25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

>> Deniztekin ve grafikeri Reyhan Koçyiğit’ten sonra Enver Ercan’la en uzun süre bire bir çalışan kişi benim; yakın dostluğumuza, sırdaşlığımıza da güvenerek şunu söyleyebilirim ki onun dergicilik dışında bir dünyası yoktu; tatil nedir bilmezdi. Ah, elbette sevgilileri olurdu, aşksız yaşayamazdı ama onun hayatını yazacak biri, çıkardığı dergileri daha çok göz önünde bulundurmak zorunda kalacaktır. Eminim onu sevenler de bu yönünü bilerek sevmiştir ve bana bu sözlerimden ötürü kızmazlar. (Bir not düşmek istiyorum: Sırdaşlık dedim, evet, Enver Abi dostlarıyla sırlarını paylaşırdı ama dertleşmezdi, ruhsal sorunlarını kimseye açmazdı.) HAYATIN İÇİNDEKİ DERGİ Enver Ercan, Yaşar Nabi Nayır’ın mirasını belki de en doğru anlayan isimdi ve edebiyatı bir “hareket” olarak düşünüyordu; kültürel, siyasi, nasıl derseniz deyin bir hareket işte. Metni kâğıda sabitlenmiş bir şey olarak düşünmekten hoşlanmazdı. Dergiler de ansiklopedi gibi rafta durmamalı, hayata karışmalıydı. Onun TYS başkanlığını, düzenlediği etkinlikleri, çeşitli kültürel oluşumlara verdiği desteği hep bu bağlamda değerlendirmek gerek. Edebiyatı güncel siyasî/toplumsal gelişmelerden ayrı düşünmez, Türkiye’de ve dünyada her ne oluyorsa Varlık dergisi herkesten önce edebiyatçıların sözünü halka duyursun isterdi. Örneğin Haziran 1996’da Habitat II Zirvesi mi gerçekleşmiş, arşivi açtığımızda Enver Ercan’ın hemen bir panelle bu etkinliklerin içinde yer aldığını ve orada tartışılanları “Bir Kent Nasıl Bizim Olur?” başlığıyla dosya olarak Varlık dergisinin Temmuz 1996 sayısına taşıdığını görüyoruz. 2007 Genel Seçimleri’nin ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nin ardından “Cumhuriyetin Sonu mu, Yeni Bir Cumhuriyet mi?” (Ekim 2007) diye soran; “Edebiyat Cephesinden Ergenekon Davası ve Askerî Darbe Girişimleri”ni (Ağustos 2009), “Anayasa Refarandumu Sonrasında Türkiye”yi (Ekim 2010) konu eden de oydu. İnanın bu başlıkları Varlık arşivini rastgele açarak seçtim, bunlar saymakla bitmez. Sivas Katliamı, Irak Savaşı’ndaki işkenceler, Hrant Dink sukiastı ve daha neler neler Varlık’ta tartışılmıştır. Enver Ercan aynı zamanda edebiyatın diğer disiplinlerle ilişkisini irdeleyen, şiiri, öyküyü, romanı çeşitli sanat dallarıyla buluşturmayı hedefleyen bir editördü. Varlık’ta edebiyat ve müzik, sinema, resim, hukuk, politika, kent sosyolojisi gibi alanlar arasındaki ilişkileri tartışan dosyalara yer vermişti. Bu kadarla da kalmamıştı elbette; şimdi arşivden rastgele bir Varlık cildi seçiyorum, 2004 geldi elime, lütfen Enver Ercan’ın dergide daha hangi alanlara yer açtığını görmek için şu dosya başlıklarına bakın: “Kültürler Arası Etkileşim Aracı Olarak Çeviri ve Çeviribilim” (Ocak), “Anadolu Kültürüne Gösterilen İlgi: Gelenek mi Sansür mü?” (Şubat), “Beşinci Kuvvet: Yurttaş” (Nisan), “Üniversite Özerkliğinden Ne Anlıyoruz?” (Mayıs), “Popüler Kültürde Aktif Tüketicilik ve Tüketim Kültürü” (Haziran), “Doğu Öğretilerine İlgi Postmodern Bir Kaçış mı, Benlik Arayışı mı?” (Ağustos), “100 Temel Eser Gerçekten Temel Eserler mi?” (Ekim)... Söylemek bile fazla, bunları tabii ki kendisi tek başına yapmıyordu. Enver Ercan nasıl bir ekiple çalışacağını, bir meseleyi merak ettiğinde kimi araması gerektiğini bilen biriydi. Bir söyleşisinde dile getirdiği üzere, bazı dosyaları o konuda bilgi sahibi olmak için hazırlatmıştı. Tüm çalışmalarında Filiz Nayır Deniztekin ve (30 Kasım 2014’te aramızdan ayrılan) eşi Osman Deniztekin’in desteği ve güveni hep arkasındaydı. Enver Abi için dergiler “toplama” olmamalıydı ama bir hareket için toplanma mekânı olmalıydı. Bu nedenle insanların hep çatkapı uğrayabileceği, istediği zaman arayabileceği biri oldu. Aksi durumda şahdamarı kesilmiş gibi kan kaybederdi, onun kaynağı “insan”dı ve tabii özellikle gençler. Haziran 1990’da Varlık dergisi genel yayın yönetmeni olarak göreve başladığında ilk önemli işlerinden biri, (1984, 1986 ve 1987’de verilen ve sürekliliği sağlanamayan) Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri’ni canlandırmak olmuştu. Bu ödül bilindiği gibi 1991’den bu yana kesintisiz olarak veriliyor ve edebiyatımıza yeni değerler kazandırmayı sürdürüyor. Bu satırları yazarken sadece canım abimi kaybetmiş olmanın acısını değil, hep genç kalmış bir insanın ölümünü kabullenmenin zorluğunu da bir kez daha yaşadım. Devam etmekte zorlanmamı bağışlayın. Sözlerime Varlık’ın Enver Ercan’dan önceki genel yayın yönetmeni Kemal Özer’le ilgili bir anımı anlatarak son vermek istiyorum. Kemal Bey, bir gün Varlık’a uğramıştı. Hastanede kısa bir süre yattığını bildiğim için sağlık durumunu merak ediyor, bu konuda sorular soruyordum kendisine. Ama onun derdi başkaydı, taşınmış mıydı ne, dergileri evde nasıl saklayacağından, ne yapacağını bilmediğinden yakınıyordu. Bu konuda oldukça sıkıntılıydı. “Dergiler mi?” diye sordum hayretle. Meğer Kemal Bey, bir dergiyi okuyorsa eğer, edindiği ilk sayısından son sayısına kadar saklarmış kütüphanesinde. Sağlığı dururken dergileri böyle dert etmesi karşısında ne diyeceğimi bilememiştim. “Mehmet’cim” dedi, “sana bir Hint atasözü söyleyeyim: Çılgın bir kaplana binen artık inemez.” İşte Enver Ercan da o çılgın kaplana binenlerdendi. n KITAP 1722 Şubat 2018 GOODREADS OKURLARINA GÖRE 2017’NIN EN IYI BILIMKURGU ROMANI! SON YILLARIN EN IYI BILIMKURGU ROMANLARINDAN BIRI OLAN MARSLI’NIN YAZARI ANDY WEIR’DAN YEPYENI, SOLUK SOLUĞA BIR KITAP! /ithakiyayinlari /ithakiyayinlari /ithakiyayinlari TÜM KİTAPÇILARDA İnternet Satış: www.ilknokta.com www.ithaki.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle