Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 25 EYLÜL 2005 / SAYI 1018 Temel İçgüdü ntalya Altın Portakal Film Festivali (24 Eylül1 Ekim) bu yıl, 90' ların popüler oyuncusu, IQ' sunun yüksekliğiyle de (154) bilinen Sharon Stone' u konuk edecekti, ama olmadı. Stone gelmekten vazgeçti... Stone şu sıralar Londra'da kendisini üne kavuşturan "Temel îçgüdü"nün (1992) devamı "Temel Içgüdü2: Risk Bağımlılığı"nda, Michael CatonJones'un yönetiminde oynuyor. Bu ikinci çalışmada kontrol tümüyle 47 yaşındaki oyuncunun elinde görünüyor. llk filmin dünya gişe getirisi 350 milyon doları bulunca Carolco şirketi Stone'suz bir devam çekmeyi düşündü, ama oyuncu anlaşmanın feshedilmesinden ötürü 14 milyon dolarlık manevi tazminat davası açınca iki yıl sonra, iki taraf da uzlaşmayı yeğledi. Polisiye roman yazan Catherine Tramell'ın yazın uğraşları ilk filmden 13 yıl sonra da yine cinsel fetih, yine güdümleme, üstelik bu kez daha karmaşık, daha kurnazca. Izleyiciler yoğun gerilimli, çokça cinsellik ve cinayet içeren yeni bir devam filmi bekliyorlar. Stone konuyla ilgili "13 yılda çok şey gelişti" diyor "Bu kez öykü daha seçkin bir çevrede geçiyor. Tıpkı benim gibi Catherine Tramell da yaşlandı. Yaşlanınca insan daha az hareket etmek istiyor, romancının bu kez taktiği başkalarını harekete geçirerek onları pençelerine çekmek. O, kurbanlarını sinsice bekleyen kara bir panter gibi. Ağır bir darbeyle yüreğinizi sökebilir. Catherine hetero mu, biseksüel mi, lezbiyen mi bilemem, bana göre o bir sosyopat. Ondan yansıyanlar toplumdaki aşırılıklann, bozulmuşlukların eğretilemesi. llk film gerilimli bir erotik polisiye idi, bu Sharon Stone'un çekilense zihinsel bir güdümleme, tam bir bu yılki Antalya kedi fare oyunu". Risk ni, evlendiğini, boşandığını, iki çocuk evlat edindiğini, Aids kampanyalarını desteklediğini, ciddi bir beyin rahatsızlığı geçirdiğini, Davos'a katıldığını, iş ve özel yaşamında bugün çok başka bir noktada olduğunu içtenlikle açıklıyor. "En önemlisi de" diyor "olaylara, yaşananlara bakarken göreceleştirmeyi öğrendim. Tüm tantanasına karşın, alt tarafı bir film, Temel İçgüdü 2." Yeni çalışmada ilkindeki ünlü sorgulama sahnesine benzer bir sahnenin yer alıp almayacağını ise şöyle yanıdıyor: "Böyle bir sahneyi yinelersek bayağılığın içine düşeriz. Bu sahne, sinema tarihinden çok popüler kültüre girdi. Çünkü erkeklerin sözde güçlülüklerinin dengesini sarstı, zayıf noktalarını, bağımlılıklarını ortaya çıkardı. Catherine onlara başka sapkın, uyarıcı tuzaklar kuracak. llk filmi tekrarlamıyoruz, birkaç gönderme olacak ama 13 yılda sinema tekniği, anlayışlar, dış görünümler değişti, ikincisini değişik bir vizyonla ele aldık." Asll Selçuk A OYUNCULUK DİSİPLİN İSTER Gelgitli polisiye roman yazan rolünün ona iyisiyle, kötüsüyle çok şeyler kattığınr da belirtiyor: "Bu rolün ardından çok karmaşık zamanlar geçirdim. tşsiz kaldım, önüme ne gelirse kabul ettim. Stüdyolar beni istemiyordu, kendime olan güvenimi yitirdim. Neyse ki Jim Jarmusch (Broken Flowers), Nick Cassavetes (Alpha Dog) gibi beğendiğim yönetmenlerden çok güzel öneriler geldi. Kendimi toparladım, önceliklerimi gözden geçirdim. Şimdı, Anka gibi yenıden küllerımden doğuyorum." j Alçakgönüllü birçevreden gcldiğini (Pennsylvania, Meadville kasabası, baba tabrika işçisi, anne ev kadını), çalışma şansın varsa kesin çalışacaksın anlayışıyla yetiştiğini belirten aktris, başlangıçta bu özel işçi zihniyetiyle hareket ettiğini söylüyor: "Zamanla iyi senaryolara ulaşmanın, iyi yönetmenlerle, oyuncularla çahşmanın yollarını buldum. Oyunculuk, disiplin, durnıakM/.ın çalışma, yapılana saygı gerektiren bir meslek. Sinema, her şeyden önce ilişkileri, parayı, sanatı, kendi kurallarını içinde barındıran bir endüstri". Deneyimler, yaşam, Martin Scorsese, J. Jarmusoh, N. Cassavetes gibi New Yorklu, Pitof, M. CatonJones gıbı Avrupalı yönetmtMİcrle çahşmanın oyuo9|||$ luğunu geliştirdiğini, gereksiz şişinmelerden arınd%^ ğını, özgürleştiğini de düşünen Stone, kendini iç eteklik ve danteller içinde düşleyemiyor, olsa olsa en çok 60'lara, 70'lere geri dönebilecek çağdaş bir < olarak tanımlıyor. Yapım şirketini kurmaya girişen, senaryo yazan, yönetmenliği tasarlayan Sharon Stone Antalya'ya gelmediğine göre bize "Temel tçgüdü 2: Risk Bağımlılığı'nın gösterimc girmesıni beklemekten başka bir şey kalmıyor... • Fllm Festivall'ne katılması bekleniyordu. Olmadı. Şlmdl, "Temel İçgüdü"nün devamı "Temel İçgüdü 2: Risk Bağımlılığrm beklemek zorundayız. Stone ikf fllm arasındakl 13 yılı "Çok şey değfştl" diye özetllyor. ÜNDE BOĞULMAK... llkinde yıldızın Michael Douglas olduğunu da vurgulayan oyuncu, rolü almak için dokuz ay deneme çekimlerinin yapıldığını, uzun provaların ortasmda bir gün biri çat kapıyı çalıp Körfez Savaşı'nın başladığı haberini verdiğini anımsıyor. Stone' un mesleğinde dönüm noktası olacak rolü gözünde anlamsızlaşıveriyor. Oyuncu, yaşamda çok daha önemh şeylerin olduğunu ayrımsadığını söylüyor: "Bu film bana iyi bir ders oldu. Hiçbir etkim ve güciim yoktu. Kameranın arkasında dönenlerin hiçbir önemi yok aslında, aksiyon denildiği anda tüm erk bana geçiyor". Stone, birdenbire kazandığı ününün içinde boğulduğunu da yadsımıyor. 13 yıl süresince yanlış seçimler yaptığını, hem fiziksel hem de ruhen yıprandığını, büyük oyuncularla karşılıkh oynayarak geliştiği Hollyvvood bunalımda az ayları boyunca büyük umutlarla izleyiciyle buluşturdukları filmlerden bekledikleri gişe hasılatını elde edemeyen Hollywood yapımcıları, nerede hata yaptıklarını anlamak için kara kara düşünüyor. Çünkü Yıldız Savaşları: Episode III, Batman Başlıyor ve Dünya Savaşları gibi bu yaza damgasını vuran filmler, Örümcek Adam 2, Shrek 2 ve Harry Potter ve Azkaban Tutsağı gibi geçen yazın büyük hasılat yapan filmleriyle aşağı yukarı aynı başarıyı yakalasa da, Ada ve Stealth gibi çok sayıda dev bütçeli yapım tam anlamıyla birer fiyasko oldu. Gişe hasılatlarını takip eden şirketlerin elde ettikleri verilere göre sinemacılar için en umut vaat eden sezon sayılan yaz aylarında bilet satışlarında geçen yaza göre önemli sayılabilecek bir düşüş yaşandı. Yapımcılar, bunun birçok nedeni olabileceğini belirtirken en önemlisinin "Hollywood filmlerinin artık yeterince iyi olmadığını" itiraf ediyorlar. Gişelerde yaşanan bu krize birçok neden gösteriliyor: Yapımcı şirketlerin pazarlama hataları, benzin fiyatlarındaki artış, alternatif eğlence çeşiderinin art Y ması, sinema salonlarında gösterilen reklamların uzunluğundan sinema salonlarına kadar giren cep telefonlarının izleyicilere verdiği rahatsızlık. Ancak birçok yapımcı ve film endüstrisi uzmanına göre izleyicinin bu yaz sinemalara küsmesinin ardında daha vahim bir neden yatıyor: Hollyvraod filmleri artık yeterince iyi değil. Stealth ve Tatlı Cadı gibi bu yaza damgasını vuran filmlerin yapımcısı olan Sony Pictures Entertainment'ın Başkanı Michael Lynton, gişelerdeki hüsran için "Bunun nedeni kısmen, filmlerin izleyicinin beklentilerini karşılayamamış olması, sadece bu yaz değil, bu son birkaç yıldır böyle. Izleyici pazarlama taktiklerine karşı akıllandı, iyi filmle kötü filmi daha seyretmeden anlayabiliyorlar" diyor. Yazın gişelerde iş yapan ender filmlerden biri olan "The Wedding CrashersDavetsiz Çapkınlar"ın yapımcılanndan Robert Shaye de Hollywood'un son dönemlerde izleyiciyle bağ kurma kabiliyetini yitirdiğini belirtiyor. Hollywood bu yazı hayal kırıklığıyla kapadı. Çünkü pek çok film ilgi görmedi, gişe 7 'Bunun, insanların alışkanlıklarının evrimiyle ilgili bir şey olduğuna inanıyonım. Birkaç yıl öncesine kadar, onları eğlendirmeyi başaramasanız bile sırf sıkıntıdan ya da evden çıkmış olmak için yeterince insanın sinema salonlarına geleceğini bilirdiniz" diyen New Line Cinema'nın Başkanı Shaye'e göre, video oyunlan, yüzlerce televizyon kanalı ve DVD'lerin yarattığı rekabet ortamı içinde artık durum çok farklı. Tüm bu yapımcılar ve film sanayi uzmanlarının ortak görüşü şu: Basmakalıp konular, aşırı tanıdık özel efektler ve televizyon dizilerinin tekrarlanndan oluşan sabit diyet ortalama sinema seyircisini daha iyi eğlence yoüarı aramaya itti. EV SİNEMASI İCATOLDU... i hasılatında beklenen rakamlar yakalanamadı. Ortak kanı, filmlerin artık yeterince iyi olmadığı. Ancak, DVD ve ev sineması teknolojisini yabana atmayanlar da var. Acaba, Hollyvvood kendisine yeni bir yol bulacak mı? Bu yaz "Kırk Yaşındaki Bakire" gibi kazanç sağlayan bir filmin yanı sıra çok sayıda da başarısız yapıma imza atan Universal'in başkan yardımcısı Marc Shmuger, kısa vadeli gişe hasılatına çok fazla odaklanan Hollywood'un en temel unsuru yani sinema izleyicisinin tatminini gözardı ettiğini belirtiyor: "Geçtiğimiz bir kaç yazdır yapılan filmler de bu yazkilerden daha iyi değildi. Bu yaz öldürücü olduğu kadar heyecan vericiydi de. Bu da ister istemez bir yıpranma yaratıyor. Bu yıpranmanın sonuçlarını görmeye başhyoruz. Insanlar, bugüne kadar yaz eğlencesi olarak gördükleri şeyin aslında o kadar eğlenceli olmadığını görmeye başlıyorlar." "Bay ve Bayan Smith" ve "Fantastık Dördü" gibi yazın en kazançlı filmlerine imza atan 20th Century Fox'un başkan yardımcısı Tom Rothman, son rakamlarda olumsuz bir yan görmeyen bir kaç kişiden biri. Rothman, "Herkes Hollywood'un en kötü dönemini geçirdiğini söylüyor. Oysa bana göre işler gayet iyi" diye konuşuyor. DVD'lerin ortaya çıkışının film endüstrisinin genel kazancını arttırdığını savunan Rothman, "Bizim için sinema işi henüzsağlığını kaybetmedi ancak idare edilmeye ihtiyacı var" diyor. Rothman'ın iyimserliğine karşın Hollyvvood'un diğer yapımcıları kaygılı. Üstelik de haklılar, sadece bu yazki başarısızlıktan değil, genel olarak sinemaya gidenlerin sayısında 2001 yıhndan bu yana bir düşüş gözleniyor. Uzmanlar, şu anda parlak olan DVD satışlarının da bu yazki gişe hasılatlarına paralcl olarak bu kış düşeceğini öngörüyorlar. Müyarlarca dolarlık bir endüstrinin bunalıma girmesi Hollywood'da sinirleri fazlasıyla germiş durumda. Walt Disney yöneticisi Robert A. Iger, bu sözleriyle salon sahiplerini çok sinirlendirse de, "Gelenek lerin tüketicinin isteklerine engel olmasına izin veremeyiz. Müzik endüstrisi bunu zor yoldan öğrendi" diye uyanyor. Filmlerin salonlara yolJanmasıyla DVD'lerin piyasaya sürülmeleri arasında zaman olması gerektiğini savunan Ulusal Sinema Salonu Sahipleri DerneğiBaşkanıJohn Fithian ise "Endüstrinin yapısı sağlam. Bize sadece daha iyi bir kaç film lazım" diye konuşuyor. 90'ların başlarında DVD'nin önde gelen savunucularından olan Wamer Brothers'ın eski yöneticisi Warren Lieberfarb, giderek mükemmeleşen ev sineması teknolojisine karşıhk sinemaya gitmenin artık çok pahalı bir eğlence haline geldiğini belirtiyor. Lieberfarb'a göre ev sinemasının yaygınlaşmasıyla artık "film endüstrisinin ışleyişinin temelden değişmesi gerekiyor". Bu kadar kapsamlı ve karmaşık bir iş karşısında Hollywood'da değişim sancılan yaşanıyor. Sony'nin başkanı Lynton, bundan sonra "sadece gerçekten iyi olduğuna inandıkları tilmlerin" yapımına odaklanacaklarını açıklarken, l'ox yöneticileri pazarlama masraflannı kısmaya bakacaklannı söylüyor. Film yapımına yeniden "zaman, ilgi ve tutku" ile sarılacaklarını belirten Universal yöneticileri ise bu yaz çektikleri filmlerden bazılarının hiç yapılmamış olması gerektiğini itiraf ediyorlar. • The New York Times'tan çeviren: AZE MARŞAN