Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet A MARİZA Eralp Baydar Sayfa 16 DÜŞ GÜCÜNÜN BİTTİĞİ YER Ezgi Altıner Sayfa 10 ŞEBNEM FERAH Ozlem Altunok Sayfa 8 HALET ÇAMBEL NAİL ÇAKIRHAN ASLOLAN ARKADAŞLIK Tam 64 yıldır birlikteler. Halet Çambel, Hititler'in mirasını açığa çıkaran arkeolog. Nail Çakırhan, Nâzım Hikmet ile birlikte "1+1= Bir" kitabına imza atan şair, ödüllü mimar. Anlattıkları biraz da bu ülkenin tarihi... Berat Günçıkan aşlarının toplamı yüz seksen dort. Bunun altmış beş yılı birlikte geçmiş. Bu ortak tarih demek, ortak dostlar, ortak kızgınlıklar, ortak keyıfler, ortak yitikler... Onları okura taşıyan da bütün bunların toplamı işte. Halet Çambel ile Nail Çakırhan'ın anlattıkları bellekleri harekete geçiriyor: Bu ülkede bir zamanlar bir dolar yetmiş kuruştu, 16 yaşında bir çocuğu gözaltına almak ayıptı, Nâzım Hikmet daimi "çocuk"tu, Sovyetler Sosyalist Cumhuriyetler Birliği diye bir yerin vardı ve, hem uzak, hem yakındı, 58 yıL bir kazıya adamanın olağan tercihlerdendi, mimarlık şiir yazmak kadar ustalık işiydi, "ben" en yüz luzartıcı zamirdi, sosyalizm zamanla mekânla ölçülemeyecek kadar güçlü, iyileştırici bir yaşamdı... Çambel ve Çakırhan geçen günlerde, içinde yaşadıklan 175 yıllık yalıyı Boğaziçi Universitesi'ne bağışladılar. Amaç, tarihi kesintiye uğratmamaktı. Bu yüzden yalı onarılacak ve arkeoloji ile geleneksel mimarlık enstitüsü olarak kullanılacak... Boğaziçi Üniversitesi de, bu bağıştan bağımsız, arkeoloji alanmdaki çalışmaları nedeniyle Halet Çambel'e fahri doktora verdi. Öyleyse hemen şimdi Kırmızı Yalı'nın zilini çalmalı... Evet, ağır işitiyor, zor görüyor Nail Çakırhan, ama belleği zamana hâlâ meydan okuyor. Çakırhan 1910, Ula doğumlu. Liseyi Konya'da okuyor. Bir dergi çıkarıyor, adı: Kervan. Yazdığı bir şiiri bu dergide yayımlayınca da gözaltına alınıyor. O şiirinde ağaları, ağalığı topa tutuyor, ama ihbarcıların iddiası ağanın Mustafa Kemal olduğu. Polis müdürüne, neden ağalara öfkeli olduğunu anlatıyor, çocukluğunun tanıklıklarını. O sırada telefon çalıyor. "Buyrun Paşam" diyor polis müdürü. Çakırhan, karşıdan gelen sesi duyuyor: Y Halet Çambel ve Nail Çakırhan 175 yıllık Kırtnızı Yalı'yı Boğaziçi Universitesi'ne bağışladılar. Yalı arkeoloji ve geleneksel mimari enstitüsü olacak.... Yani tarih kesintiye uğramayacak... Fotoğraf: Vedat Arık "Bırakın çocuğu, ayıptır." Telefondaki ses Mustafa Kemal'in. "Hakikaten bıraktılar" diye hatırlıyor Çakırhan "Mahkememeni muhakeme kararı verdı". Lıse bitince tstanbul'a geliyor, amacı Tıbbiye'de okumak. Kabul ediliyor okula, iki kışilik bir oda veriliyor, gıyecek, yiyecek, harçlık. Üstelik "Istersen yurtdışında da okuyabılirsin" deniliyor... Ama o artık Nâzım Hikmet'le arkadaş ve kafası karışık. "Boşver Tıbbiye'yi" diyor Hikmet; "Üç yıl sonra nasıl olsa devrim olacak, istersen o zaman okursun". Bırakıyor. Kafasında bir düzlükte kolhoz kurma hayalleriyle dolaşırken parasızlıkla, açlıkla burun buruna geliyor. Hikmet, "Bizim eve gel, o zaman" deyince birlikte oturmaya başlıyorlar. Sonra kırgınlık giriyor araya, çekip Muğla'ya dönüyor Çakırhan. Bir yıl sonra yeniden çağrılıyor. Randevuya gittiğinde karşısında Nâzım Hikmet'i buluyor, kendisine uzatılan eli sıkmryor. Bu Çakırhan'ın kırgınlığının sürdüğünü gösteriyor, ama neden? "Birçok sebebi var, bunun. Mesela, ben çocuk olduğum halde çocukça şeylere karşıydım. Nazım benden de çocuktu, hayalciydi... Tıbbiye'ye devam etsem, başka türlü olurdu, bıraktım hayatım altüst oldu. Bir de bir komünist parti varken o da bir parti kuruyor. Bu da ayıp, bence yapmaması lazımdı. Bu da uzun boylu değil, ama yine de aramızdaki çatışma nedenlerinden biri..." Nâzım Hikmet vazgeçmiyor Çakırhan'dan. On beş gün sonra, bir arkadaşıyla birlikte "bir iş için" Erenköy'e gidiyorlar. Arkadaşı "burada bekle" deyip çekip gidiyor. Biri arkasından sarılıp şiir okuyor "Hoş geldin, kesilmiş bir kol gibi, omuz başımızdaydı boşluğun"... Hikmet, şiiri onun için yazdığını söylüyor. Kırgınlık bitiyor. Devamı 4 sayfada ARMAĞANLI BULMACA | DİJİTAL DÜNYA | SATRANÇ | BRİÇ | ANKET DEFTERİ | MODA | MEKÂN | DEKORASYON | SOFRA 7/7/2005'ten sonra Londra Blair, Londra'da patlayan bombaları barbarların uygarlığa saldırısı olarak tanımladı. Beklenen oldu ve ırkçı tepkiler başladı... ZaferY.Yörük Sayfa 3 Marmaray ve tarih Marmaray Tüp Geçişi Projesi çalışmalarının neredeyse her adımında bir tarihi eserle karşılaşılıyor. Arkeologlar tedirgin, kazılar durmuyor... EsraAçıkgöz Sayfa 5 Muvaffak Falay, kısaca Maffy Muvaffak Falay, Dizzy Gillespie'nin seslenişiyle Maffy, 12. İstanbul Caz Festivali'ne damgasını vurdu. Maffy Türkiye'de caz okulu açmak istiyor. TunçelGülsoy Sayfa 9