16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 MART 2005 / SAYI 989 İRAN'A 'İÇERDEN' BİR BAKIŞ! itra Yedzi, Yazdani Southi, Hamid üehghan, Zerrinı Roustemi, Mourteza Majdfer. Onları birleştiren ortak nokta Iran ve bir de meslekleri gazetecilik. Mitra Yedzi, gazeteciliğe önce diş haberlerde, tercüme yaparak başlamış. îngilizce, Almanca, Italyanca ve Farsça biliyor. Turizmle ilgili özel bir gazetede çalışıyor. Yazdani Southi, yönetmenlik ve halkla ilişkiler mezıınu. Hem sinema yönetmenliği yapıyor, hem de birçok dergi ve gazeteye sinema, kültür konusunda yazılar yazıyor. 30 yıllık gazeteci Hamid Dehghan, aynı zamanda turizm dergisi Safar'ın Genel Yayın Yönetmeni. Zerrini Roustemi ise, ABD, İran'a îran'daki en büyük iki gazeteden biri olan Iran Gazetesaldıracak mı? si'nde Genel Yayın YönetmeBugünün en çok ni Yardımcısı. 25 yıllık gazeteci Mourteza Majdfer îran'ın endişe uyandıran en büyük gazetesi Hemşehsorusu bu. Peki ri'nin kültürsanat servisi şefi ve yazar. 430 bin tirajlı gazetegündemden nin kuruluş amacı, insanların düşmeyen bu dünya görüşlerini açmak, hayatlanna renk getirmek. Bu konunun İran'daki nedenle olsa gerek, İran'daki yankısı ne? İran ilk renkli gazete. îran'daki gazetelerdc her gün 12 sütün halkı bu tehlikeyf mutlaka Türkiye'ye ayrılıyornasıl karşılıyor? muş. Türkiye'deki her olay Iran halkı için merak konusuyKomşu ülkede neler muş. Bu yüzden Türkiye'yi olup bitiyor? çok iyi tanıyor, Türkiye'deki edebiyatı yakından takip ediSorularımızı 5 İranlı yorlar. Iran'da en çok okunan gazeteci yanıtladı. yabancı yazarlar Orhan Pamuk ve Nâzım Hikmet'miş. Biz de tran'ı daha iyi anlamak için TÜYAP'taki Turizm Fuarı'na gelen bu 5 îranlı gazeteciyle, dünya petrollerinin büyük bir ktsmını barındıran Iran, bu ülkeyi yeni hedefi olarak gösteren ABD hükümeti, îran'daki basın özgürlüğü ve kadınların durumu üzerine konuştuk. Son günlerde tran'la ilgili her haberde, konuştnada adı geçen diğer bir iilke de ABD. Biz de buradan başlayalım. IranABD arasındaki gerginlik tran halkını ne kadar etkiliyor? Bu konuyla ilgili haberler basında ne kadar yer buluyor? Madjfer: IranABD konusundaki her gelışme halka duyuruluyor. Ateşe körükle gitmek yerine bu ateşi söndürmek istiyoruz. Esra Açıkgöz Mi Haberlerde de buna dikkat ediyoruz. îran halkı diplomasıyle bu ışin çözüleceğine inanıyor. 14 aydır AB ülkeleriyle görüşmeler yapılıyor. Dehghan: Iran'da kimse savaş taraftarı değil, hele de ABD ile yapılacak bir savaşın taraftarı hiç değil. ABD'nin saldıracağına da ihtimal vermiyoruz. Er ya da geç bu sorun hallolacak. Iran'da birkaç ay sonra Cumhurbaşkanı seçimleri yapılacak. Herkes yeni gelecek Cumhurbaşkanı'ndan bu sorunu çözmesini bekliyor. Iran'da basın özgürlüğü ne durumda. Mesela, muhalif görüşlere ne kadar yer veriliyor? Madjfer: Bizde de her ülkede olduğu gibi devletin görüşüne yakın ve uzak duran la, bir ara kadın öğrenciler için tek tip kıyafet uygulaması çıkanldı. Ancak bütün gazeteler bunun öğrencilerin psikolojisini bozabileceğini yazınca hükümet bu uygulamadan vazgeçti. Binleri bıılan konserlerin, kültür ve sanat etkinliklerinin düzenlendiğini söylüyorsunuz. Bunlara kadınlar ne kadar katılabiliyorlar? Roustemi: Ben aynı zamanda sporcuyum. En büyük sorunumuz, dışarıdan bakanların bizi, erkek ve kadınlar arasında hiç ilişki yokmuş, birbirlerinden kaçıyorlar, kaçınıyorlar gibi görmesi. Oysa biz erkek arkadaşlarımızla sinemaya gider, oturup sohbet eder, yemeğe çıkarız. Iran'da erkeklerın yapıp da kadınlann yapmadığı hiçbir Artık kadınlar ön planda. Aileler de kadınların iş hayatında yer almasını kabullenmeye başlıyorlar. Fırsat verilince, belki de rekabet hırsı ve haklarımızı alabilme çabasıyla erkeklerden çok daha iyi işler çıkarmaya başladık. Daha iyi yerlere geldik. Yedzi: Cumhurbaşkanlığı'ndaki kadınlarla ilgili makam ve Cumhurbaşkanı yardımcılarından birinin kadın olması sayesinde, dünyadaki kadın örgütleriyle sıkı ilişkiler içindeyiz. Roustemi: Kadın haklarını koruyan, her geçen gün daha da geliştiren ve var olacak her türlü şikayetin peşinden gidebilecek sivil toplum kuruluşlan var. Bunların üyeleri ve kurucuları, îran'daki genç kadınlar. Bir çok kadın dergisı, hatta feministlerin çıkardığı bir yayınımız bile var. îran Gazetesi de haftada bir kadın eki çıkarıyor. Madjfer: iran'daki şoförlerin 5'inden 3'ü kadın. Bu dünyada hiçbir ülkede görülmemiş bir sayı. Ayrıca gazeteler bir sayfasını kadınlara ayıriyor. Kadın hakları televizyon ve sinemada da ön plana çıkarılıyor. Sinemada Tahmine Milani gibi kadın hakları savunucularının sayısı çok. Southi: îran sinemasında başarılı yönetmen ve sanatçıların, üniversitelerde bu bölümlerde okuyanların çoğu kadın. Sinemada şiddet ve seks içeren sahneler yok. Sıyasi içerikli ve muhalif filmlere izin verilmiyor, ancak seminer ve toplantüarda hepimiz düşüncemizi söylüyoruz. SEMBOLİK BAŞÖRTÜSÜ... v kesimler bulunuyor ve tabii belirlenmiş bir "Kırmızı Hat" da. Sizde nasıl ki, Atatürk'e kimse laf söyleyemezse, bizde de buna benzer değerler var; Allah, Kuran, Imam Humeyni gibi... Buna yazılmayan kanun deriz, herkes bu kanunlara uyar. Kırmızı Hattı kimse geçmez. BASIN HÜKÜMET ÜZERİNDE ETKİLİ Peki, hükümeti eleştirebiliyor musunuz? Roustemi: Rejimi eleştirmek yasak olsa da hükümetleri, yaptıklarını eleştirebiliyoruz. Hatta basının hükümet üzerinde büyük bir etkisi var Yapılan haberlere göre bakanların değiştirildiği bile oluyor. Mese Fotoğraflar: Gökmen Sözen Mourteza Majdfet spor yok. Ama tabii sporcular gibi çalışanlar ve seyircilerin kadın olduğu özel spor salonlarında... Spor etkinlikleri ancak kadın kadına yapabiliyorlarsa, çalışma hayatında nasıl yer alıyorsunuz? Özellikle de kamu işlerinde... Roustemi: Evet, kadınlar için kamuda iş imkanı az. Ancak bu bütün dünyada yaşanan bir problem, sadece îran'da yaşanmıyor. Dünyanın her yerinde kadınlara verilen alan, imkan yetersiz. Zaten Feminizm hareketi de bu yüzden doğmuyor mu? Şunu da belirtmeliyim ki, özellikle son yıllarda kadınlar hayatın her alanında kendilerini göstermeye başladılar. Hatta Cumhurbaşkanımızın yardımcılarından biri kadın. Iran'da üniversiteye gidenlerin yüzde 69'u da kadın. Kadınlar sahne önünde ne kadar yer bulabiliyorlar? Southi: Kadın sanatçılarımızın sayısı her yıl artıyor, üstelik bunlar eğitimli, tiyatro kökenli sanatçılar. Kadın sinema sanatçılarına kılıkkıyafette büyük bir kısıtlama yok. Tabii başörtüsü takıyorlar, ancak o da artık sembolik olarak kullanıliyor. *~ tran'la ilgili haberlere göre, gençler kendilerine yeni bir hayat kurma çabasında. Alkol tüketimi artmış, erkeklikadınlı partiler yaygınlaşmış... Dehghan: îran nüfusunun yüzde 45'i, 1528 yaş arasında. Bu nüfusun yaşlannın da gereği olarak kendilerine göre istekleri var. Her ne kadar gençleri kötü etkilerden korumak için önlemler alınsa da, bunların tamamını engellemek mümkün değil. Gençlerin doğru yetiştirilmesi çok önemli. • / TÜRKİYE 50 YILDIR KARA MAYINLARININ TEHDİDİ ALTINDA Dikkat mayın var! Özlem Güvemli "Mayınsız Bir Türkiye Girişimi", 2004 yılı haziran ve temmuz aylarında Diyarbakır ve Mardin'de yaptığı incelemelerde, sınır bölgelerindeki mayınlı alanların işaretlenmesinde veya çitle çevrilmesinde alınan önlemlerin yetersiz olduğunu; iç bölgelerdeki mayınlı veya mayın bulunduğundan şüphelenilen alanların etrafında ise işaretleme, çıtle çevirme çalışmasının yapılmadığını tespit etti. 2004 yılı içinde mayın patlama olaylarının en fazla meydana geldiği yerler ise Tunceli, Diyarbakır, Batman, Hakkâri, Şırnak, Siirt, Bingöl, Mardin, Van, Muş ve Erzurum. VERİLER ÇELİŞKİLİ Türkiye'de mayın mağdurları ile ilgili veriler de birbiriyle çelişiyor. 2003 yılına ilişkin yetkililer tarafından yapılan açıklamada, mayın patlaması nedeniyle 1 askerin yaşamını T oprağa gömülü, imha edilmesi gereken ya da patlayan mayınlar... Türkiye yaklaşık 50 yıldır kara mayınlarının tehdidi altında yaşıyor. "Antipersonel kara mayını", Türkiye'de ilk kez 1950'lerde yasadışı sınır geçişlerini engellemek amacıyla kullanılmıştı. 19891992 yılları arasında ise daha çok terorizmle mücadele gerekçesiyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da güvenlik tesislerinin çevresine döşendi. Tüm bu "çalışmaların" sonucunda, resmi olmayan rakamlara göre 10 binin üzerinde insan, kara mayınları yüzünden hayatını kaybetti. Güvenlik gerekçesiyle boşaltılan köylere geri dönüşün başladığı bir zamanda, siviller için gereken önlemler alınmazsa mayınlar can almaya, sakat bırakmaya devam edecek. Çünkü hâlâ 936 bin 663 kara mayını toprağa döşeli duruyor. Türkiye'nin, 25 Eylül 2003'te taraf olduğu ve 1 Mart 2004'te yürürlüğe gıren Ottawa Sözleşmesi gereği, stoklarında bulunan mayınları 4 yıl içinde, topraklarındaki gömülü mayınları da 10 yıl içinde imha etmesi gerekiyor. Her ne kadar 1996 yılında mayın üretimi, satışı ve transferı durdurulsa da, stoklarında 3 milyon 39 bin 472 adet mayın bulunduğunu açıklayan Türkiye, 16 bin antıpersonel mayını, imha tekniklerinin eğitimi amacıyla saklıyor. Oysa bu amaçla bıılundurulması gereken mayın mıktarı 10001500. Türkiye'nin, komşu ülkelerle olan tüm sınırlarında mayın tarlaları bulunuyor. Örneğin, ArdahanErmenistan sınırında 9.5, Ha taySuriye sınırında 34 kilometrelik alan mayınlı. KarsErmenistan sınırında ise 13 mayın tarlası var. Urfa'da da tarıma elverişli 140 bin dönüm alan mayınla kaph. Ayrıca sınırlardan uzak bazı sivil yerleşim birimlerınde ve "güvenlik" gerekçesiyle boşaltılan köylerin çevrelerınde de mayın bulunuyor. Mardin, Şırnak, Hakkâri, Siirt, Diyarbakır, Bitlis, Batman, Van ve Bingöl adeta mayın ve patlayıcı maddelerlc çembere alınmış durumda. Yalnızca Hakkâri'de, etrafında mayın döşeli boşaltılmış köy sayısı 34, mezra sayısı 148. kaybettiği, 10 askerin de yaralandığı, sivillerden ise ölen ya da yaralananın bulunmadığı bildirıliyor. Ancak, 1 Aralık 2003'te basında yer alan tek bir haberde, askeri bir aracın Mardin Nusaybın'de, Suriye sınırına yakın bir noktada kara mayınına çarptığı ve olayda beş askerin öldüğü, beş askerin de yaralandığı belirtiliyordu. Tanıklıklara dayalı tahminlere göre ise son 50 yılda mayınlar 10 bin kişınin yaşamına mal oldu. Antipersonel kara mayınlarının temizlenmesinin yanında mayın kazalarında yaralananların tedavisi ve rehabilitasyonu da Türkiye'de önemli bir sorun. Mayın patlamasından kurtulanların fiziki ve psikolojik tedavisi devlet tarafından karşılanmıyor. Mayın patlamasının yoğun olarak görüldüğü Doğu ve Güneydoğu'daki tek rehabilitasyon merkezi ise Dicle Üniversitesi'nde! Doktorlar tarafından kurulan merkezde, ücretsiz protez, sadece ayak ve bacak için yapılabiliyor. Mayın patlamasından kurtulan çocuklar da, çevrede ve okulda gerekli düzenlemeler yapılmadığı ıçin eğitim hayatlarını sürdüremiyor. Mağdurlar ayrıca, başvurmaları gereken hukuki yollan da bilmiyorlar. Diğer bir sorun ise temızlenmemiş mayın ve patlayıcı maddelerin köye gerı dönüşü engellemesi, hatta bölgede yaşayan insanları göçe zorlaması. BELİRSİZLİĞİN RAPORU Türkiye'nin taraf olduğu Ottavva Sözleşmesi'nin 7. maddesine göre, belli arahklarla rapor verilmek zorunda. Türkiye'nin 1 Ekim 2004 tarihinde sunduğu ilk raporu, kamuoyuna açıklanmadığı gibi belirsizliklerle de dolu. Dışışleri Bakanlığı Silahların Denetlenmesi ve Sılahsızlanma Işjeri Bölümü'nce BM'ye verilen, 1 Mart 28 Ağustos 2004 tarihleri arasını içeren raporda; "eğitim ve teknik geliştirme amacıyla transfer edilenler, imha amacıyla transfer edilenler, stoklanmış antipersonel mayınların imhası programlarının durumu, mayınlı bölgelerdeki antipersonel mayınların imhası programlarının durumu" bölümlerinde hiç bilgi yok. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle