde Turkçuluk de vardı, Turkçüydü Kürsüye çıktığında fena konuşmazdı, ama Cezmi Turk başkaydı. Yasalar ağırlaştırılır, ozgurlukler kısılır, baskılar artarken, bir gun Cezmi Turk kursuye çıktı Konuştu, konuştu, konuştu tıs yok1 Hepsı dınliyor. Sonunda sözu Adnan Menderes'e getırerek şöyle bağladı: ' 'Goruyorum kı hepınız kaderınızı Çakırbeylı Çıftlığı nın ela gozlu beyıne bağlamışsmız O ne yaparsa benimsiyor, ne soylerse bağnnıza basıyorsunuz Fakat geleceğınizi tyı görmüyorum. Böyle gıderse Çakırbeylı Çıftlığı'nın ela gözlü beyinin boynu iptedır " Bir sessızlik oldu, önce kimse ne dedığıni pek anlayamadı Sonra yavaş yavaş anlam verdıler, bağırmaya, sıra kapaklarını vurmaya davrandılar Fakat Cezmi Turk sözlerını soylemış, kursuden ınmış, salondan dışarıya doğru yuruyordu. "Don, gel, sozunu gerı al! " dıye bağırıp çığrıştılarsa da soyleyen çekıp gıtmıştı Cezmi Turk çekip gıtmıştı, ama fala bakar gıbı onlara gelecekten haberı vermıştı Çakırbeylı Çıftlığı'nın ela gozlu beyı dedığı Menderes'ın geleceğı altı yıl onceden darağacında sallamyordu O gunlerde gelecekten boylesine bir haberı kımse getıremezdı Cezmi Türk nasıl görmüştu bılınemez Sıyaset acı tatlı yolculuktur Bu yolculuğa çıkanların çok hazırlıklı olmaları gerekır. Eğer delıp takma, hazırlıksız yolculuğa çıkan olursa geleceğı de karanlık olabılır Son gunlerde ortaya cesur gorunen, mılıtarızme çatan, askerı darbelerı kınayan, Meclısı gudumlu goren, ulu katlarda oturanfara dıl uzatabılen bırı cıkmıştı Dınleyenler, "Amma da cesur ha, hıç korkmuyor" dıye alkış tutuyorlardı. Karşıtlarını devrım muhafızları' dıye kuçumsuyordu Kımı de, "Bakmayın onun kostaklanmasına. Bırılerı 'höt' dedı mı hemen sesını keser " dıyordu. Sonunda olan oldu Soyledıklerını yalattılar Sovduğu, çatının altında pes dedırttıler. Çok yazık etti kendine! D DAMAR ARİF DAMAR, 1925'te Çanakkale'nin Karainebeyli köyünde doğdu. Şiir kitapları: Giinden Giine, Istanbul Bulutu, Kedi Aklı, Saat Sekizi Geç Vurdu, Alıcı Kuş, Seslerin Ayak Sesleri, ölüm Yok ki, Ay Ayakta Deftlldi, Acı Ertelenirken (tlk yedi kitabından seçme şiirler). tstanbul Bulutu kitabıyla 1959 Yeditepe ŞUr Armagam'nı kazandı. Yeni şiir kitabı: Giinden Gune. CAN YUCEL, 1926'da Istanbul'da doğdu. Şiir kitapları: Yazma, Sevgi Duvarı, Bir Siyasinin ŞUrleri, ölüm ve Oglum, ŞUr Alayı, Rengâhenk, Gökyokuş, Beşiblyerde (BUtün Şiirleri). Dünyanın UnlU şairlerinden yaptığı çevirileri Her Boydan adıyla çıktı. Şiirlerini topladığı son kitabının adı: Canfeda. SIKINTIDAN BİR DAĞ Düşün ki uykusuz bir kenttesin Aşksız Nereye konacağı belli olmayan bir kuşkusun Sıkıntıdan bir dağ Kim gelir aklına Düşün ki sığmayan bir kederdesin Taşan, ellerinden anlaşılan Yüzünde iki bal damlacığı gibı durgunsa gözlerin Anlatılacak bir sevda taşıyorsa Kim gelir aklına ÖZLEM Gitmek istemiyor o yollara Ayakları görüşmecilerin Tabanlanndaki o uzun sızıyt Duymak istemiyor Güneş kokan kırlara açılmayı özlüyor Görmek istemiyor o izleri Gözleri görüşmecilerin Sevdiklerinin yüzlerinde O ince gölgeleri Sevincin dağsuyu pırıltılarını özlüyor Dolaşmak istemiyor dikenli tellere Sesleri görüşmecilerin Bir ebemkuşağı gibi Dönüp kilitlerin içinde Tüm kapıları açan türkü olmayı özlüyor BAŞARAN MEHMET BAŞARAN, 1926'da Lüleburgaz'ın Ceylan köyünde doğdu. Şiır kitapları: Ahlat Agacı, Karşüama, Nisan Haritası, Kocakent, Pıtraklı Memleket, Gök Ekin, Meşe Seli, Son dönem şiirlerini Günler Tuz Rengi kitabında topladı. Düşün ki kuşsuz çiçeksizse Baykuşlarla sorgulamyorsa gecen Viran kalmış alanlar gibi sessizse Ağrıyan alnını ovalatmak için Kim gelir aklına. SÜHA TUĞTEPE SÜHA TUGTEPE, günümüzün genç şairlerinden. İlk kitabı Yüzler ve Zarflar ile Akademi Kitabevi 1985 Şiır ödülü Seçici Kurulu'nca "Başarı" ödülüne değer görüldü. Dtsenler: Bedri Rahmi Eyüboğlu 21