22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 KASIM 2004 / SAYI 973 CENKVEERDEMBEYLER Cenk ve Erdem, yani "Müebbet Muhabbet" programını yapan ikili... 12 yıldır konuşuyorlar. Hem de ne konuşmak! Azer Bülbül'ün başkentini arıyor, deftere yazısız kitap diyorlar. Böylece hem kendileri hafifliyor, hem de onları dinleyenler. Özlem Altunok nlar bir garip ikili. Sanki varlıkları gerçek değilmiş gibi. Insan iki kişinin bir araya gelince nasıl bu kadar "saçmaladığına" şaşırıyor bazcn. Ama sanırım sadece programda... "La" yerine "lo" diyorlar, siz de gulüyorsunuz. Yine de devam ediyorsunuz onları izlemeye, dinlemeye. Öyle kolay bir iş değil saçmalamak denilen şey. Orada duralım lütfen: Cenk Bey 7 erkek ve 8 kızdan oluşan bir sınıftan rasgele bir öğrenci seçtiğimizde bu öğrencinin erkek olma ihtimali nedir? Bilmiyorum Erdem Bey, sağlıklı olsun yeter! Kanaryaların bir tek neyle beslendiklerini ben biliyorum Cenk Bey. A a kanaryalar bir tekneyle mi besleniyorlarmış Erdem Bey? Hayır Cenk Bey, kanaryaların bir tek neyle beslendiklerini biliyorum. îlk defa duyuyorum Erdem Bey, bir tekneha! Hayır Cenk Bey, bir tek neyle bes... Örneklerde de görüldüğü gibi hızlı, zeki, hazır cevap, doğal ve yaratıcdar. Cenk Durmazel ve Erdem Uygan, namı diğer Cenkerdem, 12 yıldır radyo programı yapıyorlar. Zaten programın adı da "Müebbet Muhabbet". Hiç bıteceğe benzemiyor. Şu sıralar NTV Radyo'da ikamet ediyorlar. Kafalarına göre takılıyorlar. Işte, siz degörün... Tencere kapak olmadan önce ne yapardınız? Cenk: Tanışmadan önce lisedeydik, tanıştığımızda üniversitede. Erdem: Normal herkes gibi evdi, okuldu... Boyalı kuş durumunuz var mıydı? Cenk: Evet. Birkaç arkadaşım vardı, onlara bir iki espri yapardım, ama sınıfın haşarı çocuğu değildim. Kenarda, köşede görünmeyen bir çocuktum. ler. "Tamam" dedim. Sonra Erdem'i d< yanıma aldırdım. Radyoya başlamış ol duk ama uzun süre, ayrı ayrı müzik prog ramlan yaptık. Erdem: 1 sene sonra kelle sayımı oldu radyoya nüfus fazla geldi. Bayağı bir in san çıkardılar, biz teknik bölümde oldu ğumuz için kaldık. Program açığı olun ca da bize gün doğdu. Yani bir beğenilme durutnundan çok zorunlu oldu program yapmanız... Cenk: Nerdeee. "Tamam" dediler ama program salıgeceleri 13 arasındaydı. Erdem: Program tuttukça saati de önt alındı. Derken gündüz kuşağına geçtik sonra Satel ve diğer kanaUar... 90'ların başında radyonun onemi ay rıydı. O zamandan bu zamana insanla rın sizi algdayışlarında fark var mı? Erdem: Sanmryorum.O zamanlar rad yolar az ve yeni olduğu için insanlar da ha iştahla dinliyorlardı. Popülerleştikçt işin içine yeni şeyler girdi. 12 senede sizin açınızdan pek fazlı bir şeyin değişmemesi ilginç değil mi? Erdem: Evet, tarz olarak değişmedi Zaten amacımız bu absürd tarzı sürdür mek. Cenk: Güncel şeyleri başlık haline ge tirmıyoruz ama, sonuçta o güncel şeyle rin içinde yaşadığımız için gündemimii kendiliğinden değişiyor. GÜLDÜRÜRKEN SÜRÜNDÜRMEK Sizin bu akışkan haliniz gündelik ha yatta daha rahat olmanızı sağlıyor mu? Erdem: Yok, bana sağlamıyor. Cenk'le bir araya geldiğimizde başka bir jargonumuz var. Ama normal hayatta tutan bir şey var. Zaten gündelik hayatta hiçbir zaman programdaki kadar canlı olmadık Ben normalde öyle oturan, susan, asosyal bir adamtmdır. Cenk: Ben de öyleyım. Bu programı yapmak sizi daha sağlık lı kdıyor mu? Erdem: O açıdan evet. En azından gü nün birbuçuk saati eğlenceli geçiyor Program olsa da konuşsak dediğimiz zamanlar da oluyor. Sizin şu "la'ya lo' diyoruz insanlar gülüyor" dediğiniz şey, aslında kurgulu mesajlı esprilerin çokluğundan mı kaynaklanıyor biraz da? Erdem: Olabilir. Kurgu ve mesaj kaygısı, ettiğim söz bir yere gitsin, çarpsın çarpan kişi de bunu anlasın demek. Bu tarz kaygılar işin içine kurguyu sokuyoı ve doğallığmdan uzaklaştırıyor. Cenk: Programda bütün algdarımi2 açılıyor. Yaşarken hissettiğiniz her şey, siyaset, güncel yaşam... hepsinin mesajı zaten konuşmanın içerisinde çıkıyor. Sizce neden daha çok bel altı ya da güldürürken düşündüren espriler yapıl.r? Erdem: Biz genelde süründürmeyi amaçlıyoruz. Cenk: Kişinin işi mizah olunca kendine bir tarz bulması gerekiyor. "Ben mahallenin temiz çocuğuyum, annemin sevgili oğluyum" diyorlar mesela. Bu daha fazla popülerlik, ulusal kanailarda çıkma şansı sağlayacaktır. Buna bir şey diyemem ama, biz öyle bakmıyoruz. Sevdiğimiz işi yapıyoruz, bundan da para kazanıyoruz. Tamam işte o zaman. Dünya üstünde cennet de budur. Daha ne olsun. Allı pullu teklifler geldi mi size de? Erdem: Tabii canım. Gelmez olur mu? Yarışma sunumları, yok orkestra koyalım dangada dungada, şöyle kılıklara girin, maske takın gibi... Mutlu olamayacağımızı biliyoruz. Aslında ben sizi karamsar buluyorum. 12 yıldır "hiçbir şey söylemeden" bu programı yaparak sanki alttan alta bir çıkışsızlık durumunu gösteriyorsunuz... Cenk: Doğruluk payı var söylediğinizin. Bende nihilist bir bakış açısı var. Insanların değiştiremeyecekleri konular uzerine uzun uzun konuşmalarını anlamiyorum.Değiştiremediklerim beni mutsuz ediyorsa ya duracağım ya da kendi mutluluk alanımı göstereceğim. Bu durum ister istemez programda biraz dışarı çıkıyordur. Erdem: Ben o kadar kötümser değilim. 12 senede çok fazla şey değişti. Bunun yaşam şartlarıyla, dönemle, toplumsal değişimlerle ilgisi var. Derdimizi anlatabilecek insan şimdi daha çok. Sıkılmıyor musunuz birbirinizden? Cenk: Her gün, ama genelde programda konuşuyoruz. Mesela bugün toplam 20 cümle ancak kurmuşumdur Erdem'e. Erdem: Yani neredeyse sadece programda ve röportajlarda konuşuyoruz.• O \ Erdem: Benim de iki kardeşim var. Onlar kudururlardı bir tarafta. Ben onlara bulaşmayıp tek başına... Karşılaşmasaydınız şimdi ne yapıyor olurdunuz, tahmin edebiliyor musunuz? Cenk: Bilmem. Ben müziğe devam ederdim herhalde. Erdem: Ben de mizahla ilgilenmezdim büyük ihtimalle. BEN TABİI Kl... Tanışma hikâyeniz vapurda başlıyor galiba. Tanışır tanışmaz sıkı arkadaş mı oldunuz hemen? Cenk: Zaten üniversiteye yeni başlamıştık. Ortak iki arkadaş aracdığıyla tanışıp 4 kişi olduk ve sonra da gelişti. Erdem: Tanıştık ve rekabet başladı. Kim kimden üsründür gibi mi? Cenk: Ben tabii ki. Erdem: Sürekli konuşup espri yapan, laf saydıran Cenk ve ben vardık. O za manlar birbirimizin esprilerini kullanmamıza izin vermiyorduk, kullandığımız zaman patent belirtilmesi gerekiyordu filan... Böyle hikâyeden bir çekişme vardı aramızda. Ondan sonra güçlerimİ2İ birleştirmeye karar verdik. Nasıl bir güç birliği bu? Cenk: Baktık ki, biz birbirimizle atışırken başkaları da izliyor, katılıyor. Madem öyle, guçlerimizi birleştirelim, yan masalara beraber saldıralım dedik. O zamanlar mı oluştu program yapma fikri? Cenk: Yok yok, biz o zamanlar 8 10 kişi "çayır ligi" gibi bir şey düzenliyorduk. 7.15 vapuruyla karşıya geçip patlak toplak maç yapıyorduk henüz. Bu ne kadar böyle sürdü? '. Cenk: İki ay 4 hafta. Erdem: O da üç ay eder zaten.Yıl 89'du. O zaman sadece TRT vardı. Cenk: Biz o zaman acaip TRT dinlerdik. Cenk Durmazel ve Erdem Uygan hafta içi her günNTV Radyo'da program yapıyor. Fotoğraf: Uğur Demir Zevkle mi? Cenk: Evet, zevkle. Radyo tiyatrosu filan, sabah, akşam hem de. Erdem: Benim de çocukluğum TRT radyosuyla geçti. ÇAYSOĞUKMU? Nasıl başladı radyoculuk serüveni? Erdem: 92'ye kadar derslerde laklak yapıp, kantinde insanlann çaylarına soğuk mu diye parmak batıran iki ruh hastası tiptik. Sonra radyolar yeni yeni açılmaya başladığında... Cenk: Bir iki ay sonra program yapımcısı, teknik yapımcı arayan bir holdingin iş ilanını gördük. Hür FM'miş orası, sonradan öğrendik. Bir program yazdık, şöyle olacak, böyle yapıcaz diye. En sonuna da müzikten anladığım için "teknik bilgimiz de mevcuttur" yazdım, hani size sıkıntı vermeyiz gibilerinden. Bir ay sonra "Tonmayster olarak gelir misin" dedi En çok yaşamak istediğiniz ülke? Italya. Yangında kurtaracağınız ilk üç şey nedir? Ailem, sevgilim... Bir film kahramanı olsaydınız kim olurdunuz? Niye? Betty Blue. Sizi en çok tedirgin eden özelliğiniz? Beni en tedirgin eden özellik çok çabuk sinirlenmem. Sizin için affedilemeyecek hata nedir? Melisa Sözen Oyuncu (Çemberimde Gül Oya'da oynuyor) En büyük hatanız nedir? Yaptığım hiçbir şeyi hata olarak görmemeyi öğrendim. Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey sizce nedir? Sevdiklerini kaybetmek. Hayattaki en büyük keyfıniz nedir? Oyunculuk yapmak. En sevdiğiniz yazar kim? Charles BukowskiBret EastonBernard Shaw. En sevdiğiniz film/yönetmen ? En sevdiğim film, Şehrin Azizleri, yönetmenler ise Pedro Almadovar, Roman Polanski, Bernardo Bertolucci, JeanJacques Beineix, Roger Avary. En büyük aşk hikâyesi kimlerinki? Bence en büyük aşk hikâyesi daha yaşanmadı. Sizi en çok güldüren şey nedir? Arkadaşlarımla beraberken çok gülüyorum. En büyük mutsuzluk? En son ne zaman dibe vurdunuz? Dibe vurduğum hiç olmadı ama zaman zaman büyük mutsuzluklanm oldu. Bir hayvan olsaydınız, ne olurdunuz? Kelebek. Sahip olduğunuz en değerlişey? lf Ailem. Hangi sıklıkta yalan söylersiniz ve hangi durumlarda? Beyaz yalanlar. Güncel olaylar içinde yakın zamanda sizi en çok üzen olay nedir? Tabii ki savaşlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle