22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

25 TEMMUZ 2004 / SAYI 957 Gerçekle antı koptuğu Yasalarda hakları var, sosyal güvenlikten yararlanıyor, hatta çok düşük de olsa bir maaş alıyorlar. Akut dönemlerinin dışında "normal" insanlardan farkları yok, ama toplum onları dışarıda tutmayı yeğliyor. Dernek de kuran şizofreni hastaları haklarını korumanın peşinde. Ipek Ozbey 10 yılımı evde geçirdim Şizofreni Dostları Demeği Başkanı Mesut Demirdoğan 18 yıldır şizofreni hastası. Hastalık kendini 17 yaşında uykusuzluk, korku, şüphecilik gibi belirtilerle göstermiş. Daha sonra buna televizyondan mesaj alma eklenmiş. Mesut Demirdoğan" Birfilm.reklam ya da herhangi bir şey izlerken, bunıın bana yollanmış bir mesaj olduğunu düşünüyordum. Kendimi o an çok önemli hissediyordum ve dünyayı kurtarabilecek pek çok formülü biliyordum sanki" diyor. O zaman çalışıyormuş ancak iş hayatını hastalığıyla birlikte yürütememiş. îşten aynlmış, 10 yıl evden dışarı çıkmamış. "Toplumda kabul görmeyen bir hastalık olduğu için kendini saklıyorsun" diyor. 1999 yılında hastalığın tedavisi için doktorun yolunu tutmuş Demirdoğan. OyılTürkiye'yeyeniilaçlargelmiş ve tedavisi başlamış. Sonra Şizofreni Dostları Derneği'yle tanışmış. Peki evden korkusuzca dışarı ilk kez çıktığında kendi için ne yapmış? Bu soruya "Kendim için bir şeyler yapmaya derneğe gelerekbaşladım. Şimdi yıllarca evden çıkmayan ben, dernekte kurdıığumuz halk dansları ekibiyle birlikte folklor oynuyorum" yanıtını veriyor. Derneğin 600 üyesi var. Demirdoğan "Burada hepimiz kendimizi iyi hissediyoruz. Bizi birleştiren şey şizofreni hastası ya da yakını olmamız. Yani birbirimizi anlıyoruz. Dernekte hastalar hastalığını tanıyor, kaybettiği yetilerini tekrar kazanmaya çalışıyor. Aynı zamanda hasta yakınlarına yönelik terapiler de yapılıyor. Belki de en önemlisi toplumdan kaçarak, kendini eve kapatarak yaşayan bizler burada sosyal olmayı öğreniyoruz, becerilerimizi keşfediyoruz, resim yapıyor, şiir yazıyoruz" diyor. Demirdo» • ğan şizofrenlerle ilgili ön• yargıların kalkması gerektiğini düşünüyor, "Şizofrenlerin saldırgan olduğunu söylüyorlar, bu doğrıı değil" diyor. Eşim beni terk etti sedilebilir. Nöbetler halinde nükseden bir hastalıktır. Belirtileri neler? Daha çok 1516 yaşlannda kendini göstermeye başlar. Çocuk büyürken ailesinin koruması altındayken fark edilmesi pek kolay olmuyor. Ne zaman ki bir topluluk ortamına girmeye başlıyor, o zaman ortaya çıkıyor. Çünkü en belirgin belirtisi sosyal hayata uyumsuzluk. Pek çok şizofreni hastası okulunu tamamlayamaz, tamamlasa da meslek hayatını sürdüremez. Neengelliyorbunu? Çok tahammülsüz bir toplumsal yapı var. Devam eden bir rahatsızhğa ne okuldaki öğretmen, ne işyerindeki amir, ne de evdeki sözde sağlam olan üye tahammül edebiliyor. Zaten tedirgin, çekingen olan hasta bununla baş edemiyor. •Televizyondan mesaj aldığını söyleyenler, sürekli bir ses tarafından yönetildiğini diişünenler çok fazla... Eskiden içime şeytan girdi diye tanımlanırdı. Çağa ayak uydurmuş şekli televizyondan mesaj almak. Nedenleri neler? Kişiden kişiye fark ediyor. Çok geniş bir grup. Kişinin kendi özel tarihinde değerlendirmeklazım. Şiddete başvuruyorlar mı ? Kendine yönelik şiddet vardır ama dışa yönelik şiddet toplumun ortalamasmdan daha fazla değil. Çek senet tahsilatından anlamazlar, adamı arkadan vurmazlar, kavga etmezler. Zaten bir şizofreni hastası tedirgin dir, zordur şiddet uygulaması. Doktorlar arasında bir araştırma yapılmış, bir şizofreni hastasıyla aynı apartmanda oturmak ister misiniz diye, yanıt biiyiik çoğunlukta hayır olmuş... Doktorların bir kısmı psikiyatristlerin bile yarı çatlak olduğunu düşünür zaten. Önyargılar var, kırmak zor. Insanoğlu normlann içinde olduğunu düşünmediği her şeye karşı bir yaftalama içinde. Cüzzamlıları, AlDS'lileri de dışlıyor toplum. Bu hastalık çalışmaya engel mi ? Mesela Şizofreni Dostları Derneği'nin çaycısı bir şizofreni hastası, çalışıp maaş alıyor. Başkanı da öyle, çok aktif çalışıyor. Keşke hep beraber bir kafe açsalar ve çalışsalar. Ama bu şizofren, şizofrene bir yaşam olmuyor mu, ben daha çok toplumla birlikteçalışmaktan bahsediyorum... Şizofreni gomlek gibi giyilen bir hastalık değil. Akut dönemlerde kişi kendine göre yaşar hastalığını, ama geçici bir durumdur. Diğer zamanlarda herkes gibidirler. Tedavisi nedir? İlaç olmazsa olmazıdır bu hastalığın. Ve yanında özellikle sosyalleşebilmeleri için grup terapisi gereklidir. Nusrettin Elik, 46 yaşında ve hastalığı 18yaşındabaşlamış. Kendinişöyle anlatıyor: "Ortaokulda tasavvufa merak sarmıştım. Çok daldım bu işlere. Bir gün staj gördüğüm yerde bana Yunus Emre'nin ruhunu çağıracaklarını söylediler, çok etkilenmiştim. Sonra staj yaptığım otele bir profesör geldi, tartıştık, benim hasta olduğumu söylemiş, cankurtaran geldi ve beni akıl hastanesine götürdü, ben kaçtım. Sonra başka bir hastaneye daha götürdüler, tedavi oldum, askere gittim, döndüm. Evlendim, çocuklarım oldu. Çok iyiydim, 67 sene hiç hastalanmadım. Sonra çalışmaya Arabistan'a gittim. Orada tekrar hastalandım. Beni Türkiye'ye yine bir akıl hastanesine yolladılar. Eşim hastalığımı bilmiyordu, öğrenince deli olduğuma kanaat getirip beni terk etti. Tedavim devam ediyor. Malulen emekliyim, çocuklarım beni anlamaya başladı, görüşüyoruz. Bir şizofreni hastasıyla aynı evi paylaşıyorum. Işleri paylaşıyoruz. Bir ay önce hastalığım tekrarladı. Yine hayalgörmeyebaşladım.Beynimtoprak oluyordu, semazenler, uçan daireler görüyordum. Yoğun tedavi altına aldılar, iyileştim, çıktım. Şimdi resim yapıyorum, bazıları satıhyor, çok seviniyorum o zaman." H er 5 kişiden biri yaşamının bir döneminde bir ruhsal rahatsızlıkla karşı karşıya kalıyor. Araştırmalarher 100 kişiden 3 'ünde de gerçekle bağlantının zaman zaman kopmasına yol açan şizofreninin görüldüğünü gösteriyor. Sokakta, okulda, pek çok yerde insanların "sen şizofrensin", "şizofrenın teki" gibi aşağılamak amacıyla söylenen sözler de aslında hastalığınekadartanımadığunızı gösteriyor. Şizofreni hastalığını Şizofreni Dostları Derneği kurucusu, Psikiyatr Doktor Fatih Altınöz'le konuştuk... Şizofreni nedir? Duygu, davranış ve düşüncelerde ortaya çıkan bir değişiklik durumu diye bah Psikiyatr Doktor Fatih Altınöz 3ayda 160milyon 18 yaşını geçmiş kronik şizofreni ve ruhsal rahatsızlığı olanlar, bağlı bulunduğu sosyal güvenlik kurumu kararıyla (SSK, Bağkur, Emekli Sandığı) anneveyababasının sağlık karnesini kullanabiliyor. Başbakanlık Özürlüler îdaresi'nden "Özürlii kimlik kartı" alıp, şehir içi ulaşım araçlarından, devlet tiyatro ve müzelerinden ücretsiz olarak yararlanabiliyor. Ailesi ve hastanın sosyal güvencesi yoksa, devlet kendisine üç aylık 160 milyon maaş bağlıyor. Yeşil kart sahibi olanlar, sosyal yardımlaşma veya kaymakatnlığa bağlı sosyal yardımlaşma kurumlarından ilaç temin edebiliyor. Garip sesler Şizofreniyle 16 yaşında tanışan Ozlem şimdi 25 yaşında. Son 5 senedir düzenli olarak tedavi görüyor. "Garip sesler duyuyordum. Sinirli, alıngan ve içe kapanıktım. Hiç arkadaşım yoktu. Sürekli bir erkek sesi duyuyordum. Şunu yap, bunu yap diye beni yönetiyordu. Sürekli o sesi dinliyordum" diyor. Ozlem, bir kez çalışmış, sürekli kavga ettiği için işten çıkanlmış. "Evde sinirlendiğimde camları aşağı indiriyor, bardakları duvara atıp kırıyordum. Anne ve babama karşı sürekli kavgacı tavrım vardı" diye anlatıyor ve ekliyor: "Şimdi bu sesleri duymuyorum. Ama çalışmayı da düşünmüyorum, sıkılırım, bunalırım, yeniden hastalığım başlar diye korkuyorum. Yani ideallerim yok aslında, yaşıyorum işte gittiği yere kadar." Oğlum acı çekiyordu îsmini vermek istemiyor. Bir şizofreninin annesi. Aileterapisine katılıp, bugün 25 yaşında olan oğluyla ilişkilerini düzenleyen anneyaşadıklarını anlatıyor: "Oğlum lise yıllarında içine kapanık bir çocuktu. Bunun ergenlik dönemi davranışı olduğunu düşündük. Üniversiteyebaşladıktan bir süre sonra dersleri takip etmemeye başladı. Okuldan şikâyet geliyordu, ders anlatılırken 'ben bir formül buldum' diyerek onu izah etmeye çalışıyormuş. Dekanlakonuştum.daha sonra da doktora gitmeye başladık. Gündüz değil, gece dolaşmayı seviyordu. Karşısındaki insanın böylelikle onu görmeyeceğini, hastalığını fark etmeyeceğmi düşünüyordu. Herkes onunla alay ediyor zannediyordu. Odasında yalnız kaldığında bazen kafasını duvara vuruyor, kapıyı yumrukluyordu. Bir annenın buna dayanması çok zor, çünkü o sizin çocuğunuz ve acı çekiyor. Sürekli kendimi sorguluyordum.Babası beni suçlamaya başladı. Benim oğlumuzu rahata ahştırdığımı, bu yüzden sorumsuz biri olduğunu söylüyordu. Hata yapmışım. 'Neden tembel tembel yatıyorsun, ayıp değil mi' diyerek üzerinegiderdim. Çocuğum çok hastaymış, bu yüzden odasında yaşıyormuş, onu anlamamışım. Oğlum şimdi daha iyi. Okulu bıraktı ama babasıyla çalışıyor. Bir kız arkadaşı var, takıntılarının arttığı dönemler zor geçiyor, bunun dışında iyi anlaşıyorlar." PAZARIN PENCERE5İNDEN Von Münchhausen Selçuk Erez O lay, ABD'de geçmiştir: Otuz üç yaşında kıdemli bir hemşire olan Nancy, başvurduğu hekime, kendini halsiz hissettiğini, sık acıktığını ve derisinin soğuduğunu bildirip seksen kilodan kırk beşe düştüğünü de ekleyince doktor onu hemen hastaneye yatırmıştı. Anlatılanlar, tiroid ya da böbreküstü bezlerinin hastalıklarından ya da insülin üreten bir pankreas bezi tümöründen de kaynaklanabilirdi. Tahliller durumu yeterince aydınlatamadılar: Kanındaki insülin hormonu fazlaydı ama bunun nereden geldiği belli değildi. Nancy'nin derdinin daha iyi anlaşılması için karın boşluğunun laparoskopi ameliyatı ile incelenmesi önerildi. Tam bu sırada, bir hekim, bu hemşirenin, beşi dizinden, biri rahminden, biri de safrakesesine yönelik tam yedi kez ameliyat edilmiş olmasına dikkati çekip onun kanındaki fazla insülinin insan insülini olup olmadığının araştırılmasını önerdi. Alınan kan, incelendiğinde, insülinin bir bölümünün inek insülini olduğunu yansıttı. Demek ki bu hemşire, kendine eczaneden edindiği insülini şırınga ederek hekimleri şaşırtıyor ve ameliyat edilmesi için gerekçe hazırlıyordu. Öyleyse Nancy, bir "Baron von Münchhausen" vakasıydı. Hastalığa adını vermiş olan Baron Hieronymus Karl Friedrich von Münchhausen, 18. yüzyılda yaşamış ve süvari alayında başından geçenleri inanılması güç abartılarla süsleyerek anlatmış bir asılzadedir. Bu palavracının öykülerini Rudolph Raspe 1785'te toplayıp yayımlamıştır. Bu asılzadenin adı, önceleri tıbben gerekmediği halde psikolojik ya da psikiyatrik nedenlerle ameliyat edilmeye meraklı bazı kimselerin hekimleri şaşırtarak amaçlarına varmak istediklerinde kullanılmaktaydı. "Temaruz" olarak bilinen, yani askere gitmemek, savaştan kaçınmak, rapor almak gibi çıkarlar söz konusu olduğunda hekimleri çeşitli yöntemlerle kandırarak kendilerini kestirip biçtiren hastaların da "Von Münchhausen vakalan" sayılması gerektiğini ileri süren ilk hekim, Dr. Richard Asher'dir. Bu illet ancak 1951'den bu yana bu şekilde tanımlanmaktadır. Dr. Asher, hekimlerin çoğunun, hastalarının ısısını bizzat ölçmediklerini, hastaların bu konuda söylediklerine inandıklarını, aynı şekilde herhangi bir ağrıdan söz açıldığında genellikle bunun uydurma olabileceğini düşünmediklerini, bu nedenle kolayca kandırılabileceklerini belirtmiştir. Bazı Münchhausen vakaları, parmaklarını kanatarak idrarlarına kan katmakta, bol laksatif alarak sürekli ishale yol açmaktadırlar. Bazı ülkelerde bu hastaların adları özel listelere kaydedilerek çeşitli hekim ve tıp merkezlerine iletilmekte, böylece hekimlerin yanılıp gereksiz laboratuvar tetkikleri istemelerine, ameliyata kalkışmalarına engel olunmaya çalışılmaktadır. Bir NATO toplantısının ertesinde ve AB ile randevulaşmanın arifesinde Von Münchhausen'i böyle günceUeştiren nedir? Son zamanlarda bu hastalığın tanımının biraz daha genişletilip "içinde yaşadığı bir ülkeyi, kendisini çoluğunu, çocuğunu, sokaklarında gezip dondurma yediği ve peşinde koşan çocuklara ikram ettiği ınsanları, bilerek ya da bilmeyerek kamufle ettiği amaçlarla, eninde sonunda ciddi belki de onardamaz zararlara uğratacak operasyonlara, gelişmelere sürükleyenlerin de bu Von Münchhausen vakaları arasına katılmasının" önerilmiş olmasıdır.#
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle