02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

25 EYLÜL 2005 / SAYI 1018 Kartlar kadınların elinde... Kredi kartı pazarının son dönemdeki en büyük hedef kitlesi kadınlar. Daha düne kadar eşlerinin ek kartına sahip olan kadınlar bugün yüzde 49 oranında, kredi kartıyla alışveriş .yapıyorlar. Bankalar için de daha borçlarına sadık ve güvenilirler. Bu yüzden kampanyalar onlar için düzenleniyor... Akbank Kredi Kartları Pazarlama Grubu Bölüm Başkanı Mine Könüman'a göre kadınlar kredi kartı seçerken maksimum verimi sağlayacak özellikler anyorlar. Özlem Altunok redi kartları hayatımıza gireli hemen hemen 15 yıl oldu. Parayla kurulan bu yeni ilişki biçiminde önceliği paraya daha yakın olan erkekler aldı. Kadınlara düşense başlangıçta ek kartlardı. 9O'lı yılların ortalarında kadınlann kredi kartı sahiplik oranı yüzde 30'lara çıktı. Geçen günlerde Bankalararası Kart Merkezi'nin yaptığı araştırma sonuçlarına göre ıse bu oran yüzde 49'a yükseldı. Bu değişimin sebeplerini ve kadınların kredi kartıyla ilişkisini Akbank Kredi Kartları Pazarlama Grubu Bölüm Başkanı Mine Könüman'la konuştuk. Sizce kadınların kredi kartı kullanımındaki oranların artmasının ana sebepleri neler? Kredi kartı, Türkiye'de çok hareketli ve büyük bir pazar. Yapılan araştırmaların da gösterdıği gibi, kart sahipliğindeki oran sürekli artıyor ve görünen o ki daha da artacak. Sahiplik oranının artmasının sebebi ise öncelikle kadınların sosyal ve ekonomik hayat içerisindeki konumlarının dcğişmesı. Çalışan kadın sayısının artması, ekonomik özgürlüğü de beraberinde getirdi ve artik kadınlar gündelik yaşamda daha aktif ve net bir rol oynuyorlar. Bunun doğal yansımasını da kredi kartları kullanımındaki artışta görebiliyoruz. Kadınlar için para ile kredi kartı taşımak arasında nasıl bir fark var? Kredi kartı kadının hayatına nasıl etki ediyor? Kredi kartı her şeyden önce kadına özgürlük sağlıyor. Bu özgürlüğün ıçinde sadece para harcamak değil, kadının kendi parasını idare etme, kendi kendine karar vermc ve tercih etrrte özgürlüğü var. Tüm bunlar güven duygusunu da beraberinde getiriyor. Ayrıca mobilize ve global bir dünyada yaşıyoruz. Bu dünyanın içindeki önemli araçların kadınlar tarafından da özümsenip kullanılması, bu sürece uyum sağlaması çok önemli. K Ama sonuçta kadınlar kredi kartını zaten sadece kendileri için kullanmıyorlar. Erkeklerden ayrıldıkları bir nokta da bu. En önemli fark, eskiden asıl kartın sahibi erkekken bugün kadının tek başına satın almayı gerçekleştirebilmesi. Peki siz kredi kartlarını sunarken kadına özel ne gibi çalışmalar ya da kampanyalar yapıyorsunuz? Araştırmalar, kadınların kampanyalara erkeklerden yüzde elli daha fazla ilgi gösterdiğini ortaya koyuyor. Başlangıçta kart pazarında kadına yönelik özel uygulamalar oldu. Mesela sadece kadınlara özel kartlar çıkarıldı, ek kart kullanımı desteklendi. Bugün kampanyalarda en çok tercih edilen unsursa, taksit ve indirim kampanyaları. Erkekle kadın arasında çip paralı (kredi kartlarıyla yapılan alışveriş karşılığı kazanılan para) kampanyalar arasında da fark var. Çip para kazanmak erkek için bütçeye ek bir katkı, kadın içinse kendini ödüllendirme yöntemi. Kadınların cüzdanında gelir gmplarına göre kaç kredi kartı var ve en çok nerelerde kullanıyorlar? Araştırmalara göre geneli yansıtan sonuç, kadınların cüzdanında iki kartin bulunduğu. Bu sayı, üst ge lir gruplarında 4 5 karta kadar çıkıyor. Kullanımındaysa, gittikleri mağazanın hangi karta indirim yaptığı ve taksit sayısı etkilı oluyor. Kadınların kredi kartı kullanım alışkanlıklarını genellemek mümkün mü? Mesela kredi kartı bir ayda kaç kez cüzdandan çıkıyor? Az sayıda, çünkü kadınlarda evin bütçesini idare etmek zorunda olduğu gibi bir bilgi var. Bu yüzden kredi kartı kullanımında da daha dikkatli ve tutumlular. Bunu kart borçlarını odeme aşamasında da gözlemleyebiliyoruz; kadınlar borçlarına daha sadık ve düzenli ödüyorlar. Dolayısıyla her alanda olduğu gibi, burada da maksimum verimi sağlayacak yolu kullanıyorlar. Erkekler bu anlamda bu kadar fayda sağlayamıyor. Paranın hâkimiyetini kredi kartları alıyor. Bu, kadınla erkek arasında artık daha az paradan bahsedilmesini ya da yeni bir ilişki biçimini sağlıyor mu? Erkekler bu duruma kar^ı şaka yollu bir rahatsızhk duyuyorlar ama bence onlar da memnunlar ya da memnun olmaları lazım. Çünkü parayla kurdukları ilişkideki gibi birbirlerini yıpratmıyorlar, kadın erkekten para istemek zorunda kalmıyor... Herkes belli bir bütçe dahilinde kendi kartını özgürce kullanıyor. Peki sizin için kredi kartı ne demek, kaç kartınız var? Şu anda 4 tane Axess kredi kartım var. Hem işim gereği hem de özel olarak yaygınlaştığı zamandan beri, yani neredeyse 89'dan ben kullanıyorum. Sokağa parasız çıktığım çok olmuştur, ama kesinlikle kartsız değilimdır. Kart bana güven, özgürlük, karşıma çıkan fırsatları değerlendirme imkânı sağlıyor. • ZEYNEP AVCI, "DİL MÜTHİŞ BİR KEYİF" DİYOR... Yazman ı n heyecan ı Esra Başıbüyük elimelerin yükü ağır. Hele bir de yazarsanız... Zeynep Avcı da çok erken yaşlarda kelimelerin sihrini ve içindeki cini keşfetmiş. Az gitmiş, uz gitmiş şimdi kendi masalında. Bu maceraya Bodrum'da devam etmeye karar vermiş. " Yapacak başka hiçbir şeyim yoktu ki" diye ifade ettiği kelimelere naif teslimiyetinin, yüz de yüz karşılığı, verim! Gazeteciliği, kitapları, sahnelenen oyunları, öğrencileri... Soruyorum, Avcı yanıtlıyor: Hayatınız boyunca kelimelerle oynamışsınız. Bunların hepsi ne için, diye sordunuz mu? Başka ne yapacaktım ki! Çok erken yaşlarda, yazmayla ilgilenmeye başladım. O günlerde insan serseri mayın gibi oluyor. Ne yazacağını bilemiyor. Sonra lisede Ahmet Hamdi Tanpınar'ın asistanlığını yapmış, Ayla Hanım ile karşılaştım. O bizi yalnızca edebiyatla tanıştırmadı, tiyatrolara, konserlere sürükledi. Sonrası o rüzgârdan mı kaldı? Ne kaldığının pek farkında değildim o saatte. Hormonlar çok faal olduğu için, insanın aklı pek doğru düzgün çalışmıyor! ODTÜ'de Işletme okumak için girdim. Bana göre bir şey yokmuş, çıktım. Istanbul Üniversitesi'ne sosyoloji okumak için girdim, oradan da çıktım. Sonra Feyyaz Tokar aracılığıyla Cumhuriyet gazetesine girdim. Resim altı yazarak başladım. Bir gün "Röportaj yapar mısın" diye sordular, "Her şeyi yaparım" dedim. Ondan sonra baktım ki yazı K yazabiliyorum. Sonra idari işler girdi. Bazı dergilerin yayın yönetmenliğini üstlendim. Aşağı yukarı 82 yılından beri kendime dair yazı meselesiyle ilgilenmeye çalışıyorum, ama o da tam olmuyor. Hem para kazanmak, hem yazı yazmak olacak şey değil. Birinin beslemesi lazım insanı, o da yok! Şimdi niyetim biraz daha yoğun çalışmak. Ya akademisyenlik... Planlarımda, yoktu. Bu tamamen hayatın hediyesi... Hocalık çok keyifli bir şey. Ben akademisyen değil pratisyenim. Pratisyen olduğum için Bilgi Üniversitesi beni istihdam etti. Zeynep Avcı durmaksızın yazıyor. Dilin bir silah olduğunu biliyor, amacı hedefi silahı teptirmeden vurmak... Yazmak, onun için insanın kendisiyle baş başa yaşayabileceği en heyecanlı macera. O, bu macerayı sürdürüyor. Daha çok pratik dersler verdim. Haber okuma, tiyatro terimleri ya da edebiyattan sinemaya uyarlama gibi. Mümkün olduğu kadar elimden geleni yapmaya çalıştım, ama uzun soluklu bir akademisyenlik hesapta yoktu. Kendinize en sık ne sorarsınız? Hiçbir sorum yok. Genelde hayat bana soru soruyor. "Şimdi ne yapacaksın?" diye. Ben de düşünüyorum, "şimdi ne yapayım" diye. Ama herhalde yazmak, insanın kendisiyle baş başa kalabilip yaşanabileceği en heyecanlı maceralardan biri. Bir de çok şaşırtıcı bir iş. Çünkü içinizden cin çıkıyor! Bilmediğiniz bir şey ve siz onu bilerek yazmıyorsunuz. Zaten bilerek yapıldığı zaman has bir şey olmuyor. Öyle yazanlar da var. Öylesinden ben haz etmiyorum. Has bir mal üretmek için, kendine ait has bir parça çıkarmak lazım. Zeynep Avcı aynı zamandı bir akademisyen. Ama kendisini pratisyen olarak tanımlıyor. Haber okuma, tiyatro terimleri ya da edebiyattan sinemaya uyarlama dersleri veriyor. Fotoğraf: YALIN KARABEY HER ŞEYİN KENDİ ZAMANI VAR... Kelimelere oynamak, güçlü bir silah mı? Dilin çok mühim bir silah olduğunu her zaman kendi kendime söylüyorum. O silahı teptirmeden hedefi de iyi belirleyip, vurmak lazım. Bu bilinçle *^i hareket ediyorum, hayır ama bur.u bilincime çıkarttığım zaman böyle düşünüyorum. Ayrıca, dil müthiş bir keşif. Zannediyorum 1314 yaşlarındaydım ve "kavşak" kelimesinin "kavuşak"tan geldiğini duyduğumda çok sevinmiştim. Hâlâ da böyle kelimeleri keşfettiğimde çok sevinirim. Peki bu gücü hiç birisini acıtmak için kullanmak istediniz mi ? Yapamıyorum. Öyle kötü bir şey yazmak istediğim zaman, incelikli, bir hınzırhk bulmaya çalışıyorum. Yazarken neye inanırsınız? Hiçbir şeye inanmıyorum. Inanarak bir iş yapmıyorum ki. Neye inanıyım ki? îyi bir şey çıkarsa ona inanıyorum, çıkmazsa çöpe atıyorum... ki çöpe atamıyorum bir köşede duruyorlar Oğlunuz Yalın Karabey de size yakın bir yoldan devam ediyor. Bu sizi heyecanlandırıyor mu? Valla, çok küçükken ondaki kelime ve dil keyfini gördüm, fakat gördüğümü kendime sakladım. Söylemedim kimseye, çünkü belli olmuyor. Şeytani bir nedenle, bir yerde açığa çıkartıp yeteneği zedelemek istemiyor insan. Oku, dedim ama pek kitap okumadı.Yine de dili, kelime hazinesi hiç fena değil. O yüzden gidişatıhoş... Eminim hayat üzerine birçok kısa notlar alıyorsunuzdur... Her şeyin kendi zamanı var. Senin zamanlamana uysun diye ısrar edersen, sen kaybediyorsun. Onun zamanına sen uymaya çalış. Eğer o zaman seni aşıyorsa, bırak gitsin kendi zamanında. Bir sürü zaman var, bir tane değil... • . [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle