Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KITAP l BEBEK l ÇOCUK cumhuriyetkitapcocuk@gmail.com l GENÇ BURCU YILMAZ l HAFİZE ÇINAR GÜNER l SİMLÂ SUNAY TAŞ KÂĞIT MAKAS Yaşamı seçen sıradışı çocuklar Bazen bir kitabı bitirip kapağını kapattığımızda gözlerimiz ışıl ışıl parlarken yanağımızdan bir damla yaş süzülür. Umut bizi sarıp sarmalarken bir yanda da kapanmayan yaraların sızısını taa içimizde duyarız. İşte Sıcacık Bir Yuva da o kitaplardan! HAFIZE ÇINAR GÜNER 1 939 yılının yazında, İkinci Dünya Savaşı’nın beklenen yıkımı İngiltere’nin de kapısındadır. Savaşın eşiğinde yaşayan insanlar her gün radyonun başında endişeyle olacakları beklerken bir yandan da olası Nazi saldırısı için hazırlıklı olmaya çalışır. Sığınak yapma, erzak depolama, karartma geceleri için perde dikmenin dışında çocukları kırsal bölgelere tahliye etme hazırlıkları da başlar. Tüm yaz boyunca yetişkinlerin tek konuştuğu konu savaş olunca ister istemez çocuklar da tüm bu korkunun gölgesinde yaşamak zorunda kalır. On iki yaşındaki Tilly ve en yakın arkadaşı Rosy tüm bu yaşananlara ortak olmak istemediklerinden olsa gerek, kendilerine özel bir alan yaratır. Bisikletlerine atlayıp gittikleri ormandaki terk edilmiş kulübe, onların ve evcil hayvanlarının gizli sığınağı olur. Yaz boyunca çalışıp didinerek kulübenin içini temizlerler ve burayı kendileri için küçük bir eve hatta evden de öte, sımsıcak bir yuvaya dönüştürürler. Henüz kimsenin keşfetmediği bu yerde evcil hayvanlarıyla birlikte yaz tatilinin ve doğanın tadını çıkarırlar. Ancak bu tatlı durum uzun sürmez. Tilly bir akşam eve geldiğinde hayatı boyunca asla unutamayacağı sözleri babasının ağzından duyar. Babası, canı kadar sevdiği köpeği Bonny’sini uyutmak için ertesi gün veterinere götüreceğini açıklar. Aslında bunu yapacağını söyleyen tek ebeveyn Tily’nin babası da değildir. Şehirdeki herkes, savaştan sağ çıkamayacağını düşündükleri hayvanlar için bu kararı alır. Rosy de bu acı haberi ablasından öğrenir. Biricik kedisi Tinkerbell zamansız ölen anne ve babasından ona kalan tek hatıradır ve hiç kimse onu kedisinden bu şekilde ayıramaz. Kardeşten de yakın iki arkadaş, evcil hayvanları için güvenli bir yer arayışına girer. SAVAŞTA GÜVENLİ BİR YER VAR MIDIR? Tily ve Rosy ailelerine hayvanlarının kaçıp kaybolduğunu söyler ve onları kendi gizli kulübelerinde saklar. Aileler, hayvanların tam da veterinere götürülecekleri gün ortadan kaybolduğuna pek inanmasalar da savaş patlak verdiğinde saldırılara hazırlıksız yakalanmamak için yapılacak öbür işlere odaklanırlar. Kızlar fırsat buldukça ormandaki kulübeye gidip hayvanlarının ihtiyaçlarını karşılar ve onlarla vakit geçirirler. Ancak çok geçmeden bu gizli yer öteki çocuklar arasında da duyulmaya başlar. Kızları takip eden çocuklar da kendi hayvanlarını kulübeye getirerek onlardan yardım ister. Köpek Bonny ve kedi Tinkerbell’e önce iki kobay faresi, bir tavşan, yavru bir kobra katılır. Çocuklar kendi aralarında bir parola gelişti rerek gizli sığınağın güvenliğini sağlamaya çalışır. Parola zamanla çocuklar arasında yayılır ve gizli acil durum hayvan sığınağına yeni hayvanlar eklenir. Evcil hayvanlarla birlikte çiftlik hayvanlarını ve vahşi hayvanları da işin içine dahil eden yazar, her hayvanın yaşam hakkına dikkat çekerken aynı zamanda da farklı sosyoekonomik ve kültürel sınıftan çocuğu da bir araya getirerek bir amaç etrafında onları buluştur. Savaşın dil, din, ırk ve tür ayırt etmeden tüm canlılar için yarattığı, yaratacağı felaketi duyumsamamızı sağlar. Çocukların yetişkinlerden sır gibi sakladıkları sığınakta işler bazen iyi gitmez. Rosy’nin bir tanecik kedisi Tinkerbell’in hastalanıp ölmesi de bu tatsız olaylardan biridir. Çocuklar ellerinden geldiğince hayvanlarının sağlığını korumaya ve onlara yiyecek bulmaya çalışırlar. Peki, ya çocuklar kırsal bölgeye tahliye edilince hayvanlarına ne olacaktır? DİLSİZ HAYVANLAR DERNEĞİ Kedisinin ölümüyle tüm dünyası altüst olan Rosy, can yoldaşı Tily ile birlikte tahliye edilmeyip ondan ayrılacağını öğrenince iyice içine kapanır. Tilly, Rosy’ye asla ayrılmayacaklarına dair söz vermiştir ama şartlar onu zorlamaktadır. Tilly hem Rosy’e verdiği sözün ağırlığını hem de kulübedeki hayvanların sorumluğunu omuz larında hisseder. Ama tüm bunların üstesinden gelecek denli güçlü bir kızdır o. Aslında Rosy de ne kadar kırılgan görünürse görünsün en az Tilly kadar güçlüdür. Hem yetim hem öksüz olarak sürdürdüğü yaşamında tek varlığı olan kedisinin de onu bırakıp gitmesi ruhunda kapanmaz bir yara açsa da öbür hayvanlar için mücadeleye devam eder. Boşaltılmış bir evde kaderine terk edilmiş olarak bulduğu bir kedi yavrusunu ölümden kurtarır ve sahiplenir. Ölümle doğum arasındaki devingenliğin farkına varacak kadar olgunlaşır. Bu iki güçlü kızın en önemli ortak özeliklerinden biri de ikisinin de kitap okumayı sevmesidir. İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan gerçek olaylardan esinlenerek kaleme alınan bu eserde iki ana karakterin de böylesi güçlü kız çocukları olması tesadüf olmasa gerek. Bağımsız davranabilen, problem çözmeyi bilen, kararlar alıp uygulayabilen, tüm güçlüklere rağmen mücadeleye devam eden bu iki kız çocuğuyla özdeşim kuracak okur için bu vurgu önem taşıyor. Cinsiyet eşitliği vurgusuyla birlikte cesaret, sabır, özveri, duyarlılık, sadakat, özgüven gibi çok önemli değerlerin de altı çiziliyor. Neticede Tilly ve diğerlerinin hayvan sığınağını kurtarma çabası sonuç verir. Gruba katılan Sophia’nın teyzesi Dilsiz Hayvanlar Derneği üyesidir. Edith Teyze, bu anlamsız katliamda olabildiğince çok hayvan kurtarıp onlara kırsal bölgede güvenli alanlar temin etmeye çalışmaktadır. Bu çabada sadece zengin insanların hayvanlarını değil tüm yardıma muhtaç hayvanlara kucak açtıklarını açıklar. Çocuklara hayvanlarına bakma sözü verir. Tily, Bonny Bonbon’u çok özleyecektir ama köpeği biraz olsun güvende olacaktır. Daha da önemlisi başını arkadaşı Rosy’nin omzuna dayayıp ağlayabilecektir. Çünkü Rosy de Tilly ile beraber tahliye edilir. Onlar ve ötekiler otobüsle tahliye için yola koyulurken aklımızda Tilly’nin babasının şu sözü kalır: “Savaşta ne yaparsan yap, gökyüzündeki yıldızları asla karartamazsın.” Karartılan hayatlara inat yaşamı seçen cesur çocuklara selam olsun. n Sıcacık Bir Yuva, Miriam Halahmy, Çeviren: Rasim Emirosmanoğlu, Can Çocuk, 223 sayfa, 2019, 11+ yaş 22 19 Eylül 2019