22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 KASIM 2004 / SAYI 97 Biz Filistin i çok sevmiştik FKÖ (Filistin Kurtuluş Örgütü) ve lideri Yaser Arafat dünyadaki birçok muhalif hareketi etkiledi. Türkiye'den de yüzlerce devrimci, 70 ve 80li yılların başlarında FKÖ kamplarına gitti, hatta îsrail'e karşı Filistin halkı adına savaştı. Içlerinde ölen de oldu, yaralanan da... Berat Günçıkan ek çok insanın gözü, kulağı Paris'te bugünlerde. Filistin lideri Yaser Arafat'ın beyin ölümü gerçekleşti mi, karaciğerinin iflas ettiği doğru mu, gerçekten zehirlenmiş olabilir mi? Bu yazıyı okuduğunuz saatlerde Arafat yaşamıru yitirmiş olabilir, ya da hâlâ kafa karıştırıcı bilgiler sızabilir Paris ya da Filistin'den... FKÖ (Filistin Kurtuluş Örgütü) ve Arafat, sadece Filistinlileriçin değil, dünyanın pek çok ülkesindeki muhalifler için de önemli ve öncelikli. Pek çok insana göre hâlâ Batı'da Castro, Doğu'da Arafat küreselleşmeye, emperyalizme direnmenin simgeleri. Türkiye'de, Filistin'de olup bitenlere ve Arafat'a diğerlerinden birkaç adım daha yakın olanlar var. Sizlerin okuduğunuz ya da izlediğiniz haberlerden kulağtnıza ve gözlerinize yerleşenler, onların hayatlarının bir bölümünün Adana Sıkıyönetim Komutanlıg 12 Mart döneminde Filistin'deı döndükten sonra yakalanr tnilitanların fotoğrafların basına dağıtmıştı Yukandan başlayarak sırasıyl "anarşistler"in isitnleri şöyls Kamil Uçar, Celal Özcar Ahmet Kınacılar, Recep Alpaj Celal Alagöz, A. Kadir Yaşagün Mehmet Çağan, M. Ali Arıcı Tayfur Köse, Mehmet Satan Tahsin Akpek, Mehmet Telli v Nail Özkays P mekânlan. Onlar, yetmişli ve seksenli yıllarda FKÖ kamplanna giden, Filistinlilerle birlikte savaşan, yaralanan, ölen, Filistinlilerle birlikte aynı karavanadan yiyen, aynı atış talimine katılan, Arafat'la tanışan bir avuç insan. Deniz Gezmiş, Hüseyin Inan, Yusuf Aslan, Hacı Tonak, Bora Gözen (Filistin'de öldürüldü), Melek Ulagay Taylan, Teslim Töre, Ergün Aydınoğlu, Mustafa Yalçıner, Hasan Ataol, Tuncer Sümer, Ahmet Özdemir... Pek çoğu isimsiz yüzlerce devrimcinin yolu Filistin'den ve FKÖ kamplanndan geçti. Bu isimlerden, Hasan Ataol, Tuncer Sümer, Mustafa Yalçıner ve Ismet G. Ue konuştuk. Ismet G. isminin açık açık yazılmasını, fotoğrafının olduğu gibi yayımlanmasını istemedi, çünkü şartlı tahliye olmuştu ve süresinin dolmasına iki yıl vardı. Işte yaşanılanlar ve anlatılanlar: Hüseyin Inan da Filistin dönüşü Diyarbakır'da yakalanmıştı. HASAN ATAOL Çevirmen 'Ekmeğini yediğim insana laf söylemem' göstermiş, belki de dolaylı ya da doğrudan iadesini istemişti. Ataol, Şam'm Ulus mahallesinde bir eve yerleştirildi. Sonraları hep evlerde, değişik kenderde kalacaktı. EZİLEN ULUSLARIN ŞIMARMA HAKKI VARDIR! 1973 savaşına da denk geldi. Şiddeti de gördü, insanı gulmekten alıkoyamayan olayları da. Örneğin Filistinliler yedi ya da sekiz Israil uçağını düşürmuşlerdi. Paraşütle kurtulmaya çalışan pilotu linç etmek üzere bekliyorlardı, ama hiçbir zaman pilot onlann beklediği yere düşmüyordu. Indiği anda da belli ki ajanları sayesinde ortadan kaybediliyordu. Savaş nedeniyle karartma uygulanıyordu, Ataol ve Iranlı arkadaşı Yakub bir kahveye gittiler. Turkçe konuşuyorlardı, kahvedekiler kuşkulandı. Haber vermiş olacaklar kı, bir süre sonra polis kahveyi bastı. Yakub, Arapça Israil ajanı olmadıklarını söyledi, ama inanmadılar. Ataol kimliğini gös, termek istemiyordu, çünkü polisler de ikıye ayrılmıştı, El Fe,'' tih karşıtı birine denk gelmesi başmı belaya sokacaktı. So, nunda El Fetih bürosundan birisi geldi, büyük tesadüf adanif Ataol'u tanıyordu ve kurtuldu. Bir başka gün, şehirlerarası otobüste şivesi dikkat çekti. Kim olduğunu sordular, yine aynı gerekçelerle kimliğini gizledi. Ingilizce bilen bir Filistinli nereli olduğunu sorunca "Ingiliz" diye yanıdadı. Oysa îngiltere Filistin davasma karşıydı. Etrafı iriyarı Filistinlilerle çevrilince El Fetih kimliğini gösterdi. Otobüstekiler Ataol'u alkışlamaya başladı. tki yıl sonra Türkiye'ye dönen Ataol yakalandı. 10 yıl hapis yattı. Filistin davasma ve Arafat'a duyduğu ilgiyi hiç eksiltmedi. Sahibi bulunduğu çeviri bürosuna birkaç ay önce bir yazı getirildi. Yazı Arafat'ı eleştiriyordu. Ataol "Çeviririm, ama benim adımı kullanmayın" dedi. Peki Arafat'ın politikalarında eleştireceği hiçbir şey yok mu? "Bana imkân sağlamış, kampmda kalmışım, ekmeğini yemişim" diye yanıtlıyor. "Lenin'in birlafı vardır, ezilen ulusların, insanların yanlış yapma, şımarma hakları vardır, der. Yanlış yapmadı demiyorum ama bu kadar mücadele vermiş bir adam hakkında kolay kolay laf edemem" diyor. 1 D eniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin Inan'ın idam edilmesini önlemek için 4 Mayıs 1972'de Jandarma Genel Komutanı Kemalettin Eken'i kaçırmaya kalkıştı. Olay gazetelere suikast olarak yansıdı, ama Ataol ve arkadaşlarının amacı Eken'i evinde rehin almak ve Deniz Gezmiş ile arkadaşlarına karşılık takas yapmaktı. Ataol, çıkan çatışmada yaralandı. Aynı olayda Niyazi Yıldızhan da öldürüldü. Ataol'un yarası arkadaşları tarafından tedavi edildi. Sürekli ev değiştirilerek 20 gün Ankara'da tutuldu, ancak kimliği teşhıs edilmiş, aranmaya başlanmıştı. Hatay üzerinden Suriye'ye geçti, önce Halep'e, sonra Şam'a gitti. El Fetih grubuna katıldı. Kampta Türkiye'den lOkişilerdi. Ataol'dan başka, Teslim Töre, Ergun Adaklı, Ergün Aydınoğlu, Hasan Kırtepe, Sevinç Aktaş, Nurettin öztürk, Mustafa Karakurt da vardı. Araplara aralarından çok ajan çık güvenmiyor, kendi nöbetlerini tutuyorlardı. Gönüllüler arasında, Güney Afrikalılar, Japonlar da vardı, ama çoğunluk kendi ülkesinde aranan Araplardı. Kampta günlük yaşam, tartışmalar, atış talimleriyle geçiyordu. Ataol'un yaralı ayağma da fizik tedavi uygulandı. "El Fetih'in bizim SSK hastanelerine benzeyen bir hastanesi vardı, saatlerce kuyrukta beklemek gerekiyordu, ama beni en iyi doktorlarına götürdüler. Bu doktorlar Avrupa'da okumuş, oralarda çalışan ama yılın birkaç aymda destek amacıyla Filistin'e gelip hasta bakan doktorlardı. Filistinlilerin misafirperverliğine hayrandım. Onların davasına destek verdiğimiz için bize çok ilgi ve saygı gösteriyorlardı" diyor Ataol. FKÖ'nün Avrupa'da sivil örgütlerden büyük destek gördüğü yıllardı. Yiyecek ve içecek sıkıntısı çekilmiyordu. Yemek karavanaydı, aynca Avrupa'dan gönderüen konserve yiyeceklerle destekleniyorlardı. Sigaralan da ya Pall Mall'du ya da Kent. Ataol'a "Omar Bin Velid" adına, El Fetih üyesi olduğunu gösteren bir kimlik düzenlendi. Daha çok Ebu Cihad'la temas halindeydiler, çünkü o örgütlenme lideriydi. Siyasi lider olan Arafat ise ara sıra kampa geliyordu. Ataol, kamptan çabuk aynlmak zorunda kaldı. Sonradan öğrendiğine göre, Türkiye ve Suriye hükümetleri arasında bir kültür anlaşması imzalanmış, görüşmeler sırasmda Turkiyeli yetkili, Ataol'un El Fetih'teki kimliğinin bir kopyasını
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle