22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10. Açık ve netiz “Üretim Hatası”, Pinup’ın ilk single’ı. Albümleri de yakında çıkacak. Grubun yegâne derdiyse yaşadıklarını net ve yalın bir şekilde aktarabilmek. Zuhal Aytolun Gülben Ergen bu GÜLBEN ERGEN sıralar tüm enerjisini Türkiye’nin 5 ilinde anaokulu yaptırmak için başlattığı “Çocuklar Gülsün Diye” projesine harcıyor. Mardin’in Bilge köyüne yaptığı ziyaret ateşlemiş onu. İstanbul’a döndüğünde “Ben o toprağa bir şey dikince ancak tatmin olabileceğim” demiş. Şimdi küçük meblağlarla büyüyen parayla bir sevinç yaratmaya 2. Oscar Oher’in Michael Oher’in yokluktan bir spor yıldızına dönüşme hikâyesi sırf kendine değil Sandra Bullock’a da yaradı. Deniz Ülkütekin hazırlanıyor. Hedef 1 milyon TL. Tabii 5 anaokulu yetmeyecek, gözü çok daha yükseklerde. “İnşallah 11. Faili Müşterek Yiğit Sertdemir, Faili Müşterek’le bizleri suçlarımızla yüzleştiriyor. Oyun 27 Mart’tan itibaren Kumbaracı50’de. Esra Açıkgöz bu yaptıklarımdan da tatmin olmam daha çok şey isterim” diyor. Sinem Dönmez Fotoğraf: Uğur Demir Deliler asla korkmaz 3. Mucizenin öyküsü Yıllar önce Afyonkarahisar’daki tümülüsten çıkarılan renkli resimler yakında Afyonkarahisar Müzesi’ndeki yerini alacak. Ama onlar gelmeden biz tarihte bir yolculuğa çıkalım. Özgen Acar Ç ocuklar Gülsün Diye, Gülben Ergen’in tek başına çocuklar için çıktığı uzun ve meşakkatli yol. Proje ilk duyulduğunda haberleştiğimizde, “Dur” demişti, “biraz daha yol alalım, o zaman anlatacağım”. Yolunu aldı, 4 günde 10 milyara yakın para topladı. Gülben Ergen’le Çocuklar Gülsün Diye kampanyasının yolculuğunu konuşmak üzere buluştuk. Karşımda samimi, enerji dolu, yaptığı işi azimle yapan bir kadın vardı. Kampanyayı, çocukları anlatırken gözleri dolu dolu oluyor, kızıyor, toplanan bağışları düşündükçe yüzü gülüyor. O kadar heyecanlı anlatıyor ki yaptıklarını, sizi de içine alıyor. Her şeyin en başına dönersek nasıl başladı tüm bunlar? Ben hiç köy görmemiştim. Haberlerde, gazetelerde gördüğümüz kadarını görmüştüm. Ben de görünce etkileniyordum ama hayatım devam ediyordu bir şekilde. Mardin’in Bilge köyü ve etrafındaki altı köyü gezdim. Çok etkilendim. Görüp de etkilenmeyenin insanlığını sorgularım. Çok şehirde konserler verdim. Ama ben en iyi şartlarda karşılanıp en iyi otelinde kaldım tabii ki. Gerçeğini göremediniz yani. Nasıl İstanbul Etiler demek değilse, Türkiye de İstanbul demek değil. Mardin’e gittiğimde tabii ki çok etkilendim ama en çok çocuklardan. O kadar sıcak, alçakgönüllü ve toklar ki. Hani özlemezsiniz ya bilmediğiniz şeyi. Ve o çocuklar bilmedikleri şeyi özlemiyorlar. Onların dünyaları o kadar farklı ki keşke televizyon olmasa burda diye geçirdim içimden. Reklamlar, dizilerdeki lüks... Aynen. O reklamlar, dizilerdeki muhteşem evler, lüks hayatlar... Oradaki yaşamda televizyon izlemek bizim uzayı seyretmemiz gibi bir şey. Ama yaşıyorlar ve gerçekten mutlular. Tabii çocuklar için konuşuyorum. İlkokullarda öyle manzaralar var ki. 1’den 5. sınıfa kadar aynı yerdeler. Tek öğretmen var. Müthiş bir ahenk. Anaokullarını gördüm orada. Devamı 7. sayfada Yokluklar beni heyecanlandırıyor Adı gibi kayıtlarda olmayan bir köy “Tinne”. Sermiyan Midyat, “Ay Lav Yu” adlı filminde yokluğun varlıkla karşılaşmasını aşkla harmanlayıp komedi tadında anlatıyor. Kendi ailesinin de başından geçen Doğu ve Batı’nın tezatlıklarını çekerken yaşadıkları da neredeyse başka bir komedi filmi gibi. Şirin Güven Sayfa 6 Olimpiyatın kadın fotoğrafçısı 2010 Vancouver Kış Olimpiyat Oyunları'nın resmi fotoğrafçılarından biriydi Mine Kasapoğlu. 8 yıllık düşünü gerçekleştirirken kadın olmanın dezavantajlarından söz ediyor. Ama ona göre öyle bir avantajı var ki o da sporcuların duygularını çok daha rahat göstermesi. Elif Tokbay Sayfa 8 C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle