Katalog

0 EKlM 2004 / SAYI 968 i Dizi oyunculuğunu küçümsemem Devlet Tiyatroları tarafından sahnelenen "Kır"da Rebecca rolü Almıla Uluer'i "gelecek vaat eden oyuncu"lar arasına soktu. Şu sıralar "Bütün Çocuklarım" adlı televizyon dizisinde rol alan Uluer "Daha alacak çok yolum var" diyor. pek )zbey 1. sayfanın devamı "Kır" geçen sezon Devlet Tiyatroları'nda ilgiyle izlenen bir oyundu. Bu oyundaki performansınızla eleştirmenlerden tam not aldınız. Sizin için "Gelecek vaat eden oyuncu" diye yazdılar... Gelecekten umutlu olmayı ben de istiyorum açıkçası. Her şeyin o kadar başındayım ki, daha alacak çok yolum var. Kaldı ki oyunculukta "Tamam oldu" demek mumkün değil. Öğrenmek bitmez yani. "Kır" bu sezon da izlenebilecek. Kır, insan ilişkilerini sorgulayan bir oyun, siz de sorgular mısınız? Çok sorgularım. Hatta biraz fazla. "Keşke biraz daha rahat olabilsem" dediğim zamanlar çoktur. •"Kır" oyununda ciddi bir performans sergiliyorsunuz, nasıl hazırlandığınızdan bahseder misiniz? Projeyi okuduğumda çok başka bir şey düşünmüştüm. Yönetmenimiz Işıl Kasapoğlu'ysa Rebecca'ya çok başka bir yerden yaklaşmayı tercih etti. Evet, bence o da olurdu ve biz aslında zor olanı yaptık. Neydi zor olan? Ben çok zorlandım. Çünkü Rebecca bana çok yabancı bir kız. Marjinal, bir ıki cumle sonra belkı de hiç konuşmayacağım bir kız gibi gorünüyor. Ama o görüntünün arkasında başka şeyleri var. Iki uca kaçmadan oynamam gerekiyordu. Asla başaramayacağımı düşundüğüm zamanlar oldu. "Marlene" adlı oyunda da Zeliha Berksoy'a eşlik ettiniz, tiyatro oyunculuğu önceliğiniz değil mi? Evet. Çünkü oyuncunun nihayetinde sınav verdiği yer tiyatrodur. "Marlene" farklı bir deneyimdi. Zeliha Berksoy'dan okulda zaten çok şey öğrenmiştim, ama aynı sahnede olmak gerçekten harikaydı. "Oyuncunun nihayetinde sınav verdiği yer tiyatro sahnesidir" dedinize göre siz de dizi oyunculuğunu sıradan ve basit bulanlardansınız? Hayır, kesinlikle sıradan ve basit bulmuyorum. Oyuncu bulunduğu yerde oyunculukla görevlendirildiyse eğer, oyuncudur. Dizi, sinema, tiyatro... Bunlar sadece farklı disiplinlerdir. Farklı oyunculuklar gerektirir, ama nihayetinde yaptığınız şey oyunculuktur. "Alt tarafı bir dizi canırri" diyemem, pek de ahlaki bulmuyorum bunu açıkçası. Her yerde farklı oynamaktan bahsediyorsunuz, farklı disiplinler diyorsunuz ya bazen karışıyor olabilir mi? Çünkü mesela "Mühürlü Güller" adlı dizinizi yapıştığım, gözümü alamadığım isimlerden biriyle ben göz goze bakıp oynuyorum. Kol mesafemde duruyor ve oynarken bazen zihnim uyanıyor "Kızım karşında Kadir Inanır duruyor" diyorum. Birçok iş yapıyorsunuz. Sessiz ve derinden geliyor gibi bir haliniz var. Ama biryandan da popülerlikle aranız yok gibi... Herhangi bir şekilde saklanmıyorum aslında. Kafamı sadece oyunculuğa taktım, popülerliğe değil. Yaptığım işi tabii ki insanlar gorsün, ama zaten iyi yapınca görürler diye düşünüyorum. Ben iyi oynamaya çahşmaktan başka bir şey bilmiyorum. Zaten bir işi yapıyorsunuz, tutacak mı tutmayacak mı bilmeden karanlığa atıyorsunuz. Türk izleyicisinin neyi sevip sevmediğini anlayabildiniz mi? Insan duygusuna ve kendi hayatlarına ya da düşlerine yakın olan şeyleri seviyorlar, diye düşünüyorum. Ama bazen de yanılıyorum, çok net değil yani. Hangi hikâyelerin içinde yer almayı seviyorsunuz? Hikâyenin içindeki insanlann hayatlarındaki dönüm noktalarını oynamaktan hoşlanıyorum. Seyreden kişidekapı açabilecek şeyleri. "Kır"da bir cümle var mesela. "Söylenebileceklerin bir sınırı yoktur. Sadece dürüst olmaya ne kadar hazırlıklı olduğunuzun bir sınm vardır". Bence çok onemli bir cümle . Bugün bireysel ilişkilerimizde konuşmuyoruz. Bir şeyler söylüyoruz, aslında söylemediklerimizde gizli söylemek istediklerimiz. "Kır"da oynamayı bu yüzden sevdim. Oyunculukta sizi korkutan şeyler var mı? Var, kendisine fazlaca hayranlık duyması. Ama kendisine hayranlık duymasa, kendisini bu kadar ortaya atamaz ki zaten... Tabii ki en derinde hayranlık duymak zorunda. Ama dipte yaşamalı, egosunun boyunu aşmasına izin vermemeli. Aksi halde yol alamaz diye düşünüyorum. "Herkes oyuncu olmak istiyor, herkese oyuncu deniyor". Bu konservatuvarIı oyuncuların çok şikâyetçi olduğu bir konudur. Siz? Bazen birçok okullu arkadaşım iş ararken birüerinin tepeden inip oyunculuk yapıyor olması canımı acıtıyor, ama yapılacak bir şey de yok. Oyunculuk yapmak çok kolaylaştı. Şunu da belirtmek istiyorum. Eğitim almadan bu işi becerebilen insanlar da var. Bence, seyirci farkı kesinlikle anlıyor. • izlemiştim. Orada sanki, tiyatroya özgii "büyük" oynuyordunuz... Evet, haklısınız. Şimdi "Bütün Çocuklarım" dizisinde Kadir Inanır da bu konuda beni çok uyarıyor. Ben böyle öğrendim. Tiyatroda en arkadaki izleyiciyle aranızda 50 metre, en öndekiyle 3 metre varsa büyük oynamalısınız. Şimdi televizyonda izlediğimde ben de görüyorum ve kendimi eğitiyorum. Dizi sektöründe eski sayılırsınız. Ben sizi ilk özel kanallar açıldığında "Şeytanın Gözyaşları"ndan hatırhyorum... Evet, o eski bir dizi. Günlük bir diziy di, 6 ay yayınlandı. Arda Uskan yazıyordu, sesli çekiliyordu, yorucuydu, ama çok izleniyordu o zaman. "Bütün Çocuklarım" dizisinde Kadir Inanır'ın yurtdışında yaşayan kızı Zührenaz'ı canlandırıyorsunuz. Kadir tnanır'la çalışmak zor derler, nasıl? Biz o kadar ağır bir iş yapıyoruz ki, insanın bazen kendisiyle bile ilişkisi zorlanıyor. Kaldı ki bir başkası... Kadir înanır işinde çok mükemmeliyetçi olduğu için katıdır. Bilenler bilir, aslında güler yüzlü, esprili biridir. lşin bir de duygusal yanı var tabii. Çocukken izlediğim, ekrana KKBANK14. CAZ FESTİVALİ Müptelasına caz /lurat >eşer A /l* m kbank'ın gelenekselleşen caz festivalini başka festivallerle karıştırmamak gerek. Bu özel mi özel festivalin programı, caz müziği ile ilişkisini epey ileri boyutlara taşımış, cazı yaşamının önemli bir yerine monte etmiş kişilerin gönlünde taht kuran, gelişkin Iew York oices ve dişli müzisyenlerden oluşur. Lafın kısası keyfiyeti yüksek; ticari kaygısı düşük bir festivaldir. Tartışmasız bir şekilde, takmtılı caz sevdalılannı en fazla mutlu eden festivaldir, Akbank Caz Festivali. Bu yıl yine caz müziğinin gerçek devleri, 616 Ekim'de Akbank 14. Caz Festivali'nde bir araya geliyor. Pozitif in organizasyonuyla gerçekleştirilen festival, Aya Irini, Babylon, Cemal Reşit Rey, Yeni Melek Performans Merkezi ve Akbank Kültür Sanat Merkezi gibi mekânlarda düzenlenecek etkinliklerle yaşam buluyor. Festivalin Aya îrini'deki açılış konserinde, Peter Eldrige, Darmon Meader, Kim Nazarian ve Lauren Kinhan'dan oluşan, Grammy ödüllü The New York Voices var. Ray Brown, Bobby McFerrin, George Benson gibi devlerle çalışan The New York Voices'in kaçırılmaması gerek bir konser olduğu, vokal caz sevenlere duyurulur. RUBALCABA, SALUZZİ, LE... Akbank 14. Caz Festivali'nin her yıl olduğu gibi bu yıl da çok ağır topları var; Latin ve modern caz konusunda son 50 yılın en çalışkan piyanisti McCoy Tyner, 70'lerin caz rock fusion kahramanlarından Çek basçı Miroslov Vitous, AfroKüba cazının genç kuşaktaki en parlak isimlerinden Gonzala Rubalcaba ve yaşayan en büyük bandoneon ustalarından biri olan Dino Saluzzi bunlardan bazılan. Günümüzün fusion cazının dikkat çeken Vietnamlı gitarcısı Nguyen Le, 20. yüzyılın en büyük bestecilerinden basçı Charles Mingus'un müzikal mirasını yaşatan The Mingus Big Band, özeüikle elektronik tınılardan hoşlananların ve elektro cazseverlerin kaçırmaması gereken Nobukaze Takemura, modern cazda parlayan Kanadah kadın soprano Jane Bunnett, kalabalık kadrosuyla Kübalı perküsyoncu Roberto Rodriguez'in projesi Septeto Rodriguez, beş ilerici Norveçli müzisyenden oluşan eklektik proje Nojazz gibi dünyanın dört bir yanından gelen müzisyenleri ise, Akbank 14. Caz Festivali'nin sahneye süreceği diğer isimler. Norveçli müzisyenlerin grubu Nojazz (en üstte) ve Vietnamlı gitarcı Nguyen Lee (üstte). Aynca belirtmekte fayda var; festivalin ağır toplarının yanındaki eşlikçileri de en az kendileri kadar ağır. Nguyen Le'nin basçısı Michel Alibo'ya, Mc Coy Tyner'ın basçısı Charnett Moffett'e, Miroslav Vitous'un saksofoncusu Bob Malach ve davulcusu Adam Nussbaum'a ve hele hele The Mingus Big Band'in kalabalık kadrosundan trompetçi Eddie 'Doc' Henderson ve piyanist David Kikoski'ye özellikle dikkat kesilmek gerek. Yine ayrıca belirtmekte fayda var; altocu Charlie Mariano, basçı Ali Haurand ve davulcu Daniel Humair'in 13 Ekim'deki Babylon konseri özel bir keyif olacak. Akbank Caz Festivali, ülkemizdeki caz müzisyenlerini de izleyiciyle buluşturuyor. Bu yıl basçı Jonas Helborg ve davulcu Gary Husband'ı yanına alan dünya markası caz piyanisti Aydın Esen Trio, piyanist Elvan Aracı'nın Elvan Aracı Quartet'i, Baba Zula ile Can topluluğunu davulcusu Jaki Liebezeit'ın ortak projesi K34 ve Selen Gülün Trio seyircinin karşısında olacak. Festivalin son sürprizi, Yeni Melek'in nostaljik atmosferinde gerçekleşen "C'ıneJazz" gecesi. Bu fantastik gecede, eğlenceyi ve cazı ustaca kaynaştıran Rubin Steiner, elektrodans müziğinin yetenekli klavyecisi Mark de Clive Lowe ve remiksleri ile yediden yetmişe gönülleri fetheden Jazzanova, özel bir caz şöleni sundu. Ayrıca festival süresince Akbank Kültür Sanat Merkezi, Türk Cazı'nın yeni isimlerinden piyanist Olcay Saral, gitarcı Onur Türkmen, Türk Sanat Müziği yorumlayan Mecazi topluluğu ve Sarp MadenReğent Bölukbaşı ikilisini ağırlayacak; workshop'lar ve film gösterileri de düzenlenecek. • Program Cemal Reşit Rey Konser Salonu 13Ekim19:30Gonzalo Rubalcaba Solo, 13 Ekim21:45 Nguyen Le Jimi Hendrix Anısına / Jimi Hendrix Celebrating, 14 Ekim20:30 McCoy Tyner Trio, 15 Ekim20:30 Dino Saluzzi Trio, 16 Ekim19:30 Miroslav Vitous Quartet, 16 Ekim21:45 The Mingus Big Band Babylon 10 Ekim16:00 Selen Gülün Trio, 10 Ekim18:00 Elvan Aracı Quartet, 10 Ekim20:00 K34, 11 Ekim21:00 Misha Mengelberg Solo, llEkim22:00Han Bennink Benjamin HermanErnst Glerum Trio, 12 Ekim21:00 Amina Claudine Myers Trio, 13 Ekim2200 Charlie Mariano Daniel Humair, Alı Haurand Trio, 14 Ekim22:00 Septeto Roberto Rodriguez, 1516 Ekim23:00 Nojazz Akbank Kültür ve Sanat Merkezi 14 Ekim 19:30 Olcay Saral Trio, 15 Ekim 19:30 Sarp Maden Regent Bölukbaşı Duo, Atölye > Workshop, 12 Ekim 17:00 Gonzalo Rubalcaba, 15 Ekim 17:00 Mirsolav Vitous, 16 Ekim'e kadar Film Gösterimleri