Katalog

25 TEMMUZ 2004 / SAYI 957 MODA Tişört modası Penye parçası deyip geçmeyin, tişörtler bu yazın olmazsa olmazlan arasında; boncuklu, tek omuzlu, renkli... îstediğinizi seçin ve giyin... Fatma Ovacık işört deyip geçeriz. Bu ses kulağınıza sıradan penye parçalan gibi geliyor olabılir. Rengi solunca yer bezı olarak kullandığımız giysilerJ denhani... * Ya da bu yaza kadarböyleydi. * Herşeyin bir zamanı var derler ya, işte * şimdi de tişört zamanı... * Gömlekler, etekler derken sıra sezonun * parlayan yıldızı tişörtleregeldi. Tişört konu* sunda ne anlatılabilır demeyin. Bu yaz sezo4 nunu kurtaran parçalardan bırı tişört. Her renge, her şekle girip hem gece hem günduz, hem plajda hem şehirde, hem evde hem ışte her amaca hizmet edıyor. Bildiğimız sıradan yuvarlak yakah tişört lerden bahsetmiyorum. Kısa kollu, kolsuz düz renkli olanlar da değil. Anlatmak istediğım farklı. Tişört modasından bahsediyorum. Hareketlı, renkli, b askılı tişortlerden... Omuzları yuvarlak oyulmuş olanlardan. Veyayandanbüzgülüolanlardan. Artık tişörtler baştan çıkanyor.heyecanlandırıyor. Artıkkimse "tişörtişte" deyip geçemiyor. Artık farklı olmak için başka bir şeye ihtiyacınız kalmıyor. Modeller kafa kanştırıyor. Dantelli, robadan bağlananlar, tek omuzlu olanlar, boyundan bağlamalı kendinden eşarplı olanlar... Herkesinkendi tarzına göre, vücut yapısına göre bir model mutlaka bulunuyor. Bir de inanılmaz renkleri var. Sezonun en moda renkleri tişörtlerde can buluyor. Kendine geliyor. Fuşyalar, yeşiller, sarılar. En ağır olanları siyah ve beyaz. Sadece '" renkleri değil, tışortleri esas vaz' geçilmez yapan müthişbaskılan. Simler, parlak plastik baskılar, resimlerekeyif veriyor. Baskılar ise inanılmaz çeşitli.Bolbol figür kullanılmış. Bunlann yanında yakın plan yüzler, çiçekveke•lebek baskıları, kurdeleler eşliığinde puantiyeler, graffitiler, ÎJmeyveler (özellikle kiraz) müthiş efektler yaratmış. Belli ki bu tişörtler uzun süre moda listelerinin ilk sıralarında yer alacak. En deli dolu tişörtler için uygun kombinasyonlar jean'ler gibi gözükse de kısa etekler, kapriler veya kısa şortlar benzer çıtır etkisini yaratabılir Bu renkleri, simleri, açık saçık modelleri taşımak için dozunda ayarlanmış bir bronzluk şart. Hem aynaya baktığınızda kendinizi iyi hissedersiniz hem de tişörtler üzerinizde daha havalı durur. Fatma'nın tavsiyesi: Tamamlayıcısı plastik, renkli küpeler, bilezikler olan tişörtleri, topııklu klasik, renkli ayakkabılar ve jean ile kullanarak kış günlerinden kalan sarhoş şıklığını, 50'ler modasıyla birleştirerek kulIanabilirsiniz.0 fatmacik@hotmaıl. com T Altı kıta, altı zirve ERDEN ERUÇ, dünyanın altı kıtasının altı zirvesine ulaşmak için yola çıkıyor. Yolculuğu altı yıl sürecek. Kendisini hayalinin peşinden gitmek için destekleyen aynı ipte tırmanırlarken ölen bir başka dağcı Göran Kroop. Eruç'un şimdiki destekçisi ise eşi dağcı ve kaya tırmanıcısı Nancy Board. Gürhan Uçkan ay sonra,' Acaba?'demeye başladım.'Bunu nasılyaparımacaba?'" Bir süre sonra, bu sorusunun yaniünı ona, "Serüvenci" bir îsveçli, Göran Kropp vermiş. Kropp, 1996'da Isveç'tenNepal'ebisikletlegitmişvebütün yükünükendi %< » taşımıştı. Daha sonra oksijen tüpü kullanmadan Everest'in zirvesine çıkmış ve ülkesine yine bisikletle dönmüş. Erden onunla ABD'de tanıştığında ufkunun genişlediğinihissetmış: "Ben dünyayı yalnızca insan gücüyle dolaşmaprojemden söz ettiğim zaman herkes bana 'deli misin' diyordu ve böyle bir projenin gerçekleştirilmesinın olanaksız olduğunu söylüyordu. Göran Kropp ise beni dikkatle dinledikten sonra yalnızca şöyle dedi: Ne zaman yola çıkacaksın ? " Göran Kropp, 30 Eylül 2002'de Seattle'ın doğusundaki Frenchman Coulee vadisinde kaya tırmanışında emniyet sisteminin yetmediği bir kazada yaşamını yitirdi. Oldüğünde 36 yaşındaydı ve Erden Eruç, Göran'la aynı ipteydi. Goran'ın düşüşünü görmemiş, sesini duymuştu. Aşağı inip Göran'abaktı, olmüştü. "O zaman,bu yarışta bayrağm bana devredildığini hissettim," diyor, "beni artık neyin beklediğini biliyordum. Kasım 2002 'de Göran Kropp'un cenaze törenine katıldıktan sonra Amerika'ya dönerken uçakta bir dünya haritası çizdim. Her kıtanın en yüksek noktasına bir çarpı işareti koydum. Bu çarpıları çizgilerlebirleştirince, 6 kıtanın 6 zirvesine ulaşma fikri doğdu. Okyanuslan kürekle geçmek gerekiyordu ve bir tekneye ihtiyacım vardı. Onu araştırmaya başladım." S izi ne diye tanıtayım? Sıcak ve güven verici gülümsemesi yüzünü kaplıyor. " îdealist diyebilirsiniz," diyor, "Adalegücüneinananamagerçek gücünü beynınden ve ruhundan alan bir idealist. Çocuklara örnek olmak isteyen bir öğretmen ". ErdenEruç kurucusuvebaşkanıolduğu "AroundnOver Etrafmdan ve Uzerinden" adlı vakfın, yalnızca adale gücüyle dünyayı dolanmak ve alu kıtada en yüksek zirveyetırmanmaprojesi olan "Altı ZirveProjesi"ni tanıtmakiçin Stockholm'de. Bir amacı daha var, sponsorlar bulmak ve vakfın kuruluş nedenlerinin başında gelen, ilk ve ortaöğrenimdeki çocukları hayal kurmayı bırak mayacak, olsa olsa bilgisayarım ve uydu telefonum. Insanların, benim mesajımı anlayacaklannı ve çabalanmı destekleyeceklerini sanıyorum. Uğradığım yerlerde okulları ziyaret edeceğim ve çocuklara, hayaller kurmayı, yaşamda bir hedef edinmeyi asla bırakm*£ malarını söyleyeceğim. Vakfımız, Nepal'de Göran Kropp'un desteklediği BishwaDarshan Ilkokulu'nu benimsedi. Oradaki çocukların, dünya çocuklanyla iletişım kurmalarını sağlamayı da amaçlıyorum." , Eruç, anadili Ingilizce olan veya Ingilizcenin ikirîd* dil olarak okutulduğu ülkelerin çocuklannın birbirleriyle haberleşmesini sağlamayı amaçlıyor. Dünyaları, ufukları genişlesin istiyor. http://www.aroundnover.org adresindeki web sayfası halen yalnızca Ingilizce. Ama kısa bir süre sonra Türkçe bir sayfa açmayı tasarlıyor. Yolculuğu boyunca her hafta bu sayfadaizlenimlerini yazacak ve izleyenlerin görüşlerini alacak ve onları olabildiğince yanıtlayacak. Ya ıssız sularda aylar sürecek olan yalnızlık? "O sırada kendimikeşfedeceğim. Nasılbiriolduğumuanlayacağım" diyejtanıtlıyor " Günler baştan yeknesak gibi gelecek, ajj& yolda belki bir balina göreceğim, bir şeyler izleyeceğim ve bir insan olarak kendimi inceleyeceğim. Fiziksel gereksinmeleri karşdayacak kondisyona sahibim; sıra şimdi işin ruhsal yanında"... Her karaya çıkışında tekneyi karada bir depoya kilitleyip bisikletiyle o kıtst1, daki en yüksek zirveye yol alacak. Tekneye geri dönüp her denize açılışında bisikletini, bir sonraki etaba gönderecek. Yani, tümgezi boyunca aynı tekne vebisikleti kullanacak. EŞİMİN DESTEĞİOLMADAN... İyi de eşi, 6 yıldan fazla sürecek olan bu projeyi nasılkarşılıyor? '* "Eşim Nancy Board beni destekliyor olmasaydı bu işe kalkışmaz ve başaracağıma böylesine inanmazdım. O da iyi bir dağcı ve kaya tırmanıcısı. Bazı günler benden de iyi. Üstelik vakfımızın yönetim kurulu üyesi. ilk tanıştığımızda, Mayıs 2000'di galiba, ona dünyayı dolaşmayı hayal ettiğimi söylemiştim. O da bana, hayalinin Peru'da Macchu Picchu Inka harabelerine gitmek olduğunu söylemişti. Şimdi bu da programa dahil oldu. Lima'ya vardığımda beni karşdayacak ve beraber bir gezi yapacağız." Erden Eruç bir Türk vatandaşı, ABD'de "Yeşü Kart" ile oturuyor. 20 Eylül'de bisikletle Florida'ya doğruyola çıkacak olan Eruç, 2005'te Ekvator' a gidecek, bisikletle Şili, Santiago'ya ulaştıktan sonra, 2006'da Aconcagua'ya tırmanacak, Bolivya ve Doğu Peru uzerinden Ekvator'a teknesine dönecek. Haziranda Pasifik Okyanusu'na açılacak, 2007 'de trianjaya'ya ulaşacak, aynı yıl Carstenz Piramit Da I ğı'na tırmanacak. 2008' de Hindistan' a geçecek. BisikletleNepal'egeçecek, Monzunyağ;, murları geçtikten sonra Everest'e tırmanacak. 2009'da Okyanus'u aşıp Tanzanya'ya ulaşacak, Kilimanjaro'ya tırmanacak ve Kızıldeniz'den kuzeye doğru tekneyle çıkacak. 2010 kışında Türkiye'nin güney sahillerine ulaşacak, kuzeye geçecek, RusGürcistan sınınndaki Elbus dağrna ulaşacak. Sonbaharda da Ameri ATLANTİK'I GEÇEN TEKNE mamaya, hayatta birhedef edinmelerini sağlamaya teşvik etmek. Eruç 42 yaşında. BoğaziçiÜniversitesi'ni bitirmiş, masteryapmış ve ABD'nin Seattlekentinelisansüstü öğrenime devam etmek için gitmiş. Branşı makine mühendisliği ama bilgisayar mühendisi olarak geçimini sağlamış. Eee, dağların tepesinde, suların ortasında ne işi var? Aradığı tekne, 2001 yılında Atlantik'i 95 günde ve yalnızca kürek çekerek geçen îsveçli Niclas Mârdfelt'teydi. Eruç, Isveç'in Uppsala kentinde oturan Mârdfelt'in teknesi veya onu model alarak yeni y apılacak olan bir başkasına sahip olmak için Isveç'e geldi. Okyanus'u geçebilecek bir teknenin gövdesi çok sayıda hazneden oluşuyor. En ortada su dolu bidonlar var. Bu hazne safra yerini tutuyor ve diğer haznelere aynı anda su dolması imkânsız oluyor. Dalgalar yandan vurursa tekne, hacıyatmazgıbi derhal doğruluyor. Dalgalar tehlikeli boyutlara ulaşırsa, denize 70 metrelik bir ipin ucunda bir nevi çapa görevi yapan bir paraşüt salınıyor ve bu düzenek teknenin burnunun dalgalara dönmesini sağlıyor. Eruç'un yanında, dünyayla haberleşebilmek için uydu telefonu, portatif bilgisayar olacak, meteoroloji raporlarını sürekli izleyebilecek. Eruç'a, yolculuğunun özellikle karada geçen kısımlarında can güvenliği konusunda ne düşündüğünüsoruyorum: "Yanımda fazla degerli bir sev olEruç, yolculuğunu adadığı Îsveçli Gören Kropp'la. 11 YAŞINDA ERCİYESTE Erden Eruç, babası dağ komandosuyken Türkiye'nın dağlık bölgelerini dolaşmış. ilk kez 4 yaşındayken babasıyla kayak yapmış; 11 yaşındayken de birlikte Erciyes Dağı'nın zirvesine ulaşmış (3 896 m). Bütün gençliği ise sporyaparakgeçmış:Judo,dıskatma,engellikoşu,maraton, güreş ve kürek... 1997 'de, geliri vekoşulları gayet yeterlı ve hatta çok iyı olan ışinin başındayken, göziıne genellikle pek dikkat etmedıği bir dünya haritası ilişmiş: "Birisigetirip arkamdaki duvara asmıştıherhalde. Avrupa ve Asya solda, Pasıfik Okyanusu ortada ve Amerika sağdaydı. Ben ise Vaşington'daydım. Gidip parmağımı Vaşington'dan başlayan, Bering Boğazı uzerinden geçerek Izmir'e ulaşan bir yay çizer şekilde dolaştırdım. 'Eve yolculuk' düşüncesibanailginçgelmişti ansızın. Birkaç