22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Fukuyama beyaz yakalılar arasında hızla yaygınlaşan gerilimin rahatsızlığını yaşıyor. Trilyon dolarlık ekonomik mucizenin isimsiz kahramanlarından biri Fukuyama. Bir gün patronu kendisinden şimdiki görevinden ayrılarak, daha küçük bir birimde yöneticilik görevini Ustlenmesini istedi. Fukuyama bu değişimi kabul etmeye razı görünüyordu. Ancak eşi kendisine daha alt düzeydeki bir görevi kabul etmemesi yönünde telkinde bulunuyordu. Çünkil bu görev değişiminin kızının, tüm hazırlıkları tamamlanmış evliliğinin başarıyla sonuçlanmasını engelleyeceğinden korkuyordu. Fukuyama eşi ile patronunun birbiriyle tümüyle çarpışan istekleri arasında yoğun bir gerilim yaşadı. Fukuyama çözümü intihar yolunu seçmekte bulmuştu. Mitsuru Hosobc 24 yaşında, büyük bir Japon ticaret finnasında çalışıyor. Gece saat 10.00'a kadar süren bir iş yoğunluğu altında. Bu saatten sonra firmanın müşterileriyle beraber eğlenmeye ve içki içmeye gitmek zorunda... Bir sabah şiddetli mide ve sırt ağrısıyla uyanıyor. lşe gidebilecek durumda değil... Firmanın sahibi ise onu, işe karşı ilgisiz olmakla suçluyor ve daha sıkı çalıştırmaya karar veriyoı. Hosobe, ancak biı hafta zorlayabiliyor. Fiziksel çöküntü içine düşilvor Hosobe, sonunda bir daha hiç işe gidemiyor. Bir Japon firmasının ABD'deki temsilciliğinin başında bulunan 50 yaşındaki Hiroshi Matsumolo, geçen 15 yıl boyunca Tokyo'da merkeze yüksek kârlı bilançolar sunmuştu. Ancak 15 yıllık başanya karşın Matsumoto'nun başında bulunduğu temsilcilik bu kez zarar etmişti. Matsumoto için böyle bir zararı bildirmek zor geldi. Gözyaşları içinde bir psikiyatriste başvurdu. lstifa etmek ve Tokyo'ya geri dönerek taksi surücüsü olmak istediğini söyledi. . Japonya'da bu tür sorunların ortaya çıkışı, petrol fiyatlarındaki keskin tırmanışın ülke ekonomisinin hızlı büyümesine set vurduğu 1970'li yılların ortalarına rastlıyor. Ancak uzun yıllar stresle ilgili rahatsızlıklar sadece kişinin kendi içinde kalıyordu. Ruhsal ve sinirsel rahastalıklardan söz açmak Japon işçileri ve yöneticileri için, onur kırıcı bir şey olarak görüldü. Bu nedcnle de yakın zamana kadar resmi istatistiklerden ne kadar insanın strese bağlı olarak meydana gelen sinirsel hastahklardan doktora başvurduğunu belirlemek mümkün olamadı. Son açıklanan bir istatistiğe göre, sadece Tokyo'da 80 binden fazla insan her ay sinir ve ruh hastalıkları ve sorunları için doktora gidiyor. çok zor görunüyor. ÇUnkü kişi alko'izm hastalığını uzun yıllar kimseye fark ettirmeden gizleyebiliyor. Akıl ve ruh hastalıkları üzerindeki sır perdesi 1982 yılında yaşanan trajik bir olayla biraz olsun kaldırılabildi: 9 Şubat I982'de Japon Havayolları pilotu Seiji Katagiri DC8 yolcu uçağıyla Tokyo'nun Haneda Havaalanı'ndan kalkış yaptıktan kısa süre sonra motorları tersine çevirerek uçağı Tokyo Koyu'na gömdü. 174 yolcudan 24'ünün yaşamını yitirdiği trajik olayı, soruşturma görevlilerine anlatırken Katagiri kulağının derinlerinden, "ölmelisin ölmelisin" diye gelen bir ses duyduğunu ve bunun üzerine uçağı denizin mavi sularına indirdiğini söylüyordu. Yetkililer pilot Katagiri'nin hayal görme dahil, bazı ruhi rahatsızlıklar içinde olduğunu açıklıyordu. Bu olaydan sonra Japon basınında stresi konu alan çeşitli makaleler çıkmaya başladı. 5 btl yük fabrikada 46 bin işçi üzerinde yapılan bir araştırma ise kendilerine soru formu verilen işçilerin yüzde 5'inin strese bağlı hastalıklara sahip oldukları sonucunu çıkardı. Nihon Üniversitesi Sağlık Bilimleri Profesörü Tsutomu Umezawa, "İnsanların artık ciddi psikolojik sorunları olduğunu kabul etmesi, durumun hangi noklaya ulaştıgını gösleriyor" diyordu. Japon Economic Journal gazetesi, Toshiba, Nissan gibi büyük fabrikalarda çalışan işçi ve yöneticilerin akıl ve ruh sağlığını korumak üzere özel klinikler kurulduğunu ve buralarda uzman doktor ve hemşirelere görev verildiğini yazıyor. Gazeteye göre ust düzey yöneticiler artık teknostresin ulaştığı boyut karşısında kafalannı kuma gömmenin bir çözüm olmayacağının farkındalar. Teknostres uzmanı Dr. Hashimoto, geçmiş yıllarda işçi ve yöneticilerin iç sorunlarının daha çok karıkoca geçimszlikleri ile arkadaşlık ilişkilerinden kaynaklanan anlaşmazlıklardın oluştuğunu, şimdilerde çalışma yaşamındtn doğan sorunların hızlı bir artış gösterdiğni kaydediyor. Bir çok şirket, ciddi boyutlara varmadın stresi azaltmanın yollarını arıyor. Nissan irması orta yaştaki işçilerine aerobik dersleri ılmalarını öneriyor. Minolta firması ise fabrika içinde özel "medilasyon odalan" inşa ederek çalışanları gün içinde kısa bir süre de olsa kalabalık iş odalarından kurtararak yalnız kalmasını sağlıyor. Diğer birçok şirket, işçileri gruplar halinde Zen lapınaklarına gönderiyor. Bu tapınaklarda işçiler meditasyon dersleri alarak "içlerinde taşıdıklan gereksiz düşünceler"den arınıyorlar. özellikle uzun sürelerle denizaşırı ülkelerde görevli yöneticilerle aileleri arasında büyük bir uçurum ve yabancılaşma oluşuyor. Günde 12, haftada 72 saate ulaşan çalışma suresinin kişiler üzerinde ağır bir baskı oluşturduğu gibi, şirket dışında fazla bir şey düşünmeye ve yapmaya zaman kalmadığı da yaygın bir yakınma konusu. Uzun çalışma süre * statistiklere göre, yalnızca Tokyo da 80 binden fazla insan ruhsal / sorunları yüzünden doktora başvuruyor. Bu insanların büyük çoğunluğu orta yaş grubu yöneticiler. Bugün Tokyo'da 115 hastane ve 242 klinikte ruhsal ve psikolojik hastalıkların tedavisi için hizmet veriliyor. Ayrıca akıl ve ruh sağlığıyla uğraşan kurum ve merkezlerin sayısı da son yıllarda artıyor. Teknostres diye yeni bir uzmanhk alanını doğuran hastahk daha çok orta yaş grubu yöneıicilerde görülüyor. En açık belirtisi sırtta büyük ağrı veren düğümlenme ve korkunç mide sancısı. Orta ve üst düzey yöneticilerde strese bağlı olarak ortaya çıkan rahatsızlıkların pek azı kamuoyuna yansıyor. ÇUnkü böyle bir durumun bizzat kişinin evliliğini, işyerindeki konumunu, arkadaşları arasındaki değerini zedeleyeceği düşünülüyor. Strese dayalı olarak meydana gelen intihar olayları da genellikle istatistiklerde "kazalar" başlığıyla yer alıyor. Kronik hale gelen işten yok olmalar ise "hastahk hali" biçiminde örtülüyor. Aşırı gerilimden bir kurtuluş yolu olarak görülen alkolizmin ne kadar bir kitle üzerinde egemen olduğunu saptamak konunun uzmanlarına göre Cünliik yaşamın hıılı temposu içinde, Japonya'nın yaşlı nufusu, genç kuşaklann gözünde, tam btr ayak bağı. Bu anlayij, ülkenin eskt geleneklerine hiç de uymuyor. YAŞLILAR ÜLKESİ J aponya gidorek dunyanın en onde gelen "yaşlılar ülkesi" olmak üzere... 120 mllyonluk toplam nüfusun yaklaşık 12 milyonu 65 veya daha ileri yaşlarda. Ortalama yaşar.a süresi ise 80 yaş dolaylarında. Yaşlı nüfusun toplam nüfus ıçındekı payının oldukça yüksek olması, genç nütusla bir çatışma yaratıyor. 65 yaş sonrasında büyük bir kısmı üretim faallyetinın dışında kalan bu yaşlı nüfus, genç nüfus ve ekonomi üzerinde önemli bir yük olarak görülüyor. Japonya'da günlük yaşam açık zıtlıkların çoğu zaman uyumlu bir senfonisi görünümünde. Eski ile yeninin, değişenle kalıcı olanın çatışması her alanda hissediliyor. Modada. iş yaşamında, aile içinde eski ile yeninin çatışması sürüp gidiyor. Kuşkusuz bu çatışmanın en yoğunu şirket yaşamında ortaya çıkıyor. ikinci Dunya Savaşı sonrasının kuşağı ile genç işçi ve yöneticilerin oluşturduğu yenl kuşak araaında gerek sadakat, gerekse değer yargılan açısından önemli çatışmalar meydana geliyor. Japon Gençlik Araştırma Enstitüsü Müdürü Tamotsu Sengoku genç kuşağı yeni bir "ırk" olarak niteleyecek kadar ileri gidiyor. Scngoku, "Genç kuşagın şlrkctte olan baglan çok daha zayıftır. Onlar sadece gorvvterlnl yapartar, daha fazlaaını dağll..." diye konuşuyor. Teruo Nakamura buna iyl bir örnek. Kolej günlerini bir rock grubunda bas gitar çalarak geçirdikten sonra, mühendislik üzerinde master derecesi elde etti. Tıp aletleri yapım firmasına kalite kontrol görevlisi olarak atanan Nakamura gerek işin niteliği gerekse ayda 900 dolar, her 100 saatlik mesai için de 41 dolar ödenen ücretten memnun kalmadı. Nakamura genellikle akşam 6'da çıktığı ve daha fazla kazandığı başka bir işe girdi. Bu örnekler Japonya'da işkoliklerin, daha az çalışmadan yana yeni kuşağa meydanı boş bıraktıkları anlamına gelmiyor. Japonya'nın ve dunyanın en büyük çelik üreticisi Nippon Steel şırketinln 82 yaşındaki sahibi ve İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrası kuşağın en önemli siması Yoahlhlro Inayama sadece dlsiplinden ve sıkı çalışmaktan söz ediyor. Inayama için "boş zaman" hiçbir anlam ifade etmiyor. 1914 yılında çelik işine giren Inayama ülkeslnln büyük bir askeri güç haline gelmesine önemli katkıda bulundu. Yapılan her şeyin savaş sırasında boşa gidişine de tanık oldu. Savaş sonrasında, aynı ülkesi gibl kendisi de olaganüstü bir çaba sonucu Nippon Steel şlrketini dunyanın en büyük ve en etkili çelik üreticisi haline getirdl. Inayama 1980 yılında Japonların en güçlü iş grubu Ekonomik örgütler Federasyonu (Kaidanren) Başkanlığına getirildi. Inayama ülkesinin yeniden yaratılmasında özverinln ve sıkı çalışmanın rolunü her zaman vurguluyor ve bundan övünçle bahsedlyor. sine göre, ucretlerin düşüklüğü, calışanların yaratıcılıklarını geliştirme ve kültürel faaJıyetlerde bulunma fırsatını da azaltıyor. Oyun yazarı Shogo Ohta 30 ve 40 yaşlarındaki pek az kişinin sinema, tiyatro ya da konsere gitmek için zaman ayırabildiğini söylüyor. Gerilimi hafifletmenin bir yolu olarak hem günlük, hem de haftalık çalışma sürelerinin azaltılması yönünde eğilimler ortaya çıkıyor. Hükümet beş günlük haftalık çalışma süresi için çaba harcıyor. Ancak şu ana kadar şirketlerden bu yönde olumlu bir tepki gelmiş değil. Ayrıca bu tartışma 70'li yılların başında açılmış ve her yıl bu özlemin gerçekleşeceği bekleniyor. Diğer yanda ise pek çok işçi patronların gözünden düşmemek için kendisine verilen tatil zamanını bile mümkün olduğunca az kullanmaya çalışıyor. Bu yüzden bir çok işçinin yılda ancak 57 gün gibi bir yaz tatili yaptığı gözleniyor. Japonya'da birçok insan için boş zaman pazar günü demektir. Japonya "Yoka" diye adlandırılan boş zaman faaliyetleri pek fazla gelişmemiş. Daha ilginci sıradan bir Japon işçi için boş zamanda yapabileceği fazla bir uğraşı da yok zaten. Yakın bir zaman önce, bir Japon öğretmen, öğrencilerinden, babalarının pazar günleri ne yaptığının resmini çizmelerini istemiş: Renkli kalemle yapılmış 32 resimden 12'sinde, öğrenciler, babalarını yatakta uzanırken göstermiştir. Japonya'nın ünlü kozmetik firmalarından Noevir, sırese karşı mücadelede çok daha kapsamlı bir yaklaşım benimsemiş. Noevir'in toplantı odalarında sigara küllükleri ortadan kaldırılarak yerlerine C vitamini dolu şişeler konulmuş. Tavana yerleştirilen kolonlardan ise Madonna'nın ruhlara dinginlik veren bir şarkısı çınlıyormuş. Nippon TelegraphTelephone şirketi stresten kurtuluş aracı olarak alışılmamış bir yöntem geliştirmiş. özür dileyen telefon. Eğer sinirleriniz çok gerilmişse ve birine kızmak istiyorsanız 1 dakikası 40 cente Nippon'un özür dileyen telefonlarını kullanabilirsiniz. Telefonu açan kişi sinirli bir şekilde alabildiğine bağırıyor ve içini boşaltıyor. Bu arada telefonun kulaklığından bir ses duyuluyor, yanıt olarak: "Çok özür dilerim. Her şey benim kabahatimdi. Siz haklısınız." Bu arada ahizenin öteki ucundaki erkek sesi, "Erkeklerin bile zor anlan olur. Her şey geçll" diyerek telefonu kullanan kişiyi rahatlatıyor. D üyük Japon firmaları, işçilerinin ruhsal dinginliğini korumak için alışılmamış yöntemler geliştiriyorlar.. "Özür dileyen telefon" bunlardan biri. 18
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle