22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 17 TEMMUZ 2005 / SAYI 1008 "Adım adım yol aldım" diyor Şebnem Ferah. Acelesi yok. Çünkü dinleyiciyle güvenli, sağlam bir ilişki kurmaktan yana. Son albümü "Can Kırıklan"nda da f kalabilmeyi başarmaya çalışıyorum. Sonraya kalan ise sorumluluk duygusu. Ama bundan şikayetçi değilim, bu bir karar. Her şeyi basamak basamak yaşadım. Ilkokulda müzik dinliyordum, ortaokulda gitar çaldım, okulun müzik bölümünde solistlik yaptım, gruplar kurdum, rock barlarda şarkı söyledim... Bu doğal süreç de o sorumluluk duygusunu artırdı. Ama bu cluygu zaten bünyemde vardt, şimdi adı konmuş oldu. Bu albüm bu sorumluluk duygusuna inat, hem kalmak, hem gitmek isteyen, hem açık hem kapalı, gelgitli bir hava taşıyor... Hepimizin hayatında bir yerlere gitmemizi engelleyen, bizi aşağı çeken unsurlar var. Zaten o unsurlar bize sorumluluk yüklüyor. Ben sorumluluk duygusuyla erken yaşta tanıştım, o yüzden her gittiğim yerde bir sorumluluğum olacağını biliyorum. îstemediğim sadece dikte edilen sorumluluklar. Albümdeki gelgitli duruma gelince... Bir şarkıda "benim gizli bir bildiğim var", öbüründe "söyleyecek hiçbir şeyim yok", birinde "okyanusa açılmam lazım", diğerinde "geçmişe dönmek istiyorum" diyorunı... Şarkıların neredeyse hepsi birbirleriyle ters akrabalık gösteren sözler. Dışardan bakınca rafine olma duygusuna ihtiyacı olan birinin sözlerine benziyor. İki zıt açıdan bakabiliyor olmak, hiçbir şey bilmediğimi ya da bildiklerimi sorgulamamı kabullenmek hoş. BİZ BİR EKİBİZ... Müzikal açıdan ise daha net şeyler söylemek mümkün. Albüm için diğerlerinden daha sert ama duru diyebilir miyiz? Evet. Ozan Tügen, MeunTüvkcan,Buket Doran ve Aykan llkan'la bir ekibiz, uzıın yıllardır beraber çalışıyoruz. Çok güvendiğim arkadaşım Tarkan Gözübüyük de albümün prodüktörlüğünü üstlendi. Dolayısıyla kontrol edilebilir, planlı bir L müzik yapmıyoruz. Çünkü parçalar zaten en primitif halleriyle size nasıl bir düzenleme istediklerini söylüyorlar. Düzenleme çalışması yapmadık, girdik ve çaldık. Belki o yüzden daha enerjik, doğal, sahne performansına yakın bir albüm ortaya çık' «|)ÜSÜ»eeair<Ü2ermegelen ap&tommm anı nın bir refleks gibi kendiliğinden olması gerektiğini düşünüyorum. ' Israrla rock yapan biri olarak sizden hep daha politik ya da sert şarkı sözleri bekleniyor. Siz de "estetize edebildiğim ve boyumu aşmayacağına inandığım zaman" diyorsunuz. O zaman yaklaşıyor mu? Bugüne kadar hep ben, ben diye anlattıklarım sadece kendimden bahsettiğim şeyler değildi. Çünkü estetik olarak şarkı yazma biçimim yol göstermek üzerine kurulu değil. Yazdıklarımı, kendime söyler gibi yazıyorum. Buradao bakınca anlaja caklarımı daha iyi ifade edebildiğimi düşünüyorum. Aslında bu albümle o "ben"le başlayan cümlelerin içinde daha fazla sertlik ve sivrilik olduğunu düşünüyorum. Yani o noktaya daha da yaklaştığımı hissediyorum.# aynı yoldan yürüyor, istediği müziği yapmaya, haykırmak *>•. istediklerini paylaşmaya devam ediyor. istiyorum... ; Özlem Altunok ~t B u, Şebnem Ferah'la ikinci karşılaşmam. llk röportaj "Perdeler" albümü üzerine kısa, öz, ve bence kupkuruydu. "Bu kez, çocukluğunuzdan başlayalım mümkünse" dedim. Güldü, "Ama ben utanırım kendimden bahsetmekten" dedi. Zaten şaka yapmıştım, utangaç olduğunu da ilk gördüğümde anlamıştım. Tahmin edersiniz ki Şebnem Ferah, söz konusu müzik olunca hiç de utangaç değil. Yeni albümü "Can Kırıkları"nda da yine "bağıra çağıra" anlatıyor istediklerini. Gelelim şu klasik cümleye: Şebnem Ferah'la son albümü "Can Kırıkları" ve hayatının merkezine koyduğu müzik üzerine konuştuk, biraz daha tanıştık... Bu albümde yine tüm beste ve sözler size ait. "Yakın arkadaşlarıma bile anlatamadıklarımı yazıyorum" diyorsunuz. Oysa albümle sizi herkes duyuyor. Bu bir çelişki mi, olağan bir hal mi? Çelişki gibi görünüyor olabilir, ama bakış açımla ilgili. Benim için aslolan her zaman müzik. Bunu da kendi öz malzememle yapmayı tercih ediyorum. Yaptıldarımı insanların beğenisine, hatta hayatına sokacak cüreti gösteriyorsam, sözlerin de dürüst, açık olması kaçınılmaz oluyor. Bir de bana ait olmayan bir duyguyu, sözü bağıra çağıra söyleyemem, oysa ben bağırmak istiyorum... Evet. Sahnede hep kararlı, sert, dişi bir kadın var. Gündelik hayatta ise daha sakin, kırılgan,yumuşakbiri... Doğru mu? Gündelik hayatını istikrarh sürdürmeye çalışan ve bunu yapınca huzurlu olan biriyim. O istikran delip geçen şeylerse ancak sahnede oluyor. Belki de sahne kendimi en gerçek hissettiğim, hayatta en iyi yapabildiğim şeyin mekanı olduğu için böyledir. Günlük hayatta sürekli o adrenalini, gelgitli duygular içinde seyahat eden birini düşünemiyorum. Yaş ilerledikçe sakinliğin, meselelere mesafeli yaklaşabilmenin büyük bir özgürlük alanı tanıdığını keşfediyorum. Bir röportajımzda "Umanm 45 yaşıma geldiğimde de müzik yapıyor olacağım ve daha da yalınlaşacağım." demişsiniz. Yalınlaşmak da bu özgürlük alanının sağladığı bir şey mi? Sözünü ettiğim hem müzikal hem de ki şisel bir sadelik. Azın, daha çok olduğuna inananlardanım. Müziği çok seviyorum ve hayatımın merkezine koyuyorum. 20 senedir müzik yapıyorum, ama hayatımda pek bir şey değişmedi. Çünkü kendime, özün ne olduğunu unutma fırsatı tanımadım. Arasına peynir konmuş, fırından yeni çıkmış bir ekmeğin tadını çok severim. Müzikle de böyle bir etki yapabiürsiniz, çünkü orada ne kristal bardak, ne de şahane çatal bıçak takımı vardır. Neyse odur, ya doyarsınız ya doymazsınız... Bu durum dinleyiciyle ilişkinize nasıl yansıyor? Birilerinin beğenisini kazanınca mutlu oluyorum, ömrüm uzuyor gibi geliyor. Dinleyiciyle güvene dayalı bir bağ kurmak istiyorum. Onun dışında sadece müzisyen Filiz Aktaş, İrem Akar, Melike Tegün, Özlem Akarsu Biz yapabiliriz, çünkü... Bengü Çetinkaya O nlar korkmadılar, cesaret ettiler ve bir tabuyu yıktılar; daha mezun bile değiller ama, profesyonel bir işe imza attılar. îlk kez dört kadın yönetmen adayı, bir video klip çekimi için bir araya geldi; Melike, Filiz, îrem, Özlem... Demet Sağıroğlu, son klibi için, bu atılgan, kendilerine güvenen genç kadınları seçti. Sonuçtan, Demet de, kendileri de,hocaları da memnun... Tabu şarkısının klibinde, Beyoğlu'nda dört katlı bir apartmandan içeri girer Demet. Her bir katta, ayrı yönetmenin anlatacağı birer öykü yaMelike, şanacaktır az sonra... KAT ÖYKÜLERl Almakta ofduğunuz eğitim nedir? Filiz Aktaş: Istanbul Akademisi'nde, iki yıllık sinematelevizyon eğitimi aldık. Tabu şarkısında, bu temayı dört farklı öyküyle anlatıyorsunuz. Bu düşünce ve bu öyküler nasıl ortaya çıktı? trem Akar: Herkes kendi öyküsünü kendi yazdı, bu öykülerin kısa filmini çekti, Demet Sağıroğlu her birinde oynadı. Her bir katın öyküsünü alabilir miyiz ? Melike Tegün: Birinci kattaki öyküde ben, cinsel tabuyu ele aldım. Eklem yerlerinden yukandaki bir tabuya bağlı olan bir kadın ve bir erkek, birbirlerine dokunamıyorlar. Demet, makasla geliyor ve ipleri kesiyor. F. Aktaş: ikinci kattaki öykü benimdi. Yedi yaşlarında iki çocuğu ve dedelerini balonlar içinde görüyoruz. Torunlarıyla bir araya gelince dede, içindeki çocuğun çıkmasına izin veriyor. t. Akar: Üçüncü katta bir film seti var. Bu öyküde iki Demet yer alıyor, biri apartmanı dolaşan Demet, diğeri de bu sette Filiz, çalışacak olan Demet. Oyuncu olmayan İrem ve Özlem... Demet sete giriyor, başına, silahla vurulacak olan bir elma konuyor. Burada, o DeDört kadın met risk ahyor, bu klibi profesyonel olmayönetmen adayı, yan yönetmenlere çektiren Demet'in aldığı risk gibi. Demet kendi tabusunu yıktı, Demet biz de şeytanın bacağını kırdık. Sağıroğlu'nun Özlem Akarsu: Dördüncü katta, ben bir fotoğrafçının hayatını anlatmaya çalışklibinde buluştu. tım. Hep obje çekmiş, hiç insan kullanmaKonu,tabuydu. mış bu fotoğrafçı. Demet'i gördüğü anda, hayalinde onu fotoğraflamaya başlıyor ve Onlar şeytamn öpüyor. Anlıyor ki, o zamana kadar çekbacağını kırdı ve tiği hiçbir fotoğraf, bir insanı çekmek kabir tabuyu yıktı... dar zevk vermemiş ona.#
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle