Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CAHİT ASLAN’DAN ‘PLEİOTROPİ’
İnsanın hem iyi hem de kötü olma hali!
Pleitropi-Distopik Bir Roman: Ya Hitler Kazanmış Olsaydı? (Karahan Kitabevi), sosyolog Cahit Aslan’dan faşizm eleştirisi ve tarihte
karşılaştığımız kötülükler bağlamında insanın yapısal sorunu üzerine yenilikçi bir roman. Romanda insana ilişkin kaygılar, zaman ve
mekân üstüne çıkma girişimi olarak dikkat çekiyor.
“İnsanlık bu kadar kötülüğü kaldıramayacak” diye düşündüğünü ifade eden Aslan, Ukrayna’nın işgali ve nükleer savaş tehdidinin bunun
açık bir göstergesi olduğunu, bir tür pleiotropi durumu olduğunu imliyor. Yani aynı insanın hem iyi hem de kötü olma hali. Kitabında bu
seçimin bireysel olduğu kadar toplumsal-yapısal olduğunu da vurgulayan Aslan, “Hangisini seçerseniz o olursunuz!” diyor.
eden en son savaşa bakalım ve yaşanan-
MUSTAFA GÜNAY
ları göz önünde bulunduralım.
İlk önce romana dönersek, roman şu söz-
‘İNSANLIK BU KADAR
cükle bitiyor: “Bitmedi”. Ve diğer bir say-
KÖTÜLÜĞÜ KALDIRAMAYACAK’
fada da büyüyen puntolarla adeta haykırır-
n Bir sosyolog olarak bu romanı yaz-
casına tekrar tekrar yazılmış “Dünya Yeni
maya yönelten etkenler neler?
Evet, bu benim ilk romanım, devamı Güne Hazırlanıyor” diyor.
gelir mi bilmiyorum, zaman gösterecek. İşte bu son cümle serinin ikincisi hak-
Aslında bu romanı yazma fikrim nere-
kında bir ipucu veriyor. Belki de serinin
deyse yirmi yıl önceye gider.
ikincisinin adı bu olmalı.
Her bilim gibi sosyolojinin de birinci gö-
Fakat bu romana tekrar dönecek olur-
revi inceleme alanını keşfetme ve açıklama
sak acaba Nazilerin savaşı kaybetmesiy-
getirmektir. Fakat bilim insanı açıklamay-
le gerçekte ırkçı egemen ideolojiler orta-
la yetinmemelidir. Aynı zamanda öndeyide
dan kalkmış mı oldu? Yanıt doğal olarak
ve gerektiğinde de uyarıda bulunmalıdır.
“Hayır”dır!
Her şeyden öte bu onun ahlaki görevidir.
Düşünebiliyor musunuz birkaç gün ön-
Bilimin o ağdalı dili onun sınırlı sayıda
ce Ukraynalı mülteciler Avrupa’ya yö-
bir kitleye ulaşmasına neden oluyor. Da-
nelince ‘tıpkı bize benziyorlar, sarı saçlı,
ha önce yazdığım pür sosyolojik eserle-
beyaz tenli, renkli gözlü; Suriyeli ve Af-
rin yapmadığı etkiyi bu romanın yapaca-
ganlı mültecileri kastederek öbürleri gibi
ğını düşünüyorum. KAZIM ARTUT
değiller’ dediler.
Evet, Naziler savaşı kaybetti fakat ger-
YA HİTLER KAZANMIŞ OLSAYDI! lumsal-yapısaldır. Genetik pleiotropiyi, Rudolf romanın en önemli ana karak-
çekten Nazi ideolojisi/zihniyeti savaşı
n “Disdistopik roman” derken ne de-
“bir genin birden farklı karakteri-fenoti- terlerinden bir olarak öne çıkıyor. Fakat
mek istediniz? pi etkilemesi” olarak tarif etmektedir. İyi romanın üzerine inşa olduğu esas karak- kaybetti mi? Bitmeyen işte budur!
Distopik romanların öncesinde “üto- ile kötü gibi insanın yapısal durumundaki ter çok geride duran ve romanda iki yer- Edebiyatın diğer yazın alanlarına gö-
pik” romanlar vardı. Açıkçası “disdisto-
farklılıklar da bir tür pleiotropidir. de adı geçen “Bilge” karakteridir. re daha çok kitlelere ve toplum kesimle-
pik” nitelemesini kendim uydurdum. Fa- Romanın bütünlüğü iki seriden oluş-
rine ulaşma olanağı var. Onun bu gücünü
kat karşılığı olmayan bir şey değil. RUDOLPH VE BİLGE... makta. Pleiotropi serinin ilkini oluştur-
kullanarak “genel iyi”ye dönmek zorun-
Roman “Ya Hitler Kazanmış Olsaydı”
n Romanın alt başlığı “Ya Hitler ka- maktadır. Serinin ikincisi henüz yazılma-
dayız. Bunu yaparken de korkularımızla
derken kendindeki ütopyayı ele vermek- zanmış olsaydı!”dan hareketle geçmiş- dı. Aslında serinin ilki ikincisini işaret et-
yüzleşmek zorundayız.
tedir. Bunu bir önermenin değillemesinin teki bir olayı ve karakteri ele alarak as- mek için kurgulandı. Rudolf başta olmak
Mezarlıktan geçerken ıslık çalmak
değillemesi olarak düşünelim. lında bugüne ve aynı zamanda geleceğe üzere romanın bütün karakterleri okuyu-
ne ölüleri ürkütür ne de bizi onlardan
Kısaca disdistopya aslında bir tür ütopya
ilişkin mesajların yer alması konusunda cuyu erdemine götüren birer araçtır.
korur. Onların bir ölü olduğunu bilme-
olmaktadır. Fakat buradaki ütopya insanın ne dersiniz?
miz yeterlidir. Ölüden değil ölmeyenden
doğasında, onun özünde bulunan “iyi”ye Tam da söylediğiniz gibi. Her ne kadar ‘NAZİLER SAVAŞI KAYBETTİ
korkmak gerek. Onlarla yüzleşmeye ha-
dokunma çabasıdır. İnsanlık bu kadar kö-
romanın kurgusundaki ilk izlenim “geç- AMA YA NAZİ İDEOLOJİSİ!
zır mıyız? Yanıtınız evet ise hep beraber
tülüğü kaldıramayacak diye düşünüyorum. mişte kalmış tarihsel bir olayı ve karak- BİTMEYEN BUDUR’
“Dünyanın Yeni Güne Hazırlanması”
En son yaşanan Ukrayna’nın işgali ve teri” veriyorsa da aslında romanın bütün- n Geleceğe nasıl bakıyorsunuz sosyolo-
için hazır olalım. n
nükleer savaş tehdidi bunun açık bir gös-
lüğünü düşündüğümde onun kaygılarının jinin ve edebiyatın penceresinden? Edebi-
tergesidir. Bir nevi pleiotropi durumu. Ya- zaman ve mekân üstüne çıkma girişimi yatın işlevi ve anlamı ne olabilir?
Pleiotropi-Dististopik Bir Roman-Ya
ni aynı insanın hem iyi hem de kötü ol- olduğunu söyleyebilirim. Bu sorunuz anlatmak istediklerimin
Hitler Kazanmış Olsaydı! / Cahit As-
ma hali. Hangisini seçerseniz o olursunuz. n Rudolf ana karakter, nasıl bir kah- ana fikrini toptan vermektedir. Bu soru-
Bu seçim bireysel olduğu kadar top- raman? nuzu yanıtlamak için dünyayı tedirgin lan / Karahan Kitabevi / 213 s. / 2022.
‘100. YILINDA İSTANBUL’UN İŞGAL GÜNLERİ’
şgal donanması 16 Mart 1920’de toplarını lında ateşkesle bitmemişti ve bu savaşın kendisi planlanan Türkiye direndi.
Dolmabahçe’ye çevirdikten hemen sonra İn- kadar vahim sonuçları olmuştu. Nuri Bilge Criss ve Abdurrahman Bozkurt’un
İ giliz ve Fransız generaller İstanbul’da terör Mağlup devletlere, o zamana kadar hiçbir Av- 100. Yılında İstanbul’un İşgal Günleri adlı çalış-
estirmeye başlar. rupa savaşında görülmemiş şekilde “kayıtsız masında, asker ve sivil ayrımı olmaksızın yürü-
Fransız General d’Espèrey, atına binerek şartsız teslim” dikte edilerek, müzakeresiz “ba- tülen, sınıf, cinsiyet ve siyasi duruş gibi faktörle-
Beyoğlu’na çıkar ve gösteriş yapar. Aslında iş- rışlar” dayatıldı. rin ötesindeki bu direnişin çok katmanlı tarihi ile
gal iki yıl önce 1918’de başlamıştır. İstanbul’un işgali, döneme ait belgeler ve görsel-
Yaklaşık beş yıl boyunca İstanbul’u işkencey- EFSANEVİ DİRENİŞİN ÇOK ler eşliğinde inceleniyor. n
le, zorbalıkla yönetirler. Fakat Milli Mücadele- KATMANLI TARİHİ
100. Yılında İstanbul’un İşgal Günleri /
mizin sonucunda, Mustafa Kemal Atatürk’ün de Bunun tek istisnası Türkiye idi. İstanbul’un
Nuri Bilge Criss, Abdurrahman Bozkurt,
dediği gibi “Geldikleri gibi giderler”. 1918 sonunda fiili, 16 Mart 1920’de resmi işgali
Ertan Eğribel, Devrim Vardar, Hamza
Koşulları 19. yüzyılın ikinci yarısında oluş- ve savaşı vekâleten sürdüren Yunanlıların işgal-
maya başlayan Birinci Dünya Savaşı, “mütareke leri efsanevi direnişlerle karşılaştı. Yardımcıoğlu, Mehmet Yüce, Turan
devri” diye anılan döneme kadar sürmüşse de as- Anadolu’da küçük bir vilayete indirgenmesi Akıncı / Kültür A.Ş. / 416 s.
4 26 Mayıs 2022