18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Istanbul'un iki yakasını birleştirecek Marmaray Tüp Geçişi Projesi tarihi mirası tehdit ediyor. Üsküdar, Yenikapı, Sirkeci ve Cağaloğlu'nda yürütülen kazı çalışmalarının her ayağında tarihin izlerine rastlanıyor. Kiminden Osmanlı dönemine ait bir arasta, kiminden 10 asırlık olduğu düşünülen gemi kalıntısı çıkıyor. Yine de bu, kazıları durdurmaya yetmiyor. Arkeologlar Cağaloülu kazısı... (Fotouraf: Serkan Yıltlız) rahatsız, yetkililer ise sessiz... Tarih Marmaray'a izin vermiyor •'•. . . < • ' • Esra Açıkgöz I stanbul'un taşı toprağı altın olmasa da, her taşın, toprağın altından bir tarihi eser çıktığı kesin. Kanıtı, îstanbul'un iki yakasını deniz altından birleştirecek Marmaray Tüp Geçişi Projesi için yapJan kazılar... Proje kapsamında, Üsküdar, Yenikapı, Sirkeci ve Cağaloğlu'nda dört ayrı merkezde yürütülen kazı çalışmalarında her an bir medeniyetin izine rastlanıyor. Ancak ne yazık ki, bu izler uzun süre yaşayamıyor, çünkü îstanbul'un doğubatı yakasını yaklaşık 76 km. uzunluğunda dolaşacak raylı sistemin, 2010 yılında bitirilmesi gerekiyor! O yüzden de iş makineleri toprağı hızla ve hırsla delmeye devam ediyor. Bunu ne Yenikapı'da bulunan 10 asırlık olduğu sanılan gemi, ne Üsküdar'daki 19. yüzyıklan kalma arasta kalıntıları, ne de 11. yüzyıla ait anforalar, çömlek, seramikler engelleyemiyor. Kazıların projelendirmesi Koruma Kurulu ve îstanbul Arkeoloji Müzesi tarafından yapılsa da, arkeologlar bu denetlemeleri yeterli bulmuyor, hatta müzenin kazıları çabucak bitirerek, alanı işverene teslim etmeyi amaçladığını belirtiyorlar. Kazılardan çıkan buluntular Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nca inceleniyor, ancak kurul henüz bilgi vermiyor, belediyeye dahi bir açıklama yapmadıklarını vurguluyorlar. Eskiçağ Bilimleri Uzmanı Prof. Dr. Erendiz Özbayoğlu da Marmaray Projesi kapsamında yaptlan uygulamalardan rahatsız. üna göre, Istanbul'da "kent arkeolojisi" ve "koruyucu arkeoloji" kriterlerine uygun araştırma yapılmıyor, "îstanbul Büyükşehir Belediyesi metro yapımına 1990 yılında karar verdi; yapım ve ihale aşamasına gelmeden bir araştırma yapılması gerekirken, yapılmadı. Aradan 15 yıl geçti, hâlâ kapsamlı araştırma yapılmaksızın önce karar veriliyor, tüp geçit şuradan geçecek deniyor, güzergâh kazılıyor ve doğal olarak kalıntılar boy gösteriyor" diyor. Özbayoğlu, îstanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun, "Eminönü ve Fatih ilçelerini içeren Tarihi Yarımada'yı 12 Temmuz 1995 gün ve 6848 sayılı kararla Kentsel ve Tarihsel Sit olarak" tanımlandığını hatırlatıyor. "Oysa tüp geçit yapımı için Üsküdar'da yapılan kazıda çıkan eserlerin bir bölümünün akıbeti hâlâ bilinmiyor" diyen Özbayoğlu konuşmasını şöyle sürdürüyor: "Üsküdar betonla kapatılarak tarih gömüldü. Şimdi gözler Ankara Caddesi'nde, Vilayet binası yakınında yapılan kazılarda, zira bu kazılarda bazı tarihi eserlere rastlandı. Ankara Caddesi ve Sirkeci Istasyonu kazılarındaki buluntuların ne olacağı belli değil. îstanbul büyük bir metropol. Çıkarüanlar, Atina metrosu kazılarındaki gibi çanakçömlekle sınırlı değil, büyük yapılar ve onların yerlerinden oynatılması söz konusu olamaz. Vezneciler ve Aksaray metro kazılarında ortaya çıkan kalın duvarlı büyük yapılar bunun göstergesi. Buralar, istenirse açık arkeoloji parkına dönüştürebilir, zaten Yarımadaya da bu yakışır." Üsküdar'daki kazılarda bulunan 19. yüzyıldan kalma arastanın 3 Numaralı Koruma Kurulu'nun "duvarlar hafif iş makineleriyle gerektiğinde kaldırılabilir" yolundaki kararıyla yok edilmeden önceki hali... Pb\N DEĞİŞTİRİLMELİ... Özbayoğlu'na göre, tüp geçit planında değişiklik yapılması gerekiyor, " Anadolu yakasından büyük bir kalabalığı alıp, SarayburnuYenikapı yoluyla Tarihi Yarımada'ya soktuktan sonra TaksimMecidiyeköy ve ardından Ikitelli gibi iş merkezlerine ulaştırmak, zaman ve mekân açısından hiçbir mantıksal çözüm getirmiyor. Tüp geçidin ÜsküdarSarayburnu arasında aldığı yolun da, zaten fay hattı üzerinde olduğu, tehlike arz ettiği defalarca söylendi uzmanlar tarafından" diyor. Bu uygulamalardan rahatsızlık duyanlardan biri de Arkeolog Aksel Tibet. Kazı alanlarını gezen Tibet, Valilik önündeki şantiyede, 20. yüzyılın başlarına tarihlenen bazı binaların temellerinin çıktığını belirtiyor. Tibet'e göre burada yapılan kazılar diğer şantiyelere nazaran "daha olması gerektiği" gibi. "Üsküdar'dakikötü tecrübeden sonra daha dikkatli olunmaya başlanmış" diyor ve ekliyor: OSMAN BAHADIR 80 yıl önce İstanbul'da kaç mesken var? Şehrimizde, oteller ve hanlar hariç, yalnız apartmanlar dahil olmak üzere, 104. 908 mesken bulunduğu anlaşılmıştır. Belediye daireleri tarafından tutulan cetvellcre nazaran Istanbul'da 817 çeşme, 29.277 dükkân, 806 han, 525 camii şerif, 176 çeşitli mabet, 33 sinema, 16 tiyatro, 226 gazino, 212 otel, 34 eğlence mahalli, 121 hamam vardır. "Zaten Cağaloğlu, îstanbul tarihi merkezinin göbeği. Sur içi dediğimiz Tarihi Yarımada'nın önemli bir yerinde duruyor. Bizans döneminde burada önemli anıtsal yapıların bulunduğunu biliyoruz. Hatta 60'h yıllarda vilayetin önündeki yolun genişletilmesi sırasında büyük bir taban mozaiği ortaya çıkanlmıştı. Bu da anıtsal bir yapı olduğunun kanıtı, zira mozaik lüks bir malzemedir ve herhangi bir binaya koyulmaz. Marmaray çalışmasının yapıldığı alan da mozaiğin çıktığı alana sadece 5060 m. uzaklıkta. îstanbul tarihini korumak için burada çok dikkatli olunması gerekiyor. Oysa proje kapsamında uygulanan teknikler arkeolojik kalıntılara zarar veriyor." SÜRE BİTİNCE NE OLACAK? Tıbct, UNESCO tarafından oluşturulan uluslararası eksperler heyetınde de yer almış. En buyük rahatsızlığı da heyetçe hazırladıkları raporun dikkate alınmamış olması. Zira raporda, alanlarda önceden programlanmış bilimsel arkeolojik kazılar yapılması bnerilmiş. Bu on binlerce metrekarelik alanı kapsıyor. "Bunun için de Güneydoğudaki barajların yapımında uygulanan, daha kapsamlı ekiplerin bulunduğu bir sistem önerdik" diyor Tibet, "Fakat bu önerimiz de rapor da dikkate alınmadı. Arkeolojik kurtarma kazıları eski yöntemlerle uygulandı, bu da öngördüğümüz birtakım sakıncaları ortaya çıkardı. Üsküdar'daki kurtarma kazılarında bulunan arastanın üstünün kapatılması gibi..." Tibet'in en büyük korkusu, Marmaray Projesi için belirlenen tarihin dolması ve arkeolojık kazıların bitirilmesi, "Bu işin belli bir takvimi vardır. Istediğiniz gibi yıllarca arkeolojik çalışma yapamazsınız. Bu yetmezmiş gibi, bir de şantiyelerde arkeologlann isteğı dışında birtakım sorunlar oluyor. Mesela, Sirkeci Garı'nın içinde de bir Marmaray kurtarma kapısı var, ancak buradaki çalışmaların devam edebilmesi için garın bir pcronunun kaldırılması lazım. Bir türlü Devlet Demiryolları ile Demiryolları Limanlar ve Hava Meydanları Inşaatı Genel Müdürlüğü anlaşıp peronun kaldırılmasını sağlayamıyorlar. Oysa ikisi de Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı. Böyle olunca da arkeolojik kazılara başlanamıyor. Bir taraftan da süre işliyor" diyor. • Roussel kemerleri, bağları (sutyengoç) • Fevkalade zarif, imtiyazlı model • Enine ve boyuna elastikiyeti haiz, hususi trikodan mamul olup göğsü sertleştirir ve göğse en mükemmel bir şekil bahşeder. • Adi taklitlerinden sakınmak için doğrudan doğruya mağazalarımıza müracaat ediniz. • Kataloğumuz meccanidir (parasızdır). Fiyatlar5 liradan ibarettir. • îstanbul, Beyoğlu, Tünel Meydanı'nda. Tel; Beyoğlu 37 27 VAralık 1925 l5Aralıkl925
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle