28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

DOĞAN HIZLAN’DAN ‘HATIRLAMAK’ Hatırlı hatıraların izinde Yaşamını edebiyatsanatkültür üçgeninde oluşturan Doğan Hızlan, sadece edebiyatın değil, bütün sanat dallarının da gelişmemesinin temelindeki felsefeye dikkat çekiyor. KkoOrkuRtKakUi n@TgAmaKilI. Ncom lvdeuanGzğdgueiernyiçilaişmlzmbıilşiear,zriçlboegurliaçnçrelaevakkre…idecedi,eİvklbegüiiyblntaiüçltgıranüinlneiıç,nlaisdnraildnraieacrtbieı…nunlkvuen 1 954 yılında Forum dergisinde Fazıl Hüsnü Dağlarca üzerine yazdığı yazısıyla bizlerin de hayatında yer almaya başlayan Doğan Hızlan, doğal olarak şiiri öncelikli tutan, her tür üzerine yazsa da şiirle bir başka bağı olan bir yazar. Sadece yazar mı? Hayır! Doğan Bey, Edebiyatın Cumhurbaşkanı aynı zamanda. Kültür, sanat, edebi Doğan Hızlan ama artık Doğan Ağabey diyebilirim… Tek sayılık dergilerden de söz ediyor. Merak ve heyecanla tekrar tekrar okudum ama hiç çıkamayan, kendisinin de içinde bulunduğu, büyük emek harcanan “Masal Ansiklopedisi”ni anmıyor. Sevgili dostum dediği Oktay Kurtböke, çocukluk arkadaşım diye andığı Konur Ertop ile birlikte emek yoğun bir çalışmayla sürdürülen ama ne olduysa bilgileri, (yüzlerce masal çevirisi yapılmıştı) belgeleri yat üçgeninde muhakkak nerede ve kimde olduğu bi yanımızda, yazılarıyla, te linmeyen çalışma büyük bir levizyon programlarıy hazineydi de… la, söyleşileriyle… Bir yol gösterici... Hep danışılan, hep görüşü sorulan kişi… ZAMAN VE BOYUT… “Günlük Yaşamdan Dipnotlar” başlığıy Doğan Ağabey ile çalışma fırsatı bulmuş la topladığı yazıları keyifle, merakla, heye lardan biriyim, çok sevinçliyim. Yazıların canla okunuyor. Aslına bakarsanız yazıla da da yer alan zamanı bilme (okuyunca sizin rın satır aralarında bütün okurlar kendile de zamanı kestirme oyununu oynayacağını rini bulabilir, bulamayanlar (ki, onlar mu za eminim) konusuna, küçük bir anıyla ka hakkak ki hızla okuyan, o anda aklına bir tılmalıyım… başka şey takıldığı için kendilerini tam ola “Doğan Hızlan ile Edebiyat Söyleşileri” rak veremeyenlerdir) yazının sonundaki programı (BRT, 19923) çekiyordum. Ko kıssadan hisselerine düşeni alacaklardır. nuklarıyla gelirdi stüdyoya, ellerindeki dos yalara, konukların adlarına bakınca 20 dakikalık program süresinin yetmeyeceği düşüncesiyle elim ayağım birbirine dolaşırdı reji odasında. “Son beş dakikayı bildir, yeter” derdi, işareti verirdim (aslında yönetmen olarak yapmamam gereken bir şeydi, dalar giderdim söyleşiye, öyle güzel, öyle güçlü konuşmalar olurdu ki), bitiremeyecekler diye korkardım. Doğan Ağabey, büyük bir hünerle sihirbaz gibi tam zamanında kapatmayı başarırdı o programı. Madem dipnot, bir de benden olsun, en çok 20 saniye sarktı onca program. ÖDÜLLER VE JÜRI… Güzel sanatların hemen her dalında rafine işleri sevdiğini, sevdiklerinin de nedenlerini okura anlattığı yazılarında, yemek de önemli bir yer alıyor. Besbelli ağzının tadını bilmeyenler yaşamdan daha az tat alırlar. Çay ile simit yeseler bile bunu mükellef bir ziyafete çevirmeyi bilenler ki Doğan Ağabey’i ayrı tutmak gerekir, çünkü o seçici bir gurme kendince güzel sanatlardan da haz alırlar. Hemen her edebiyat jürisinde yer alan Doğan Hızlan, çok hızlı okuyan ve okudu ğunu gerçekten anlayan biri… Nasıl olur da, onca kitabın katıldığı ödüllerde hakkaniyetli seçim yapılabilir diyenlere yanıtı da var bu anıların içerisinde… Sabahlara kadar tartıştıklarını, öteki jüri üyelerinin savunularını, karşılıklı atışmaları anekdotlarıyla anlatıyor. Hele bir anısı var ki… Mahlaslı bir yazarın öyküsünü roman tefrika etmeye alışkın bir gazetecilik anlayışını, öykü yayınlayarak aşmalarını ve yazarın başka biri olarak karşılarına çıkmasının şaşkınlığını, sizler de keyifle okuyacaksınız. Doğan Hızlan, gazete yazılarını hep kitap okuyalım, tiyatroya, sinemaya gidelim, dinletileri kaçırmayalım diye bitiriyor. Kendisinden el alarak, “Günlük Yaşamdan Dipnotlar” alt başlıklı Hatırlamak başta olmak üzere Doğan Hızlan’ı okuyun… Uzun ömür, daha çok yazma, ödüllerle dolu bir yaşam dileğiyle… n Hatırlamak, Günlük Yaşamdan Dipnotlar / Doğan Hızlan / Yapı Kredi Yayınları / 216 s. / 2020. OYA AKÇIZMECI’DEN ‘ÜMİT PENCERESİ’ Hayat hayallere uymuyordu Ümit Penceresi kentli bir aile çevresinde, 20. yüzyıl Türkiyesi’nde bireylerin yaşadığı büyük aşk, acı ve sırların hikâyelerini gündelik hayat yansımasıyla anlatıyor. ÇAĞATAY YAŞMUT O ya Akçizmeci’nin ilk romanı Ümit Penceresi’ni yazarken Beşiktaş semtinin ve mahallelerinin yıllar önceki hallerinden, atmosferinden ve yaşlı komşularının anılarından çok etkilendiğini, bu hikâyelerin kendisi için yazma motivasyonu olduğunu söylüyor. Cumhuriyet’in kadın öğretmenlerine adadı ğı romanında Akçizmeci deyim yerindeyse eski Türk filmleri tadında bir metin üretmiş. Cumhuriyetin ilk yıllarından 80 darbesine kadar geçen süreçte ülkede başlayan kalkınma seferberliği ve sonrasında yaşanan zorlukları bir aile üzerinden anlatılıyor. Yıl 1934. Ülkede eğitim seviyesi artırmak için büyük bir seferberlik ilan edilmiş. Romanın başkahramanı Hayriye zengin bir ailenin kızı. İstanbul Kız Muallim Mektebi’nden derece ile mezun olup Erzurum’daki bir okula müdür olarak atanır. Şehre varır varmaz işine dört elle sarılır, mücadelecidir. Kapı kapı dolaşarak ailelerin kızlarını okula yollamalarını sağlar. Ayrıca okuma yazma kursları açar. Kütüphane kurar. Kadınlara özgüven aşılayarak hayata katılmaları için var gücüyle çalışır. Bu arada Erzurum’a gelirken trende tanıştığı Osman ismindeki idealist öğretmenle de yakınlaşır. Hikâyemiz bir yerden sonra İstanbul’daki köşkte yaşayan aileye odaklanıyor. Hayriye’nin erkek kardeşi Yaşar zıt karakter olarak ortaya çıkıyor. Ümit Penceresi kentli bir ailenin sevgi ve kederle dolu yaşamını, 20. yüzyıl Türkiyesi’nde bireylerin yaşadığı büyük aşk, acı ve sırların hikâyelerini gündelik hayat yansımasıyla anlatıyor. Romanın ana kadın kahramanı Hayriye’nin erkek kardeşi, Yaşar’la olan ilişkisi ise hem kadınlık hem de erkeklik durumları üzerinden derinlikli okumalara imkân tanıyor. Gayrimüslimlerin varlığına değinilmesi de önemli. Ümit Penceresi bireylerin hikâyeleri üzerinden ailenin nasıl bir değişim ve dönüşüm geçirdiğini incelikli biçimde anlatan bir roman… n Ümit Penceresi / Oya Akçizmeci / Yeni İnsan Yayınları / 272 s. / 2019. 4 6 Şubat 2020
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle