Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
>> dığından, defalarca denese bile topu art arda sektiremediğinden, ıslık bile çalamadığından yakınıyor. Başarısızlığa, peşi sıra gelen yenilgilere ve hatta hayal kırıklıklarına gülen gözlerle bakmasını bilen dedesi, herkesin yalnızca başarılarıyla övündüğü bir dünyada Thui’nin mutlu ve özgür kalması için gayret gösteriyor. Sıcacık bir öykü okurunu bekliyor. Keyt’in Mücadelesi / Stefan Boonen / Resimleyen: Pauline Oud / Çeviren: Yalçın Varnalı / YKY / 2017 / 28 s. / 6+ Kendini yorgun hissetme, uyuyamama… Keyt de bunları yaşıyor ama ikiz kardeşi Tomi ona inanmıyor, mahsus yaptığını düşünüyor. Anne babası onu doktora götürdüğünde, her şey ortaya çıkıyor tabii. Keyt’in artık “inhaler” adlı bir ilacı var. Onu kullandığında koşabiliyor, rahat nefes alıyor, öksürmeden uyuyabiliyor. Öğretmeni sınıf arkadaşlarına astım hakkında bildiklerini anlatmasını istediğinde, hiçbir zaman kedisinin olamayacağını söyler. İyi yanı ise büyükbaba artık onun yanında sigara içemeyecektir. Böylece sigaranın pis kokusundan kurtulmuştır. Kitabın son sayfaları, anne babalar ve eğitimcilere astım hakkında bilgi veriyor. “Gerçek hayattan hikâyeler” başlığıyla hazırlanan dizi, öfke kontrolünden yavaş öğrenmeye, dikkat eksikliğinden kaygıya, birçok hastalıkla ilgili bilgi verirken bazı duygusal sorunların da önüne nasıl geçilebileceği konusunda anne baba ve eğitimcilere yol gösteriyor. Montessori ÖykülerimYaralı Kuş / Eve Herrmann / Resimleyen: Roberta Rocchi / Çeviren: Ece Nahum / Redhouse Kidz / 2017 / 28 s. / 3+ Montessori pedagojisi üzerine uzmanlaşmış, bir Montessori atölyesinin de kurucusu olan Fransız yazar, yalın bir dille yazdığı minik öykülerini, iki kızından esinlenmiş. Dizi, doğayı gözlemlemek, duyguların ifadesi, öfke kontrolü ve birlikte iş üretmekle ilgili çok sade öykülerden oluşuyor. Dört kitaplık dizinin arka sayfalarında, konuya uygun ek bilgiler ya da etkinlik önerisi var. Dizinin bu kitabında, Liv ve Emma resim yaparken cama bir kuş çarpar ve bahçeye düşer. İki kardeş kuşa bakmaya gider. Onu tülbente sarıp kutuya koyarlar. Su verince kuş canlanır, uçup gider. Öyküde, kuşların camları göremediği için çarptığı ve bunun için alınacak önemin ne olacağını da öğreniyoruz. Montessori Öykülerim’in diğer kitabı da Misafir Geliyor. Kitapta dört öykü yer alıyor: “Yazlık Elbise”, “Yaralı Kuş”, “Odamızı Topluyoruz” ve “Misafir Geliyor.” Bu öyküde Liv ve Emma’nın evine misafir gelecektir. İki kardeş ekmek yapmaya girişir. Liv hamuru yoğururken Emma ekmeğe farklı malzemeler katmayı planlar. Peki ama Liv buna izin verecek mi? Birlikte üretme ve uzlaşma üzerine yalın bir öykü. Arka sayfalarda verilen tarifi adım adım izleyerek küçük okurlar da kendi ekmeklerini yapabilir. Gıdıgıdılar BizimleMutluluk Dansı / Banu Savu / Resimleyen: Başak Eralp Gür / Doğan Egmont / 2017 / 52 s. / 79 Gıdıgıdılar Mahallesi’nde kimler kimler yaşamıyor ki: Tavşanlar, fareler, sincaplar, horozlar, kaplumbağalar, zürafalar, kuşlar, kediler… Her ailenin ayrı bir öyküsü var. Bu kitapta beş öykü yer alıyor. Önce mahalleye göç eden kumru ailesinin en küçüğü Dudu’nun, merakına yenilince başına neler geldiğini okuyoruz. İkinci öyküde, Fındık ve Leblebi, şiir yarışmasını kazanır ama maymun yaramazlık yapınca olan zürafaya olur. Potuk, çok tembel bir kedi. Öyle ki bütün yaz tatilini hamakta yatarak geçirmiştir. Eh, hâliyle o kadar tombullaşır ki okula gitmek için arkadaşı eşek onu sırtına almak zorunda kalır. Potuk’un sorunu nasıl çözülecek acaba? Yaşlanan Lor dedenin ve uyuyakalan horoz Çilligil’in öyküleri de sizi bekliyor. Gıdıgıdılar Mahallesi sakinlerinin öykülerini sevdiyseniz Meraklı Dostlar başlıklı kitabını da kaçırmayın. Haydi okumaya… Parmak İzi / Elçin Kuzucu, Tuba Kılınçarslan / Efil Yayınevi / 2018 / 68 s. / 8+ Yüreği çocuklarla kesişen herkes için hazırlanmış bir kitap. Arka kapak yazısına göz atalım: “Çocuk; her dilde, kültürde, dinde, ırkta çocuktur. Kahkahası bulutları aşan, hayalleri balonlara bağlayıp uçuran... Onları anlamanın belki de en zor tarafı bazen kelimelerdir. Oysa onların tek bir evrensel dili var: Resim. Çocukların duygu yüklü dünyasına dokunabileceğiniz resim terapisi tekniklerini, hem altı çocuğun terapi sürecine yerleştirdik hem de ayrı bir bölümle bu teknikleri siz çocukların dünyasına dokunanlara sunduk. Duru, Pelin, Efe, Arın, Zehra ve Bora ile bu serüvene sizi dâhil ederken yolunuzun kesiştiği çocukların dünyasını daha kolay anlayabilmeniz için ayrı bir bölüm araladık. Çocukların çizgileri, kullandıkları renkler, eksik ya da abartılı olarak tasvir ettikleri herhangi bir uzuv; hepsi bilinçaltının birer yansıması. Boyalarla, fırçalarla, kâğıtlarla, koşulsuz sevgiyle çocuk kalbine dokunan ve dokunmak isteyen anne babalara, öğretmenlere, hayatında kitaplara yer veren herkese...” Atatürk Bizi Seviyor / Hidayet Karakuş / Bilgi Yayınevi / 2018 / 102 s. / 9+ Hidayet Karakuş’un Mustafa Kemal Atatürk’ü çocuklara anlatmak için kimi kaynaklardan derleyerek hazırladığı şiirimsi öyküler demeti, okurla buluşuyor. Karakuş giriş yazısında şöyle diyor: “Mustafa Kemal Atatürk öykücüklerini şiirleştirmeye çalıştım. Bu şiirimsi öykülerde onun insanlığını, dehasını, bilimsel düşünüşünü, hiçbir şeyi gözden kaçırmayan keskin dikkatini, derin duygusallığını, engin çocuk sevgisini, doğa tutkusunu bulacak çocuklarımız.” Okuyalım, öğrenelim, düşünelim. Renkler / Shanti Sparrow / 1001 Çiçek / 2017 / 24 s. / 2+ Miniklere renkleri öğretmeyi amaçlayan, yırtılmaz sayfalarla hazırlanmış bir kitap. “İki Pembe flamingo arkadaşlık ediyor”, “İki minik serçe havada süzülüyor” ya da “Yosun renkli kaplumbağa yüzmeyi çok seviyor” cümleleriyle on renk ve on hayvan yer alıyor sayfalarda. Resimler, kolaj tekniğiyle hazırlanmış. n KONUK HARFLER Korkunç İkizler “Korkunç Yüzme Antrenörü”nün tadı daha damaklardayken usta hikâyeci Jozua Douglas’dan neşeli, mizah dolu listelerle bezeli, gerilimi yüksek, matrak karakterlerin olduğu harika bir kitap daha geldi. FÜSUN ÇETİNEL B u kitapta kimler yok ki… Pratik şakaları seven ikizler, mikrop korkusu olan bir anne, çok kıllı bir baba, kocaman doktor çantalı küçücük bir sihirbaz… Max ve Lottie Lion öyle sıradan ikiz değiller, Lottie çok başarılı bir artist, Max’ın bir nisan şakaları ise eşsiz. Ne yazık ki anneleri onların bu yetenekleri hakkında pek de aynı fikirde değil. Pislik ve korkutucu hastalık fobisi olduğu için çocukların şakalarından nefret ediyor. Ona kalsa çocuklarını internette açık arttırmayla satışa bile çıkarır. Max ve Lottie’ye göre şakaları hiç de korkunç değil, aksine zararsız eğlenceli şeyler. Ta ki bir gün her şey kontrolden çıkana dek… Can Çocuk editör asistanı Ceylin, kitabı bana hediye ederken kimi şüphelerini dile getirmişti. Biraz aykırı bir anne ve aile diye ikaz etmişti. İyice meraklandım. Yazarın diğer kitabı gibi heyecanla gülüp eğlenerek, düşünerek, üzülerek ve meraklanarak okudum iki saat gibi bir sürede, hem merak ediyorum hem de bitmesin diyorum. Bir okur daha başka ne isteyebilir ki… Evet, kitapta kötücül bir anne var; çocuklarına tokat atan, onlardan açık açık nefret eden, onları ayak altında istemeyip devamlı odalarına kilitleyen, tüm çocukları korkunç bulan hastalık hastası bir anne, bunlara hiç ses çıkarmayan baba... Türk okurlarına, ana babalara, eğitimcilere çok acımasız gelebilir ilk bakışta. Ama yazar, Korkunç İkizler adıyla aslında çocukluk olan cenneti yetişkinlerin nasıl cehenneme çevirdiğini ve korkunç yetişkinliğin hikâyesini anlatıyor, büyülü iksirle köpeğe dönüşüp yeniden insanlığını kazanan babanın hikâyesini anlatıyor, yanlışlıkla çocukluğuna kavuşan büyükleri ve nasıl eğlendiklerini anlatıyor. Hangimiz çok kısa süreli de olsa kapıyı kilitlemesek de çocuğu muza oda hapsi cezası vermedik? Hangimiz onları iğrenç bulmadık? Hangimiz azarlamadık, çekiştirmedik onların eğlencelerini bozmadık? Babalar annelere hep sessiz kalmıyor mu bizim evlerimizde? Jozua Do uglas, biraz fazla abart mış olabilir bence daha çok kara mizah ama Max ve Lottie o kadar eğleniyor ki okur da on larla birlikte kitaptan yara almadan ayrılıyor. Hem Jozua Douglas zaten yazarlık abartma sanatı değil de ne! Bu acımasız karakter ler, komik tariflerle Roald Dahl etkisi apaçık seziliyor kitap ta. De Fontian’e verdiği bir röportajdaki “Geçmişten kiminle oturup sohbet etmek isterdiniz?” sorusunun yanıtı da bunu destekliyor zaten. Bir de sürprizim var sizler için benden duyduğunuzu kimseye söylemeyin. Yazarın Türkçeye çevri len üçüncü çocuk romanı Korkunç General, ağustos ayında raflardaki yerini bulacak. n Korkunç İkizler / Jozua Douglas / Resimleyen: Elly Hees / Çeviren: Hasan Türksel / Can Çocuk / 2018 / 200 s. / 8+ KITAP 172 Ağustos 2018