02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 YAŞAM 23 MAYIS 2004 / SAYI 948 Annemin bir oğlu dahaoldu Çiftlerin yüzde ellisinden çoğu ikinci evliliklerinde de çocuk sahibi oluyor. Bu oran tabii ki bir Avrupa ülkesine ait. Ama Türkiye de artık ikinci, hatta üçüncü evliliklerini yapanlara rastlanan bir ülke... Peki aradaki yaş farkı çocukları ve ebeveynleri nasıl etkiliyor? manda Wilson'un ikinci çocuğundan on yıl sonra üçüncü çocuğunu doğurmak gibi bir niyetiyoktu. tkincikocasıjohn ile yedi yıl önce tanıştığında, iki çocukla bu defterin artık kapanmış olduğunu düşünüyordu. Gerçi, üçüncü bir çocuğu da istemiyordeğildi, ama kocasıbuna gerek görmemişti. Gelgelelim bir süre sonra John, her şey bir yana, babasının ölmeden önce torun zevkini tatmak istediğini fark etti. Amanda çocuklarının da bu konuyla settiği bir anda, ansızın aralarına katılan bebekle birlikte övünüp onur duyacağı bir şeye kavuşuveriyor. Bu tür ilişkilerde çocuklar, eski eş, yeni baba, kısacası herkes eskisinden çok daha farklı roOer üstleniyor. Yeni baba öz babanın varlığını kabul etmek zorunda oluyor ve üvey çocuklarının disiplinine pek fazla karışmazken kendi çocuğu üzerinde söz sahibi oluyor. Bu yüzden de söz konusu ilişkiler erkek açısından bir tür smav niteliğini taşıyor ve ne yazık ki, pek çoğu bu sınavda"çakıyor". Ne var ki, uzmanlık konusu üvey annebabalar olan ruhbilimci Kathleen Cox yeni aile düzeninin kimi zaman yıkıcı olmak tan çok, yapıcı bir işlev gördüğüne ve birtakım sorunlara çözüm getirdiğine inanıyor. Bu konuda y apılan son araştırmalara göre yeni doğan bebeğin aile bireylerini bağlayıcı bir etki yarattığma dikkat çeken Cox, yine de kitaplarda değinilen kimi güçlüklerin kaçmılmaz olduğunu, çocukların yeni bebeğe gösterilen ilgiyi ve üvey babayla bebeğin arasındakı genetik bağı kıskanabdfcceklerini belirtiyor. Dahası, yaşları daha büyükçe olan çocukların büyük bir bölümü de annelerınin nasıl gebe kaldıklarını akıllarına bile getirmek istemiyorlar. Neredeyse lOyıllık bir aradan sonra yeniden gebe kalmak kadınları da tedirgin eden bir duygu. Aradan geçen onca zaman zarf ında kadınlar doğum yapmanın nasıl bir şey olduğunu bile unutup başlarına ilk kez böyle bir şey geliyormuş duygusuna kapılabiliyorlar. Hele hele erkek ilk kez baba adayı oluyorsa, bebeğin tekmelemeleri ve tetkiklerdeki görüntüler anne adayında da en az baba kadar büyük bir coşku uyandırıyor. Bu arada, geçen 10 yıl içinde bebek bakımı konusunda da çok şeyin değiştiğini söylemeye gerek yok. Bir zamanlar bebeğin yüzükoyun yatırılması gerektiğini savunanlar, şimdi bunun kesinlikle sakıncalı olduğunu öne sürüyorlar. Eskiden pirinçli mamalara bebek yedı haftalık olduğunda başlanırken artık altı aylık olmadan verilmiyor. Bebek yetiştirme konusunda işi kolaylaştırması açısından olumlu yönde değişen bu uygulamalann listesi daha da uzatılabilir. Artık bebeğinizle birlikte istediğiniz yeregidebilirsiniz. Ancak değişmeyen tek şey, toparlanıp evden çıkmanız için gerekli olan süre! The Guardian'dan çeviren: RİTAURGAN A ilgili görüşlerini aldıktan sonra üçüncü çocuğunu doğurmaya karar verdi. Minik Oliviageçenekim ayında dünyayageldi. 34 yaşında bir banka görevlisi olan Amanda tipik bir "aralı" anneörneği. tlk evliliğinden llyaşında bir oğlu, lOyaşında da bir kızı var. Her ikisi de babalarını düzenli olarak görüyor. Bir zamanlar 10 yıl arayla çocuk doğuranlara kazaya uğramış gözüylebakılır, kendilerinden uluorta söz edilmezdi. Şimdi ise " aralı annelik" giderek daha da yaygınlaşan bir durum. Woody Allen sansasyonel bir baba... Çocuklarının sayısı bir hayli, tabii aradaki yaş farkı da... ikinci evliliklerin, ilk evlilikten sonrakı birlikteliklerin her geçen gün daha da sık yaşanması ve geçkin yaşta gebeliğin kabul görmesinin bir sonucu olarak ilk çocukları yeniyetme çağına geldiğinde bebek yapan annelerin sayısı da giderek arttı. Bu tür çok nüfuslu çağdaş ailelere giderek daha çok rastlanıyor. Sinema yıldızı Sarah lessica Parker ile Courtney Cox sürekli olarak anne ve babalarının ayrılmalarından sonra üvey kardeşlerlebüyüdüklerıni dıle getiren demeçler veriyorlar. Öte yandan, oyuncu Sadie Frost ise ilk çocuğu beş yaşındayken Jude Law'dan olan ilk çocuğunu dünyaya getiren bu tür annelerden bıri. Araştırmalar çiftlerin yüzde 50'sinden çoğunun ikinci ilişkilerinde çocuk sahibi olduklarını ortaya koyuyor. Britanya'da her on çocuktan birinin üvey annesi, ya da babası olduğu belirtiliyor. Çocuklardaki yaş farkı konusunda henüz kesin bir istatistiksel veri olmamakla birlikte, her beş evlilikten ikisinin ikinci evlilik olduğuna bakılırsa, yaş farkını kestirmek pek de zor olmasa gerek. Boşanmanın ardından bir başkasıyla tanışma ve bir bebek doğurmaya karar verme arasında geçen süre göz önüne alındığında, çocuklar arasında rahat 10 yıllık bir fark olduğu söylenebilir. DIŞLANMIŞLIKTAN GURURA... 60'lıyıllardakadınlarda23olanilkdoğumyaşıortalaması2003 yılında 30'ayükseldiğine göre, ileri yaşlarda gebeliğin artık eskisi denli yadırganmadığı da ortada. Geç yaşta bir araya gelen çiftler için çocuk Çocuklar yeni doğanı, hele de anne ya da baba başkaysa tehdit olarak da görebiliyor. Elbette yeni kardeşleriyle övünenler de var... sahibi olmak, bir anlamda ailenin tamamlanmasıgibibirduygu. "îkinciEvlilikler Kılavuzu" adlı kitabın yazarı Suzie Hayman da bunun çok doğal bir duygu olduğu görüşüne katılıyor ve çocuğun bir ilişkiyi çok daha anlamlı kıldığına dikkat çekiyor. Ne var ki, bu tür ilişkilerde çocuklar çok daha farklı bir tavır sergiliyor ve yeni aileyi kendileri için çok önemli bir şeyin ellerinden alınması olarak algılıyorlar. Hayman, çocukların yaşına ve ana babalarının ne kadar süredir ayrı olduklarına bağlı olarak aileye yeni katılacak bir bebeğin ciddi bir tehlikeyaratabileceğine inanıyor. Yeni bir bebek çocukta anne ve babasının bir daha asla biraraya gelmeyeceği duygusunu pekiştirse de kimi zaman aradaki bağların güçlenmesine de neden olabiliyor. Çocuk kendisini dışlanmış his Oğullarım ve ben... dım Neslihan. iki evlilikten birer çocuğum oldu. Anne ve baba öz. Bilge 16, Emre Tuna 5 yaşında. Bilge'yi 29, Tuna'yı 40 yaşımda doğurdum. Tuna iki yaşında iken Bilge Ingiltere'ye babasının yanına gitti ve iki yıl orada kaldı. Tuna'yı yalnız büyüttüm sayılır. A FAZIL SAY Diyarbakır'da bir virtüöz F azıl Say için Diyarbakır bir ilkti, Diyarbakırlılar için de öyle. Birkaç yıldır klasik müzikle bağlarını kuran festivaller düzenleniyordu, ama bir piyanist, üstelik dünyaca ünlü bir piyanist ilk defa kendileri için müzikyapacaktı. Onlarkonularını söylediler, Fazıl Say doğaçlama yaptı: Diyarbakır surları, rüzgâr, eski şehirde yaşanan aşklar, bir kentte kaybolm ak... Diyarbakır, bir yolculuğun son durağıydı. Fazıl Say, Doğuş Otomotiv'in gerçekleştirdiği "Türkiye Yollarında Bir Virtüöz" projesi için tam 12 kentte konser verdi. Konserlerin gelirleri Ayhan Şahenk Vakfı'na, çocuklara sağlık taraması yapılması için bağışlandı. Konserle aynı gün birer de söyleşi gerçekleştirildi. Bu söyleşilere eğer varsa o kentin konservatuvarının öğrencileri, diğerokullardanöğrencilerve tabii ki Say'ı yakından görmek isteyenler katıldı. Bu söyleşilerde Say, hem kendi bestelerinden örnekler çaldı, hem diğer bestecilerin eserleriniyorumladı. Öğrencilerin son> larınıyanıtladı. "Türkiye Yollarında Bir Virtüöz"ün ilk durağı Samsun oldu. Ta Fazıl Say Diyarbakır'da ilk konserini verdi. Bu konserle 12 kentl kapsayan "Türkiye Yollarında Bir Virtüöz" projesi de tamamlandı. rih Ekim 2002'ydi. Mayıs 2004'e yani Diyarbakır'a kadar Edirne, Gaziantep, Istanbul, Ankara, Erzurum, Adana, Nığde, Kayseri, Aspendos'a uğradı. 12 kentte yaklaşık altı bin kişi Say ile müzik sohbetlerine katıldı, 12 bin kişi konserleri izledi, 2 binden fazla öğrencinin sağlık taraması yapıldı... Fazıl Say Diyarbakır'ı"Bir Ortadoğukenti" olarak tanımlarken Diyarbakırlılar sorularında naiftiler. Kimi" Ben de sizin gibi olmak istiyorum, nasıl" diyesordu.kimiokulun un piyanosundan yakındı. Politik sorulardan sanki özellikle kaçınıldı. Kentteki daha öncekibu tür etkinliklere gelenlere heves ve merakla yöneltilen sorular sanki özellikle dil altmda tutuldu. Ama söyleşınin sonunda konservatuvar öğrencileri Say'dan okullarına bir piyano sözü aldılar. Konser ise Say'ın, Âşık Veysel'den esinlenerek yaptığı iki bestesiyle başladı; Bach, Mozart, Beethoven ilesürdü. Galiba en çok "Diyarbakır Surları" Diyarbakırhların kulaklarına asılıkaldı...# Bilge ile Tuna arasındakı uyumu beğeniyorum. Bilge bazen abibaba, Tuna da kardeşoğul rolünde olabiliyor. Zaman zaman yaşanan bu babaoğul rolleri ürkütücü olmadığı gibi her ikisine de güven veriyor. Abinin getirdiği bir sakız bile bizim aldıklarımızdan daha kıymedi oluyor. Bir kardeşinin olması her şeyden önce Bilge'nin güvensizlik duygusunu yok etti. Güven duygusunun artması ev ortammda mizahın artmasını, mizahın artması da neşenin çoğalmasını sağladı. Tuna'nm dile getirdiği sorunlar, "Bilge'yle ders çalışma, beni daha çok sev, benimle az oynuyorsun, eski oyunlarımızı oynamıyoruz, Bilge beni niye çok öpüyor vb... Bilge'nin sorusu ise "Tuna beni niye öpmüyor?" Hoşlanarak ifade ettikleri de var elbette. Tuna "Bilge beni çok seviyor değil mi?" diye sorarken Bilge "Anne iyi ki Tuna'yı doğurmuşsun" diyor. Benim açımdan güzel olan ikisi arasındaki ilışkide aracı olmamam. Bilge, Tuna'da küçüklüğünü, Tuna, Bilge'de büyüklüğünü görüyor. Yaş farkı az olan kardeşlerin yakalayaınayacağı bir ortam... Yalnızca yaşları değil, mizaçlan da farklı iki çocuğun annesi olma sürecinde kendimi gözlemlediğimde farklı anneler görüyorum. Bilge'yi büyütürken doğrularım vardı. Beslenmesi, bakımı, eğitımi "doğru"lardan kaynaklanan kurallarla doluydu. Tuna'yı büyütürken kurallar yerini problemin çözümün ne, neler, dur bakalım gibi düşüncelere bıraktı. Bilge'yi büyütürken düzgün (ne demekse) bir çocuk yetiştirme kaygısı bana egemendi. Tuna'yı yetiştirirken bu kaygıya ben egemen oldum. "Ne ekersen onu biçersin" çizgisinden "Her çocuğun kendi doğasıyla verilen eğitimi sentezlediği" düşüncesine doğru değiştim. Bugün şöyle düşünüyorum: Çocuklan büyütme sürecinde elbette payımız var. Ancak tek faktör biz değiliz. Bu nedenle çocuğun aldığı övgüyle de yergiyle de özdeşim kurmak ebeveynleri asıl rollerinden uzaklaştırıyor. Payın tümünün benim olmadığı bilincinin çocuğun var oluşunu hızlandırdığını düşünüyorum. Bu düşüncelerin yarattığı rahatlık, günlük yaşantımızda, yaş farkı çok olan iki çocuğumun da kendi yerlerini bilmelerine yardımcı oluyor. Kardeşler arası yaş farkını istenilen eğitim ortamı açısından güçlü bir faktör olarak görmüyorum. Belki yalnızca neşeli, umutlu ortamlarda olmak çok daha fazla bir faktördür.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle