22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 KASIM 2004 / SAYI 973 Belki daha önce sormam gerekiyordu... Big Band tam olarak nedir? Big Band, nefesli enstrümanların ağırlıkta olduğu caz orkestrası. 2 alto saksofon, 2 tenor saksofon, bariton saksofon, 4 trompet ve 4 trombondan oluşuyor, yerine göre soprano ve flüt de ilave oluyor. Davul, bas, gitar ve piyanodan oluşan klasik bir altyapısı var. Toplam 17 kişilik bir müzik grubu. Big Band konserlerine ilgi nasıldı? Beklediğimizin üstündeoldu. lş Sanat'ta verdiğimiz konserde, 900 kişi kapasiteli salona giremeyenler oldu. 125 kişi fazladan vardı. Hiçbir Türk caz grubu için gelip de geri dönen olmamıştır herhalde. 17 kişilik bir orkestrayı toparlamak, sürdürmek zor olmuyor mu? Türkiye'de iyi caz çalan insanları toplasanız 4050'yi bulur. Böyle bir orkestrayı kurmak çok zor o yüzden. Bütün iyiler bir yerlerle bağlantısı olan insanlar. Big Band'de özellikle prova dönemi çok zor geçiyor, insanları bir araya getirmek zor oluyor. TÜRKİYEVECAZ... Türkiye'de cazın yeri... Aslında cazın ufku çok açık. Benim için Türk Müziği bile bazen cazdır. Orada bir neycinin bir solo yapması, cazdır, doğaçlamadır. Caz müziğinin altyapısı klasik Batı armonisi ile birleştiği için çok zengin bir zemini var, armonizasyonu çok zengin. Insanlarda cazın, dinlemesi zor ağır bir müzik olduğu yolunda bir inanç var. Oysa öyle değil, mesela Pembe Panter'in müziği bildiğimiz caz, Taş Devri'nin müziği caz. İnsanlar bunu dinleyip seviyorlar ama caz olduğunu bilmiyorlar. "Caz yapma" diye bir deyim bile var. Kafamı ütüleme cazla diyor yani. Oysa caz boyle bir şey değil. Önce daha melodik, dinlemesi daha kolay eserlerden başlayıp zamanla cazın ruhu anlaşılabilir. Bu bir aşama, bugün spora başlayıp, yarın lOOm koşamazsınız. Biz de sadece sanat olsun diye Big Band çalışması yapmıyoruz. Insanların dinlerken zevk alabileceği şeyler de çalıyoruz. Konservatuvarda hocasınız, müzik okuyan gençlerle iç içesiniz... Cazla araları nasıl? Konservatuvarlarda caz eğitimi yok. Klasik müzik eğitimi alıyorlar. Özellikle üflemeli ve vurmalı çalgılar çalan öğrencilerin caza ilgisi büyük. Konservatuvar hocaları cazla, popla ilgilenen öğrencilere kızarlar... Siz ne diyorsunuz bu duruma? Ben müziği pop, caz, klasik olarak ayırmıyorum. Her türlü müzik çok güzel yorumlanabilir, şu anda hepimizin dinlediği çok güzel pop parçaları var. Cazın da, klasiğin de kötüsü var. Pop diye hor görmemek lazım. Benim okuduğum dönemde "Caz çalma parmağını kıranm" gibi bir şey vardı konservatuvarda. Şu anda yavaş yavaş bu anlayış değişiyor. Bugün Fazıl Say bir klasik piyanist, o da ara ara caz çalıyor. Peki çok tromboncu yetişiyor mu? Bundan 20 yıl önce Türkiye'de iki trombonu bir araya getirmemiz zordu. Şimdi 30 tane tromboncuyu yan yana çaldırabilirim... Bu çok güzel. Bir orkestrada öğrencilerimi çalarken izlemek kendi çalmamdan daha büyük keyif veriyor bana. • İnadına 'caz' yapmak! Nilüfer Zengin Big Band, nefesli enstrümanların ağırlıkta olduğu caz orkestrası. Aycan Teztel ise Türkiye'nin yaşayan tek Big Band'i Istanbul Superband'ın kurucusu. Trombon çalan Teztel, Türkiye'de cazın ufkunun açık olduğunu düşünüyor. I stanbul Superband, Türkiye'nin, TRT caz orkestrasından sonra yaşayan tek Big Band'i. Sözcüğün tam anlamıyla bir "caz âşığı" olan Aycan Teztel bu Big Band'in kurucusu. Konservatuar trombon performans bölümünde öğretim üyeliği görevini sürdüren Aycan Teztel, ünlü trompetçi Şenova Ülker'in de büyük katkısıyla Istanbul Superband'i yaşauyor. Grubun kadrosunda Levent Altındağ, Ercüment Ateş, Yahya Dai, Eylem Pelit, Volkan Öktem gibi önemli müzisyenler var... Tabii bu çok önemli girişimin yaşamayı sürdürebilmesi için caz meraklılarının desteğine ihtiyacı var. Istanbul Superband, Amerika'lı Rat Pack grübuyla 21 22 Aralık gecelerinde lş Sanat'ta konser verecek... Bize kitn olduğunuzu anlatır mısınız? "Oliver Twist" müzikali Türkiye'de ilk kez 1968'de Haldun Dormen tarafından sahneye kondu. Oliver Twist'i oynayacak çocuk sanatçıyı bulmak için bir sınav açıldı. 300 çocuk içinden beni seçtiler. Müzikalde şarkı söylenmesi gerektiğinden, Matmazel Rosenthal'den şan dersleri aldım. Müzikal sırasmda piyanoya içim kaynadı. Rana Erksan'dan piyano dersleri almaya başladım. Istanbul Belediye Konservatuvarı trombon bölümüne girdim. Mezun olduktan hemen sonra Rotterdam Konservatuan'na girdim. Cees Slinger'la cazpiyano çalıştım. Senfoni orkestralarında, Big Band'lerde yer aldım. Beş yıl sonra Türkiye'ye döndüm. Mimar Sinan Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladım. Daha sonra Boston Üniversitesi'nden yüksek lisans bursu aldım. Yüksek lisansa orada başladım ama Mimar Sinan'da bitirdim. 20 yıldır Istanbul Üniver sitesi Devlet Konservatuvarı Trombon Performans Bölümü'nde hocayım. Trombon çaldığınız için mi caza yöneldiniz yoksa baştan beri böyle miydi? Ashnda klasik müzik eğitimi aldım, ama çok caz dinledim, hava karardıktan caza ilgim artıyordu. Hollanda'da aldığım caz dersleri ve orada 5 yıl bir Big Band'da çalmamın da etkisi oldu. Türkiye'de de siz bir Big Band kurdunuz... Değil mi? Yıllardır böyle bir Big Band kurabilir miyiz, diye hayal ediyorduk. Yakın arkadaşım Şenova Ülker'in de büyük desteğiyle Beck's'in sponsorluğunda bir Big Band kurduk. Beck'sle anlaşmamız bitti. Yeni bir sponsor arayışındayız. Türkiye'de başka Big Band var mı? TRT Caz Orkestrası var, çok da iyi bir orkestra. Ama onun dışında bir tek biz varız. Ramiz Deniz Öner BİRG T USTASI... ve sipariş verenler varmış. Üniversitede gördüğü mimarlık eğitiminin gitar imalatına yadsınamayacak katkıları olmuş, "Bu sayede doğru ölçülerde çizim yapmayı, enstrümanı önceden, doğru ölçülerle tasarlamayı öğrendim" diyor. Küçük atölyesinde bugüne kadar on sekiz farklı gitar tasarlamış... ünel, enstrüman almak isteyen müzisyenlerin gideceği ilk yer. Bir ayağınız bu yüzden Tünel'yse, yolunuz Murat Sezen'le de kesişmiştir... Aslen mimar olan Sezen'in hikâyesi daha 1516 yaşlarındayken başlamış. Hep bir gitar hayali kurmuş, ama ailesi "Üniversiteyi bitirdikten sonra alırız" demiş. Bakmış önündeki yol uzun, o da eline geçen her ağacın formunu bozarak gitar yapmaya çalışmış. O günlerin üzerinden 35 yıl geçmiş. 23 yıldır da atölyesi var. Gitarla başlayan serüvenine önce buzuki daha sonra da ut katılmış. Tarık Erdem, Fikret Babalı ve Orhan Osman gibi önemli müzisyenlere buzuki yapmış. Murat Erköse'nin udu da onun elinden çıkmış. Sonra da barok tarzı klasik gitara meyletmiş: "Barok gitar, ud ve bağlama gibi dilim işçiliğiyle yapılır. Yani belirli ölçülerde şeritler halinde kesilmiş ağaçların birbirine montajıyla oluşturulur. Gövdesi de sesi de alışılagelmiş klasik gitardan farklıdır. Daha zengin sesler verir, sesinde Akdeniz romantizmi barındmr." diyor. Barok gitar ilk kez 1650'de yapılmış ancak bugün sadece Sezen bu gitarı yapabiliyormuş. Demosunu da kendisi hazırlamış. Çok uğraşması gerekmiş ama şimdi önemli gitaristlerden kullananlar MAUN, ABANOZ, SEDİR... Niçin sizi tercih etmeli, sizin gitarlarınızın hazır gitarlardan farkı ne? Her şey tamamen kendi tasarımım ve el işçiliğidir. Çok zengin, kaliteli, yüksek dozlu ve bulunması güç ağaçlar kullanırız. Tınısı zengin, kalın teller kullanmamıza karşın ince tellerle çalıyormuş gibi rahat hissedersiniz ve çaüşınıza hemen 15 yaş ında ailetl almadığı İçin ellne geçen her agaçtan gitar yapmış Murat Sezen. Bugün kendi Imzasını taşıyan gltarlar, buluş larını da yansıtıyor. Müşterllerl arasında dünyaca ünlü müzlsyenler var: Blll Freezer, Fareed Haque... yansır. Bu yalnızca bizim gitarlarımızda olan bir buluştur ve bunun dışında da buluşlarım var. Neler? Sap formunda kullandığımız diagonal (köşegen) sapgövde bağlantısı, buna göre sap ve gövde formu kendi buluşumdur. Basit gözükmesine karşın akustik enstrümanlara uygulaması çok zor olan bu aynntı kullanımda büyük rahatlık sağlar. Bu bağlantı sayesinde sap dibine kadar rahatlıkla girebilir, beşaltı perdeyi daha rahatlıkla kullanabilirsiniz. Enstrümanın kullanımındaki huzursuzluğu da böylece kafanızdan silersiniz. Özellikle akustik baslarda ses tablası enstrüman yapısına göre çok ince bir ağaç olduğu için dayanıklı değildir. Teller çekince yükselir, bazen de patlar. Patenti de bana ait olan bu buluşlanmı başka herhangi bir gitarda görmeniz mümkün değil. Hangi malzemeleri kullanıyorsunuz? Maun, pelesenk (rosewood) abanoz, ladin, sedir, akçaağaç (maple) gibi tropik ağaçlar ve ılıman iklim ağaçları kullanıyorum. Bu gitarların "hardware" denilen mandal, köprü ve tel gibi aksamlarındaki malzemem ise Schaller ve Wilkinson gibi dünya markaları. îyi bir gitarın nitelikleri ne, tamamlanması ne kadar zamamnızı alıyor? Uygun koşullarda, tempolu çalışılarak bir ayda tamamlanabilir. Kaliteli bir gitarın en önemli özelliği deforme olmayan, dağılmayan, net ve uzun süreli sesler (sustain) verebilmesidir. Ama daha önemlisi bu özelliğini koruyabilmesi için ağacında doğru seçim ve kesim yapılmasıdır. Bizdeki en genç ağaç 6 yıllıktır, elimizde 27 yıllık ağaçlar bile var. Ayrıca gitann tellerinin yüksekliği, sap ayarı çok ciddi şeylerdir. Çalınabilir rahatlıkta olması gerekir. Tellerde ne kadar kalın se riler kullanılırsa kullanılsın sertleşmeden, yumuşak çalabilmek gerekir. VE MÜZİSYENLER... Yıllardır çalıştığı tüneldeki imalathanesinde Fareed Haque, John Aberqombie, Bill Freezer ve Çağlayan Yıldız gibi isimlere gitar yapan Murat Sezen bu günlerde Sarp Maden'in ikinci, Akın Eldes'in de dördüncü gitarını teslim etmek için çalışıyor.# Murat Sezen bugünlerde Akın Eldes'in gitarını yapıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle