23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

‘GrassBrand Mektuplaşmaları’ Politika ve sanat arasında eleştirel ve verimli bir ilişki kurulabilir mi? Yıllara yayılan Günter Grass Willy Brand ilişkisi, bu sorunun ender görülen olumlu örneklerinden biridir. A lmanya Sosyal Demokrat Partisi Genel Başkanı Willy Brandt 1961’de, partisinin izleyeceği politikaları geliştirmek ve tartışmak amacıyla, yaklaşık otuz yazarı Bonn’a çağırır. Politikayla ilgilenmek istemediği söylenen Günter Grass bu otuz yazar arasında yoktur. Bu buluşmada salt özgürlükle olanaklı olan tini ve estetik üretimi simgeleyen yazarlarla, erki temsil eden politikacılar görüş alışverişinde bulunur. Bu gerilimli ve üretken ilişkinin akışı içinde, Willy Brandt, eleştirel bir tavırla düşüncesini açıkça dile getiren Grass ile tanışır; bu birikimli ve savaşımcı yazarı çok önemser. İkisi arasında Almanya’nın demokratikleştirilmesi ve Avrupalılaştırılmasına katkı yapan verimli bir ilişki gelişir. Bu ilişki, ilki 1964, sonuncusu 1992 tarihli olan 288 mektupta ve bunlara eşlik eden yazılı belgelerde kalıcılaşır. Söz konusu mektuplar ve belgeler, “Willy Brandt ve Günter Grass Mektuplaşması” başlığıyla, 1230 sayfayı kapsayan bir kitap olarak yayımlanmıştır. Sanat ve yazın bakımından bir politika tarihi denemesi olan bu kitapta yer alan mektuplardan bazılarını irdeleyeceğim. 1927’de bugünkü Polonya’nın Gdansk kentinde doğan ve 2015’te Almanya’nın Lübeck kentinde yaşamını yitiren Günter Grass, yazarlığının yanı sıra, heykeltıraş, ressam ve tasarımcı yönüyle de bilinir. Teneke Trampet (1959) romanıyla adını duyurur. Yazınsal yapıtlarında öncelikle “yurt yitimi”, Hitler faşizminin yol açtığı insanlık dışı olaylar ve özgürleşme savaşımı gibi izlekleri anlatılaştırmıştır. Romanları dünya dillerine çevrilen Grass, 1999’da Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülür. Bir manavın oğlu olan yazarın çocukluğu Danzig/ Gdansk kentinde geçer. Gönüllü olarak Hitler ordusuna katılan yazar, Ni Günter Grass san 1945’te yaralanır ve Amerikalılarca tutsak edilir. Grass, Hitler ordusuna katılımı ve yaklaşık bir yıl süren tut saklık deneyimlerini, Soğan Soyarken adlı otobiyografik romanında yazınsallaştırır. “Soğan soymak” eğretilemesini, özgeçmişinin katmanlarını açmak için kullandığını söyler. “SÖYLENMESİ GEREKEN” SÖYLENMELİDİR Grass, 4.4.1967 tarihli mektubunda, Almanyaİsrail ilişkilerinin düzelmesi açısından İsrail gezisinin, “yazınsal çalışmasından çok daha fazla önem kazandığını”, belirtir. Brandt, Grass’ın İsrail gezisine ilişkin raporunu önemser ve “ilginç içerikli” bu raporu “değerlendirilmek üzere”, Dışişleri Bakanlığı birimlerine verir. “Söylenmesi Gereken” adlı şiirinde İran’ın atom silahı geliştirmesini, dünya barışı için tehlike olarak nitelendirenlerin, aynı silahlara fazlasıyla sahip obkula@hacettepe.edu.tr Willy Brand olan İsrail söz konusu olunca susmalarını eleştirir. Anılan şiirin İsrail’e gönderme yapan dizeleri şöyledir: “O başka ülkeyi (İsrail’i) adıyla anmayı / Niçin kendime yasaklıyorum? / Bu ülkede yıllardan beri gizlense de giderek artan nükleer potansiyel var / Üstelik denetim dışıdır / Çünkü her türlü incelemeye kapalıdır.” Grass bu şiiri nedeniyle, yaklaşık kırk yıl sonra İsrail’de istenmeyen adam ilan edilir. GRASS’IN POLİTİK GİRİŞİMLERİ Grass, Willy Brandt’ın konuşmalarının yazımına katılarak, Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin politikalarının oluşturulmasına ve seçmenlerle buluşmasına önemli katkılar yapmıştır. 1965, 1969 ve 1972 seçim çalışmalarına etkin olarak katılan Grass, 1982 1993 arasında SPD üyesi olarak politikaya katılmış, konuşmaları ve etkinlikleriyle, sosyal demokrasinin ilkelerini yaygın laştırmaya çalışmıştır. Grass, Heinrich Böll, Carola Stern ve daha birçok sanatçı ve aydının katılımıyla “Demokratik Sosyalizm. Politik ve Yazınsal Katkılar” adlı bir dergi de çıkarmıştır. Her zaman ve her koşulda güçsüzlerin ve dışlananların yanında yer alan bu yazar, hoşgörü, özgürlük ve demokrasiyi güçlendirmeye uğraşmıştır. “Unutmaya karşı yazmak” Grass’ın başlıca yazınsal ilkelerinden biridir. Grass’a verilen Nobel Yazın Ödülü gerekçesinde, bu yazarın, “çok renkli öykülerle tarihin unutulan yüzünü” açığa çıkardığı vurgulanmıştır. Demokrasi ve özgürlük yönelimini, ergenliğinde Hitler ordusunda bulunmasıyla ilişkilendirenler de vardır. Bu eğilim, Teneke Trampet’in dışında, Kedi ve Fare (1961) ve Köpek Yılları (1963) romanlarında da belirgindir. Özgürlük kavramını her koşulda öne çıkaran yazar, 1953 Doğu Berlin işçi ayaklanması, Prag Baharı, 1968 öğrenci olayları gibi birçok politik olayı yazınsallaştırmıştır. Asya gezisinin izlenimlerini ve politik gelişmeleri, Kafadan Doğumlar ya da Almanlar Ölerek Tükenmektedir (1980), insanlığın ölümünü Dişi Fare (1986), Berlin Duvarı’nın yapılışı ve iki Almanya’nın birleşmesini ise, Geniş Bir Alan (1995) adlı son romanında anlatılaştırmıştır. ELEŞTİRELLİK, GRASS’IN YAŞAM İLKESİDİR Willy Brandt’ı desteklemek ve böylece demokratik sosyalizmi yaygınlaştırmak amacıyla geliştirdiği ilk politik etkinlik, o dönemde Doğu Almanya’da yaşayan Ölüler Genç Kalır ve Yedinci Haç gibi romanların yazarı Anna Seghers’e yazdığı açık mektuptur. Grass, 1965’te yayımlanan “Senin Şarkını Söylüyorum Demokrasi Willy’e Övgü” adlı kitabıyla bu ilişkiyi ne denli önemsediğini ortaya koymuştur. Yazar, “Bir Sümüklü Böceğin Güncesi” adlı kitabında hem seçim çalışmalarına katkısını, hem de Brandt ile mektuplaşmalarının bir bölümünü kamuoyuyla paylaşmıştır. Çok sayıda sanatçı, gazeteci ve aydınla birlikte 1967’te “Sosyal Demokrat Seçmen Girişimi”ni kuran Grass, çok güvendiği Brandt’ı eleştirmekten de geri durmamıştır. 1969’da Brandt’ın başbakanlığını, 7 Aralık 1970 günü Varşova’da Yahudi kıyımını lanetlemek için ilgili anıtın önünde diz çökmesini ve Sosyalist Blok ile yumuşama politikasını bütün gücüyle destekleyen Grass, hiçbir politik görev üstlenmemiştir. 1992’de SPD’nin sığınmacılar politikasını protesto ederek, bu partinin üyeliğinden ayrılan Grass, yaşamının sonuna değin SPD’yi desteklemeyi sürdürmüştür. 2005’te Danimarka ve Fransız gazetelerinde “Muhammed Karikatürleri” yayımlanmasını bir provokasyon olarak gören ve “Batı, neyin yapılması ve neyin yapılmaması gerektiğini belirleme hakkını ve kibrini nereden alıyor” sözleriyle eleştiren yazar, 2010’da İstanbul’da yaptığı konuşmada Türkiye’nin “Ermeni kıyımını” tanımasını istemiştir. Grass bu konuşmasında, yazarın görevini, “yaraya parmak basmak” olarak belirlemiştir. n 6 21 Mart 2019
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle