Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
cevatcapan33@gmail.com Jacques Basse / Şiirler Çeviren: A. Kadir Paksoy “Ölüm / yalnız kalmasıdır dizelerinin / örste / seni bekleyen” J acques Basse, Fransız ressam ve ozan. 1934’te Toulouse’da doğdu. Nimes’te yaşıyor. Altı ciltlik bir Fransız şiir antolojisinin ve geçen yıl yayımlanan Türk ozanları antolojisinin (Visages de poesie / 91 Visages d’une republique / poesie Turque) editörü. Bu antolojilerde ozanların Jacques Basse tarafından kurşunkalemle çizilmiş portreleri de yer alıyor. Jacques Basse’la yakınlarda, Charlie Hebdo katliamının yaşandığı günlerde tanıştık. Bana önce eposta ile bu olayın etkisiyle yazdığı bir şiirini, sonra da iki şiir kitabını (Echo et Murmures / Yankı ve Mırıltılar, Seule est soli tude / Yalnızdır yalnızlık) gönderdi. Echo et Murmures’de ozan daha çok sözcüklerle resimler yapıyor; yaşamın, ölümün, sonsuzluğun, dostluğun/düşmanlığın, şiirin/şiirsizliğin, duyarlığın/duyarsızlığın resimlerini yapıyor. Seule est solitude’de ise bir içebakışla karşı karşıyayız. Ozan bu yapıtında yalnızlık yoluyla insan ruhunun derinliklerine iniyor. Herkesin yalnızlığı kendine, diyerek kendi yalnızlığını kendince dizeleştirse de, herkes kendi yalnızlığından bir şeyler bulabilir bu dizelerde… Ozanın bu iki şiir kitabından ben de kendimce seçip çevirdiğim şiirleri sunuyorum okurumuzun beğenisine… ESİN PERİSİ esin perisi öyle güzelsin ki olası değil dile getirmek seni eşsiz bir imgesin esip gelen yaz gecelerinden çağırınca beni ağzın ayrılamam öpmelerin kıyılarından kesilir ayaklarım yerden gider aklım başımdan senin için ötelere düşten / düşünceden birbirine karışır bin bir kokun cömertçe içtenlikle büyüleyen benimle kal ölünceye bir sarmaşık gibi duvara tutunup kalan benimle kal bir balarısı gibi kalbime çiçek özü toplayan benimle kal kurtar beni zamandan ANLAŞILAMAYAN* yeni bir giz ya da arsız bir bulutun gölgesi kararlayıp çöktü zavallı dünyamızın üstüne Einstein’in dediği gibi her şey göreli bir bomba kullanılabilir pekâlâ bir kalkan gibi bir gün çıldırabilir insan yitirebilir gerçeklik düşüncesini aklımız yönetemiyor artık diyalog yeteneğimizi artık anlayamıyor insanlık sevme cömertliğimizi *Ozan bu şiiri Charlie Hebdo katliamından bir gün sonra eposta ile bana gönderdi. YEMİN tüm sevenler için aşk içre yemindir her şiir aşkın suç ortağı toy yürek usulca kayıverir oraya ama aşk doğsa da aynı anadan aşk sağır / dilsiz ve kördür daima sunulur terk edilince yırtıcı bir kuşun teleği ok yerine kalbe saplansın diye DOSTLUK yol açıcıdır dostluk yürekten sızan adsız sevince saflığın yaban güvercinidir dostluk kanat çırpan anlatılamayan betimlenemeyene bir gülümsemedir dostluk gözyaşında çiçek açan düşünceye engerekler arasında billur pınarlar gibidir dostluk akar yürekten yüreğe korunacak biricik şey bir simyadır dostluk kadir kıymet bilene güleryüzlü ev sahibidir dostluk insanlık için güvence dünya evinde çalınan bir mayadır dostluk paylaşmak için güne Ağlayan Duvar /Azima Ağalarova Çeviren: Metin Yıldırım/ Temren Yayınları /2019/ 264 sayfa Bir istihbarat romanı: MİT/MOSSAD ve CIA üçgeninde gizli ilişkiler, operasyonlar, ekonomik ve siyasi anlaşmalar; Türk Mit ajanı ile Yahudi bir kadın arasında geçen büyük ve imkansız bir aşk ekseninde anlatılıyor. "Ağlayan Duvar" için yılın romanı denilebilir. Dili duru ve akıcı, konusu iç yakıcı , düşündürücü… Okumaya başladığınızda elinizden bırakamayacaksınız. İstihbarat ve polisiye sevenlerin ilgiyle okuyacağı "Ağlayan Duvar" yüksek derecede duygusallık da içeriyor. "Ben ki bir Yahudi kızıyım, bir Türk'ün sevda çiskinine tutuldum. Esme zalim rüzgar, esme! Kırk milyon dolara bir öpücük sahibi olan bu karınca kalpli kadından ne istiyorsun!" Bu kitapta aşk, ihtiras, işkence, cinayet ve ihanet; yani okura adrenalin yaşatacak herşey var Tüm D&R Mağazalarında, seçkin kitapçılarda ve kitap satıs sitelerinde... www.temrenyayinlari.com 23 Mayıs 2019 15