Katalog

i25 EYLÜL 2005 / SAYI 1018 15 Dünya pazan mobilya için Türkiye'yi bekliyor... f ^ * f düzenlenen Design Week, I Türk mobilya sektörii adına olumlu bir V J adımdı, ta ki akıllara şu soru düşene kadar, "Dünyada biz bu sektörün neresindeyiz?" Tekstil ve otomotiv kadar büyiik olmasa da, mobilya sektörii belki de Türkiye'nin üçüncü büyük sektörü haline gelebilecek potansiyele sahip. Sektör, bugün toplam ihracat içinde binde 5 gibi çok küçük bır yer tutmasına karşın, dünya pazan, Türk mobilya sektörünün önünde bakir bir alan gibi görünüyor. Türkiye mobilya ihracatı istikrarh bir büyüme eğilimi gösteriyor. 1996'da 75 milyon dolar olan ihracat, 2000 yılında yüzde 116'lık artışla 162 milyon dolara ulaştı. Sektörün Avrupa ülkeleri ağırlıkh olmak üzere yakın komşularımıza e< e n na ta yaptığı ihracatın son yıllardaki hızlı artışı ise 2003 yılı itibarıyla 400 milyon dolann üzerinde. Bunun yanı sıra, sektörde ihracata yönelik çalışan firmaların, pazarlarını da hızla genişlettiği gözleniyor. 1999'da Türkiye'den mobilya ihraç edilen ülke sayısı 109 iken, bir yıl sonra bu sayı 125'e yükseldi. Biraz da şehirlere bakalım. Son araştırmalara göre, Türkiye'nin toplam mobilya üretim kapasitesinin yüzde 23'üne sahip olan tstanbul birinci, Ankara ikinci sırada yer alıyor. Bu iki şehrin dışında Bursa, Bolu, Eskişehir, Kayseri, Sakarya, Zonguldak, Trabzon, Balıkesir, Antalya, Burdur ve Adana, mobilya sektörünün öteki önde gelen üsleri. IKEATÜRKİYE'DE... Inşaat sektörünün canlanmasıyla yeni konut satışlarında yaşanan artış, mobilya pazarına da yansıdı. Bunun sonucunda mobilya sektörü son dört yılda yüzde 20 büyüyerek 3 milyar 500 milyon dolarlık hacme ulaştı. Bu da, canlanmadan pay almak isteyen Ikea, Adress gibi sadece mobilya üzerine faaliyet gösteren alışveriş merkezlerinin Türkiye pazarına girmesine yol açtı. Mobilya sektöründe yaşanan canlanmayı, yeni eğilim mobilyalar da etkiledi. Mobilyada yaşanan tarz değişimi, 3 milyar dolarlık pazarın yüzde 20 büyümesini sağladı. Türkiye mobilya sektörünün açılabileceği pazarlar arasında Avrupa en önde geleni. 1998'de 74 milyar Avro'luk cirosu olan Avrupa Birliği ülkelerinde, mobilya tüketiminin gelecek birkaç yıl içinde daha fazla büyümesi bekleniyor. Türkiye, en çok ttalya, Almanya ve Fransa'dan mobilya ithal ediyor. Uzmanlara göre, dünyanın en buyük üreticisi ve ihracatçısı konumundaki Italya'nın tasanmlarıyla Türk pazarında kabul görmesi, Türkiye'deki tüketici kitlesi hakkında da bilgi veriyor. Kısacası, artık Türkiye'de de kaliteli ve iyi tasarımlı mobilyayı tüketebilecek geniş bir kesim var. Türkiye'de mobilya sektörü dünya pazarlarına sadece mal satarak açılmıyor; ithalat da istikrarh bir şekilde gelişiyor. Türkiye 1996'da, 125 milyon dolar ödeyerek, yaklaşık 19 bin ton mobilya ithal etti. Beş yıl sonra bu rakamlar 181 milyon dolar ve 35 bin tona yükseldi. Özellikle A ve A+ olarak adlandırılan üst kesimin alım gücüne sahip olduğu ithal mobilya, eğilimleri ve tasanmlarıyla Türk pazarının da gelişmesini sağladı. Mobilya satışı son döncmde kredi kartlarına yapılan taksit sistemi ile daha da yükseldi. Akıllıca kullanıldığı takdirde bu taksit sistemi, B, B+ ve C+ alım grubunun iyi tasarlanmış mobilyaya ulaşımını sağlayabilir... • Kaynak ve almtılar: TURKISHTIME artistanbul@kablonet.com.tr Anne rahmine dönüş gibi... D erin koleksiyonunda yer alan, Aziz Sarıyer tasarımı "Igloo" birçok farklı malzemeden üretılebilecek bir kabuk mekân sistemi. Igloo modülerliği vasıtasıyla farklı boyutta olan alanlara uyum sağlayabiliyor. îçdış ilişkisini kurarken transparanlığıyla hem son derece fonksıyoncl hem de çok çekici bir estetik ortaya koyuyor. Ürünü oluşturan ve ayakta tutan konstrüksiyonun ürünün aynı zamanda fonksiyonlarını da yerine getirmesi sayesinde minimum malzeme ile sağianmış maksimum fayda oluşuyor. Yatay kullanılan taşıyıcı plakalann raf görevini de yerine getirmesi çok kullanışlı bir mekân yaratıyor. Aziz Sarıyer, Igloo tasarımına bakışını şu şekilde anlatıyor: "Canlılar evrende var oluş dönemlerinde ilk ana rahminde ve sonraları da hep bir kabuk içinde olmayı tercih etmişlerdir. Ilk çağlardan beri yaşama içgüdüleriyle kendilerini örten, içinde ihtiyaçlannı giderecekleri emin bir yuva yaratmışlardır. Bu ortamlarda gruplar halinde yaşamak istemişlerdir. Igloo bir ofis, bir yaşam sistemi olup tasarlama aşamasında bu felsefe vardır. Bilgi çağında teknolojinin çok yükselmesi ve ınternet gibi gelişmelerle globalleşen dünyadaki zaman çok hızlanmış bir durumdadır. Sistemler ani ve çabuk neticelere ulaşma zorunluluğu içindedirler. Bugün çalışma hayatında, ofislerde ortak hacimlerin oluşturulmasının faydaları konuşulmaktadır. Iglookabuk kendisini meydana getiren iskeletinin gerçekte bir raf sistemi olması sebebiyle de içindeki masa ve oturma elemanlarının depolama alanıdır." • Özletn Pak Işıngör h Genç Kelebek. Ebru Baran / Levent Özgürel B undan yetmiş yıl önce Kâğıthane'de kurulup, bugüne kadar çevresini ve çehresini genişleterek gelen bir marka Kelebek Mobilya.Üretimlerinde kaliteye ve müşteri iletişimine verdikleri öncelik onların bu başanlarını pekiştiren en önemli etmen. Ama bu kadar uzun soluklu bir şirket olmanın getirdiği eksiler de olmuş elbette. Insanlar Kelebek Mobilya'nın eskidiğini ve genç nüfusa hitap edebilecek tasarımlar üretemediği kanaatine varmış. Kelebek'te son iki yıl içinde yaptığı geniş kapsamlı çalışmalar sonucunda Türkiye'nin çok büyük bir yüzdesini oluşturan genç nüfusun ihtiyaçlarına da hitap edecek modeller üretmeye başladı. Hatta bu yenilik anlayışını markanın logosunu oluşturan renklerden, mağaza tasanmlarının yenilenmesine kadar ilerletti. Bu köklü değişim onları 1015 milyon dolarlık cirodan, 40 milyon dolarlık bir ciroya ulaştırdı. Bu, tasarımın konfor ve kaliteyle buluşmasının doğal bir sonucu... Ustaların bardakları aşam ve iş kültürüne getirdiği tematik yaklaşımlarla dikkat çeken Koleksiyon, farkh ve çağdaş kimlikleri ile öne çıkan 5 tasarımcının eserlerinden oluşan bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Sergide 5 farkh tasanmcıyı ön plana çıkararak tasarımı ve tasanmcıyı yakından tanımamızı sağlıyor. Fransız heykeltıraş ve tasarırncı Pascal Mourgue, Macar asılh seramik ustası Eva Zeissel, seramikte çağın önde gelen isimlerinden Alev Ebuzziya Siesbye, mimar ve tasarımcı Faruk Malhan ve Italyan tasarım tarihinin sayılı isimlerinden Studio Kairos yeni döneme ait tasarımların en güzel örneklerini sunuyorlar. Istanbul Design Week'te tasarımı ele alış tavn ile de dikkat çeken Koleksiyon, bir bakıma önümüzdeki dönemde ev ve ofis için hazırladığı tematık çalışmaların izdüşümünü sergiliyor. Y Heykeltraş ve tasanmcı Pascal Mourgue farklı bir kimlik olarak sergide. Sergide yer alan bir diğer zengin renk ise Eva Zeisel. 99 yaşında hâlâ tasarım yapan bu muhteşem kadıh, Nisan 2004'te Budapeşte'deki bir sergisinde şövalyelik unvanına eşdeğerde bir madalyayla ödüllendirildi ve Kasım 2004'te îngiltere tarafından Kraliyet Tasarımcısı ilan edildi. Faruk Malhan'ın bardak tasanmları ise serginin sürprizlerinden. Faruk Malhan'ın tasarladığı "geleneksel çay ve rakı bardağının çağdaş yorumları"nın da yer aldığı "bardak koleksiyonu" Paşabahçe tarafından Koleksiyon için özel üretiliyor. Koleksiyon mağazalarında bu beş tasarımın haricinde özellikle çağdaş ama zamansız tasanmları da görebilirsiniz. Ozlem Pak Işıngör Koleksiyon'dan yeni bir yatak Koleksiyon'un 20052006 ev tasanmlarından Sodade, yatağı sadece uyumak için değil, dinlenmek için de uygun bir platforma dönüştürüyor. Yatak başı, bu tasarımda bilindik işlevinin ötesinde, kullanıasının zevk ve alışkanlıklarına göre düzenlenen raf/kitaplık/çekmece olarak karşımıza çıkıyor. Başucu kitaplan, CD'ler, ya da sürpriz bir anda verilmeyi bekleyen özel bir hediyeyi saklamak için ideal bu çekmeceler, Sodade'ın endüstriyel altyapısının ipuçlarını veren mekanizması ile tek bir harekette sessizce kapanıyor. 1.80 ve 1.60'lık iki boyu bulunan Sodade, mekânın ve kullanıcısının ihtiyacına göre farklı kaplama ve kumaş seçenekleri sunuyor. Koleksiyon Ev: 0212 223 13 20 Kelebek Mobilya'nın şu an 158 mağazası, mobilya, mutfak ve koltuk alanlarında toplam 3 fabrikası bulunuyor. Kelebek Mobilya genel müdürü Nejat Çetin "Avrupa'da bir aüe yatak odasını beş yılda bir değiştirirken, Türkiye'de bu rakam on beşe çıkıyor. Bizim üretimimiz ve pazarlama anlayışımız da var olan bu sosyoekonomik durum paralelinde gelişiyor. Yani bir ürünün uzun süreli dayanıklüığı ve parça stokunun arttırılması önem kazanıyor" diyor. Türkiye'de mobilyacılık sektörüne baktığımızda ise Avrupa ile karşılaştırıldığında teknolojik anlamda çok gelişmiş durumda olmadığını görüyoruz... Nejat Çetin'e göre "Var olan atölye ve büyük kuruluşlann bir çoğu da AB standartlarına sahip değil. Yaklaşık 72 bin tane atölye var. Ama bunlarda yan sanayiye hizmet etmek yerine ucuz maliyetle kendi ürünlerini piyasaya sunma amacı taşıdıkları için uzun soluklu ve sektöre katkı sağlayacak oranda işler yapmıyorlar". Mobilya sektörünün en büyük dezavantajlarından biri de ülkede yaşanan krizlerden en önce etkilenip en son kurtulması. Bu da üreticiler için ileriye yönelik adımlar atmakta frenleyici bir unsur oluyor. Ancak Kelebek Mobilya tüm bu dezavantajlara rağmen kendini geliştirmeyi sürdürüyor. • Bohem havanın peşinde misiniz? /^> iysi modası mistik akımları ön plana v J çıkaradursun, bu esintilerden mobilya sektörü de payına düşeni alıyor. Mirage Mobilya, geçmişi ve bugünü harmanladığı tasanmlarıyla evlerde bohem rüzgârları estiriyor. Klasik mobilya çizgisine sadık kalınan tasarımlarda özen gösterilen ahşap yüzeyleri abartıya kaçmadan, eskitilmiş ahşap cilalarla geçmişte tutmak... Doğu'nun ihtişamını yansıtmak için de altın ve gümüş varaklardan ön plana çıkarılıyor. Üçlü kanepeler yuvarlak hatlı, etekleri püsküllü ve sırtları kabaralı... Mobilyaya bohem havası verilirken, kumaş doku ve desenlerde de gizemli, etnik çizgilerden yararlanıhyor. Kumaşlarda pastel renklerin yanı sıra sezonun en iddialı birlikteliği acı kahve ve turkuvaz kullanılıyor. Minderlerde ise boncuk, payet, püsküller ve fırfırlar şık ayrıntılar. Sonunda ortaya çıkan Doğu ve Batı'nın iç içeliği... • 1 \ • + t