Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 TEMMUZ 2004 / SAYI957 Yazmasaydım söyleyemezdim Düek Karagöz Ş airin söylediğine benzer bir yalnızlık onunkisi: Uzağa değil, usta/Öteye hep öteye gitti;/Yalnızhğıondandır. Şarkılarındakihüznü ve kırılganlığı, hayatı anlamlı kılan değerlerin giderek yitirilmesine karşı şikâyeti aslında... Araa bu aralar dört duvar arasın da olma halini de özlemiyor değil. Çünkü çok yoğun çalıştığı bir dönem geçirmiş ve "Artıkyollardaafişlerimigörmektençok sıkılmış durumdayım" diyor. Hayata ve müziğe dair söyleştiğimiz Feridun Düzağaç bir film çekiminin ortalarında, şimdi bu yoğunluğunu bertaraf edecek bir nadas dönemini de çok özlediğini ekliyor. Insanların kalbine dokunacak, bizlere hayatı hissettirecek şarkılanyla dönmek üzere... beste denememdi. Hep söylüyorum, biraz cahil cesaretiyle kotarılmış bir şeydi, ama bizim müzik grubumuzun, benim kişisel müzik yolculuğumun ilk şarkısı olduğu için sahip çıktım ona açıkçası. Birşiir bestelemek, gerçekten bilinen bir şeye yeniden şekil vermeye çalışmak olduğu için riskli. O yüzden yapabileceğimi sanmıyorum. Böyle bir heyecanım yok ama tabii zaman ne gösterir bilinmez. YALN1ZLIĞA DAİR... Şarkılarınızda da anlatıyorsunuz ama yalnızlıknedir? Yalnızhk benim şarkılarımda anlattığım gibi, yani benim dört duvar içinde kendimi bir başıma hissetmem değil. Kendimi birçok konuda çok yoruyorum, birçok şeye kafamı çok yoruyorum. Çok detaycıyım, ama bakıyorumki, ınsanların beni bu kadar kurcalayan, meşgul eden şeyi çok da önemsemediğini görüyorum. Bazı eskiyen, eskimeye yüz tutmuş, bugün çocukların bilmediği şeylerin ben hâlâ savunucusuyum. O yüzden yalnızhk. Hayata arka pencereden bakıyorum dediğiniz için karamsar olarak tanımlanıyorsunuz. Evet. Benim yalnızhk, coşku.paylaşım tanımlarım biraz farklı. Beni farklılaştıran şeyin debunu anlatmak olduğunu düşünüyorum. İnsanlar galiba beni en çok bunun için seviyorlar. Ben, benim gibi düşünen, aslında kendi yalnızlığını paylaşan insanların dinlediği bir adamım. Ama şu soru çok kızdırır beni mesela: Evlisiniz, mutlusunuz, çocuğunuz var, ama yalnızhk şarkılanyazıyorsunuz. Yalnızhk böyle bir şey değildirki...Yani çok saçmave çok anlamsız bir sorudur, ama hâlâ sorulur. Benim yalnızhğa yüklediğim anlam bu... •Sizinle aynı sektörde olanlartn birçoğu VIP kullanıp korumasız dolaşmazken siz, konserlerinizde sizi kapıda bekleyen ınsanların arasına çok rahatlıkla giriyorsunuz. Bu tavrınız dinleyicileriniz arasında en çok sevilen özelliklerinizden... Koruma ve VIP kullananlar neden kullanıyorlar onu bilmiyorum açıkçası. Bu biraz karakter meselesi. Bugüne kadar sizin de gözlemlediğiniz gibi davranıyorum. Utangaç bir yapım var. Ama insanların bu yönümü sevmesini de çok doğru bulmuyorum. Yani bence şımarık da olsam sevmehler. Çünkü... Şarkılannızı seviyorlar. Şarkılar sevilmeli; duruşlar, makyajlar.imajlar sevilmemeli. Bugüne kadar böyle davrandığım için hiç pişman olma Yazmak için yaşamak gerekiyor. Bunun beni yazarken beslediğini düşünüyorum ama yazmak için de yapmıyorıım. Ben öyle bir adamım yani. Benim karakterım öyle. Fazlasıyla detaycı ve dikkatli bir adamım. Sokaklarda da kendimi yaşıyorıım açıkçası. ALEV ALEV... Son albümünüz diğer tüm albümlerinizin satışını katladı. Böylece daha da fazla insana ulaşmış oldunuz. Neden son albümde böyle? Birinci, ikinci albümünüz çok mu başarısızdı ya da... Uçüncu albüm bence o günün şartlarına yenik düştü. Çünkü Türkiye'nin ekonomik krizlerinin başlangıcı olan o meşhıır devalüasyonlara denk geldı. tlk iki albüm benim daha eskı yazdığım şarkılardan oluşuyor. Biraz daha karanhk ve ağdalı şarkılar var orada, ama son albümün de doğru anlaşılarak sevildiğini düşünmüyorum. FD şarkısının konserlerde çalmaya başlamasıyla insanların eğlence modunageçmesineçokşaşırıyorum.Eğlenceli bir şarkı değil sonuçta o. Boş Ders şarkısının da yanhş anlaşıldığını düşünüyorum. Mesela Alev Alev bu albümün en çok sevilen ve ömrü en uzun olacak şarkısıdır. Ana hatlanyla yaşanmamış bir aşk şarkısıdır. Daha önce bu konuyla ilgili yazdığım bir sürü şarkı var. Mesela " Düşlerime Kal" müzikalolarak Alev Alev'den daha genış bir şarkı, ama insanlara bire bir dokunacak çok şarkı var bu albümde, sanıyorum. Albüm, insanların kendilerine sunulan muziklerden sıkıldığı bir dönemde farklı bulundu. Dedığim gibi diğer üç albüme zıt bir albüm değıldir. Bence Orijinal Ait Yazıhyı da içine alan dört albümlük bir süreçti. Yani içinde daha çok satması ve popüler olması için kurnazca düşünülmüş ya da planlanmış bir şey yoktu. Her şey kendi doğalhndaydı. Ercan Durmuş'un yönettiği "Gece 11:45" isimli filmde Yelda Reynaud ve Yiğit Özşener'Ie oynuyorsunuz. Film ve canlandırdığınız karakter konusunda bilgi verebilir misiniz ? Filmdeki dört ana karakterden birini canlandırıyorum. Kurgusu, çekim tekniği oldukça farklı. Bir filmde oynamak, olmasını çok istediğim bir şeydi. "Gece 11.45 "te hayatını kağıt toplayarak kazanan birini canlandırıyorum. Trajikvemelankolik bir hikayesi olan biri. Bu rolü kendime yakın hissettim. Gerek yönetmeni ile gerek oyunculan ile çok iyi bir proje* Albümlerinizde, sözle ön plana çıkıyorsunuz ve neredeyse şarkılarınızın tamamı size ait. Şarkı söyleyenin sözlerinin kendisine ait olması sizin için bir ölçiit miidür? Benim için, yani benim değer yargılarıma göre bir kural. Ben şarkı yazabilme ce "Orijinal Altyazılı" FERİDUN DÜZAĞAÇ'ın son albümu. Düzağaç, "Ben şarkı yazabildlğim için şarkı söylüyorum" diyor. Şarkıcı, "Gece 11.45" fflminde bir kâğıt toplayıcısını oynuyor... sareüyle sahneye çıkıyorum. Yani kendi şarkılarımı söylemek için varım. Bundan kötü şarkıcı gibi bir şey çıkmasın. Ama ne bileyim başkalarının şarkılanyla yorumcu olarak büinen çok insan var. Herhangi bir şarkı yazmadan, hatta söz bile yazmadan şarkı söyleyebilen ve hakikaten benim bazen dinlediğim insanlar da var. Bu bir tercih, birtavır. Ben şarkı yazabildiğim için şarkı söylüyorum, yazamasaydım şarkıcı olmazdım, bu kadar basit. Özdemir AsaPı severek okuduğunuzu biliyoruz. Daha önce de Lavinia isimli şiirine beste yaptınız. Tekrar bir Özdemir Asaf şiiri bestelemeyi düşünür müsünüz ve neden Özdemir Asaf? Aslında insanlar ilk Lavinia ile tanıdıklan için Özdemir Asaf ile aramda öyle bir organik bağ var sanılıyor. Tabii ki Özdemir Asaf en önemli Türk şairlerinden biri, ama benim şiirde mitosum Edip Cansever'dir, Turgut Uyar'dır. Lavinia benim ilk Feridun Düzağaç, hem yeni albümü hem de ilk filmiyle gündemde... dım.Buzamana kadar herhangi bir saldırı ya da beni rahatsız edecek bir şey olmadı. Bence, beni bilen insanlar da bu durumaahşıklar. Heranheryerdekarşılarına çıkabiliyorum. Bu beni daha önemsizdaha değersiz bir adam yapmıyor ama daha değerli de yapmamah. Sadece mütevazı olduğum için çok sevdiklerini söyleyenler oluyor. Bunu çok sağhkh bulmuyorum açıkçası. Yazanla dinleyen arasındaki paylaşım sadece yazılanla sınırh kalmah. Ben bir konserde o gün iyi değilimdir. Insanla rın yüzünehoş gelmeyecekşeyleryapabilirim. O anlamda kontrollüyüm, ama bunlar çok önemli olmamah.. VIP kullananları karalamak istemem ama bana abartıh geliyor. VIP kullanarak önemli olunmaz, insan yazdıklarıyla önemli olur. Ve bence kendini sırça köşkte görmek üretim sürecini etkiler. Yani bir adam sırça köşkte yaşayarak sokağa dokunamaz. Sırçaköşkteyaşayarak.insanlardankaçarak, insanlara duvar örerek onların kalbine dokunamaz. Sahneden başka gidecek yerim yok! Esra Başıbüyük üzelliğinin farkında olan bir kadın Monica Molina. Ama belli ki ' her şeyi bunun üstüne kurmamış! Sıfırmakyaj.çokbasitbirkıyafet. Ne bir baskın parfüm kokusu var, ne manikür ne pedikür... Çok doğal, çok güzel! Konser öncesi yoğun bir basın sirkülasyonu, röportajlar, çekimler, gerginlikler... Molina ise yorgunluğu yüzünden okunmasına rağmen en ufak bir kapris bile yapmadan herkese olabildiğince kısa ama güleryüzle ve içten cevap vermeye çalışıyor. Ve gece, işte konserdeyiz. Sahnede görününce bir alkış kopuyor... Ayaktaki herkes parmaklarının ucunda, onu biraz daha iyi görme çabasında. Bakıyorum, gündüz ki sade haline eklenenhiçbirşey yok. Sadece siyah bir elbiseve şıkayakkabılarındışında! Yanımdaki arkadaşım "Çok güzel bir kadınmış gerçekten" diyor. Monica Molina ile şarkılarını ve Akdenizli olmayı konuşuyoruz: Yaptığınız müziği nasıl tanımlıy orsunuz ? Müziğime bir etiket koyulmasından hoşlanmıyorum. Yaptığım müziğe Akdeniz müziği deniyor ama ben insanlarla bire bir kontak kurmayı seviyorum, o yüzden böyle çerçevelendirilmesinden dehoşlanmıyorum. Şarkılarımda aşk çok fazla geçiyor. Bunun evrensel olduğunu düşünüyorum. Evet, baktığınızda iki kişinin yaşadığı bir his, ama herkes benzer duyguları yaşıyor. O yüzden çok ortak bir konu. tspanyolsunuz değil mi? Evet. Aslında Madridliyim. Ama güneykanımdavar! Şarkılarınızda tspanya' nın hangi yüzünü anlatıyorsunuz? Bana göre ülkemin her yüzünü ifade ediyorum aslında... Sanatçı bir aileden geliyorsunuz. Babanız tspanya'nın en önemli şarkıcılarından Antonio Molina, kızkardeşiniz Angela Molina ve diğer iki kardeşiniz de sanatçı... Sizin de sanatı seçmeniz genlerin bir oyunu mu ? Evet, tabii ki büyükihtimallegenetik! Ama buralara kadar gelebilmek için çok çaba sarf ettim.Bunu da azımsayamam. Kendime bir şeylerkatmaya çahştım. Eğitim aldım ve kendimi bu günler için hazırladım. Şarkı söylemek bir tutku mu sizin için? Küçülüğumden beri şarkı söylemeyi çok seviyorum . Ama hiçbir zaman kendimi iyi bulmadım.dahadoğrusu hazırhissetmedim.Bu zamanın gelmesi için çok çahştım ve kendimi yeterli hissedene kadar bu işe atılmadım, bekledim. 99' da ilk albümüm çıktı, ama ben 96 yılından beri şarkı söylüyorum. Soruna dönünceyeniden evet, şarkı benim için bir tutku, asla kendimi şarkı söylemekten alıkoyamıyorum, kesinlikle bir tutku! Müzik sayesinde düny anın birçok yerinde tamndımz ve tabii sevgi de beraberinde geldi. Bu kadar çok sevilmek size bir sorumluluk yüklüyormu? Gerçekten, beni çok mutlu eden bir durum İspanyol şarkıcı ve oyuncu MONİCA MOLİNA İstanbul Caz Festivali'nde, Toyota'nın sponsorluğunda bir konser verdi. İkinci albümü "De Cal y Arena" İle şarkıcılığa lyice ısınan sanatçı, bütün konsantrasyonunu müziğe vermlş. Monica, Latin Grammy'de "En iyi Kadın Şarkıcı" ödülü aldı. . bu! Aslında şöyle soyleyebilirim; çifte bir mutluluk var. Bir, gerçekten kendi sevdiğim şarkıları söylüyorum, iki kendimi mutlu ediyorum, ama yaptığım müzikle başka insanları da mutlu edebiliyorum. Bu çok güzel... Peki, benim için sahneyi tanımlar mısınız?.. Evinizin neresi gibi? Sahne benim için başka, hiçbir yere benzemiyor...Hissettiğimşeyçokgüçlü.Evimdeo kadaryoğun duygularyaşamıyorum. Sahnede kendimi çok iyi hissediyorum, ama her zaman biraz korku var... Ve benim için başdöndürücü bir yer sahne! Ama bu başdönme olayı genelde ilk 15 dakika oluyor, sonra herşeyi tamamen unutup insanlarla kaynaşıp o ambiansı yaşıyorıım. Bir dönem sinemayla da ilgilenmişsiniz, o dadevamediyormu? Şarkı söylemeye başladığımdan beri, hayır. Sahneye çıkmadan önce yaptığınız bir alışkanlığınız var mıdır? Dua etmek gibi... Hiçbir dine ait hissetmiyorum kendimi, ama Tannyla çok özel bir ilişkim var. Ona inanıyorum. Peki sanat hayatınızda feyz aldığmız birisi varmı? Bütün hayatımboyuncababambenim için çok önemli ve etkileyiciydi...Başka birisini bilmiyorum! "Çok güzel bir kadın" Yorumculuğunuzun yanında sürekli bundan bahsedilmesi nasıl bir his? Güzellik benim için çok önemli değil. Güzellikten çok daha önemli şeyler var ve sanırım onlar beni daha çok ilgilendiriyor. Güzellik değil, ama alımlı olmak bence daha önemli. Ama insanların bana güzel bir kadın olduğumu söyledikleri zaman tabii ki bundan çok