Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 14 MAYIS 2006 / SAYI 1051 ‘Sayın yargıç, lütfen izin verin’ Uçan Süpürge’nin konuğu İranlı yönetmen Tahmineh Milani, yasağa, ayrımcılığa karşı duran, sıradan kadınları anlatan filmlere imza atıyor. Pek çok yasaklı filme, tutuklanmasına, idamla yargılanmasına rağmen İran’da film çekmeye devam ediyor. Şükran Yücel ranlı ünlü yönetmen Tahmineh Milani, Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali’nde gösterilen dört filminin gösterimine katılmak üzere Ankara’ya geldi. Milani İran’da filmleri çok izlenen ve geniş bir hayran kitlesi olan bir yönetmen. 27 yıldır film çeken Milani bu süre içinde çeşitli baskılarla karşılaştı. Senaryolarının film yapılması için gerekli izinleri alamadı. “Saklı Yarı” adlı filmi nedeniyle tutuklandı ve idam cezasıyla yargılandı. Bir hafta sonra serbest bırakıldı ama dosyası hâlâ açık. Her şeye rağmen ülkesinde film yapmaya devam eden ve filmleri çok sevilen Milani ile görüştük. Film yapmaya nasıl başladınız? Ben mimarlık eğitimi gördüm. Devrim olduğunda birinci sınıftaydım. Üniversiteler dört sene kapatılınca Mesut Kimyavi Bey’in yanında asistan olarak çalıştım. İlk filmim “Boşanma Çocukları”nın senaryosu sansür kurulundan sekiz kere geri döndü. Sekiz kez yeniden yazdım. Sonunda yazılı olarak izin vermediler, ama çekebilirsin dediler. İki yıl bekledikten sonra 28 yaşındayken çok küçük bir bütçeyle filmi yaptım. O yıl Fecr Festivali’nde en iyi film ödülünü aldı. İkinci filmim “Ah Masalı” 30 film festivaline davet edildi. Daha sonra yaptığım “Kakadu” adlı film sekiz yaşında bir kız başörtüsüz olarak göründüğü için yasaklandı. Filmin senaryosu ödül aldı, ama gösterilmesine izin verilmedi. Sonraki üç sene de film yapmama izin vermediler. Bu süre zarfında mimar olarak çalıştım. Bir de televizyon için dizi yaptım. Ona da izin verme İ “Saklı Yarı” filminden... diler. Hatemi’nin cumhurbaşkanı olduğu dönemde “İki Kadın”ı yaptım. Film hem İran’da çok kişi tarafından izlendi hem de 15 uluslararası ödül aldı. Ben sıradan kadınların hikâyesini anlatıyorum. Toplumda kimsenin değer vermediği, önemsemediği kadınları anlatıyorum. O güne kadar İran filmlerindeki kadınlar ya fahişe ya da aile kadınlarıydı. Bense unutulmuş kadınların hikâyelerini işledim. “Beşinci Tepki”de çocuğu elinden alınan bir öğretmenin mücadelesini anlattım. Erkekler hem eşlerinin kapalı olmasını hem de dışarıda fahişelerle ilişki kurmak istiyorlar. Filmlerimdeki konular her zaman tartışma yaratıyor. İran’da benim için “Filmin konusu ne olursa olsun, yüz binlerce kadın sadece Tahmineh Milani’nin filmi olduğu için gidiyor” diyorlar. Dün, son filmime bir tek günde 200 bin seyirci gitmiş. “Saklı Yarı” yasaklanmıştı, siz tutuklanmıştınız ve idam cezasıyla yargılanmıştınız, bu film daha sonra serbest bırakıldı mı? Benim senaryom onay almıştı. Hatemi’nin reformlarına karşı çıkanlar beni tutukladılar. İslam Devrimi’nden sonraki kültür devrimi sırasında üniversiteler dört sene kapalı kaldı. Ben İran’da tabu olarak görülen bu dört sene ile ilgili film yapınca kırmızı çizgiyi aşmış oldum. Beni tutuklamakla diğer sanatçıları da uyarmış oldular. Tahmineh Milani’nin “Ah Masalı” (solda üstte) ve “Yine Ne Yaptın” (solda altta) filmleri Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali’nde gösterildi.. Bundan sonra nasıl bir film yapmak istiyorsunuz? Birkaç senaryom var, çekimleri için izin alamadım. Biri kitap olarak yayımlandı ama film yapılmasına izin vermediler. Kaliforniya Oteli evden kaçan kızlarla ilgili, izin alabilirsem çekeceğim. İstenmeyen Kadın’ın yapılmasına izin verdiler, ama kitap olarak yayınlanmasına izin verilmedi. Yurdışında film yapmayı düşünür müsünüz? Hollywood’dan bir teklif aldım. “Ah Masalı”nın Amerikan versiyonunu yapmamı istediler. Tahran’la Türkmen kesimi arasındaki hikâyeyi Los Angeles’la Meksikalı işçiler arasındaki ilişki üzerinden yeniden yazmamı istediler. İzin verilirse İran’da hangi filmi yapmak istiyorsunuz? Yeni evli bir çiftin hikâyesini anlatan son filmim “Ateşkes” İran’da yeni gösterime girdi. İlişkideki ateşli çatışmayı komedi biçiminde ele aldım. Bundan sonra “Sayın Yargıç, Lütfen İzin Verin” adlı senaryomu filme çekmek istiyorum. İzin verilip verilmeyeceğini henüz bilmiyorum. Çocukluklarında erkeklerden kötü muamele gören kadınların çeşitli oyunlarla çapkın erkeklerden intikam almalarının hikâyesi. Adamları tuzağa düşürüp şantaj yapıyorlar. Bu filmle toplumdaki ahlaki karmaşayı ve çifte standartı göstermek istedim. İranlı kadın yönetmenlerin baskılara rağmen başarısının sırrı nedir? Sinemada 27 yıl geçirdikten sonra bazı şeyleri öğrendim. Mesela son filmimde karı kocanın filmde kavgalarını gösterirken kadın ve erkek oyuncunun (gerçek hayatta da evli olsalar bile) birbirlerine dokunmaları yasak olduğu için bir yol buldum. Aralarına bir çanta koydum. İkisi iki taraftan o çantayı çekiştirip durdular. Sembolik bir dil bulmaya çalışıyoruz. Rahşan BeniEtimad gerdek gecesini göstermek istediğinde damadın ayakkabısını gelinin ayakkabısının üstüne koymuştu. Makmalbaf bir kadınla bir erkek arasındaki yasak ilişkiyi göstermek için kadının eşarbıyla erkeğin kaşkolunun rüzgârda birbirine girdiğini çok güzel bir sahnede göstermişti. Tümüyle serbest olsaydınız, nasıl yapardınız? Ben hiçbir engel olmasa bile bazı Amerikan ve Avrupa filmleri gibi şiddet ve seks içeren filmleri yapmam. Bu benim yapıma aykırı, ama bir kadının evinde eşiyle nasıl olduğunu gerçekçi bir biçimde gösterebilmek isterdim. Hiç değilse bir perukla. Bir kadının başörtüsüyle yatağa girmesi pek doğal görünmüyor. Bazı şeylere sembolik çözümler bulunmuyor. Niçin sinema yapıyorsunuz? Ben filmlerimde toplumdaki bir sorunu ele alıyorum. Bir yasağa, ayrımcılığa karşı film yapıyorum. Sadece bir hikâye anlatmak değil amacım. Kadınların sorunlarını ele alıyorum. Benim filmlerimdeki kadınlar ayrımcılığın düzelmesi için, yasalar karşısında eşit haklar için mücadele ediyorlar. CUMHURİYET 02 CMYK