03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KITAP l BEBEK l ÇOCUK [email protected] l GENÇ AYDOĞAN YAVAŞLI’DAN ‘GÖKYÜZÜNÜ KAYBEDEN ŞEHİR’ Yiten kentle gidenler Yavaşlı, güncel bir konuya parmak basarak çocuk okurlarını geleneksel yaşam biçimiyle “dayatılan modern yaşam biçimi” tartışmasına çekmiş. MERAL ADIRBELLİ B ir şehir gökyüzünü nasıl kaybeder? Bana kalırsa önce sesini kaybeder. Konuşmaz. Söylemez. Başına ne gelirse gelsin susar. Sustukça bütün değerlerini tıpkı bazı gökcisimlerinin bir karadelikte yitip gitmesi gibi yitirir. Belki aynını toplumlar, uluslar ve halklar için de söyleyebiliriz: Kaybediyorsun, çünkü susuyorsun, yani mücadele etmiyorsun. Çocuk edebiyatı türünde birçok kitaba imza atmış olan Aydoğan Yavaşlı’nın Altın Kitaplar Yayınevi’nden çıkan Gökyüzü nü Kaybeden Şehir adlı kitabı, “rantsal dönüşüm”e kurban edilen “kentsel dönüşüm” yalanına dikkat çekiyor. Romanın kahramanı, uzun yıllar sonra, çocukluk yıllarını yaşadığı mahalleye gelip evlerinin bulunduğu sokağın başındaki küçük çay ocağına oturuyor ve geçmişi hatırlamaya başlıyor. Kimler vardır o çocukluk yıllarında? Platonik bir aşkla bağlandığı Çiçek ablası, babası emekli demiryolcu Hikmet amca, Kıymet teyze, Gülfem yenge, kasetçi Ayhan Işık abi, Berber Eyüp, mahallenin yakışıklı sosyete abisi Tayfun, Sinemacı Rahmi, eski tüfek Emrullah Efendi, komşular, şoförler, esnaflar, okula birlikte gidip boş arsalarda top oynadıkları arkadaşları… Kendi halinde yaşayıp giden kenar mahallenin insanları, sokağa yeni taşı nan genç bir öğretmen çiftin hayatlarına girmesiyle o zamana değin bilmedikleri bir ivmeyle değişmeye başlarlar. Zaten var olan dayanışma ve insani ilişkilerdeki sıcaklık farklı etkinliklerle sürüp gider. Mahallelinin kamyon kasalarına doluşup deniz kenarlarına, piknik yapmaya gitmeleri, yazlık sinema akşamları, birlikte salça, tarhana, erişte, turşu yapıp birbirlerine vermeleri, etkileyici bir dille anlatılmış. Sonra “kötü adamlar” gelir. Evinin penceresinden sokağı baştan sona gizli bir kamera gibi gözleyen romanımızın kahramanı, bir anda ortadan kaybolan Çiçek ablasına mı yansın, yoksa yanlarında getirdikleri birtakım âlet edevatla sokağın şurasını burası ölçen özel giysili insanları mı gözlesin? Evet, ortalıkta kimselerin bilmediği, ya da bazılarının bildiği ama özellikle sokak sakinlerinin anlam veremediği bazı değişiklikler olmaktadır. Sokakta yavaş yavaş eksilmeler başlar. Evini, eşyasını toplayan, gözyaşları arasında komşularını terk eder, şehrin kim bilir hangi yerine taşınır. Önce Kasap Hakkı… Çünkü hayat giderek pahalanmış ve insanlar et tüketemez olmuştur. Ardından ötekiler. İnsanlar eksildikçe romanımızın kahramanı Bülent’in çocuk yüreğine hüzün çöker. Hele mahallelinin hemen bütün sorunlarına canla başla koşan Tuna Abi ile Sibel Öğretmenin başına gelenler… Bülent’in yüreğinde derin yaralar açar. Tek katlı, önü avlulu evlerini yüklenici firmalara kaptıranlar çekip gittikçe aynı yerlerde apartmanlar yükselmeye başlar. Böylece, gökyüzünün mavisi de tıpkı çekip gidenler gibi kaybolur gider. Yavaşlı, güncel ve düşündürücü bir konuya parmak basmış. Çocuk okurlarını geleneksel yaşam biçimi ile “dayatılan modern yaşam biçimi” tartışmasına çekmiş. Bu konuda düşünmelerini istemiş. Yanı sıra duru, tertemiz Türkçesinden ve ustaca kurgusundan da söz etmek isterdim ama… Siz merak edip okuyun istedim. n Gökyüzünü Kaybeden Şehir / Aydoğan Yavaşlı / Altın Kitaplar /120 s. İnanılmaz Hikâye 1 Sihirli Yüzük, Bianca Pitzorno, Resimleyen: Quentin Blake, Çeviren: Demet Elkâtip, Günışığı Kitaplığı, 87 sayfa, 2019, 8+ yaş “İnsanlar aceleyle gelip geçiyor, yırtık pırtık giysiler içinde bir köşede oturmuş kibrit satan, soğuktan morarmış küçük kibritçi kızı fark etmiyorlardı.” Sonra taksiden, başında ters çevrilmiş ve yılbaşı ağacı gibi süslenmiş hunisi ve üzerinde mavi tülden şeffat elbisesiyle bir tuhaf peri iniveriyor ve Andersen’in Kibritçi Kız masalını bambaşka bir şekle büründürüyor. Peri, kibritçi kız Lavinia’ya sihirli bir yüzük veriyor. Bu yüzük öyle her istediğini gerçekleştirmiyor ama Lavinia’nın. En azından doğrudan… Bu yüzük sayesinde Lavinia, gözlerini diktiği her şeyi kakaya dönüştürebiliyor! kadaşı Valentina’yla bir Üstelik isterse onları es likte oyuncak bebekler ki haline de getirebiliyor. le oynamaya bayılır Teo. Bu pis kokulu sihir Kibritçi Kız’a bambaşka bir KİTAPÇI Valentina’nın bir kardeşi olunca o da öyle heye hayatın kapısını açarken canlanır ki, anne baba biz okurları da bol bol sından ona da bir kardeş kıkırdatıyor. Eh, bu tepetaklak masalın yapmalarını ister. Oysa Teo’nun annesi içinde birkaç ders de yok değil… çocukları ne kadar küçüklerse o kadar az seven biridir ve bebeklerin ve bit İnanılmaz Hikâye 2 mez tükenmez ciyaklamalarına da kat Oyuncağın Sırrı, Bian lanamaz. Bir gün antikacı dükkânında ca Pitzorno, Resim çok sahici bir oyuncak bebekle kar leyen: Quentin Bla şılaşan Teo, en sonunda bebeğe sa ke, Çeviren: Demet hip olur ve onu eve getirdiği gün şu tu Elkâtip, Günışığı Ki haf peri odasına geliverir. Ona bebeğin taplığı, 87 sayfa, 2019, sırrından bahseder. Bu noktadan son 8+ yaş ra bazı maceralar bekliyor okuru. Hele Lavinia da öyküye dahil olunca hikâye Kakayla işimiz hâlâ bitmedi! Bu de daha da şenleniyor! fa Altın Yumurtalayan Tavuk masalını bambaşka biçimde okuyoruz. Kakası Ancilla ve Şifalı Bitkiler, Beatrice altın külçelerinden bir oyuncak bebek Masini, Resimleyen: Desideria Guic var bu defa karşımızda. En yakın ar ciardini, Çeviren: Nükhet Amanoel, Can Çocuk, 69 sayfa, 2019, 7+ yaş Güzel, Açıkgöz ve Cesur Kızlar serisinin bu yeni kitabında, yüzyıllar öncesine, insanların hâlâ cadılara inandıkları zamanlara gidiyoruz. Anne ve babasını kaybetmiş küçük Ancilla, ihtiyar anneannesi Brunilda’yla yaşar. Brunilda, bitkilerin sırlarını bilen bir şifacıdır. İnsanların türlü dertlerine bitkilerle çare bulan Brunilda bir gün cadılıkla suçlanır ve zindana atılır. Bir başına kalan Ancilla’yı bir gün bir rahip ziyaret eder ve onu manastıra sokmayı başarır: Tabii bir erkek çocuğu gibi görünmesini sağlayarak! Manastırdaki küçük bahçesinde yetiştirdiği otlarla rahiplerin hastalıklarını geçiren Ancilla, bir gün, anneannesini zindana attıran krala da şifa olacak bir karışım hazırlar ve işler, neyse ki, iyiye gitmeye başlar. n 16 5 Eylül 2019
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle