Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 EKÎM 2005 / SAYI 1021 Türkiye'de cazla geçen zaman dilimi gitgide büyüyor... Bu sezon, Akbank ve uluslararası îstanbul caz festivallerini binlerce kişi izledi. Yıl içindeyse Garanti Caz Yeşili etkinliklerinden özel konserlere, caz kulüp performanslarından yeni ve yerli albümlere, cazın kulaklara biraz daha yerleştiği bir süreç yaşandı. Son 10 yılda Türkiye'de caz dinleyicisinin yelpazesi genişledi, yaşı gençleşti. Caz, büyük kentlerden Afyon'a, Alanya'ya, Zonguldak ve Eskişehir'e taşındı. Orijinini îstanbul olarak belirlediğimiz bu dosya, cazın son yıllarda Türkiye'de kat ettiği yolu göstermeye çalışıyor... P elin Opçin, 12 yaşını dolduran Uluslararası îstanbul Caz Festivali'nin yönetmeni. "Önemli bir yol kat ettik, artık ikınci perdeye geçıyoruz" diyor. Caz Türkiye'de nasıl bir hareket içinde? Eğer lstanbul'da yıl içinde ıki hatırı sayıhr caz festivali varsa, sponsorlar, kulüpler ve kültür merkezleri caza daha fazla kucak açıyorsa, çok önemli bir yol kat edilmiş demektir. Şımdı ikınci perdeye geçiyoruz: Türkiyeli müzisyenler bu ortamın sağladığı etkileşım olanaklarıyla dışardan alacaklarını aldı, cazı kendi müzikal görüşü ve kültürleriyle birleştirdi. Bundan sonrasında bu ürünlerin yaygın biçimde yurtdışına ulaştırılması en hayati gündem olmalı. Festival bugiine kadar ne gibi evreler geçirdi? îlk caz festivali sadece iki mekân ve 14 konserden oluşurken, son ydlarda festival tüm kenti kucaklıyor. 10'u aşkın mekânda 40'a yakın konser düzenleniyor. Türkiyeli sanatçılarla dünya müzisyenlerini bir araya getiren konserler, genç amatörlere platform yaratan projelerle festivalin kapsamı genişliyor. Kısacası festival, uluslararası boyutta izleyici çeken, Istanbul'un cazibesinden güç alan bir metropol festivali haline geldi. Türkiye'deki caz dinleyicisinin profili nedir? Festival izleyicilerinin yüzde 57'si kadın. Çok büyük bir çoğunluğu ise 2 0 3 5 yaş arası gençlerden oluşuyor. Izleyicilerin yüzde 46'sı da yüksekokul mezunu. EDİTÖRDEN D CAZDA İKİNCİ PERDE! erem Görsev, ilk caz albümünü 11 yıl önce çıkardı. Bugün 10. albümü "Orange Juice" ile caz serüvenine devam ediyor. "Caz müziğiyle ilgilenmenin zor bir tarafı yok, bu bir gönül işi, aynı zamanda beklentilerinize bağlı bir iş" diyor. O, sesini duyurmakta pek de sorun yaşamamış. 1995 ile 2005 arası yazılı ve görsel basının cazı yoğun desteklemesiyle, lise ve üniversite öğrencilerinin bu müzikJe daha çok ilgilenmeye başladığını düşdnüyor, "Şimdi ilköğretim okullarına da cazı tanıtmak gerek" diyor. Görsev, Uluslararası Îstanbul Festivali, K üzik piyasasında bağımsız bir kuruluş olan Pozitif'in düzenlediği konser ve festival organizasyonlarından biri de, Akbank Caz Festivali. Etkinliğin 15 yıllık geçmişini ve caza kazandırdıklarını Pozitif Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Uluğ anlatıyor: Caz, Türkiye'de son yıllarda giderek artan bir kitleye ulaşıyor. Seyircilerin farkındalıklarında da bir gelişme var. Artık yapılan etkinlikleri izleyenler nasıl bir müzik dinleyeceklerini bilerek, müzisyeni tanıyarak takip ediyorlar. Etkinliklerin artmasıyla müzisyenler de daha aktif, daha güzel çalışmalara imza atıyorlar. Akbank Caz Festivali de giderek kabuğunu değiştiriyor. 4 grup ve tek salonla başlayan festival, bugün 5 farklı mekânda 30 grup ile yapılıyor. ilk sene 5 bin kişi izlerken, şimdi 15 binden fazla seyirciye ulaşılıyor. izleyici cazda farklı akımları ve türleri görmek ıstiyor. Bu da bızi istekler doğrultusunda programda değişiklik yapmaya itti. M Akbank Caz Festivali, İş Sanat, CRR, Aksanat, Babylon ve Nardis'teki aktiviteleri, büyük şirketlerin özel gecelerinde caza yer vermelerini umut verici buluyor. Türkiye'deki caz dinleyicisini ise, eğitim düzeyi yüksek ya da aileden gelen gelenekle cazı bilen bir kitle olarak tanımlıyor. Genç dinleyicileri de eleştirel ve meraklı buluyor. Görsev, tüm bu hareketlilik içinde yeni bir de caz mekânı açıyor: Ortaköy Radisson SAS Oteli'ndeki "îstanbul Jazz Center". C az... Bu gezegenin etnik müziği, sloganıyla yola çıkan Doublemoon Records, caz ve dünya müziği türlerinde ürünler yaratıyor. Ahmet Uluğ, genç dinleyicinin caza ilgisine dikkat çekiyor: Türkiye'de 15 yd önce daha aç ve kafası daha açık bir caz dinleyici kitlesi vardı. Çünkü pek fazla seçme şansları yoktu, bu yüzden daha radikal programlar hazırlayabiliyorduk. Türkiye'deki caz müzik ihtiyacı, son 5 yılda çok daha yoğunlaştı. Bugün daha bilinçli ve gerçek bir dinleyici kitlesi var. Bu da, festivaller sayesinde oldu. Bugün genç dinleyicilerin cazı takip etmesındc Babylon gibi, gençlerin kullandığı mekânlara cazı taşımanın da etkisi oldu. Doublemoon Records, ilk önce caz şirketi olarak piyasaya çıkmıştı, ama zamanla dünya müziklerini sentezleyen bir şirkete dönüştük Elbette bunda cazın satış rakamlarının düşük olmasının da etkisi var. Yılda 4 ya da 5 albüın çıkarıyoruz, caz albümlerinin satışları 5 bin civarında. yşe Tütüncü'nün yeni albümü "Panayır" coşkunun yanı sıra, başka duygulann da had safhada yaşandığı bir hali anlatıyor. Tütüncü, "Evet" diyor, "caz dünyasmda da her şeye rağmen bir coşku yaşanıyor, ancak bir türlü istikrara ulaşılamıyor. Yine de caz piyasasının epey hareketlendiği doğru. Caza ilgi ve ihtiyaç arttı, ancak bu yıllar aldı. Caz, buraya başka topraklardan geldi, ama sonuçta geldi, kurumsallaşma yeterli olmasa da burada artık cazla büyüyen kuşaklar var. Bu durum, cazı seven kişileri girişimde bulunmaktan alıkoymuyor ve festivaller vs. artıyor. Yurtdışında Türkiyeli müzisyenlere duyulan ilgiyi, ancak kendimden ölçebilirim, konserlerimiz güzel ve dolu geçti, ancak Almanya'daki festivalin konser öncesi haberlerinde "Bay Ayşe Tütüncü bir vurmalı takımıyla Rai Musik yapacak" denilmişti, görüldüğü gibi ilgi var, ama bilgi yok. A unyanın en zengın ülkeleri, tuhaf bir tanım. Kimisi kişi başına düşen gelirle ölçüyor bu zenginliği, kimi maden yataklarıyla, kimi de kültürel birikimiyle. Böyle bakılınca Türkiye de bir şekilde sıralamaya sokuluyor, elbette... Peki îsveç'le Türkiye arasında bir yakınlık var mı? Yaşam standardı üzerinden baktığınızda yok, ama bir dip taraması yaparsanız, görüyorsunuz ki bazı konularda sadece îsveç ile Türkiye değil, dunyanın hemen hemen bütün ülkeleri birbirine benziyor. Işte, kadınların uğradığı ayrımcılık ve şiddet. Isveç'in dip taramasını yapan, kısa bir süre önce kurulan "Feminist Inisiyatif" platformunun sözcüsü Devrim Mavi. Özlem Altunok'a îsveçli kadınların yaşadıklarını anlatıyor, her yıl 25 bin kadının dayak yediğini, kadınların sokakta tecavüze uğradığını, biseksüel, "çirkin", yaşlı ya da siyah oldukları için dışlandıklarını... Töre cinayeti Doğululara mahsus, ama Batılı erkeğin de bir "töre"si var: "Sarhoştum, kıskandım". Karısını ya da sevgilisini öldüren Batılı erkeğin perdesi de bu. Üstelik bu, îsveç parlamentosunun sandalyelerinin yüzde 45'inde kadınlar oturmasına rağmen böyle! "Çıplak Tango" filminden tanıdığımız oyuncu Mathilda May, fîlm festivali için geldiği Antalya'da, Aslı Selçuk'un sorularını yanıtlıyor. Sorulardan biri Fransız sinemasındaki kadın oyuncuların durumu. May, kırklı, ellili yaşlardaki oyuncuların rol bulmakta zorlandıklarını söylüyor, daha erken yaşlarda ise birer arzu ve tutku nesnesiler, o kadar... Arzu ve tutku nesnesi olmak! Doğu ya da Batı fark etmiyor, erkek "özne"liğini ancak o "nesne"yle inşa edebildiği için, nesneye sahipliğinin tehdit edildiğini hissettiği an aşağılıyor, şiddet uyguluyor, öldürüyor. Antalya Film Festivali'nde sahneye çıkan Cem Yılmaz'ın yaptığı da buydu. Orada olan "Duvara Karşı" filminin oyuncusu Sibel Kekili'yi gösterip "Almanca'yı ondan öğrendim" dedi. Seyirci güldü, erkeğin yani Yılmaz'ın zekâsına tapınırken kadını yani Kekili'yi aşağıladığının pek de farkına varmadan... Peki, farkındalık "nesne" olmayı engeller mi? Sormak da bir başlangıçtır... lyi haftalar. Berat Günçıkan Cumhuriyet DERGÎ* uhal Focan, Jazz dergisinin editörlüğünü ve Nardis Jazz Club'ın işletmeciliğini yapıyor: Türkiye'de cazın yaşadığı en büyük dönüşüm eğitim anlamında. Son 5 yılda bu konuda öncü kurumlar arasında Bilgi Üniversitesi "Performans" bölümü, Yıldız Teknik Üniversitesi "Sahne Sanatlan"nı sayabilirim. Festivaller, medyatik anlamda başarılı. Albümler ise caz müzisyeninin kendisini ifade etmek konusunda tek dayanağı. Son 10 yılda yapılan 160 civarındaki yerli prodüksiyon bu konuda son derece hızlı ilerlendiğini gösteriyor. Caz, yaşayan, sanatçının kimliğinin öne çıktığı, dolayısıyla müzisyenin ait olduğu topraklardan gelen sesleri müziğinde kullanmasını sağlayan bir tür. Nardis Jazz Club.Türkiye'de konserlere, festivallere davet edilmeyen, ama kendisini gösterip müziğini dinleyicisine iletmek isteyen müzisyenler için açıldı. Jazz dergisi ise 9 yıl önce yola 4 bin tirajla başladı. Hemen tirajı arttı, ama son güne kadar da değişmedi. Bu aslında caz dinleyicisinin sayısının pek değişmediğinin de göstergesi. Z ura Records, Türkiye'de caz müziğe "yatırım" yapan sayılı şirkederden. Ozlem . Köseoğlu, "Caza doyuyoruz ama, albüm üretimine destek çok az" diyor. Son yıllarda Türkiye'deki caz ortamını, üretimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Festivaller, performans merkezleri ve kulüp programları açısından Türkiye caza doymuş bir ülke, en azından büyük şehirler... "Canlı" caza özel sektörden büyük destek var, ama ne yazık ki cazın paketlenip raflara konacak formatına destek sınırlı. Böyle olunca da kayıtlı caz üretimi, canlı performanslar kadar çeşitlilik gösteremiyor. Yılda kaç caz albümü yayınlıyorsunuz? 2 ya da 3 caz albümü yapıyoruz. Bir albüm çıkarabilmek için yapılması gereken masraflara kopyalama, korsan, dağıtım tıkanıklığı gibi sektörel problemler de eklenince, geri dönüşü "ticari" olarak adlandırmak, mümkün değil. A Imtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına tlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: îbrahim Yıldız Editör: Berat Günçıkan Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Mehmet Sucu Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncıhk AŞ Baskı: thlas Gazetecilik AŞ 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna / tstanbul Idare Merkezi: Türkocağı Cad. No: 3941 Cağaloğlu, 34334 îstanbul. (0212) 512 05 05 Cumhuriyet Reklam (0212) 251 98 7475 / 512 48 30 *Cumhuriyet Gazetesi'nin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. cumdergi@cumhuriyet. com.tr