Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 Tercihi sahnede kalmak... aşlanmayan bir oyuncu Uğur Polat. 26 yıldır tiyatro sahnesinde.sinemada televizyonda, onu izliyoruz. Aklının bir kenarında hep gitmek olsa da, sahneden kopamıyor. "Demir attık bir kere, artık gitmek için çok geç" diyor. Tıpkı şu sıralar DT'de oynadığı "Ben RuhiBeyNasılım?"dakiRuhi Beyve"Seher Vakti" dizisindeki Ali gibı... Uğur Polat'la oyunculuğun tehlikelerini konuştuk. Yıllardır tiyatro yapıyor, dizilerde ve sinema fîlmlerinde oynuyorsunuz. Hem muhalif olup hem de piyasada sessiz, sakin var oltnayı nasıl başarıyorsunuz? Yaşla doğru orantılı sanırım. Gençken da ha çok öfkelenir, daha agresif tavırlar gösterirdim. Ama o öfkeyi kaybettiğimi de söyleyemem, içerde duruyor. Zaman zaman hâlâ o patlamaları ya"Gltmeyl bllmek şıyorum ve kendimi mümkün olduonomll dlyor. ğunca frenlemeye çalışıyorum. Artık olgun, yaşlı başlı bir adamım. O da "Seher Gözünüz kararmıyor mu, küsmek Vakti "ndo ya da gitmek istemiyor musunuz? Kjnldıfiun kttariiftüm kabuğuma canland.rdlğ. All çekıldığım donemler oldu, ama hep işimi yapmaya devam ettim. Heyecankarakterl glbl landığım, dirildiğim yer oyunculuk gldememlş ama, o l d u y i n e R u h i Bey>in d e d e d i g i gibi; "Alıp başımı gitmek isterdim. IsterdurdlltfU yerden dim ama kalırdım." Onun gibi oldu de memniin. galiba, bir şekilde sahneye demir atmı§un> u z a k l a § m a k istediğimde beni Oyunculuğa demir geri çekiyor. atmif, mümkün DT'de olmak, yani bir yere bağlı olmak güvencemi? oldugunca keyflnl Bir s ü r ü a r k a d a § ı m işsiz v e tiyatro yapamıyor. Ben her akşam perde açaSÜrÜyor... • biliyor, istediğim yönetmenlerle çalışabiliyorum. Oyunculuğun keyfini sürüyorum, o memurluk yanı benden çok uzakta. Zaman zaman çekildim, saklandım diyorsunuz ama sinema, tiyatro ve televizyonu dengeli bir şekilde yürütebildiniz... 78'liyim, AST kökenliyim, oralardan beslenen bir duruşum var. Onu da koruyamazsam vay halime. Kemikleşmek kadar kulak memesi kıvamında olmak da istemiyorum. Hayatın ne zaman, ne göstereceği belli olmuyor. Bu yüzden en azından sağlam durmaya, ölçüyü kaçırmamaya gayret ediyorum. Sizce televizyonda nasıl bir tehlike var? Çok arsız bir sektör. Giderek nereye sıçrayacağını şaşırıyor. Televizyon formatları si Özlem Altunok Y! nema diye yutturuluyor, oyuncu olmayanlar tiyatro sahnelerinde oyuncu diye sunuluyor... Bazıları da bunları yutuyor ki; 23 milyon seyirci topluyorlar. Televizyon sizin için ne demek? Sinemadan neredeyse hiç para kazanmıyorum, tiyatroda da maaşım belli. Televizyonun sunduğu maddi özgürlüğü, içime sındirebileceğim projelerde değerlendirmeye özen gösteriyorum. Bunlar son dönemde Yeditepe Istanbul ve Sultan Makamı'ydı. Şimdi de Seher Vakti var. Üç diziye dahil olmamda da Salkım Hanım'ın Taneleri'nde beraber çalıştığım Tomris Giritlioğiu'aun payı var. Bana dair tehlikelerine gelince... Televizyon, piyasada daha fazla tanınmamı sağladı, onun dışında benden eksilen bir şey yok. Çünkü işimi iyi yapmaya, kendime yalan söylememeye, zararlılardan korunmaya çalışıyorum. MEZHEP ÇATIŞMASI SÜRÜYOR Son dönem dizilerinde 12 Eylül öncesi, TürkYunan ilişkileri, mezhep çatışması gibi konuların işlenmesini neye bağlıyorsunuz? H Birtakım şeyler esniyor ya da asimile oluyor herhalde. Konular tükendi artık, her şeyin içi boşaldı. îstanbul'u da tükettiler, şimdi Mardin'e, Antep'e gidiyoruz film çekmeye. Ama "Seher Vakti"nde işlenen mezhep çatışması, hâlâ bir problem olarak sürüyor. Hâlâ cemevlerinin açılmasına izin verilmiyor, AleviSünni evlilikleri yapılmıyor, hâlâ Maraş, Sıvas olayları gibi olayların yaşanma potansiyeli var... Aşk zengin bir konu ama, o da tükeniyor. "Seher Vakti"ndeki aşk hikâyesinde ise inanç farklılıklarından dolayı bir araya gelememiş iki insanın acısı daha önde. Başrolü Yeşim Salkım'la paylaşıyorsunuz. Onunla oynamaktan memnun musunuz? Hiçbir şikâyetim yok. Yaratıcı ve disiplinli bıri. Sanırım verdiği resim, enerjisi onu oyunculuk anlamında çekıcı kılıyor. En son Ömer Kavur'un "Karşılaşma" filminde rol aldınız. Çok ödüllii, az seyircili bir filmdi. Bu sizde hayal kırıklığı yarattı mı? Evet, "Karşılaşma " 25 ödül aldı, buna karşılık 56 bin seyirci topladı. Aynı şey Yeşim Ustaoğlu'nun, Semih Kaplanoğlu'nun, Uğur Yücel'in filminin başına da geldi. Maalesef yönetmen sineması seyirciyle buluşamıyor, ama televizyon formatında çekilen bütün filmler gişe rekorlan kırıyor. Seyirci sinemayı Hababam Sınıfı ya da Vizontele Tuuba sanıyor. Onlar televizyonda yapılan işler, daha çok para kazanmak için sinemaya sıçraddar. Bir röportajınızda "Nuri Bilge Ceylan'ın bir filminde oynarsam bu, oyunculuğumu hallettim anlamına gelir" demişsiniz. Oyunculuğu halletmekten kastmız ne? Nuri Bilge, filmlerinde hep akrabalarını, annesini, babasını oynatır ya doğal olsun diye... O sözleri oyunculuğumu onların arasında nasıl eritebilir ya da nötr kıiabilirim düşüncesiyle söyledim. Ama sırtımızda büyük kamburlar var. Artık bir yönetmenin karşısına kendimi sıfırlayıp çıkmam çok zor. Nastl bir kambur bu? 25 yıldır, oynaya oynaya yüklenmiş, yerleşmiş kalıplar... Bir yönetmenin karşısına çıkıp "beni dilediğin gibi yoğur" diyebilmek, benim konumumdaki bir oyuncu için güç. Sıfirdan başlamak, öğretilen her şeyi unutmak da fedakârlık ve cesaret gerektiriyor. Sizin zorlama gücünüz nerede tükeniyor? Her şeyden vazgeçmek, bu döngüden çıkmak, bağımsız insanlarla çalışmak gerekiyor. Yani gitmeyi bilmek de önemli, ama ben gidemedim. "Seher Vakti"ndeki Ali de gidemedi, geleneğine boyun eğmeyi seçti, aşkının peşinden gitmedi. • i *. > 'BİR İSTANBUL MASALI'NIN ESMA'SI AHU TÜRKPENÇE Gelecek umutlandırıyor... Bengü Çetinkaya sma Arhan, yani Ahu Türkpençe. Dizideki adı, gerçek admdan ünlü. O, zengin oğlanı, fakir kızı, şoförlü, aşçıh, hizmetçili köşkü, entrikaları, Yeşilçam filmlerini aratmayan hikâyesiyle "Bir Istanbul Masalı"nın esas kızı, başarılı oyuncusu... Fizik bölümünde okurken en çok sahnede mutlu olduğunu anlayarak oyuncu olmaya karar vermiş. Şimdi oyunculuk serüveninde iyi bir başlangıç dediği "Bir Istanbul Masalı"yla gündemde. Ama o bu başarının altında ezilmeden yoluna devam etmek ve iyi bir oyuncu olmak istiyor. Siz üniversitedefizikbölümünde okuyordunuz. Oyunculuğa geçişiniz nasıl oldu? On yıl önce Yıldız Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü öğrencisiydim, bir yandan da pantomim yapıyordum. Pantomim yaparken en çok sahnede mutlu olduğumu anladım ve tüm enerjimi bu iş için harcamaya karar verdim. Bir kere bile verdiğim karar yüzünden pişmanlık duymadım. Sevdiği işi yapan o mutlu azınlıktanım ve bunun kıymetini çok iyi biliyorum. •Daha önce de çeşitli projelerde yer aldınız, dizilerde oynadınız, ama "Bir tstanbul Masalı"yla dikkaderi çektiniz. Bunu neye bağlıyorsunuz? Evet, "Bir Istanbul Masalı" attığım adtmların en büyüğüydü. Ama bu ulaşılmış bir yer ya da son nokta değil, tam tersi bir başlangıç. Her şe yin bir zamanı olduğuna ınananlardanım, bu diziyle tanınmak da benim adıma iyi bir zamanla E maydı. Ileride çok daha iyi işler yapacağıma inanıyorum. Dizideki Esma karakterini çıkarırken kendinizden de bir şeyler kattımz mı? Çocukken yaşadığım platonik aşklardan birçok şeyi çekip çıkanp Esma'ya uyarladım, ama bu daha çok o büyük değişimi yaşamadan önceki hali için geçerli. Şimdiki aşkını ise bir hayranlığın büyüyerek aşka dönüşmesi gibi yorumluyorum. Peki Çetin Tekindor, Arsen Gürzap, Altan Erkekli gibi önemli oyuncularla oynamak size ne kattı? Onlar iyi oyuncu olduklan kadar, bana ablalık, abilik de yapıyorlar. Aklıma takılan ne varsa, sadece diziyle ilgili değil, tüm soruların cevaplan onlarda var. Deneyimlerinden yola çıkarak an lattıklarını dinlemek ayn bir keyif, söylediklerini yapıp, sonuçlarını görmek de. Pek çok oyuncunun yer aldığı bu dizi furyası içinde kendinizi nerede görüyorsunuz? Bu anlamda kendimi tanımlamak istemiyorum. işimi yapıyorum, iyi bir oyuncu olmak için uğraşıyorum. Bunun için de oyunculuğa dair tüm alanlarda olmaya çaba gösteriyorum. Popüler kültür, bugün var olup sonra unutulmak sizi korkutuyor mu? Aslında korkacak bir şey yok, çünkü ben belli bir dönemin oyuncusu olmayı seçmiyorum, hayatımı oyunculuk üzerine kuruyorum. Bunun için dört yıl Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde tiyatro eğitimi aldım, tiyatroda, sinemada ve TV'de çalıştım ve ölene kadar da çalışacağım. Tüm bir hayat söz konusu olduğunda tabıi ki benim de inişlerim çıkışlarım olacaktır, ama zaten her zaman hata yapma hakkım saklıdır. Bugüne kadar adım adım ilerledığimi göruyorum. O yüzden gelecek beni korkutmuyor, tam tersi umutlandırı yor. "Neredesin Firuze"de de oynadınız. Bu sinema tecrübesi size ne kazandırdı? Ben sadece "oyuncu' olarak anılmak istiyorum. Kariyerim için nerede çalıştığıma değil, aldığım rolü nasıl oynadığıma bakanm. Daha iyi canlandırdığım her rol sinema, tıyatro, dizi hiç farketnıez beni oyunculuk yolunda bir basamak üste taşır. "Neredesin Firuze"de oynamak da bu deneyımin bir parçası oldu benim için. •