06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CEVAT ÇAPAN’DAN ‘ÇAĞDAŞ YUNAN ŞIIRI’ Dilden dile çoğalan, güzelleşen şiir... Şiir sanatı nasıl bir büyülü yapı ki, şairlerini okuduğumuzda bir ülkenin doğasını da, tarihini de, dilini de, kültürünü de, insanını da bütün zenginliğiyle kavrayabiliyoruz. TURGAY FİŞEKÇİ G arip şiiri çağdaş şiirimizi nasıl yenileyip geliştirdiyse, Orhan Veli’nin aynı dönemde yaptığı şiir çevirilerinin de bu alanın önünü açtığını söyleyebiliriz. 1940’larda Tercüme dergisi çevresinde yapılan şiir çevirileri bu alanın ilk başarılı örneklerini oluşturdu. Sonraki kuşak içinde Can Yücel, Cevat Çapan, Ülkü Tamer üçlüsü, şiir çevirisinin hem alanını genişletip bütün dünyaya yaydı, hem de çeviri tartışmalarını yoğunlaştırdı. Cevat Çapan’ın Yunan şiirine ilgisi belki annesinin Giritli olmasıyla başlamıştır ama ilk yayımlanan çeviri kitabının Seferis’in Destansı Öykü’sü (1965) olması, şairin 1963’de kazandığı Nobel Edebiyat Ödülü’nün rolü olduğunu da düşündürüyor. İzmir Urlalı olan ve sanki daha gençliğinde başlayan büyük yolculukların simgesi gibi “Sefer” adını taşıyan Seferis, Nobel konuşmasında, “Küçük bir ülkedenim. Halkının mücadelesinden, denizden ve güneş ışığından başka hiçbir nimete sahip olmayan Akdeniz’deki taşlık bir yarımada!” olarak tanımladığı ülkesinin şiirini dünyaya duyurdu. Seferis’in Destansı Öykü’sünün Melih Cevdet Anday’dan Edip Cansever’e, pek çok çağdaş şairimizi etkilediğini de belirtelim. Sonra 1974’te ilk Ritsos çevirileri geldi. “Yunanlıların Öyküsü” başlıklı şiir, o yıllardan bugüne hemen her kuşağın baştacı yaptığı şiirlerden oldu. Bu ağaçlar katlanamaz daha basık bir göğe Bu taşlar katlanamaz yabancı çizme lere. Yalnız güneşe boyun eğer bu yüzler, Yalnız doğruluğa boyun eğer bu yürekler. (…) Onlar el sıkıştıklarında, bütün insanlık için parlar güneş. Onlar gülümsediklerinde, küçük bir kırlangıç fırlar gür sakallarından. Onlar uyuduklarında, on iki yıldız düşer boş ceplerinden. Onlar öldüklerinde, onların bayrakları ve davullarıyla yokuşu tırmanır hayat. “BU ŞEHİR ARKANDAN GELECEK” 1982’de Kavafis çevirileri yayımlandı. Günümüze dek çok sevilen, yeniden yeniden basılan şiirler. Kavafis çağdaş Yunan şiirinin ilk büyük şairi. Yolu gençliğinde İstanbul’dan da geçmiş, İskenderiye’de doğup orada ölmüş bir büyük şair. Tarihin, insanın, küçük ayrıntıların birbiriyle kaynaştığı çok yalın şiirler. Kavafis deyince unutulmaz bir anıyı da aktarmadan geçemeyeceğim: Kutay Onaylı adlı günümüzün genç bir şairi, Kavafis’in şiirlerini Cevat Çapan çevirisiyle okuyunca o kadar hayran olur ki bu şiirlere, “Çevirileri bu kadar güzelse, asılları kim bilir ne güzeldir…” diye düşünüp şiirlerin asıllarını okuyabilmek için Yunanca öğrenir. Şiirlerin asıllarını okuduğunda ise Türkçelerinin de asılları kadar güzel olduğunu görür. Nasıl unutulur, “Şehir”, “İkindi Güneşi”, “Barbarları Beklerken” şiirleri. Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın. Bu şehir ardından gelecektir. Sen aynı sokaklarda dolaşacaksın gene. 1983’de yayımlanan Çılgın Nar Ağacı kitabı bizlere 1979’da Nobel kazanan çağdaş Yunan şairi Elitis’i tanıttı. Aynı adlı şiirin en büyük hayranı Arif Damar’dı. O dönemde yolda karşılaştığı herkese bu şiiri ezbere okurdu. “Bütün Gün Kırlarda Dolaştık”, “Akıntı ya Karşı” bu kitabın çok sevilen şiirleri oldular. ON DOKUZ ŞAİR, BİR ÜLKE, KOCA BİR DÜNYA Zamanla başka şairler de katıldı bu çeviri serüvenine, bugün elimizde tuttuğumuz Çağdaş Yunan Şiiri Antolojisi adlı kitap oluştu. On dokuz çağdaş Yunan şairinden yapılmış şiirler okuyoruz kitapta. Bir tarih kitabı okusak, yalnızca tarihini öğrenirdik Yunanistan’ın; bir coğrafya kitabı okusak, dağlarını, ovalarını, denizlerini… Ama şiir sanatı nasıl bir büyülü yapı ki, şairlerini okuduğumuzda bir ülkenin doğasını da, tarihini de, dilini de, kültürünü de, insanını da bütün zenginliğiyle kavrayabiliyoruz. Çağdaş Yunanistan’ın büyük şairleri bize bu olanağı sunuyor. Hem Yunan olanı, hem de onun bütün insanlık kültürüne bağlanışını görebiliyoruz. 60’lerden günümüze dek yazılan Türk şiirinde büyük etkisi oldu bu çevirilerin. Şairlerimizin ufkunu açtı, şiirlerine verimli katkılar yaptı. Bir dönem çok dinlenirdi Yunan müziği. Hele Theodorakis ve Hacıdakis’in müzikleri dillerden düşmezdi. Bu müziklerin sözlerinin büyük ölçüde andığımız şairlerin olduğunu bilmek, şiirle müziğin böylesine mutlu birlikteliğini görmek ne güzel… Çağdaş Yunan Şiiri Antolojisi, 1982’den buyana pek çok kez basıldı. Bugün de yeni bir basımı elimizde. Sanki çeviri değil, Türkçe yazılmış gibi dupduru şiirler. Kim bilir bugüne dek ne çok okundu, ne çok hayata dokundu… Bundan sonra da ne çok okunacağı, ne çok hayata dokunacağı gibi… * Son yıllarda Yunanistan, sözcüğün ta anlamıyla “komşu kapısı” oldu pek çok insanımız için. Hafta sonu tatiline, denize, yeme içmeye, tekne gezilerine gidiyor insanlarımız; yıllar boyu nasıl bu kadar yakınken, bu kadar uzak kalabildik dercesine. Tanıdık tanımadık kucaklaşıyor insanlar. Kendi ülkelerinde bulamadıkları dost sıcaklığını, insanlar arasındaki kardeşlik duygusunu, temiz, kirletilmemiş doğayı orada buluyorlar. O zaman bu denli çok şeyi paylaşabildiğimiz komşumuzun, iki Nobel ödülüyle de belgelenen, dünyada en başarılı olduğu alanlardan birini, şiirini de tanımanın, ortak alanlarımızı genişletmenin zamanı değil midir? İşte Çağdaş Yunan Şiiri Antolojisi, bizlere bu olanağı sağlıyor. Beyninizi, günlük kirlerden kurtarıp, saf, temiz bir dünyaya açma fırsatı sunuyor. Şiirin insanoğlunun yaratabildiği, birbirine sunabildiği, en mükemmel, en bulunmaz şeylerden biri olduğunu gösteriyor. Paylaşın bu bulunmaz dünyayı! n Çağdaş Yunan Şiiri Antolojisi / Cevat Çapan / Kırmızı Kedi yay. / 284 s. / Ağustos 2019. 14 19 Eylül 2019
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle