Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet RUH SAGLIGI POLİTİKTİR... Türkiye'nin ruh sağlığı karnesi nasıl? Uluslararası rapor anestezisiz elektroşok uygulamasına dikkat çekse de, tepeden tırnağa birdeğişim gerekiyor. Prof. Dr. Cem Kaptanoğlu "Ruh sağlığı politikamız bile yok" diyor ve... Berat Cünçıkan Sayfa 5 BAYRAM V ALIŞVERİŞİ Lr Firmalar ve satış mağazaları için bayram, yeni koleksiyonlarının tanıtımı için fırsat. İster bayrama şık girin, ister şık bayram armağanları alın... Sayfa 1415 Kurgu mu hayatmı? Yandaki fotoğrafa dikkatle bakınca onları filmlerden tanıdığınızı fark edeceksiniz... Üçü de figüran. Biri sokakta yaşıyor, diğeri bir otel odasında. Giysileri üzerlerine pek oturmuyor, çünkü ikinci el, tıpkı ikinci bir kimlik gibi... Giydiren ise "Hayat ve Kör Talih" sergisini hazırlayanlardan Nazan Azeri. Onun derdi dünyanın paylaşılmasına, kimliklerin sürüklenmesine vurgu yapmak. Peki, fotoğraftakilerin payına bundan ne düşüyor? Dünyanın açgözlü azınlığına karşı güçlü birdayanışma... Özlem Altunok Sayfa 8 Malumunuz, Yeşilçam'ın en yakışıklı kötü adamıydı Nuri BİR GAZOZ ALIR MIYDINIZ? T Şengül Durucu ürk sinemasında kötü adamlar hep vardı, var olacaktı, ama bütün kötüler aynı zamanda "çirkin" adamlardı. Bu imajı 7O'lerde sinemada boy gösteren boylu poslu bir jön bozdu: Nuri Alço. O hem iyi giyinen bir beyefendiydi, hem zengindi, hem kurnazdı hem de ne kadar kötü olursa olsun, itiraf edelim ki çok yakışıklıydı. Elinde kristal viski bardağı, üzerinde pembe ipek gömleği, boynunda altın zinciri, ayağında yumurta topuk ayakkabısı, omzuna attığı ceketi ve bıyık altından hınzırca gülümsemesiyle genç kızları etkiliyordu. Bazen mafya babası, bazen uyuşturucu kaçakçısı, bazen de kadın satıcısı olarak çıkıyordu karşımıza. Beyazperdede geçen otuz yıla iki yüz film sığdıran oyuncunun duruşuna, gülüşüne ve kötülüklerine aşinaydık. Perdeyi biraz araladığımızdaysa çocukluğunda Kuran kursuna gitmiş, mütevazı bir ailenin içinde yetişmiş, yıllarca banka müdürlüğü yapmış bir adam çıktı karşımıza. Soyadı, saray pehlivanı olan dedesi Kel Aliço'dan geliyor. Sağlıklı yaşamak adına sigara dahi içmeyen bir kötü adam o. "Ne ıçersiniz? Bir şeyler ikram edeyim size" diye soruyor. "Yok sağolun, ıçıne ilaç falan katarsınız, almayalım" diye yanıtlıyorum. Yeşilçam'ın kötü adamıyla röportajımız gülüşmelerle başlıyor.. Kuran kursuna gitmişsiniz, çocukluğunuzda. Mutaassıp bir aileniz mi vardı? Pek fcayılmaz. Kendi halinde insanlardı. Annem babam iki defa hacca gittıler. Kız kardeşlerim, ablam namazlarını kılarlar, ancak öyle bağnazlıkları falan yoktur. Herkes kendi halinde Alço. Sonra kötülük de bir hikâyeye, üstelik mizaha dönüştü. Nuri Alço da unutuldu. Adına örgüt kurulunca yeniden ünlendi. j Örgütle ilişkisi ters orantılıydı ama tuttu... dir. Küçüklüğümde okul tatil olduğu zaman çocuklar Kuran kursuna giderdi. Ben de o şekilde gittim. Oyunculuktan önce bir mesleğiniz var mıydı? Bankacıydım. Kredı Istıhbarat Şefliği yaptım, sonra bir dönem bir ilaç firmasının bölge temsilcisi oldum. Oyunculuğa nasıl başladınız? Oyunculuk ortamına, Istanbul Ortaköy'deki Pfizer'da çalışırken girdim. O dönemde Hayat, Ses mecmualarının yarışmaları, Kelebek, Saklambaç gazetelerınin Fotoroman Kral Kraliçesi seçmeleri vardı. Bu yarışmalarda birincilik aldım Bir süre mankenlik yaptım. Ardından sınema geldı. Kendi çabanızla oldu yani... Evet. Ilk filmimı 1972'de Sevda Karaca ile çektik, "Ah Bu Ne Dünya". îyi adam rolündeydım. Zengin kız, fakır oğlan aşkı. Ilk bir iki filmimde iyi adamı oynadım. Sonra 80'lerde Erler Film, TürkerBerker înanoğlu ile kötü adam serisi başladı Arka arkaya film çektik sokağa düşen kızlar teması üzenne. Tele Kızlar, Kayıp Kızlar, Yosma, Taçsız Kraliçe, Beyaz Olüm... Bu çalışmalarla karakter oyunculuğıına soyundum. Devamı 6 sayfada