24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TÜLİN TANKUT’TAN ‘ÇOCUK İNADI’ ‘Büyümek travmatik bir süreç!’ Tülin Tankut’un yaşamdaki gerçekliklerden yola çıkarak yazdığı yapıtları eleştirel ve sorgulayıcı olmakla birlikte didaktik değildir. Yapıtlarının bu özelliği önemli bir toplumsal sorun olan iç göç olgusunun yansıdığı yeni kitabı Çocuk İnadı’nda da (Yeni Ülke Yayınevi) öne çıkıyor. İç göçün geride kalanlar üzerindeki etkisini işleyen yazar, babası kente çalışmaya giden Fırat’ın (Altınbaş) baba özlemini, arkadaşları Yeter ve Keke’nin yaşadıklarını düş ve gerçek üzerinden anlatıyor. Tülin Tankut’la, kadınların toplumsal yaşam içindeki yerini de vurguladığı Çocuk İnadı’nı konuştuk. ye ilişkin ipuçları veriyor. Örne- tan ürker hale gelmiş. Keke resim GÜLSÜM CENGİZ ğin kundak, insanın doğmasıyla yaparak meramını anlatmaya ça- başlayan varoluş sancılarına gön- balıyor… ‘ÇOCUKLAR ÇOCUKLUKLARINI derme olsa gerek. Doğduktan son- Kendine ait bir dünya kurma is- DEĞİL, YETİŞKİN SORUNLARINI ra insan yavrusu güvenlik kaygı- teği, üçünün ortak özelliği. Hiç YAŞIYORLAR!’ sı yaşıyor. Bu anlamda çocuklar okula gitmemişler. Ancak imge- n Yeni kitabınız Çocuk İnadı’nda (Ye- arasında bir fark yok. Bunu mu lem gücünün bilisizliğin aşılma- ni Ülke Yayınevi) yer ve tarih belirtilmi- anlamalıyız yaklaşımınızdan? sında oynadığı role burada bir kez yor ama ayrıntılardan belli ki öykü, do- Kapak tasarımı içime sindi; genç daha tanık oluyoruz. Köydeki ya- ğuda kıraç bir köyde, yetmişli yıllarda bir yetenek, Aysu Bekar yaptı. So- şam koşulları, çocukların hayalleri- geçiyor. Altınbaş, Keke ve Yeter, roma- runuza gelince: Henüz çocuk yetiş- ni gerçekleştirmelerine izin vermi- nın ana figürü üç çocuk. Bildiğim kada- tirmenin ideal bir yöntemi bulun- yor. Ama hayalleri çocuklara güç rıyla kırsal bir bölgeyi konu ettiğiniz ilk muş değil. kazandırıyor. kitabınız bu. Neden bu konuyu seçtiniz? Ebeveyn, bakıcı, öğretmen vb. Değerli ressam Devrim Erbil’in, Eğer çocuklar çocukluklarını yaşaya- yetişkin, çocuktan kafasındaki ka- “Kültürel genler yüzünden halkımı- mıyor, yetişkin sorunlarını yaşıyorlarsa lıplarla uyumlu davranışlar, bunun zın sanata karşı yeteneği olağanüs- yazar bunu görmezden gelemez. Günü- da ötesinde kayıtsız şartsız itaat tüdür” dediğini anımsarım. Değerli müzde çocuk ucuz işgücü olarak kullanı- bekler ki işi kolaylaşsın. Dolayısıy- tiyatro yazarımız Haldun Taner’in lıyor, yaşamını sürdürebilmesi için ihti- la “büyümek” travmatik bir süreç. şu sözleri de köydeki çocukların sa- yaçları karşılanmıyor, şiddete ve istisma- Kitabımızın karakterlerinden Al- hip oldukları yeteneklerin heba ol- ra maruz kalıyor, suç bile işleyebiliyor... tınbaş da zihnini hiç boş bırakma- ması olasılığı için söylenmiştir sanki: Dolayısıyla küresel yoksulluğun, ço- yan, gerçekliğin farklı boyutlarını “Boşa akan bir pınar gibi...” cuklar üzerindeki feodal yoksulluğu arat- keşfedebilmek için annesine soru- Sorun şu ki çocuklarımız, yete- mayan yıkıcılığı etkiledi beni. Kentli ço- lar soran bir çocuk. neklerini ortaya çıkaracak bir eği- cuk kırsaldakine, kentteki yoksul çocuğa Gerçek dünyayla hayal dünyası tim alamıyorlar. göre daha avantajlı eğitim, sağlık, spor, arasında bölünmüşlüğü yaşadığın- kültür vb. hizmetlerden yararlanabiliyor. dan, annenin yaşama akılcı bakışı ‘ÇEVRİMİÇİ ÇOCUKLARI Ama onlarda da başka sorunlar ortaya çı- çocuğun hayal dünyasına girmesi- ŞAŞIRTMAK KOLAY DEĞİL!’ kıyor. Teknoloji bağımlılığı, doğal or- ni engelliyor. n Tonguç Baba’yı anarak bunun tamdan uzak yaşama gibi... Çocuğun içe dönüklüğünde bu iletişim çözümlenebilecek bir sorun olduğunu oku- yor. Çocukla inatlaşmıyor; “benim dedi- n Sorun odaklı çocuk kitaplarının ya- eksikliği de rol oynuyor. O da onaylanma- ra sezdiriyorsunuz. Sizce günümüzde ço- ğim olacak” tavrı yok. En önemlisi dav- zarları didaktik olma eleştirisiyle karşıla- yacağı kaygısıyla annesine açıklama yap- cuk ve gençlik edebiyatı yazarları ne gibi ranışlarının tutarlılığı. Çocuk karşısında- şırlar. Bu konuda sizin düşünceniz nedir? mak zorunda kalmak istemiyor. zorluklarla karşılaşıyorlar? kine güvenmek için ondan tutarlılık bek- Kitaptaki bilgi, yazınsal biçimde iş- Günümüzde kentli çocuk da odasına Çocuk kitaplarını, teknolojik yenilik- ler. “Döver de sever de” yaklaşımı yan- lenmemişse çocuğu edebiyattan soğu- kapanıyor. Kentteki olası olumsuzları dü- leri kullanan çocukla buluşturmak gide- lış, yalnızca ebeveyn için değil, okul çev- tur. Çocuk İnadı da okura bir şeyleri öğ- şünecek olursak, belki de gerçek yaşam- rek zorlaşıyor. Artık eskisinden farklı bir resi, sosyal çevre için de geçerli bu... retmeye, dikte etmeye kalkışmıyor; ama da güvende hissetmediği için internet or- okur kitlesi var. okur isterse kitaptaki bilgilerden yararla- tamını daha güvenli buluyor. Ya da ha- İletişim bilimciler, “çevrimiçi çocu- ‘ÖYKÜDEKİ ÇOCUKLARIN nabilir. Örneğin, “Tonguç Baba”nın kim yallerini sadece internet ortamında ger- ğun” dikkatinin eskiye oranla daha çabuk ORTAK ÖZELLİĞİ, KENDİNE AİT olduğunu merak edebilir. çekleştirdiğini düşünüyor. dağıldığına dikkat çekiyorlar. Oysa kitap, BİR DÜNYA KURMA İSTEĞİ’ n “Çocuklar yetişkinleri kendi dün- sindire sindire okunmayı gerektirir. En n Öyküdeki çocuk figürlerine gelirsek: ‘GÜNÜMÜZDE ÇOCUKLAR yalarına sokmak istemiyorlar” diyor- büyük zorluk bu. Okura rol model bulmakta zorlanıyor mu- İNTERNET ORTAMINI DAHA sunuz. Peki, sizin bir yazar olarak ebe- Öte yandan çocuk okuru heyecanlandır- GÜVENLİ BULUYOR’ sunuz? Örneğin Altınbaş özdeşim kurul- veynlerden beklentiniz nedir? mak, şaşırtmak da kolay değil; çizgi film, n Çocuk İnadı çarpıcı bir kitap adı; Kitaptan örnek vereyim: Altınbaş’ın ması kolay bir çocuk tipi değil. Yeter, top- dizi, dijital oyunlar, akla hayale gelmeye- kapak resmi de öyle; anlatılan öykü- annesinin tutumu bana doğru gibi geli- lumdaki kadın algısı yüzünden kadınlık- cek görüntülerle izleyenleri büyülüyor. n İLYAS KÜCÜKCAN’DAN ‘ÖNCESİ VE SONRASIYLA ÇİFTELER KÖY ENSTİTÜSÜ’ lkemizin çağdaşlaşmasında çok Bunu 1936 ve 1937’de Eskişehir’in Mah- İlyas Küçükcan, Türkiye İş Bankası Kül- önemli bir dönemeç olan Köy ensti- mudiye ve Hamidiye köylerinde açılan ilk tür Yayınları tarafından yayımlanan Önce- Ü tülerinin yaşama geçiş sürecinde ilk eğitmen kursları ile ilk köy öğretmen okulu- si ve Sonrasıyla Çifteler Köy Enstitüsü ad- kurulan iki enstitüden biri olan, köy Enstitü- nun hizmete girişi izler. lı incelemesinde, enstitüleşme sürecinin “fi- leri projesi kapsamında birçok konuda ilk uy- Çalışmalardan olumlu sonuçlar alınmasıyla deliği ve laboratuvarı” olarak nitelendirdi- gulamaların gerçekleştirildiği Çifteler Köy 17 Nisan 1940’ta her iki yöreyi de içine alan ği ve kendisinin de mezunu olduğu Çifteler Enstitüsü’nün kuruluşuna giden yol, İsma- Çifteler Köy Enstitüsü yaşama geçer. Köy Enstitüsü’nün tarihsel sürecini, eğitmen- il Hakkı Tonguç’un “Bakanlığa ait Çifte- Toprağın kıraçlığına, iklimin sertliğine kar- lerin ve öğrencilerin eğitim tarihine katkıları- ler Harası’nın bulunduğu Mahmudiye’de bir şın eğitmenlerin ve enstitü öğrencilerinin nı sunarken döneme ait yaşanmışlıkları da ak- eğitmen kursu açıyoruz” sözleriyle başlar. inanç ve gayretleriyle toprak canlandırılır. tarıyor. n 6 7 Nisan 2022
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle