Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
I I "Aydın Emeç öldtt", dedi, gazetede ilk karşılaştığım arkadaş. Ne? Aydın Emeç mi? öldü mü? Sözcükler bir araya gelmiyor. Hayır. Üç sözcük bir türlü bir araya gelmiyor. Daha dün gördüğüm ışıklı gözler, dikkatli bakışlar, gülümseyen güzel insan yillzü "ölüm"le bir araya gelmiyor. Sallanıyorum. Boşlukta kalıyorum. Sonrası. Sessizlik. Durgunluk. Can sıkıntısı. Herkes aynı durumda. Ne? Nasıl olur? Daha dün. Şurada. Şuracıkta. Nasıl olmuş? Hiçbir hastalığı yoktu. Gece yatmış. Sabah yatağında ölü bulunmuş. Nasıl olur? Böyle şey olur mu? Ama, oldu işte. "Erdal abi, nedir bu?" "Olur" diyorum. "Anlık ölüm" dediğimiz şey olmalı. Sudden death. Olur. Bir dokıor, ölüme, bir yanıyla meslek sezgısiyle bakar, diğer yanıyla insanca duygularıyla. Doktor, sıcak duygularla soğuk değerlendirmeleri birlikte yaşamaya alışmıştır. Meslek kazanımıdır bu. Şu anda, sıcak duygular baskın. Aydın Emeç'le yakın arkadaşlığım yoktu. Ama, daha tanımadan sevdiğim bir kültür insanıydı. lanıdıktan sonra, daha da çok sevdiğim. Oturduğu masaya bakıyorum. Ordan kalkıp yukarıya çıkmış gibi. Hızla geçerken bir anlık gülümsemesini, sevecen bakışını görüyorum. Ama değil. Hemen biliyorum ki, değil. ölümUn soğuk sesi çökmuş bile masaya, sandalyeye. Sonraki duygular birbirinin benzeri. Olümün hemen ardından hep duyulan. "Değer mi bunca çabaya?". "Değer mi bunca uğraşa?". "Çalış, didin, bir şeyler yap, daha da yapacak bir sürü iş. Telaşla koşmalar. Yazmalar. Yazıları düzenlemeler. Sevgiler, kırgınlıklar, dostluklar, öfkeler, soluk soluğa yaşamalar. Değer mi bütün bunlara? Bir anda geliveren ölUm. Her şeyi anlamsız kılan ölüm. Her şeyi boşlukta bırakan ölüm. Değer mi bütün bunlara?". Ruhi Su geliyor hemen aklıma. Orhan Apaydın geliyor. ölcnlerimız. lnsanlarımız. Oktay Arayıa geliyor aklıma. Niceleri geliyor. Sesler, yazılar geliyor aklıma. Uğraşlar. Koşuşmalar. Çekilen acılar. Duyulan mutluluklar. tnsanı insan yapan her şey geliyor aklıma. YAŞAMAK ÖLMEK Insanın gücü ölümle azalmaz ki. Ölüm bir hiçlik değil ki. Olsa olsa "Daha ne çok şey yapabilirdi" deriz. Değer mi bütün bunlara? Hıç ölümü düşünmeden yaşıyorsun. Hayatını doldu ran her şeyi yaşıyorsun. Yaşamana zamanlar yetmiyor. Okumalara koşuyorsun. Yazmalara koşuyorsun. Dostlara koşuyorsun. Sınemalara, tiyatrolara, masa lara, düşüncelere, duygulara koşuyorsun. Acılara, sevinçlere, kırgınlıklara, mutluluklara koşuyorsun. Sonra, bir anda ölüm yakalıyor seni. Ahp götUrüyor. Böyle olacağını bilsen. Boyle olacağını bilse insan. Sahi, ne yapar boyle olacağını bilse insan? En çok yapmak isteyip de ertelediği şeyleri mi yapar? Dünyada görmek istediği yerleri görmeye mı gider? Okumak isteyip de bir türlu fırsat buiarnadığı kitabı mı okur? Sevdiği insanı ahp bir yere mi gider? Bazen, anketlerde sorulur böyle sorular: "Sınırlı bir süre 6 m rttnttz kaldıgını bllsenlz neler yapardınıı?" gibı. Bakmayın siz özlemlere. İnsan doyumsuzdur, hayat sınırlı. Ozlemin sonu yoktur. İnsan, gene, yaşadığı gibi yaşar. Koşar, uğraşır, didinir, yazar, konuşur, sever, ofkelenir, mutlu olur, mutsuz olur, acıyı yaşar, sevinci yasar. İnsan, gene boyle yaşar. Böyle yaşamaya da değer. ölüm neyi değiştirir ki? Sonunda öleceğini bilmek neyi değiştirir ki? ölüm hayatı yenemez ki.. Ruhi Su öldü tnü? Orhan Apaydın öldü mü? Oktay Arayıa öldü mü? Aydın Emeç öldü mü? ÖlUm bir ayraç belki. ölüm bir dönemeç belki. O kadar. Ses ölmez ki. İnsan sesi Ölmez ki. İnsan varoldukça kalacaktır o ses. Yaşamaya değer. Hem de çok değer. Hayatın gücü insanı kavrar ve kendine çeker. Hayatın binbir yanına koşar insan. Telaşlara, koşturmalara, yazmalara, çizmelere koşar insan. Acılara, seviçlere, öfkelere, mutluluklara, mutsuzluklara koşar insan. tnsanın gücü ölümle azalmaz ki. ÖlUm bir hiçlik değil ki, bir yok oluş değil ki. Olsa olsa, "Daha ne çok şey yapabilirdi" deriz. Doğrudur bu. Ama, onlar, ınsansa yaşamışlardır, insanca olmüşlerdir. Ne güzel şeydir insanca yaşayabilmek, insan olabilmek. Sorun ölmek değildir. Sorun insan olabilmektir. ölümü yenenler, insan olanlardır. D Anhk kalp ölümü... Daha önce bir kalp hastalığı olduğu bilinmeyen bir kişinin, kalbe bağlı nedenlerle birden hastalanmasıyla 24 saatin içinde ölmesidir. Yetişkinlerın lVo9O'ından fa/lasında "anlık kalp ölümü", koroner kalp hastalığına bağlıdır. Olayların en az %75'ınde ana koroner damarlann ıkı ya da uçundc ılerlemı> koroner damar sertlığı bulunur (arterıoskleroz), %15'inde tek bir koroner damardu aşın daralma bulunur, %10'undan azından koroner artcr hastalığı bulunmamıştıı. Hustalann %50'sinde eski bir miyokart enfarktüsünün varlığı saptanmıştır, %25'ınde mıyokartta fıbrotık nedbeler bulunmuştur. "Anlık kalp ölümü" olaylarının %4050'sı yırtılan bir doku ya da tıkacla (trombüs) akul koroner ertar tıkanmasına bağlıdır. "Anlık kalp ölümü" hastalarında kollapstan hemen ya da kısa bir sürc sonra "ventriküler fibrillasyon" görülebılır ve bu durum en çok görülen kalp atını bozukluğııdur. Daha önce kalp atım düzcnsızlığı olduğuna ilışkın bilgiler azdır. "Anlık kalp ölümü" olaylarında, akut miyokart ınf.ırklüsü olmadan da ventrıkuleı fibnllasyon olabılir. Ventrikuler fibnllasyon; kalbin normal atım düzenınin butunuyle bo/ulup kalp atımlarını ba^latan uyanların kalp kaııncığından düzensız olarak çıkmasıyla oluşan, ciddi bir atım düzensızliğıdır "Anhk Kalp Ölümü" belirtileri: Ailc ıçındc geriye dönuk ııueleınede, tıas taların yaklaşık uçte ıkısındc kalpdunıur ha.stalığının yenı ya da dcğışık bclıriılcı ı olduğu anlaşılıı Ciunler boyunca suren, ya da bırkaç saatlık, bazen bir kaç dakıkalık ıahatsızlıklar olabılir bunlar. Göğüste sıkıntı dugusu. sıkısnıa dııvpusu, çarpıntı, göğııs ağrısında artnıa, goııınur bir neden olmaksızın soluk alma guı,lüğü, asııı yoıgunluk, ıçe kapanma, kasiskelet sıstemınc, sındırıın sisteınıne ilışkın rahatsi7İıklar Butun bu bulgularııı h.t'jka ncdenlerle de olabileceğını, "anlık kalp olumu"yle hıçbır ılgısının olmayabileceğını de unutmamak gerekır. Tedavi: Hastalığın orlaya çıkmasına ve gcıcklı önlemleıın alınabilmcsınc bağlıdu. Tcdavı, akut kalp hastalığının ve kalp durnıasıııın tedavısıdır. Aydın Emeç Ölümden korkmak yaşamaktan korkmaktır Kalp hastalığı önlemlerı Kalbi besleyen koroner m arterlerin arteriosklerozuna bağlı hastalıklann ortaya çıkması * beklenmeden önlem alınmalıdır. Bazen geçirilmiş hastalık belirtilerinin anlaşılmadığı, rastlantılarla geçiştirildiği bllinmelidir. Oyle ki, kişinin sonradan yapılan Incelemelerinde eski bir miyokart Infarktüsu geçlrmiş olduğu bile anlaşılabllir. Onun için de, insanın sağlığına önem vermesl, kendini sağlık denettminden geçirtmesi için hastalık belirtilerinln ortaya çıkmasını beklemesi yanlıştır. Genel sağlık denetiminln, kalpdamar hastalıklannın denetlminin önceden yapılması büyük önem taşır. 7 dönmesi ve normal ölçüler içinde kalması için gereken önlemler alınmalıdır. Y azıyı okuyorum. Aklım, "anlık kalp ölUmü"nün belirtilerine takılıyor. "Göğüste sıkıntı", "göğüste ağrı", "çarpıntı", "aşırı yorgunluk".. Hepsi, birer birer aklıma takılıyor. Demek ki, sayısız kere duyduğum nice ufak tefek belirti, kotü bir hastabğın belirtisi olabiliyor. Peki, şimdi ne olacak? Her sıkıntıda, her çarpıntıda, ne bileyim bir gaz rahatsızhğında doktora koşmam mı gerekiyor? Bu belirtilerin beürli bir zamanı, belirli bir yeri yok ki.. Ara sıra, her yerde olan şeyler bunlar.. Bütün hastalık belirtileri için geçerli olan tedirginliklerdir bunlar. Biliyonız ki, bu belirtilerin her biri hiç de kötü bir anlamı olmadan olabiliyor. öyleyse, yapacağımız nedir? Biz önlemlerünizi alalım, bu doğru. Ama her belirtıyı en kötü anlamda yorumlama duygusunu taşımayalım, paniğe varan bir korku biçimine sokmayalım. Sağlıkla ilgili bilgilerimizin, yaşama sevincimizi gölgelemesine izin vermeyelim. Onlem almak baş ka bir şeydir, ölümden korkmak başka şey. ölümden korkmak, doğal bir duygudur, ama bu korkuyu "yaşamaktan korkmak" boyutuna uzatmak kesin bir yarüıştır, unutmayalım.. 4 Kan şeken denetlenmeli, gizli bir m şeker hastalığının bulunup bulunmadığı uygun yöntemlerle araştınlmalıdır. Bestenme konusuna özel bir m önem verllmeli, beslenmede yağlar miktar olarak azaltılmalı, alınan ; yağda bltkisel sıvı yağlar ağırlıklı olmalıdır. Slgaranın kesinlikle zararlı m olduğunu bilinmelidir. Doğrusu, sigarayı kesinlikle bırakmaktır. Olamıyorsa, ne kadar az içilırse o kadar doğru yapıldığı bilinmelidir. 5 6 2 Beden ağırlığının normal ölçüler • içinde tutulması da önemlldir. Şişmanlık önlenmeli ve ağıriığın normal ölçüler içinde korunmasına dlkkat edilmelidir. Tanslyon yükselmeleri m zamanında anlaşılmalı, normale 7 Alkollü ıçkilerin içilmemesi, m ya da içiliyorsa az içilmesi, yavaş İçilmesi doğru önlemler arasındadır. Yaşamayı gergin yaşama m olmaktan çıkarmak gereği unutulmamalıdır... D 3 8 27