Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kolay değil geride bırakmak
Nazlı Deniz Güler, babasının işi nedeniyle şehir değişikliğiyle karşı karşıya
kalan dokuz yaşındaki Yankı’nın öyküsünü anlatırken aslında bile isteye,
bazen de zorunlu olarak geride bıraktıklarımızı da hatırlatıyor bize. Dahası
altüst oluşların, göçlerin bitmek bilmediği ülkemizin, elbette dünyanın
halleri üzerine düşünmemizi de istiyor.
KİM DAHA ÇOK SIKILIR? lır; bölünerek mi, arkadaşlarını çağıra-
Y. BEKİR YURDAKUL
Arada nazlı nazlı, çoğu vakit kanat rak mı? Belki de doğurarak! Eğer öyley-
çırparak yükselen rengârenk uçurtma- se ne ya da kim doğurur sıkıntıyı? Nasıl
nın gölgesinde el ele koşacağımız bir azalır, nasıl bırakıp gider bizi?
elerden sıkılırız? Bir sıkıntının ka-
Kovmanın, kovalamanın, eve barka
pıları çalacağını, penceremizi tık- arkadaş bulamadığımızda mı sıkılırız?
sokmamanın bir yolu var mıdır?
N lattığını, biraz sonra belki de taş- Parasız, işsiz, evsiz, yalnız kalınca ya
layacağını hissedebilir miyiz? da durup dururken de sıkılır mı insan? Ses, görüntü, koku olarak düşünsek
hangisidir ve neye benzer? Resmi ya da
Niye sıkılır içimiz? Adını koyamadığı- Kimler daha çok sıkılır?
mız olur mu? Şu sıkıntı dediğimiz şey, fotoğrafı var mıdır? Yürür mü, uçar mı,
“Sıkıntı yok!” dediğimizde sahiden
her neyse, içimizde bir yerlerde oturur yok mudur sıkıntı ya da sıkıntıdan uzak yağar mı, dönüşür mü? İlk karşılaştığı ya
da tanıştığı günü anımsayan var mıdır şu
da ara aramı hatırlatır kendini? bir yerde miyizdir?
Unutulmak, yok sayılmak istemedi- Yoksa kendi halinde bir teselli tümce- sıkıntı denen şeyle? Ne dersiniz, olağan
insanlık hallerinden olmasın sıkıntı?
ğinden mi yapar bunu, değilse biz mi si midir “Sıkıntı yok!”
uyandırırız uykusundan? Gaye G. Özdamar’ın, Benim Adım Sı-
Davetle mi gelir, davetsiz misafir mi-
Desen: ÇAĞIL BEKTAŞ
Sıkıntısı olmayan insan/varlık var mı- dir? Her taşın altından çıkar mı? kıntı adlı yapıtından açacaktım sözü sı-
Gaye G. Özdamar’ın öyküsünün izini
kıntısız, sakin bir kıyıda bir akşamüstü...
dır? Kediler, kuşlar, kelebekler, kuruma-
sürmüş, dahası tanıkları da dinleyip bir
ya yüz tutmuş otlar, kimsenin uğrak ver- NEYE BENZER SIKINTI? Bir sıkıntım da yoktu!
robot resmini yapmış! Bakalım, size de
mediği bir kaya parçası, ne zamandır kul- Bir duygu mudur sıkıntı? Değilse ör- Sahi, nereden çıktı bunca soru? Sıkıl-
tanıdık gelecek mi?
neğin karşımıza alıp konuşabilir miyiz? dınız değil mi? Hadi okuyun kitabı, çok
lanılmayan tencere, dolapta unutulmuş n
yumurtalar... sahi onlar da sıkılır mı? Ağırlayabilir miyiz bir gelişinde? A-a, ge- eğleneceksiniz. Hem de -vardıysa- eser
kalmayacak sıkıntınızdan. Benim Adım Sıkıntı / Gaye G. Özda-
Sıkılmadan, sıkıntıya düşmeden, lince de gitmek bilmez mi yoksa? Ara sı-
sıkıntıdan uzak, sıkıntı nedir bilmeden ra mutlaka uğrar mı her yere, hepimize? Az önce sormuştum ya kendi kendime, mar / Resimleyen: Şeyda Ünal / Ne-
yaşamak olası mıdır? Çoğaldığı da olur mu? Nasıl çoğa- bir resmi-fotoğrafı var mı, diye Şeyda Ünal. sin Yayınları-Çocuk / 32 s. / 3+ / 2021.
( )
Kent içinde kent mi var!
Önce kitabın adı dikkatinizi çekiyor: Aşağistanbul! Haklı olarak merak ediyorsunuz anlatılanın ya da anlatıya
konu olan kentin neresi olduğunu. Kapaktaki tek boynuzlu uçan beyaz atın sizi davet ettiği gerçeküstü
dünyanın büyüsüne bile baskın geliyor “Aşağistanbul” merakı... Bir süre bu, rüya kentte yaşamış ya da halen
yaşamaktaysanız semtten semte bir koşunun içinde buluyorsunuz kendinizi daha kitabın kapağını açmadan...
lerden saklanan değerler / değersizlikler, nında, okurunu Beyoğlu sokaklarında kim varsa
Y. BEKİR YURDAKUL
bilinsin istenmeyen hayatlar... dolaştırarak başarıyla tasarladığı gerçe- onun / onla-
Elbette nereden ve hangi bilinç- küstü mekânla yalnızca İstanbul’a değil; rın (Zeynep’in,
angi kapısından girerseniz girin
le baktığınız, orada ne yaşadığınız, ne hangisiyse sizin kentiniz ona / kentleri- büyükannenin,
hiçbir kent varır varmaz ele ver-
aradığınız, ne bulmak istediğiniz de si- mize daha yakından bakmaya, bir bütün Orkun’un, No-
H mez kendini. Uzun süreler sonra
ze ipuçları ya da bambaşka olanaklar olarak insanı ve hayatı kavramaya, veri- el Baba’nın Süslü’nün ve ötekilerin) ya-
da vâkıf olamayabilirsiniz o kentin ger-
sunar. Ve boşuna değildir yaşadığınız liye sessizce peki dememeye çağırıyor. nı başında koştururken bir yandan da
çekliğine.
çağda, bugününüzde ortaya çıkan, bir- Kitabı kucakladığınız anda çocuk- sunulanla gizleneni, yetinmemiz bekle-
Bir kent, ilk elden algıladığınız mı-
birinin benzeri semtlerine ilgisiz kalış- ların durdurulamayan merakı, sınır ta- nenle burnumuzu sokmamamız gere-
dır yalnızca? Sokakları, yapıları, park-
larınız; kent dediğiniz tarih koksun, dü- nımayan hayal gücü tutuyor eliniz- keni, iyiyle kötüyü yan yana, çoğu za-
ları, tesisleri; sokaklarını dolduran in-
nü söylesin, yüzünü yarına dönsün, ya- den. Kendinizi bir anda, kahramanımız man aynı karede duyumsuyor hatta
sanları; tükenmeyen hayhuyu, kalaba-
kın-uzak geçmişten sesler, kokular, iz- Zeynep’in dedektif olan babasının an- görüyorsunuz!
lığı, gürültüsüyle aslında kaç kent barı-
ler barındırsın istersiniz / isteriz. sızın ortadan kaybolmasıyla başlayan Bu kitabı okuduktan sonra kentinize
nır bir kentte?
Ve iç içe yaşayan iki (belki daha çok) maceranın içinde, tam ortasında bulu- bakışınız değişecek, İstanbul’daysanız
kentin nedendir kimimiz / çoğumuz yal- KEŞFEDECEK ÇOK ŞEY VAR! yorsunuz. Artık onca yetişkinin arasın- başka bir kent gülümseyecek size... n
“Gündüzleri sosyal bilimlerle, gece- da siz de çocuksunuz / Zeynep’siniz!
nızca görmemiz istenen / sunulu haliyle
yetiniriz? Yasak ilişkiler, kâğıt üzerinde / leri edebiyatla insanları anlamaya ça- Akıcı dili, dupduru anlatımı, düş- Aşağistanbul / Melis Sena Yılmaz /
belgelerde görülmeyen alışverişler, göz- lışan” Melis Sena Yılmaz bu ilk roma- meyen temposuyla sizi, sahnede Günışığı Kitaplığı / 200 s. / 10+ / 2022.
7 Nisan 2022
24