22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 MART 2005 / SAYI 989 'Paragöz' demesinler diye... Özgür Erbaş 1. Sayfamn devamı Erkeğin evdeki kadın üzerinde bir iktidarı var zaten. Evdeki kadını bu kadar baskı altında tutarken, başka bir kadını para harcayarak görünür kılmak çelişki değil mi? Leyla Navaro: Orada erkek egosu var. Eğitimli, özgür, adap bilen, giyimi kuşamı iyi olan bir kadınla birlikte olmak hem keyifli hem de statü getiriyor. Kadınlar da bu stratejiyle erkekten para çekiyor. Bu ataerkil söylemin içine yerleştiğinden, kadınlar için para istemek, yani "istemek", "isterik" olmakla birleştirilir. Yine aynı noktaya geliyoruz, para isteyen kadın... Evet, para isteyen kadın, cinsellik isteyen kadındır, yani orospudur. Dolayısıyla ıstememek lazım. Para sahibi kadın da orospu olurum korkusuyla, paradan kaçınıyor ve çekiniyor. Bizim kültürümüze bunun yansıması babaların, kızlarının cebine kocasından istememesi için para koymasıyla ortaya çıkıyor mesela. Kadın ve erkeğin birlikte çalıştığı bir aileden gelmek nasıl bir fark yaratıyor? Oyle de olsa zaten para kadının eline geçmiyor. Kadın kazanıyor, parayı erkeğe veriyor ya da eline geçeni eşinden saklıyor, altın alarak koruyor. Erkek ise ıstediği gibi harcıyor; cinsellik için, içki için, gezmek için... Yani aslında parayı daha çok erkekler harcıyoı. Kadınlar niye göğsünde saklar parayı? Oraya dokunulmaz çünkü. Güvenli yeri olduğu için ve sadece kendisi için ulaşması kolay diye. Bir filmde kadın külotunun içıne saklıyor parayı ve sonra unutup tuvalete giriyordu! Kadınlar, paraya açıkça sahip olamadıklan için yastığının altına, kuşakların içine, çorabına saklıyor. Peki kendi bileğinin hakkı, alnın teriyle kazananlarda da mı aynı tutum söz konusu? Aynı şey orada da var. Kadın hakkı olduğu halde, maaşına zam isteyemiyor. "Paragözsün" denir diye kendini durduruyor. Çahşmalarının karşılığını istemiyor, hatta neyse ona razı oluyor. Ayrıca kendi bileğinin hakkıyla kazananlar da kolaylıkla eşıne, çocuklarına, yakınlarına dağıtıyorlar. Kadının parayla tlişkisini irdeleyen bir çalışmanız oldu mıı? "Paranın kadın yüzü" diye bir çalışma yaptık. Katılan kadınlara hesap açtırmaları, faizlerini takip etmeleri için yönerge verdik. Parayla, açıkça ve kurumsal olarak alışverişe alışmalarını sağladık. Bu bize çok kolay görünmüştü, çünkü çalışan kadınlar vardı. Ama çok zorlandılar, parayla erkek kadar rahat oynayamadılar. Bazen de kadın erkekten fazla kazanıyor... Kadın adamın kendisini güçlü hissetmesi için yani onun erkekliğini desteklemek, aynı zamanda da kendisi de onu "erkek" olarak görmek istediği için kazandığı parayı adama veriyor. Kadının aileden gelen parası varsa, o paranın gücünü ve iktidarını üstlenmek istemiyor ve parayı adama devrediyor. Bu şiddet de üreten bir ilişki değil mi? Bu çok önemli bir nokta. tşini kaybeden erkekler, kadından daha az para kazanan, dolayısıyla erkekliğinden eksilme varmış gibi düşünen erkekler, evde karısına şiddet uyguluyor. Kadın da onun erkekliğini desteklemek için buna göz yumuyor, ortaklık ediyor ve bunun makul bir şey olarak algılanmasına neden oluyor. Bazı kendi kadınlarin boşanma halinde nafaka istememelerinin altında yatan ne? Nafaka istememek, eşyayı bırakmak kibarlık göstergesi oluyor. Yani ahlaklı kadın olmak, kadınlık gururunu göstermek, dahası "öteki" yani orospu kadın olmamak anlamına geliyor. Evlilikte edinilen malların ortak paylaşılmasına ilişkin kampanyada da bazı kadınlar "adam çalışmış kazanmış, neden kadın yarısını alsın" diyordu... Kendi emeğine yabancılaşmış kadın. Evde oturup hiçbir şey yapmadığına inanıyor. Çünkü ona da oyle soyleniyor. Ve kendi kalesine gol atıyor. Bütiin bu yanılsamalardan, yabancılaşmadan nasıl sıyrılır insan? Eğitim, bilinç yükseltmeyle ilgili. Kadınlar parayla ilgili bilinçlendikçe onu normal yerine yani araç konumuna getiriyorlar. Parayla ilışkileri ve bununla yapacakları yerli yerine oturuyor. Erkek de para ıktidarından kimliğini ayırdığı zaman normalleşiyor Erkeğe erkek diye değil, iktidar öbeği olarak bakıyoruz sanırım. tktidarla erkeği ayırınca bütiin erkekler cazibesini kaybedecek o halde? Aynen oyle. Kendi kuyumuzu kendimiz kazıyoruz. Kendimize çukur kazıyoruz ki erkek yukarıda dursun... ÖFKELİ ALIŞVERİŞ Kadın alışverişi kendisi için mi aile için mi yaparken tatmin oluyor? Çok çekinenler eve ya da çocuğa, az çekinenlerkendine alıyor. Çok kızmışsa gidip en pahalı ne varsa onu satın alıyor ya da adama ödetiyor. Bazen, adam kadının öfkesi ve "dırdırına" muhatap olmamak için para vererek bir şekilde "ödüyor " ve bir çıkar ilişkisi içinde ikisi de mutsuz oluyor. Kadınlarin bilinçaltı, paranın kirletttğine dair imgelerle dolu. Bu imgeleri kırmak ise bilinçlenmeyle mümkün. Kadının yatırım yapmaktan korkmamasıyla, kendine harcama yapmasıyla, faturalarını yatırmasıyla, bankada işlem yapmayı öğrenmesiyle ve... İlk maaşım ilkgücüm... Nihal Boyacıoğlu, 26 yıl memurluktan sonra emekli olur olmaz eşinden ayrılmış ve o güne kadar küçük kentlerde yaşamasına rağmen Istanbul'a taşınmış. Uzun süreli işsizlikler yaşamış, emekli maaşıyla günü kurtarmaya çalışmış... Memuriyette kadının yükselme isteği ya da hırsı diyelim nasıl değerlendiriliyor? Erkek değil de kadın terfi ettirildiyse, sosyal dayatmalar yaşatılıyor. "Karısından emir alıyor" diye alay ediliyor... Ilk maaşınızı aldığınızda ne hissetmiştiniz? Yıl kaçtı? 1976'ydı. Hissettiğim şeyin adı "güç" oldu. Neyin giicüydü bu? Kime karşı güçtü? "Evin reisi benim" diyen babaya karşı elbet.. Ben getiriyorum, ben kazanıyorum diyen aile reisine karşı bir güç... Babadan parasal olarak bağımsızlaşmak size neyi kazandırdı, babanıza ne kaybettirdi ? Parasal bağımsızlığın bana değil de anneme kazandırdıkları olduğunu düşünüyorum. Aile olarak kazanılan şeyse, babanın söylemlerinin son bulması oldu. Erk adına elinden bir şeylerin alındığı gerçeğıni yaşadı. Kendi kurduğunuz ailede maaşınız ne kazandırdı size? Kendi harcamalarım için para istememış olmayı... Hani derler ya "çorap parası, sigara parası"... Bunun bir sorumluluğu da var, evin ekonomik dengelerini biliyor olmak tüm harcamaların da dengelenmesi gereklıliğini yaşatıyor. Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı, kendi işini kurmak isteyen kadınları destekleyen bir oluşum. Vakıftan kredi alan 4 kadın anlatıyor: SEMA KAYIŞ tç çamaşın satıyor Uzun ve kötü bir evlilikten sonra eşimden ayrıldım. Nafaka almadım, kimseden de yardım almak istemedim. Once evde dikiş diktim, 1 yıldır da tezgâhım var. Çocuklarıma da bakıyorum, ayakta da duruyorum. Ilkokul mezunuyum, şimdi dışarıdan ortaokula devam ediyorum. AYNUR YUKSEL Giysı satıyor IÜ SBF mezunuyum. Uzun yıllar bankacılık yaptıktan sonra krizde işsiz kaldım. Uzun zaman iş aradım. 1.5 yıldır bu işi yapıyorum. Ilk zamanlar Züğürt Ağa filminde Şener Şen'in domates satmasına benzer bir duyguyu ben de yaşadım. Şimdi her işi yapabileceğimi düşünüyorum, ki bu da insana güç veriyor, farklı bir olgunluk kazandırıyor. ESENGÜL DEMİR Bebek gtysisi satıyor Evliyken tekstil imalatı işinde çalışıyordum. Benim gelirim eşimden daha yüksekti, bu da onun komplekse girmesine, sinirlenmesine neden oluyordu. Kadınlar, erkeklerden daha çok para kazanıyorlarsa daha hassas davranıyorlar. Eşimden boşandıktan sonra, işimi de bıraktım. Kendime başka bir hayat kurmak istiyordum. 2004 Haziran'ında bu işe ' * başladım. Gelirim düştü, ama şimdi daha mutluyum. Hayat güzel ve geniş... LALE ÇELtK Takı satıyor Eşimle birlikte işlettiğimiz kozmetik ve takı mağazamızı krizde kaybettik. Bağımsız çalışmayı, bir yere bağlı olmamayı seviyorum. Çalışmadan olmaz. Ben ortaokul mezunuyum, şimdi açık liseye devam ediyorum ve çalışıyorum, paramı kazanıyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle