26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 Hem yaşadılar hem yazdılar... "Cheri"si yeniden Türkçeye çevrilen Colette, ilişkilerini ve kadınlık hallerini samimiyetle konu edinen ilk kadın yazarlardandı. Onu Anais Nin ve diğerleri izledi. Melisa P. ise onlardaki cesaretten çok bir şeyleri ifşa etme arzusuyla kaleme sarıldı... zer bir aşkı, kitabın yayımlanışından birkaç sene sonra yaşamaya başlamasında olduğu gibi. Bugün bize bıraktığı yüzden fazla eserinin ardında, bu dillerden düşmeyen yaşamın gölgesi gezinir biraz da. Ardından 194O'lı yıllarda Anais Nin çıkarkarşımıza. Her ne kadar erotik öyküleri sırf para için yazdığını söylese de, yazdığı mahrem şeyler, kadınların ilişkilere ve cinselliğe dair arayışlarını apaçık konu edinen ilk metinlerden. Colette'ten farkh olarak psikolojik tahlillere bolca yer veren, zaman zaman gerçeküstü olabilen, daha karmaşık bir anlatunla o da kadının iç dünyasına bakar. Ne var kiWin'in kendi erotik günlüğünden esinlenerek yazdığı söylenen kitapları da gerçek hayat ve kurmaca bağlantısına dair o meşhur sorulara bir hayli elverişli. Kocalar, başka adamlar ve başka kadınlar arasındaki karmaşık ilişkiler, Nin'in olay örgülerini kopardığı, gerçeküstü olabilen anlatımıyla yaşadıklarının birebir yansıması olmaktan oldukça uzak. Ama en çok Henry Miller'la yaşadığı ilişkiyle akıllarda yer eden Nin'in kitaplarında, Miller'ın izini sürenler hiç yok mudur acaba? TOPLUMLA ŞİDDETLİ BİR HESAPLAŞMA Bugün kadınerkek ilişkilerine ve cinselliğe dair yazan kadın yazarları şöyle bir sıralayacak olsak uzun bir liste elde edeceğimiz aşikâr. Okuduklarımızın acaba ne kadan gerçek ne kadarı kurmaca gibi bir soru hâlâ merak uyandırsa da, bu soru günlüklerin olduğu gibi kitaplaştırıldığı bir çağda eski önemini kaybetmişe benziyor. Ama yazılanlann ne kadarı edebiyata dahil edilebilir sorusu tüm ağırlığıyla karşımızda. Colette'in ya da Nin'in kendi dönemlerinde gösterdikleri yazma cesaretini bir hayli sönük bırakacak birbirinden ilginç kitaplan hemen bulabiliriz raflarda. Bunlardan biri bu sene içinde dilimize çevrilen Nelly Arcan'm "Fahişe" adlı özyaşamöyküsel romanı. Kitap üniversitede öğrenci olduğu zamanlarda fahişelik yaparak hayatını kazanan Arcan'ın o yıllarda tuttuğu günlüğünden oluşuyor. Kendine ve topluma yönelttiği sert bir öfkeyle, hem kendiyle hem de toplumla şiddetli bir hesaplaşmaya giriyor Arcan. Yeraltı edebiyatının da ilginç bir örneği sayılabilecek kitabın, maalesef yazarın manşetlere yansıyan kimliği yanında sönük kaldığı ortada. Bu gidişatın en son ve en bilinen örneği olaraksa Melisa P.'yi vermek gerek. 20 yaşındaki genç îtalyan yazarın cinsel hayattnı ayrıntılarıyla anlattığı günlüğü olarak piyasaya çıkan " Yatmadan Önce Yüz Fırça Darbesi", sırf bu çıkışıyla bile, kitabın pornografisine ve diline getirilebiJecek eleştirileri neredeyse unutturarak tüm «jjjiyi: yada göz alıcı satış rakamlarına ulaştı. Colette ve Nin'den bugüne uzanan kadmın özel hayatı ve kalemi arasındaki ilişkiyi düşünmek istediğimizde günümüzün magazin kültürü üzerine de aynca düşünmemiz gerekiyor ki popüler edebiyatı bu kültürün etki alanından soyutlamak çok zor. Kadın yazarların cinselliği öyle ya da böyle konu alan kitaplarını sansasyonel bir habere dönüştürme telaşının, edebiyata dair tartışmaları yok edişi, hem kitapların okura sunuluş biçimiyle, hem de artan izleme, gözetleme alışkanlığımızla yakından ilgili. "Yatmadan Önce Yüz Fırça Darbesi"nin kapağında sergilenen Melisa P. Portresi bu merakımızın belki de en somut örneklerinden biri. Kadmların edebiyat yapma yolunda gösterdikleri yazma cesaretiyle bir şeyleri ifşa etme cesareti birbirine karıştıkça, edebiyat dünyasını bir magazin programıymışçasına takip etmekten kendimizi alamayacağız gibi görünüyor. Her defasında bizi daha da "şasırtacak" bir kadın yazardan daha da "şaşırtıcı" bir günlük bekliyoruz. Ne yazJs ki bu beklenti arttığı oranda "hepsi gerçek" iddiaları da çoğalmaya ve bir o kadar şüphe uyandırmaya mahkum görünüyor. Ve kuşku dolu bir soru beliriyor aklımızda: Ya bu kitap sadece bir uydurmacaysa? Işte tam o zaman Colette'e tekrar dönmeliyiz. Bir yazar olarak özel hayatm nasıl "gösterileceğini" değil, bir romana nasd esin kaynağı olabüeceğini hatırlatmasıiçin... 9 Anais Nin Ceren ! Ünlü O \ ze\ yaşamıyla merak uyandıran ilk kadın yazarlardan biri Colette. 1930'ların Paris'inde, yazdıkları kimilerince ahlak dışı bulanan yazar, başından geçen üç evlilik, müzikallerde göğüslerini açmaktan çekinmediği sahne hayatı, kafası dimdik yaşadığı sıra dışı aşklanyla ve kimbilir o dönemde hakkında yayılan ne dedikodularla, en çok cesareti hatırlatır bize. Ona yazmayı bir an olsun bile bıraktırmayan bu cesarettendir ki, yaşadığı ilişkileri ve kadınlık hallerini samimiyetle konu eder romanlarına. Birkaç ay önce Vivet Kanetti'nin çevirisiyle dilimize yeniden kazandırılan "Caniko" adlı romanında yaşh bir kadınla ondan 20 yaş küçük genç bir erkeğin aşkını anlatır. 1920 yılı için böylesi bir konu seçimi bir tersyüz edi§ ve bir sıra dışılıktır şüphesiz ve bu aşkı tüm komedisi ve hüznüyle tereddütsüz yazar Colette. Kimi zaman yaşadıkları romanlarına sızarken, kimi zaman yazdıklarını yaşar, tıpkı "Caniko"da anlattığına ben Sizi en çok güldüren şey nedir? Şahan Gökbakar. Eski arkadaşımdır ve bir araya geldiğimizde beni hep çok güldürür. Bir hayvan olsaydınız, ne olurdunuz? tstediğim zaman istediğim yere kolayca gidebilmek için kuş olmak isterdim. Ama güçlü bir kuş, şahin ya da kartal. Uzun mesafelere gidebilmek için. En çok yaşamak istediğiniz şehir? Bence îstanbul dünyanın en güzel şehirlerinden biri. Yangında kurtaracağınız ilk üç şey nedir? Köpeğim, canım ve cep telefonum (kurtulduğumu yakınlarıma haber verebilmek için). Bir hayali kahraman olsaydınız kim olurdunuz? Niye? HeMan'in kardeşi Shera. Küçükken en sevdığim çizgi filmlerden biriydi, Shera'yı çok güzel bulurdum. Sizi en çok tedirgin eden ve en beğendiğiniz özelliğiniz? Sinirliyken çok fazla düşünmeden kararlar almak sevmediğim bir özelliğim. Işimdeki disiplinim de en beğendiğim özelliklerimden. Sizin için affedilemeyecek hata nedir? Bencillik! Sahip olduğunuz en değerli şey? Ailem. Güncel olaylar içinde yakın zamanda sizi en çok üzen olay nedir? Dünyanın her yerinde yaşanan terör! Dünya gündetnindeki ya da hayatınızdaki bir olayı değiştirme şansınız olsaydı, neyi değiştirmek isterdiniz? Dünyadaki açlığın ve yoksulluğun son bulmasını, insanların gelir düzeyleri arasındaki uçurumun azalmasını, daha adil bir sistemin oluşmasını isterdim. Rojda Demirer Oyuncu •En büyük hatanız nedir? Konservatuvardayken şan derslerimi asardım. Bugünkü güzel sesimi buna borçluyum sanırım! Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey sizce nedir? Çok sevdiği bir insanı kaybetmek tabii ki. Hayattaki en büyük keyfiniz nedir? Yoğun iş temposundan arta kalan vakitlerde sevdiklerimle bir arada olmak. En sevdiğiniz yazar kim? Dostoyevski. En sevdiğiniz film/yönetmen? Katil Doğanlar/Oliver Stone. En büyük aşk hikâyesi kimlerinki? Romeo ve Jüliet ilk okuduğum tiyatro eseri olduğu için bu kadar etkilenmiş olabilirim. En büyük mutsuzluk? Işimde ve özel hayatımda başansız olmak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle