Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 MAYIS 2004 / SAYI 948 İNSANLAR 11 HANDAN ÖZTÜRK Kadın etotik yazarsa.. Arzu Mildan ır belgesel, birroman. Bugüne kadar HandanÖztürk'ünçalışmaları bu seyri izliyordu. Yine bu seyri bozmadı, belgesel için gittiği Doğu'danbirromanladöndü. Ikiyayınevinın "gerçekçi değil" diye geri çevirdiği romanda anlatılanlar kahramanların gerçeğiydı oysa. Sadece "batılı" gözlerin algılamalarına uymuyordu. Öztürk'le romanıüzerinekonuştuk: Belgesel üzerinde çalışırken, aynı materyallerdenyararlanarakromanlarınızı yazıyorsunuz. Kapadokya belgeseli sırasında yaptığımz araştırmalar Yalnız Bebekler başlıklı ilk kitabınızı, Galata üzerine çalışmalarınız da Mor Tecavüz'ü besledi. Bu sistenı sizde bir tarza dönüşmüş gibi gözüküyor, çünkii geçtiğimiz ay çıkan Doğu'nun Çıplak Kadınları isimli üçüncii romanınız da bir belgesel çalışmanızın ardından yayımlandı... Güçlü bir trans halinde çıkıyor belgeseller. Projelendirme sağduyusu devreye çok sonra giriyor. Sanıyorum bu ilk çarpilma döneminde farkında olmadan belgeselin formatıveromanaynıandaoluşuyor. Belki de iki formasyon arasındaki fark benı yönlendiriyor. Belgeselin bilgiye ulaşma ve onu aktarma misyonu sınırlarken duygusal patlamalarım, roman formatında kendinı ifade ediyor. Esas olarak Doğu'ya kadınlar üzerine belgesel yapmak amacıylagitmiştim. Amaduyduklarımgördüklerim beni öylesine etkıledi ki, belgeselin o malzemeye karşı objektif durma sınırını gözü kapalı atladım. Bunu hissettiğim anda iş romana dönüştü. Kendimi romanla ifade etmek bana daha cazip ve özgür geliyor. Çünkü romansinema benim için oyun bahçesi gibi. Belgesel ise biraz daha sınırlayıcı. Hem de çok zor, sürekJi uçurum kenannda ince bir patikada yürümek gibi. B siyatifler olarak karşımızaçıkıyorvebuanlamdaki potansıyelleri bırarayış içerisinde. Bu bence Türkiye'nm gelışımi için çok önemlibırnokta. Bunun Batılı aydınlartarafından görülmenıesi ise çok acı. Bu kadar çok birikme var. Doğu ve Güneydoğu Anadolu yörelerimiz ile ilgili çalışmalarınız Doğu'nun Çıplak Kadınları ile kalacak mı? Başka bir şekle evrilecek mi? "Roj'un Sonbahan" isimli ilk sinema filmımı yapmayı çok istiyorum. Önümüzdeki beş y ıl ıçinde gerçekleştirmeyi düşündüğümbirproje. Bütün kitaplarınızda göze çarpan özelliklerden birisi de anlatımda kullandığınızerotizm... Çünkü kendim de bir meydan okuma duruşu içerisindey im. Karakterlerim de ağırlıklı olarak hayata meydan okuyan kadınlar. Aykırı duran, meydan okuyan kadın, doğal olarak erotizmlebuluşuyor. Doğalannın vazgeçilmez kaderi oluyor. Kendimi de, yarattığım karakterleri de disiplin altındatutmuyorum... Evet Yalnız Bebekler'de de, MorTecavüz'dede varerotizmamason kitabımda daha fantastik. Ayrıca erotizmde, pornografide hep erkekçe, maço birjargon hâkim. Bunu zaman zaman delmeye çabalayan kadın yazarlarvardır. Örneğin, Anais Nin. Ama erkeklerin ortaya koyduğu klasiklerle kıyasladığımızda çok naifkalıyor. Bu herhalde böy le gitmeyecek ve kadınlar da bır kadın erotizmi, kadın pornografisi oluşturacak. Çünkü dünyanın ömrü çokuzun. TANRPNIN DİLİ NEDtR? Kitabınızda yine Cebrail imgesini kullanarakbirbakımaTanrrnındiliyle olaylar anlatılıyor. Bu da biraz şaşırtıcı geliyor... Handan Oztürk Bir üslup olarak Cebrail'in vedolayısıyla Tann'nın ağzından bır ifade biçimi seüçüncii romanı çerken "Tann'nın dili nedir?" sorusunu "Doğunun Çıplak sordum kendime? Kuranı Kerim'deki, din kitaplanndakı o örtük, Arapça ağırlıklı, Kadınları'nda da protokoldilimikullanmalıyım,yoksakalerotizmi kullanıyor. bimın veruhumungünlükdilinimikullanmalıydım? Sonra düşündüm ki; yeryüzün"Çünkü" diyor de ne kadar dil varsa, hepsi Tanrı 'nın dili dir. Kalbimden, kafamdan ne tür sözcükler "Kendim de bir geçiyorsa bu onun diline aittir. Öpüşmek meydan okuma de, direnmek de, meme de, kitabımda geçen bütün sözcükler de.... duruşu Kitabınız yayımlandı... Şimdi yine iniçindeyim..." zivaya çekilip filminiz üzerine mi yoğunlaşacaksınız, yoksa yaz için kısa vadeli başka planlarınız var mı? Kent ve orman arasındaki dengeyi biraz künü çok ağır bir şeki lde yaşayan kadınlar, kentten yana bozduğum bir döneme girdim. Şu anda iki film projesi var. Biri bir biçimde kocalarının,babalannınsiyasi çizgilerinin erleri olarak siyasetin içine gir "Roj 'un Sonbahan", ötekisi de "Beş Sevim Apartmanı"...öncehangisiolurbilmiyoseler bile, kısa zamanda mücadele etme rum. Kısa vadeli olarak da Doğu'nun Çıpmeselelerini, hemen kendi içsel değişimlerine dönüştürebı lıyorlar. Sonra da kocasını, lak Kadınları kitabımla ilgili avangardbir belgesel yapmak istiyorum. El kamerasıyabisini, babasını sorgulayabiliyor. Birde la bölgeye tekrar gideceğim. Beni etkilemerkez modelle özdeşleşmiyor. Çünkü yen, bana bu kitabı yazma ilhamı veren kamerkezi otonteyle çok cıddi tarihsel acılan var. Kardeşini kaybetmiş, oğlu, kocası öl dınlarla yüzleşmemi, kitabı onlarla birlikte dürülmüş. Budurumda kendi inisiyatifle yorumlamayı, onların ve benim karşılıklı tepkimızi... Belki kamerayıTürkçebilebilrini oluşturuyorlar. BugünTürkiye'nin en dinamik kadın sivil örgiitlenmeleri Diyar meyen birçocuğa verip ondan beni çekmebakır'dadır. Hakkâri'deki kadınlar, lstan Sini, sorular sormasını isteyeceğim, belki bul'dakiierden çok dahapolitizedir. Bunlar de ben onu çekip sorularımı soracağım. el yordamıyla, biraz da merkezin dışında^, Kentli olacağım derken yine ormana kaçkalmanın getirdiğı duruştan ötürü sivil ini tımgaliba...# EĞER AŞK ROMANIYAZSAYDIM Doğu'nun Çıplak Kadınları üzerinde çalışırken de kendinizi oyun bahçesinde gibi hissettiniz mi? Çok trajik bir bölgeyi ve trajik olayları, D o ğ u ' y u y a z | y ° r u r n Oyüzden hernekadar romanın eğlendirici ve çocuk bahçesi olma avantaj ına sahip olsam da, ortada ağır bir dram var... O dramla vicdanlı ve namuslubirilişkikurnıaksorumluluğuhissettim. Kolay olmadı ve yazım aşaması üç yılımı aldı. Eğer bir aşk romanı yazsaydım, bu ka dar acı çekerek ya da bu kadar itinalı bir duruşla yazmazdım. Romanda fantastik öğeler var gibi görünse de, altyapısında ağıracı bir gerçek var. Onunla duruşum ve trafiğimin de çok namuslu olmak gerekiyordu. Bence süreci ağırlaştıran da bu duyguydu. Günümüz edebiyat ortamında çabuk kabul gören konular üzerine yazmıyorsunuzgenelde. Evettarihvar,aşkvar anıa bu pek alışık olduğumuz biçimde yer almıyor kitaplarınızda. Peki yazdıklanmzı yayımlatma aşamasında güçliiklerle karşılaştınız mı? Doğu'nun Çıplak Kadınları'nda şöyle bir şey yaşadım. Dünya Kitaplan 'na gitmeden önce yazdıklanm bir iki yayınevine gitti, kabul edilmedi. Yazdığım kadın tipleri nin gerçeğe uymadığını ve onlan ikna edemediğimi söy lediler. Oysa gerçek kadınlanyazmıştım. Yazdıklanmı okuyan editörler, orada yaşanan gerçekleri benim fantezilerimden ayırt edemeyecek kadar uzaktılar. Ben artık acı gerçeklerın son sınıra çarptıktan sonra kazandıkları habis hallerinüzennegitmiştim.Buhallerseanlamayanagerçeküstü gibi gelir. Anadolu'da başında leçeği, kötü giyinmiş, hiçbir moda estetiği olmayan, Türkçeyi kötü kullanan bir kadınınmateryalizmi öğrenmeyeçalıştığına,birpartiyönettiğine, oportünizm, demokrasi, enternasyonal vb. kelimeleri kullandığına inanmıyorlar. Ama Doğu böy le kadınlarla dolu. Daha önce bakkalabile gönderılmeyen,töreninyü Handan Öztürk "Roj'un Sonbahan" isimli bir sinema fîlmi çekecek... pÇEKLER VE BAKIMI f HAYVANLAR leri küçük veya orta büyüklükte pembe, beyaz veya iki renklidir. Büyük çiçekli (Grandiflora) petunyayı tercih ederseniz beyaz, kırmızı veya mor renkte olanlarını bulabilirsiniz. Bunların 2530 cm boyunda (Grandiflora nana) bodur formda olanları da var. Fimbriata grubundan petunyaların ise çiçeklerinin yaprak kenarları dantelalıdır. Bunların 7080 cm boyunda çalımsı formda ve çeşitli renkte olanları ve 3 0 cm boyunda yine çalımsı formda olanları bulunur. Çok iri çiçekli petunya istiyorsanız Superbissimagrubundan olan petunyaları tercih etmelisiniz. Bunların çok çeşitli renkte olanları vardır ve çiçeklerinin kenarları çiçek renginin dahaaçıktonundadır. Tek renk olan petunyalan ve bunların bodur formlarını bahçenizde, yol kenarlarında ya da teras önlerinde çim alanla kontrast oluşturacak şekilde kullanabilirsiniz. Balkonunuzda saksılar içinde sarkıcı formda olanları kullanabilirsiniz. Ancak bitkilerinizin güneşB ve havadar mekânlarda bulunmasına dikkat etmelisiniz. Kumlu, iyi gübrelenmiş bahçe toprağını sever. Fidelerinizi çeşidin gelişmedurumlarınagöre 2030cmaralıklarla dikebilirsiniz. Solan çiçekleri koparmanız hem estetik açıdan hem de çiçeklenmeyi arttıncı etkisi nedeniyle gereklidir. Özellikle kasa veya saksı içerisinde yetiştirdiğiniz petunyalara mayıs sonundan itibaren suda eritilmiş, azotça fakir kimyasalgübreveyazayıfkonsantrasyondatavuk veya kuş gübresi şerbeti verirseniz bol çiçekli bitkiye sahip olursunuz. • t (ırmızı petunya 1tan Familya: Solanaceae, Latince Adı: Petunia, Türkçe Adı: Petunya Petunyaların doğal yetişmeortamları Brezilya ve Arjantin'dir. Petunia axillaris ve Petunia violacea'nın melezlenmesinden elde edilen petunia hibridleri bahçelerimizde kullandığımız petunyalar. Çok çeşidi bulunan petunyalar bitkinin formu ve boyu, çiçek büyüklüğü ve formu gibi özellikleregöregruplandırılabilir. Eğersarkıcı formda(Pendula) petunya istiyorsanız bunların çiçek Pisi pisi otuna dikkat Aylin Tunç avaların ısınmasıyla birlikte evcil dostlarımız dışarıya daha çok çıkmak, oynamak ve uzun kalmak isterler. Doğayla olmak hepimiz için harikadır. Ancak dikkat etmezsek istenmeyen siirprizler yaşa nabilir.Bunlardan ilki çam ürtıllarıdır. Ağaçlık alanlarda yaşayan kahve renkli üzeri tüylüküçük canlılardırvebazı türleri allerjik, toxic reaksiyonlara neden olabilirler. Tırtılların hareketleri meraklı oyuncu köpeklerin ilgisini çeker ve ağzına alırsa sorun başlar. Çiğnenmesi.yutulması durumunda ölümle sonuçlanabilir.tlk belirtiler dildegörülür. Dil şişer, ağızdan dışarıya sarkar ve koyu kımıızı bir renk alır. Tükrük salgısı artar, solunum güçlüğü başlar. Iç organlar, böbrekler etkilenir. Yediği fark edildiği anda tniim H künse kusturulmalı ve en yakın kliniğe götürülmelidir. An ve böcek sokmaları ise genelde lokal reaksiyonlara neden olur. Yine oyun amacı ile kedi ve köpeklerin ilgisini çeker. Arının soktuğu bölgede kızarıklık ve şişkinlik meydana ge lir.Çeşitli antiallerjik ilaçlar kullanılır. Diğer zararlı ise pisi pisi otudur. Buğday başağına benzer parklarda yeşil alanlarda sıkça karşılaşırız. Bu ot herhangi bir yere tunınduğunda, hareketle ilerler ancak kendiliğinden geri gelmez. Evcillerde tüye yapışır ve oradan içerilere ilerler, genelde kulak,burun ve parmak arasının yumuşak derisinden girer. Kulakta ani ve şiddetli kaşıntı, burunda kuvvetli ve sık hapşınk ile kanamaya neden olur. Parmak arasinda şişlik, kızarıklık meydana gelir. Nadiren idrar yoluna, genital organlara ya da koltukaltı yumuşak derisinden içeriye girebilir. En doğrusu otlu bölgelere sokmamak ve eve gelişte kontrol edip yapışan otları almaktır. Uzun tüylü köpeklerde ise tüylerin kısaltılmasıdır.#