17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 25 TEMMUZ 2004 / SAYI 957 Birsömürge metaforu... Beyoğlu'nda açılan FRANSIZ SOKAĞI sadece Türkiye'de değil, belki dünyada ilk örnek. Paris'te yaşayan, Sarbonne'da edebiyat lisansı yapan, DoğuBatı konusunda araştırmalarını sürdüren Akça Zeynep, sokağı gezdi ve yazdı. Akça Zeynep mış ve 19. yüzyıl boyıınca Fransız kültürü Os manlı payitahtının tek egemen kültürü olınu 1860'tan itibaren en seçkin dil oldu... Bu iki asrı yakın süre içinde Fransızca bilim,sanat,edebi yat eserleri Türkçeye çevrildi, onlarca Fransı; okulu açıldı... Bukültürünmerkezivemekân Beyoğlu'dur. Beyoğlu birbakımaParis'eaçılar kapıdır. Lokanta ilanlarından gazete duyurula rına kadar 19. yüzyılın sonlannda Fransızcanır ağırlığını ogazetelerde görmeniz mümkündür.. Dünyanın en kalabalık caddelerinden biri olar Istiklal'in yüzyıl başında adının Grand Rue dc Pera olduğu da söylenmeli; en önemli mekânlara Fransızca ad verildiği sayılmalı..." NEDEN CEZAYİR SOKAĞI? Mehmet Taşdiken'in," Neden FransızSoka ğı" sorusuna verdiği cevap çok güzel, helebütür dünyada artık Amerikan alt kültürü hâkimken nostaljik bir şekilde, sadece biçimsel açıdan d<: olsa Tanzimat'tan yüzyıl başına kadar Türki ye'de hâkim olan Fransız kültürünü geri getirmeyeçabalaması,benim gibi Fransız kültürüyle yoğrulmuş, özenti Batı hayranları için çok mutlandırıcı.(Herne kadar tümişletmelertamola rak açılmış olmasa da şarap meraklılarını sokak ta yaptığım küçük gezintiye dayanarak uyarırım Halihazırdaki durumla shiraz, cabarnet, cotes dıı rhonegibi Fransızşarapları vekavlarıhenü? Fransız şarabı düşkünlerini tatmin edecek düzeyde değil. Ama yanlış anlaşılmasın, hazırlık aşamasında olan çok işletme var, kimbilir Bordeaux, Bourgogne meraklılarını tatmin edecek şa raplar belki de yoldadır!) Ancak ortada içimizde benım gibi en apoli tik olanların bile tetkik edebileceği bir diplomasi hatası var. Cezayir Sokağı'na Fransız Sokağı adı vermek gibi bir gaf yapmaknasılmazurgöıülebilirbiImiyorıım.Beyoğlu'ndaki sokaklara kıran mı girmişti de kala kala bir tek Cezayir Sokağı kalmıştı, Fransız Sokağı diye nostaljiyapacak?(Bu sokak TürkCezayirFransız dostluğunu ifade etmektedir, diye de biı tabelaasılmışsokağa) 1830 yılında Fransa Cezayir'iişgaletti. Fransızişgalinekarşı ilkbağımsızlıkmücadelesiniEmir Abdülkadirbaşlattı. Sa dece 15 Ağustos 1945'teFransızlar bir gün içinde 4 5 bin Cezayirlinin canına kıydılar. lkinci bağımsızlıksavaşı 1954'debaşladı.Sekizyıl süren savaş sonunda bir buçuk milyon Cezayirli işgal kuvvetleri tarahndan öldürüldü. 5 Tenımui' 1962de bağımsızlık ilan edildi. lstanbul'dakı Cezayir Sokağı'na Fransız Sokağı adını vermek. bugün bile hâlâ kanayan bir yara olan Cezayir ı metaforik olarak tekrar sömiirgeleştirmek demek değil denedir? Ahmet Insel'in de 11 Tem muz tarihli Radikal gazetesi'ndeki yazısında de ğindiği gibi örneğin Paris'teki Ankara Sokağı'na " Yunan Sokağı veya Amerikan Sokağı" adı verilse ve burada bu ülkelerin kültürlerini anıştıran işletmelerkurulsabizbunanederizacaba? TÜRK ERKEKLERİNE DİKKAT! Tanziınat'ianberiaşamadığımızsorunukalalık etmek gibi kaçmayacaksa "görünmek" ve " olmak "ta yatıyor bence. Biz kafalarımızın içini değiştirmedikçe istediğimiz kadar Batılı görünelim, Batılı markalargiyelim, Batılı tarzda kafelerdeoturalım, Batıyemeği içkisiyiyelim içelim,yine de Batılı olamayız, Batılılarca kabul göremeyiz (Görünüşe bakılırsa Felatun Bey'likten ve Bihruz'luktan pek kendimizi kurtaramamışız). Fransız Sokağı'nın açıldığı şu günlerde şundan haberdar mıyız mesela? Fransa'nın en prestijli ülke rehberlerinden "Guide de Routard"da Fransız kadınlarının barbarTürk erkeklerinden nasıl korunacağına dair bir bölüm var. Palabıyıklı Türk erkeği size laf attığında nasıl davranacaksınız, nasıl korunacaksınız. Şimdi derhal "Ama o bahsedilen erkekler Galata köprüsünün öteki tarafında, batılı bizim gerçek yüzümüzü görmek istemiyor " gibibirlaf duyaroluyorum. Ancakne yazık ki Batılının 18. yüzyıldan berigeliştirdiği oryantal söylemi yıkmak çok güç ve bu yalnızca Batılı "görünerek", ekonomi ve siyasette yapabileceğimiz bir şey değil. Zaten hiç yaşamadığımız bir Hırıstiyan kültürünü sahiplenmek mümkün değil, öyleyse niye kendi kültürümüzü sahiplenerekoradanbiryerlerevarmayaçalışmıyoruzr1 NaçizaneTanpınar'ın"sıçrayabilmek,ufukdeğiştirmek için dahi bir yere basmak lazımdır (Huzur'dan) "söziindenyolaçıkarak,biryerlere varmak için Orhan Pamuk'un Kara Kitabı'ndaki yeraltı dehlizlerindeki unutulmuş, küçümsenmişmankenleriniziyaret etmek lazımdivorum...# B ir Temmuz'da, Beyoğlu'nda Galatasaray Lisesi'nin arkasındaki Hayriye Caddesi'yle Bostancıbaşı Caddesi arasında kalan Cezayir Sokağı ile Cezayi r Çıkmazı'nda Fransız Sokağı açıldı. Dört gün siiren şenliklerle açılan sokakta, 29 binada, restoran, bar, kate, şarap kavı, atölye,gurmeokulu,kitapçı,modaevi, antikacı, sergi salonıı, dokiimantasyon merkezi,sinemasalonugibi43işyerive kuruluşyeralıyor. Trafiğe kapalı olan sokağm giriş ve çıkışlarınıtakımelbıselıbirergüvenlikgörevlisi önceleri arama yapılıyordu, ama tepkiler üzerinebu uygıılamadan vazgt* çildi tutııyor. Kiremit rengi ve açık uçıık sarı boyalı çoğu 19. yüzyıl Fransız tarzında yapılmışbinalardan Fransız şansonları yükseliyor. Kaldırımlara konulan tahta masaları, dar sokakları ile burası gerçekten de Fransa'nın giiney sahil şe Yönetmeliğe göre sokaktaki bütün işletmelerin adl Fransızca... hirlerindenNice'inmükemmelbirtaklidini andırıyor. Hani başında yemenisiyle, kapısının önünde oturan veya camdan bakan Cezayir Sokağı'nın son kalan birkaç yerli halkı da olmasa ve etrafta Fransızca konuşulsa şıp demiş de Nice'in burnundan düşmüş diyesi geliyorinsanın. Yönetmeliğe göre sokaktaki bütün işletmelerin adı Fransızca olacak, en az bir iyi derecede Fransızca bilen eleman çahştırılacak. Sanatsal faaliyetlere genişçe yer verilecek olan sokakta bazı kafelerin isimleri bile Fransız ressamlarından ödünç alınmış; Ispanyol asıllı Fransız ressam Miro, Cafe Miro'nun isim babası olıırken (mönüdeki yemeklerin sunumu da ünlü ressamın tablolarından esinlenerek hazırlanacak),1872'de Istanbul'da cloğan ve bir süre Paris'te yaşadıktan sonra Istanbul'a geri dönen Fransız ressam Albert Mille de duvarlarıııı tablolarıyla süslediği Cafe Albert Mille'ye adını vermiş... TEK ÖRNEK TÜRKİYE... Kısaca Cezayir Sokağı ve Cezayir Çıkmazını kapsayan Fransız Sokağı'nın genelgörünümüböyle. Batı ülkelerinegöç eden üçüncü dünya ülkeleri vatandaşlaruıın, yerleştikleri şehirde kendi kiiltürlerinin damgasını taşıyan mahalleler kurmaları çok yaygındır. Orneğin Pa~ ris'in Tolbiac seınti Çin mahallesidir, burada envai çeşit Çin Lokantaları, süpermarketleri.butikleribulunurveburada yaşayan Çinlilertarafından işletilir. Hatta Çin yeni yılı bile bu mahallenin sokaklarında karnavalvari birşekildekutlanır. Yine Paris'te Strasboıırg Saint Denis ve Bonne Novelle civarlarıııda bir Türk maballesi vardır; dönercileri, tekstil atölyelerı, kitapçıları, Türk usıılü kahvehaneleriyle... Sokaklarda hâkim dil Tiirkçedir ve adımbaşı rastladığınız hemşerilerinizle bu gurbet ellerde hiç de kendinizi yabancı hissetmezsiniz. Ancakbıı tip mahalleler, batıda bir tür gettolaşmanın sonııcudur ve giderek gözden ırak olması istenilen üçüncü dünya vatandaşlarının banliyölere kadar itilerek şehrin genel görünümünü ve yaşantısını bozmayacak bir yaşam stiline mecbur kalmasından doğmuştur. Ancak merkez dışı ülkelerde," Ingiliz Sokağı", "Amerikan Sokağı" gibi batıyı örnek alarak yerli halk tarafından kurıılan batıh mahalleler pek yaygın değil dir. Hatta Fransız sokağı, Türkiye'de bir ilk... Fotoğraflar: Vedat Arık yanılmıyorsam bunun tek örneği Türkiye'dir. Bu açıdan da bakıldığında Türkiye modernleşme, batılılaşma çabalarında örnek bir ülkesayılabilir! Peki neden Fransız Sokağı? Projenin mimarı Mehmet Taşdiken'in Beyoğlu gazetesineverdiğiyanıtşöyle: " Fransız Sokağı çünkü bir kere Fransızlarınkurduğu Galatasaray Lisesi'nin arkasında. 16. yüzyılda Beyoğlu'nda kurulan Fransız Sefareti'ııin hinterlandı içinde. Ayrıca şimdiki Fransız konsolosluğuna birkaç yüz metre mesafede. Zaten Fransa Türkiye'de ilk daimi büyükelçibırakanülke. Fransız ihtilalinden sonra, Türk aydınları arasında Fransız kültür ve diline karşı bıiyük bir ilgi ııyan Cumhuıiyet DERGt* Imtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına tlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: tbrahim Yıldız Editöı: Berat Günçıkan Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Mehmet Sucu Baskı: Basın Yatırım Sanayii ve Ticaret AŞ Esenboğa Yolu Akşam Tesisleri tdaıe Merkezi: Türkocağı Cad. No: 3941 Cağaloğlu, 34334 Istanbul. (0212)512 05 05 Cumhuriyet Reklam (0212) 512 41 19 / 512 48 30 512 47 78 * Cumhuriyet Gazetesi'nin parasız pazar ekidir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle