22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 20 AĞUSTOS 2006 / SAYI 1065 Yaşlandığımda ve saçlarım grileşince... Grubun adı The Beautiful South, yani Güzel Güney... Paul Heaton ile Dave Hemingway’in ufak bir şakası bu, çünkü ikisi de Kuzey Britanyalı... Cazpop tarzındaki müziklerinin kendilerine has bir dinleyicisi var, ne çok popülerler ne de az bilindik... Son albümleri “Superbi” uzun soluklu aşkların hikâyesini anlatıyor... Zekeriya S. Şen S eksenlerin en iyi gitarpop gruplarından birisi olan The Housemartins’in başarının doruklarında süzülürken ayrılma kararı almış olması çoğu müziksever tarafından hayretle karşılanmıştı. Ancak grup üyeleri kendilerini gelecekte farklı yerlerde ve ideolojide gördüklerini anlayınca, bu kararın ne kadar doğru ve biz müzikseverler için ne kadar kazançlı olduğunu kavradık. Norman Cook, namı diğer Fatboy Slim dans müziği tutkusunu kovaladı, şimdi dünyanın en ünlü DJ’lerinden. Stan Cullimore yazma tutkusunu yazdığı başarılı çocuk kitapları ile giderdi, Paul Heaton ve Dave Hemingway, The Housemartins’in müziğini temel alarak yollarına yeni grupları The Beautiful South ile devam etti. Kuzey Britanyalı ikili, gruplarına The Beautiful South (Güzel Güney) adını verdi ve böylece 17 yıllık bir tarihin ilk cümlesi yazıldı. Dünya çapında 10 milyon satan grup, 11. albümleri “Superbi” ile üç yıl aradan sonra tekrar karşımızda. Az beklenti ve ufak hayalleri bir erdem olarak gören ekip, cazpop temalarını klavye katmanları ile yapılandırdı, üzerine R&B tarzında bir kadın vokal ve dönemsel olarak hafif bir orkestra ekledi. Böylece zamanın en sofistike Britanya ekiplerinden biri oluştu. Özellikle acı sözleri tatlı melodiler ile sunması birçok yüreğe doğrudan giden bir yol oldu. Amerika’da ilgi uyandırmayan grup, Britanya’da en başarılı grupların arasında yer aldı. 1994’teki “Carry On Up The Charts” toplama albümleri Britanya tarihinde en çok satan albüm unvanını hala koruyor. Hatta bir efsaneye göre, İngiltere’de her yedi evden birinde var... POZİTİF VE NEŞELİ BİR ALBÜM... Grubun ilk albümleri 1989 tarihli “Welcome to the South”du. “Song For Whoever” ve “You Keep It All In” parçaları çok ses getirdi. Ekip, bir numara ile ilk defa 1990 tarihli “Choke” albümündeki “A Little Time” ile tanıştı. Alaycı ve dokundurmalı sözler ile gün geçtikçe dikkat çeken grup, aynı zamanda eleştiri odağı olmaya başladı. Paul Heaton’un bu kadar iğneleyici sözleri cazip melodiler ile sunabilme becerisi çok eleştirilse de bu, grubun başarısını engellemedi. 1992 tarihli “0898” ve 1994’teki “Miaow” albümleri grubun popülaritesini sağlamlaştırdı. Grup kendini “Carry On Up The Charts” albümü ile sürpriz bir şekilde kanıtladı. Bu başarıyı 1996’da “Blue Is The Colour”, 1999’da “Quench”, 2000’de “Painting It Red” ve 2003’te “Gaze” albümleri takip etti. Peter Gabriel’in Bakewell çiftliğindeki stüdyosunda Ian Stanley’nin (Tori Amos’un Little Earthquakes albümünden sorumlu deha) yönetiminde kaydedilen 48 dakikalık albüm, daha sonra Sex Pistols, The Clash ve Guns’N Roses’dan bildiğimiz efsanevi Bill Price tarafından mikslendi. “Superbi” klasik The Beautiful South sözlerini devam ettiren bir çalışma. Albümün genel havası pozitif ve neşeli, bunu en iyi banjo ve gitar ile başlayan açılış parçası “The Rose Of My Cologne”da hissediyorsunuz. Grubun üçüncü kadın şarkıcısı Alison Wheeler’in Paul Heaton ile ses uyumu kusursuz. Ekibin kendine özgü dayanılmaz melodilerin, stilistik vokal ve iğneleyici sözlerin özelliğini hâlâ taşıyor olması ayrı bir keyif. Hiç kuşkusuz Heaton Britanya’daki en Britanyalı söz yazarı. Özellikle hayatlarının çoğunu birlikte yaşayan çiftler hakkında söz yazıyor olması heyecan verici. “The Cat Loves The Mouse” adlı düette Heaton ve Wheeler bizlere domestik bir laf dalaşından kesit sunuyor. Heaton’un “Yaşlandığımda ve saçlarım grileşince / Haddimden fazla kalmışsam, özgürce söyle” cümlesine karşılık Wheeler’ın “Biliyorsun ki zaten öylesin, biliyorsun ki zaten çoktan söyledim” cevabı ister istemez yüzünüzde bir tebessüm oluşturuyor. İlk 45’lik sırılsıklam “Manchester” parçasının yanı sıra albümde dikkat çeken bir diğer çalışma, ayrılan bir çiftin öyküsünün anlatıldığı “When Romance Is Dead” parçası. Atlanmaması gereken diğer parçalar: “Next Verse”, “From Now On” ve “Bed Of Roses”. Kuşkusuz The Beautiful South dünyanın en çok tercih edilen grubu olmayacak ve büyük olasılıkla "Superbi" listeleri altüst etmeyecek, sadık hayran kitlesi kadar satacak. Ancak Paul Heaton ve ekibi hiçbir zaman moda olma hevesinde değil, onların derdi en sebat ve metanet sahibi Britanyalı grup olmak. Bunu da başarıyorlar. Bu sıcak yaz günlerinde içinizi ferahlatacak en iyi ilaç “Superbi”... Superbi / The Beautiful South / Sony BMG muzik@tikabasamuzik.com CUMHURİYET 16 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle