02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 MAYIS 2006 / SAYI 1051 15 MEKÂN SOFRA Erguvan Çiçekli Muhallebi Moda tasarımcısı Gönül Paksoy’un sofrasında çiçeklerin yeri bambaşka. Birbirinden güzel çiçekler yemeklere, tatlılara kâh görsel ihtişam katıyor, kâh benzersiz bir lezzet veriyor. Gönül Paksoy’un “Yemek İçin Tasarımlar 2” kitabı “Anneler Günü” için ideal bir hediye olabilir. Yılmaz Aysan’ın grafik düzenlemesini yaptığı, Reyhan Ekşi’nin iştah açıcı fotoğraflarını çektiği kitap hem İngilizce, hem Türkçe olarak basılmış. Çiçeklerle sütü birleştiren bu tarif ise anneler gününün anlamına da, tadına da çok uygun. Zaten Paksoy da tarifin önsözünde annesini anmadan edemiyor ve muhallebiyi erguvanla harmanlamasını şöyle açıklıyor: “Muhallebi çok özel bir tatlı... Annem her zaman bir iki turunç yaprağı koyardı. Sanırım İLK TAT A nne sütü insanoğlunun tattığı ilk lezzet. Bebek için dünyayı tanımak anne göğsünde başlıyor. Anne göğsünde tadılan ilk tat ise, ilk dokunuş, ilk öpücük kadar kıymetli. Anne sütünün önemi, besleyiciliği tartışılmaz. Yeni doğan bebekler, aylar sonra katı mamaya geçene kadar sadece anne sütüyle beslenebiliyor. Ancak ilk gelen sütün değeri bambaşka. İlk süt, adeta bebeği hastalıklardan koruyucu ve canlandırıcı bir serum etkisi yapıyor. Hayvanlar dünyasında da ilk süt önemli. Hayvanların yavruladıktan sonraki ilk sütü çok daha yoğun ve besleyici özellikler taşıyor, tadı ise bambaşka oluyor. “Colostrum” denilen ilk süt Anadolu’da “ağız” olarak biliniyor. Bu yoğun ve kıvamlı özel süt ısıtılınca kendiliğinden muhallebi gibi koyulaşıyor ve donuyor. Kaymak gibi kullanılan “ağız” ile yapılan lezzetler tadanın bir daha unutamadığı tatların başında yer alıyor. Anadolu’da bahar aylarında çocuklara biraz olsun ağız verilince, bütün bir yılı sağlıklı geçireceklerine inanılıyor. İlk tat, ilk aşk gibi oluyor, tadı kolay kolay unutulmuyor. Belki de bu yüzden sütlü tatlılar büyüyen bebeklerin en sevdiği yiyeceklerin başında geliyor. Muhallebi, sütlaç, keşkül, tavuk göğsü gibi lezzetler hiç gündemden düşmüyor, her daim seviliyor. Aylin Öney Tan bilinçaltımda bu var. Hiç sade muhallebi pişiremiyorum. Etrafınızda çiçeklerini dökmemiş bir erguvan ağacı bulamasanız da bu güzel tatlıyı deneyin. Birkaç kaşık gül reçeli ilâvesiyle misler gibi kokan, gülüşü güller açan annenize lâyık bir tarif yaratabilirsiniz.” Bense bu tatlıyı bir başka Gönül için yapacağım. Gençliğinde, menekşe gözlü Liz Taylor’a benzer gözleriyle babamın aklını başından alan annem Gönül Öney için menekşeli muhallebi yapıp kızıma yedireceğim. Uzaktaki anneme ise menekşe yiyen torununun nasıl hızla büyüdüğünü anlatacağım. 1/2 su bardağı erguvan çiçeği 4 yemek kaşığı pirinç unu 1 kutu labne 1/2 su bardağı Antep fıstığı 1/2 kg. süt 8 yemek kaşığı şeker Süt ve pirinç ununu iyice karıştırıp orta ısıda koyulaşana kadar sürekli karıştırarak pişiriniz. Şekeri ilâve edip birkaç dakika pişirmeye devam ediniz. Ocaktan aldıktan beş dakika sonra hızlı bir şekilde labneyi karıştırıp erguvanları ilave ediniz. Tatlınızı servis tabağına alıp Antep fıstığı ve erguvan çiçekleriyle tamamlayınız. Duran Sandwiches Teşvikiye’de V MUHALLEBİCİ MUHABBETİ “Aldırma söz olur diye, Tak takıştır, Sür sürüştür; İnadına gel, Piyasa vakti, Muhallebiciye” Orhan Veli, sevgilisini muhallebicide bekler. Muhallebici bir zamanların en popüler buluşma mekânlarından biridir. Bunda kuşkusuz muhallebinin çağrıştırdığı masumiyet günlerinin etkisini aramak gerek. Yetişkinlerin arada bir uğramadan edemedikleri huzur veren anne kucağı bir anlamda muhallebiciler oluyor. Masum aşklar muhallebicide filizleniyor, birbirine gönül verenler gönül rahatlığı ile muhallebicide buluşuyor. Ne de olsa muhallebicide insanın aklına fesat gelmiyor. Fotoğraf: Reyhan Ekşi Muhallebi adını “Halep”ten alıyor. Ancak muhallebinin Halep şehriyle alakası yok. Beyaz taşlarla inşa edilmiş Halep kenti gibi, muhallebi de adını sütten alıyor. “Haleb”, Arapça “süt” demek. Muhallebi ise tam anlamıyla sütten yapılmış tatlı anlamına geliyor. Muhallebi yapmak yani sütü kıvamlı hale getirmek için çeşitli nişastalar kullanılıyor. Ama muhallebici muhallebisinin sırrı eski usul sübyede gizli. Eskiden muhallebiciler pirinci ıslatır, ezer, öğütür, suyla karıştırır ve pirinç nişastasının en has hali olan sübye elde ederlermiş. Bu şekilde elde edilmiş pirinç özüne süt ve şeker katılır, ağır ağır sürekli karıştırılarak pişirilir ve benzersiz bir dokusu olan lâtif muhallebiler yapılırmış. Bu muhallebiler gibisini evde yapmak zor olduğundan muhallebiciler türemiş. Eski İstanbul’da has muhallebi için illâ muhallebicilere gidilmez, muhallebi esnafın, ev halkının ayağına gelirmiş. Seyyar tezgâhlarda tas tas muhallebi satan satıcılar olurmuş. Sütlü tatlılar eski İstanbul kadar uzak ve nostaljik, çocukluk anıları kadar taze, bugün keşfedilmişçesine güncel. İnsanların ilk tadı anne sütü olmaya devam ettikçe sütlü tatlılar sevilmeye devam edecek. Muhallebinin muhabbet verici sırrı ise sadeliğinde gizli. Süt kadar masum, süt gibi sakin, süt gibi huzur verici muhallebi, ilk tat süt gibi insanı kucaklıyor. Siz de anneler gününde annenizin kucağına dönün. Kendinize güzel bir muhallebi yapın. Annenizle ayrı düşmemiş mutlu çocuklardansanız onunla paylaşın. Varsa çocuklarınıza, torunlarınıza ileride hasretle hatırlayacakları bir lezzet tattırın. Muhallebinin pışpışlayıcı tadında sizi büyüten elleri yad edin! [email protected] iyana’da Çek asıllı baba ve oğul Duran’lar tarafından kurulan “Duran Sandwiches”, Çek usulü açık, sıcak ve soğuk sandviçlerini Türkiye’ye taşımaya devam ediyor. 1991 yılında Taksim’de açılan ilk şubenin ardından Şişli, Gayrettepe, Maslak, Carrefour, Bostancı Shell, 4. Levent ve Fındıklı’da açılan mekânlara, şimdi de Teşvikiye şubesi eklendi. Yeni mekânında da vitrinini çiçek bahçesi görünümüne kavuşturan Duran Sandwiches, açık, sıcak ve soğuk sandviçlerinin yanı sıra, orijinal Viyana usulü schnitzel ve damak tadına uygun diğer sıcak porsiyonlarını, ayrıca tiramisu ve salata çeşitlerini müşterilerine sunuyor. Fast food sektörünün yarı pişmiş, hazır mamulleri yerine, sağlıklı beslenmeyi ön planda tutan anlayışıyla, malzemelerini titizlikle seçen Duran Sandwiches, günlük üretim yapıyor ve sunduğu ürünlerin maksimum sağlık ve kalitede olmasını sağlayarak fast food anlayışına bir yenilik kazandırmaya çalışıyor. Duran, yakında İstanbul’da 15 şubeye ulaşmayı planlıyor ve başta Ankara, İzmir, Antalya olmak üzere franchise ağını geliştirmeyi hedefliyor. Tel: 0 212 274 26 46 Pazar kahvaltınız için bir alternatif arıyorsanız, kahvaltılıklarınızı alıp Anadolu yakasında Moda Çay Bahçesi’ne, Avrupa Yakası’nda Fındıklı Parkı’na gidebilirsiniz. Her iki mekânda da çayınıza eşsiz bir İstanbul manzarası eşlik edecektir... Evi’nde Doç. Sedat Balkır Resim Atölyesi ve Beyhan Gürsoy Seramik Atölyesi sanatçılarının sergisinde... Tel: 0212 534 40 93 Adres: Hızırçavuş Köprü sok. No: 35 Balat Pazar gününü Karadeniz ezgileriyle renklendirmek isteyenler, Gürcü müziği üzerine yaptığı çalışmalarla adını duyuran Bayar Şahin’in Kafkas, Gürcü ve Laz türkülerinden yaptığı derlemeleri, Livane Pub’ta saat 21.00’den itibaren dinleyebilirler. Tel: 0216 414 40 96 Adres: Osmanağa Mah. Osmancık Sok. No: 11 Kadıköy Günü deniz ürünlerinden bir yemekle sonlandırmak isterseniz, Beşiktaş’ın eski balık lokantalarından Ahtapot, her gün 11.3024.00 saatleri arasında sizleri bekliyor. Mönüsünde taze deniz ürünleri ve meze çeşitleri sunan Ahtapot’un Hamsi Kuşu ve Karides Güveç’i tavsiye edilenler arasında. Tel: 0212 261 91 48 Adres: Köyiçi Balıkçılar Çarşısı Meyhane Sokak No: 50 Beşiktaş Fen ve hayat ...Dünyanın şimdiki müterakki (ilerlemiş) hayatında emeği ve çalışmayı yalnız beden kuvveti halinde düşünmek imkânı yoktur. Zamanın emeği ve çalışması, fennin icatları ve terakkileri (ilerlemeleri) ile beraber yürüyor. Bir top mermisini boşaltmak, parçalamak ve çeşitli kısımlarını tornadan geçirdikten sonra istenilene uygun bir ölçekte yine takıp takıştırmak, elbette az çok fen ile alakadar bir iştir. Bir memlekette sanayiinin inkişafı (gelişmesi) demek, orada ilim ve fünunun (bilimin ve fenlerin) bin bir fen ve sanatı ile yapıyoruz diye ikide bir iftihar seslerimizi yükseltiyoruz. Bu, hakikaten iftihar olunacak bir şeydir. Çünkü milli hayatın şimdiki hâlinde ancak bu türlü yüksek kabiliyetlere dayanılarak ayakta durulabilinir ve muvaffakiyetle yürünülebilinir. Fakat mevcut ile iftihar olunurken bu iftiharın hakiki bir kıymete tercüman olduğunu bilmek için birkaç noktanın daima göz önünde tutulması, daima pek iyi anlaşılması lâzımdır; 1 İlimde ve fende durmak yoktur. İlimde ve fende bir varlık gösteren bugünkü neslin imkânlarıyla yetinilemez. İlim ve fen, milli hayatta ısrarlı ve sürekli bir takip ile benimsenmelidir. 2 İlim ve fen, memleketin her tarafında ve hayatın hemen her adımında eserini ve manasını gösterecek şekilde herkesçe bilinen ve yayılmış bir meta olmalıdır. 3 Hususiyle, gençliğin en zevkli eğlencesini, ilmi ve fenni merakların, idraklerin ve tecrübelerin teşkil ettiği görülebilmelidir.... Anadolumuzun içinde çeşitli istikametlere akan sular var. Bunlarda saklı bulunan hayat kaynakları boşu boşuna akıp gidiyor. Acaba şu Kızılırmak’tan istihsal olunacak (üretilecek) elektrik ile bir kısım şimendiferlerin elektrifikiye edilmesi mümkün değil midir? Ankara da dahil olduğu halde birçok kasabalarında bu elektrik kuvvetinin aydınlatma ve tahrik vasıtası olarak kullanılması mümkün olmaz mı? Ankara’nın muhtaç olduğu suyu bile bu çerçevede acaba Kızılırmak’tan buraya nakledemez miyiz? Böyle ve daha buna benzer nice işlerin şimdilik kâğıt üzerinde olsun halledilmeleri bile insana fiilen tatbiklerinin yarı keyfini ve neşesini verebilir. İşte memleketin istikbâli bu yoldadır ve bu nedenle de Türk gençliğinin döküleceği yol budur. Çünkü Türk gençliği Türk memleketinin istikbâlidir. Yunus Nadi 3 Mayıs 1926 Eski eşyalardan hoşlanıyorsanız, ancak antika satın almaya gücünüz yetmiyorsa Çukurcuma Bitpazarı tam size göre. Her pazar, Çukurcuma Caddesi’nde kurulan bitpazarında size göre bir eşya mutlaka vardır. Anneler gününü farklı bir programla kutlamak isteyenler, Parkorman’da saat 10.00’da başlayacak etkinliğe katılabilirler. Anne, çocuk ve büyükanneden oluşan üçer kişilik takımlar yemek, canlı performans ve evethayır yarışmalarında yeteneklerini sergileyecekler. Yarışmalara katılmak için www.parkorman.com.tr adresindeki başvuru formunu doldurmanız yeterli. Siz de apartmanlardan, sitelerden sıkıldıysanız, eski günleri özlüyorsanız bir sergiyi gezerek geçimişi yâd edebilirsiniz. İçinde ışık yanan, eni boyuna denk, sardunyalı cumbalarında kahve kokulu sohbetlerin edildiği, ev gibi evler şimdi Balart Sanat Hazırlayan: CANAN ONURAL [email protected] YANITLAR Haftanın kolayı Haftanın kolayı Haftanın zoru Yunus Nadi tatbik ile yayılması demektir. Bu hali şimdi Avrupa’dan getirtilmekte olan fenni oyuncaklarda bile görebiliriz. Ve ilmin ve fennin oyuncaklara kadar yansıdığı bir asırda milli hayatımızı bir an evvel ilmin ve fennin icaplarına uydurmaktan başka çaremiz de yoktur. Beynelmilel (uluslararası) rekabet dünyasında muvaffak olmak, memleketimizde ilme karşı, fenne karşı nihayet aşk ve ibtilaya kadar gidebilecek bir merak ve ilginin artık kuvvetle uyanmaya başladığını görmekliğimiz lazımdır. Yeni şimendiferlerimizi (demiryollarımızı) Türk Haftanın zoru Yanıtlar sağ sütunda... CUMHURİYET 15 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle