17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MEHMET GÜNSÜR L'ltaliano ya da İTurco t, \ \ '7 Mehmet Günsür, "HamanT filminde oynamak üzere İtalya'ya gitti ve orada kaldı. İtalyanlar için bir yabancıydı. "İtalyaıT filminde bir yabancıyı oynadı, ama Türkiyeli değil, bir Arnavuttu. 2002 yapımı film, şimdi sinemalarda... Mine Türkili otun üzerinde Arnavutluk'tan îtalya'ya geçmeye çalışan Giorgio, aslında Mehmet Günsür. Karakterle gerçek oyuncunun birbirine denk düştüğü ender rollerden biri bu. Çünkü Giorgio da, Günsür de "extracomunitari". Yani, Avrupa Topluluğu dışından gelen bir "yabancı". Filmin ismi "îtalyan". Ülkeye kaçak girenleri ve onların zorlu yaşamını anlatıyor. îtalya'da 2002'de gösterime giren film, şimdi Türkiye'de sinemalarda... Film Abruzzo dağlarında çekilmiş. Yönetmen Ennio De Dominicis, doğduğu küçük kasabada yaşayan "kasabanın delisi" olarak tanımlanan bir yaşlıdan etkilenmiş. Filmde de işte o yaşlının yaşadıklarının, gördüklerinin izleri var... Yönetmen "Bu filmi bir aşk adına yaptım" diyor ve ekliyor: "Anlatılması zor bir konuyu seçtim. Herkesin sınırlan aşarak başka yerlere gidebilme özgürlüğüne inanıyorum. Bu bir kültür zenginliği. Arnavutlar, ttalya'yı Amerika gibi, tüm düşlerini gerçekleştirebilecekleri bir ülke olarak görüyorlar. Ve bugün birçok ttalyan, başta Arnavutlar olmak üzere, 'extracomunitari' diye B tanımlanan, topluluk dışı ülkelerden gelen insanlardan şikâyetçi. Kendilennın de bir zamanlar, yani 50'li60'lı yıllarda daha iyi bir dünya umuduyla göç ettiklerini o kadar çabuk unuttular ki. Oysa îtalya içinde de çiftçiler topraklannı terk ederek, i§ umuduyla kuzeye gelmişlerdi." Film, 1992'nin ağustosunda, Arnavut luk'ta komünizmin çöküşünün ardından "îtalyan" lakaplı Giorgio'nun şişme bir botla Italya'ya firar etmesiyle başlıyor. Filmin baş kahramanı için neden bir Arnavut ya da bir îtalyan değil de bir Türk seçilmiş. Yönetmen Dominicis bu soruyu şöyle yanıtlıyor: "Birçok deneme çekimi yaptım. Tiran'da da fîlmimin kahramanını aradım. Ama filmdeki Arnavut genci, Arnavutların çirkin ve kirli olduğu imajını da yıkmalıydı. Onun için yaşam dolu, çekici bir kahraman peşine düştum. Mehmet'i profesyonel ve insancıl ruhu için seçtim. Ciddi ve duyarlı bir yani var. Bu özellikleri nedeniyle kararımı verdim. Bir başka filmde, dilerim bu ItalyanTürk ortak yapımı olur, yine Mehmet ile çalışmak isterim." FİLMİN ŞANSSIZLIĞI... Karlovy Vary Film Festivali'nde "En îyi Yönetmen ödülü"ne aday gösterilen film, 2002 yılında gösterime girdiğinde îtalya'da biraz şanssızlığa uğramış, seyircinin ilgisini çekememiş. Günsür bunu, filmin gösterime, ölü bir ay olan ağustosta girmesine bağlıyor. Yine de îtalyan seyirci üç hafta filmi afişlerde tutmuş... Günsür filmin Türkiye'de gösterime girmesinden çok mutlu. "Aslında" diyor "her film bir çocuğum gibi. Galiba filmlerin başarısında şans önemli. Neyin etkili olduğu belirsiz. örneğin dağıtım firması da önemli." Günsür, filmin kahramanı Giorgio'dan etkilenmiş, çünkü o da îtalya'da bir "extracomunitario". Bir "yabancı" olmanın sıkıntılannı şöyle anlatıyor: "Elbette ben onların yaşadığı zorlukları yaşamadım, yaşamıyorum. Ancak film çahşmaları sırasında, îtalya'ya lastik botlarla, binbir güçlükle ulaşan bir sürü insanla tanıştım. Hepsinin hikâyesi farklı. Hepsi hayatta kalma mücadelesi veriyor. Ben de bir yabancı olarak bazı zorluklar yaşıyorum. Ama bunlar bürokratik. 11 Eylül'den sonra, parmak izimiz alındı, fotoğraflarımız çekildi. Fişlendik. Ayrıca oturma izni için sabahın erken saatlerinde sıraya girmek zorundayız. Oturma izinini beklerken îtalya'dan çıkamayız, çünkü çıkarsak, vize almak zorundayız. Bunlar hep bürokratik engeller. Yine de ben, bu ülkede yasal olarak yaşıyorum ve şanslıyım..." Filmin bir diğer ilgi çeken yani da, Günsür'ün filmde îtalya'nın ünlü televizyon programcısı Sonia Acquino ile gerçekleştirdiği sevişme sahneleri. Günsür'e göre bu sahneler hakkında çok konuşuldu ve biraz abartıldı. Aslında sevişme sahnesinin çok zor olduğunu düşünüyor. "Uzun bir sahneydi" diyor "Herşey tamamen doğal olmak zorunda. Oyuncunun rahathğı önemli. Ben de rahat olmama rağmen zorlandım." Mehmet Günsür, 21 yaşında, Roxy'de restoran işletmecisiyken, "Hamam" filmi için teklif alarak îtalya'ya gitti. 1999 ydı başında, "La Manica Tagliata" tiyatro grubu ile çalışmaya başladı. Roma'da yaptığı ilk iş bir reklam filminde oynamak oldu. Ardından birçok televizyon filminde de rol aldı. Bir îtalyan gazetecinin, müebbet hapse mahkum olan bir Türkle hücrede yaptığı söyleşiyi konu alan "Non ci sarebbe niente da fare" isimli kısa metrajlı filmde de başrolü oynadı. Günsür'ün, 2005 projeleri arasında, biri Sicilya'da organ mafyasını, diğeri Amerika'dan îtalya'ya dönüş hikâyesini anlatan iki film var. En büyük hedefi ise, "ydlarca yönetildikten sonra yönetmek"... • Mehmet Günsür, 11 Eylül'den sonra Îtalya'da fîşlendiğini anlatıyor... MODA Fatma Ovacık Geçmişin izleri S i on senelerde sürekli olarak geri gelen modalardan, babaannelerimizin kıyafetlerinden bahseder olduk. Zamana ayak uyduran eskiler, biraz kısaldı, biraz daraldı. Yeni kumaşlar ve aksesuarlar ekJendi. Yine benzer ürünler, benzer moda durumları olarak kaldı. Ne değişti o zamandan bu zamana? Geçen zaman bu kıyafetlere ne kattı ne çıkarttı? Aslında değişen sadece "styling". Yani tarz yaratma, moda oldu. Farkh bir giyim önermek, bir kuma şı geleneksel kullanımından farldı bir şekilde değerlendirmek ya da değişik tarzları bir arada kullanmak... Bu sezon farklı olan öneriler; tezat kumaşların birlikte kullanılması ve farklı tarzların birlikte giyilmesi. Mesela, saten ile keçe nin aynı etek üzerinde tasarlanması, dantel ile penyenin aynı buluza uygulanması gibi. Bunun bir kaç senedir süregelen spor ayakkabı modası ile bağlantısını da kurabiliriz. Spor ayakk,abıların yeniden hayatımıza girmesi de bir stil sonucu olmuştu. Kumaş pantolonların hatta şık takımların altına beyaz spor ayakkabıları giymek gençler arasında yaydmaya ' başladığında, birden renk renk, model model spor ayakkabılar vitrinlerde yerini aldı. Bu modayı çok benimsemesek bile spor ayakkabı rahatlığından kendimizi alamadık. Bugün Nike, Adidas, Puma gibi markaların spor yapmak için üretilen ozel kıyafetler dışında, günlük giyime, hatta ofis giyimine yönelik yeni ürünler üretmesi de bu modası bir uzantısı. Eskileri değerlendirmek, eskiye benzeyen yeniler yapmak ise bir süredir karşımıza çıkan ve hemen benimsediğimiz bir moda. Tüm bunları farklı kumaşlar ve tarzlar ile kullandığımızda ise karşımıza sezonun stil örneği çıkıyor. Yani bir Chanel ceketi hem jean pantolonunuzla, hem de dantelli gece elbiseniz ya da saten zarif bluzunuzla tamamlayabilmeniz... Artık"Bukumaşınüze.rine bunu giymek doğru olur mu?", "Jean pantolonla saten bluz giyilir mi?"," Kışlık eteğin üzerine tiril tiril bir dantel gömlek gider mi?" diye düşünmüyoruz. Bu sezonun stili, moda kumaşlan karıştırmak ve tezatlar oluşturmak üzerine kurgulanmış. En abiye ayakkabmızı gün içinde pamuklu pantolonun altma, akşam ise şık elbiseniz ile kullanabiliyorsunuz. Saten büstiyerinizi, kakn kadife ceketinizin içine giyip gece çıkabiliyorsunuz. Aynca takım olarak giydiğiniz her şeyi farklılaştırabilir, tezat yaratan kıyafetler ile kullanabilirsiniz. Takımlarınızın ceketlerini farklı pantolonlar ile, eteklerinizi spor hırkalar ile tamamlayabilirsiniz.# DİJİTAL FİLM FESTİVALİ Resfestı2004 R esfest Digital Film Festivali Tekofaks Panasonic sponsorluğunda, 1012 Aralık tarihlerinde îstanbul Yeni Melek Gösteri Merkezi'nde düzenlenecek. 1996'dan bu yana altı kıtada 30'u aşkm şehirde gerçekleştirilen festival boyunca, en yeni kurgu, belgesel ve deneysel kısa filmler, animasyonlar, video klipler, birkaç uzun metrajlı film ve çeşitli yönetmenlerin kariyer retrospektifleri gösterilecek. Dünyayı turlayan ilk film festivali olma özelliğini taşıyan RESFEST'in kuruluş amacı, öncelikle dijital teknolojileri kullanan bağımsız filmci ve sanatçıları desteklemek ve yeni yeteneklere esin kaynağı olmak. Festivalle genç ve dinamik seyirci kitlesine sinemanın değişen dili ve yeni hikâye anlatım biçimleri konusunda fikir edindirmek de hedefleniyor. Bu nedenle festival boyunca film atölyeleri, paneller, teknolojı sunumları ve partiler de düzenleniyor Festivalde Jonathan Glazer ve Mic hel Gondry retrospektiflerinin yanj sıra Michael Moore, Bryan Boyce, Eric Henry, Archer $ Beck, Guerrillî News Network gibi yönetmenlerir yeni çalışmalarına yer veren kıss filmlerden oluşan "Bushvvacked Bushbeyinli" adlı bir gösterim de ya pılacak. Türkiye'den seçilmiş kısj filmlerin yönetmenleriyle de söyleşi ler gerçekleştirilecek. RESFEST 2005'e katılmak isteyer yönetmenler, yapımcılar, sanatçılar, ta sarımcılar ve öğrenciler başvuru ile il gili daha detaylı bilgiyi www.res fest.com.trveyawww.resfest.comadres lerinden alabilirler. Festivale son başvuru tarihi ise Mayıs 2005. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle