25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

>> Sebze Yemek İstemiyorum! / Silvia Sommariva / Resimleyen: Carla Manea / Çeviren: Filiz Özdem / YKY / 2018 / 48 s. / 5+ Kamilla, sebzelerden hiçbirini sevmiyor. Öğretmeni, “Hadi ama Kamilla, hiç olmazsa bir lokma al” der. Kamilla, gözünü kapar ve çatalıyla aldığı ıspanağı ağzına atar. “Gözlerini yerden kaldırmadan, nefes bile almadan çiğneyip yuttu lokmasını.” Bir zamanların Temel Reis çizgi filmlerini hatırlayanlar bilir, bir lokmacık ıspanağın etkisini... Gerçi ıspanağın hiç de güç vermediği sonradan anlaşılmış ve Temel Reis de arşivin tozlu raflarına kalkmıştı ama olsun, çocuklara sebze yedirmek için her yolu deneriz. İşte bakın Kamilla, hem güçlenip koşu yarışını kazanır hem Sara ile arkadaş olur, hem de... Ne? Okuyun görün. Kitabın son üç sayfası hangi sebze ve meyvenin, hangi mevsimde yetiştiğine dair çocukları bilgilendirmeye ayrılmış. Rüzgârla Uçan Çocuk / Nergis Seli / Resimleyen: Buket Topakoğlu / YKY / 2018 / 52 s. / 7+ “Sana anlatacağım, rüzgârla uçan bir çocuğun hikâyesidir. Kulağını bana, aklını hayallere ver…” Bir çocuk varmış, öyle zayıfmış ki sanki kâğıttan gibiymiş. Üflesen uçup gidecek… Annesi, onun rüzgârda uçurtma gibi havalanıp gitmesinden korkarmış. Bunun için çözümler geliştirmiş ama işe yaramış mı? Farklılıkların göze battığı, hele hele alayın ve dışlamanın da bir çeşit zorbalık olduğu gözden kaçan çocukluk döneminde, çözümlerin işe yaraması da hayli zor. Bu çocuk için de arkadaş edinmek zormuş. Sonunda bir gün annesinin korkuları gerçek olmuş, çocuk rüzgâra takılıp havalanıvermiş. Evine nasıl geri dönmüş? Bu yolculukta kimlerle tanışmış, kimlerle konuşmuş? “ Yorgancı, Hayal Ağacı ve Kalaycı / Koray Avcı Çakman / Resimleyen: Dilara Karakaş / Altın Kitaplar / 2018 / 86 s. / 8+ Bora, her öğrenci gibi yaz tatilinde babaannesinin köyüne gitmek için sabırsızlanır. Ama hiç beklemediği bir şey olur ve babaannesi onlara taşınır. Yaşlandığı için onun köyde tek başına yaşamasını istemeyen anne ve babasının kararıdır bu. Bora, çok endişelenir, babaannesinin köyünden, evinden, hayvanlarından ayrı yaşayamayacağını bilir çünkü. Ama babaannesi hakkında bil mediği başka şeyler de vardır. Yaşlı kadın, şehre geldikten kısa bir süre sonra yeni dostlar bulur kendisine. Kısa sürede herkesin kalbine dokunuverir bu bilge kadın. Bu nasıl olur sizce? Bir tabak aşure herkesin yüzünü güldürebilir mi? Yaşadığımız çevreyi ne kadar tanıyoruz? Bora mahallesini babaannesi sayesinde tanır. Sadece mahallesini değil kaybolmuş meslekleri de öğrenir, elektrikler kesilince keyifli vakit geçirmeyi de. “Televizyon, bilgisayar olmadan nasıl geçer onca zaman?” diyorsanız yanılıyorsunuz. En iyisi Bora ve babaannesine katılmak… Kim bilir, size ne sürprizleri vardır. Koray Avcı Çakman, kıvrak dili, eğlenceli anlatımıyla kaleme aldığı öykülerin kurgusuna “deyimler, atasözleri, tekerlemeler” yerleştirmiş. Okurlarımız da Bora gibi yeni oyunlar ve düşler kurar belki… Tuhaf Şeyler Oluyor Bay Tarantino / Neslihan Önderoğlu / ON8 / 2018 / 154 s. / 18 Yaşadıkları şehrin dışında bir üniversitenin sinema televizyon bölümünü kazanan Evren, anne ve babasının tüm karşı koymasına rağmen kaydını yaptırır. Babası ile birlikte bu yabancı şehrin altını üstüne getirir ve kısıtlı bütçelerine uygun bir yurt bulur. Onları şehirde aradıkları adrese götüren taksi şoförü de hiç yabancı değildir sanki... Daha sonra eski bir arkadaşıyla aynı evi paylaşır. Arkadaşı Serdar bilardo oynamayı çok seven, tüm zamanını bilardo salonunda geçiren biridir. Bu da Evren’e istediği gibi film izleme olanağı verir. Evren, zaman zaman filmlerden tanıdığı yüzlerle, onların film replikleriyle karşılaştıkça işler sarpa sarar. Öyle ki gerçekle hayal, beyazperde ile gün ışığı birbirine karışmıştır sanki. Tüm yaşadıkları, rastladığı insanlar sinema perdesinden çıkmış gibidir. Sürükleyici, çok tempolu bir roman Tuhaf Şeyler Oluyor Bay Tarantino. Neslihan Önderoğlu, sinema meraklılarının iyi bildiği pek çok filmi kurguya ustalıkla yerleştirmiş. Evren’in karşılaştığı insanları tanıdıkça bir süre sonra okur da kendini kaptırıp “Bu hangi filmdi? Kimdi bu kahraman?” diye düşünürken buluyor. Kurguya gizlenmiş küçük ipuçlarını izleyip filmleri, kahramanları tanıyabilirseniz Evren gibi bir sinefilsiniz belki de… Romanın alt metinlerinde aile ve yakın çevre ilişkileri, biraz aşk, bolca tutku, hüzün, kendini arama, kendinde aradığını bulmabulamama ve daha pek çok şey var. n konuk harfler Her Şeyi Yanlış Anlayan Kedi Behiç Ak, “Her şeyi Yanlış Anlayan Kedi”de çocukların arkadaş ilişkilerini, birbirine destek vermesini, hayvan sevgisini ve hayvanların özgür olarak doğal ortamlarında yaşaması gerektiğini akıcı bir dille anlatıyor. hasan akarsu S amsun doğumlu Behiç Ak, aynı zamanda mimar. Cumhuriyet gazetesinde çizdiği karikatürlerle, tiyatro oyunu yazarlığı ve çocuk kitaplarıyla tanınır. Her Şeyi Yanlış Anlayan Kedi adlı yeni çocuk kitabında, hayvanların doğal ortamlarında yaşaması gerektiğini savunuyor. Nazlı Kedi, ev kedisidir ve mutlu bir yaşamı vardır. Mevsimler, güneş ve doğa onun içindir. İnsanlar, Nazlı Kedi rahat etsin diye her şeyi yapar. Kedi insanlara yaranamaz. Kedinin gözünde de insanlar nankördür. Oysa insanlar, kedilerin nankör olduğunu bilir, değil mi? Nazlı Kedi, kendi tüylerini savunur ve insanların tüysüzlük hastalığıyla alay eder. Cımbızla tüy almak, giysi giymek hastalık belirtisidir. Kuyruğu olmayan insanlar, kedilere hizmet etsin diye dünyaya gelmiştir. Nazlı Kedi, her şeyi kendine göre yorumlayıp yanlış algılar. Sözgelimi; “aptal” kelimesini “sevgi” diye anlar. Evde Mimar Baba (Önder), Belma Anne ve çocukları Oktay vardır. Nazlı Kedi, bir gün açık pencereden dala konmuş kanaryayı (Suzinak) tutmak için atıldığında dördüncü kattan yere düşer ve kendini veterinerde bulur. Kanaryayla dost olur. Ona kedidilini öğretir. Akvaryumdaki kırmızı balığı yer, Belma Annenin kolyesini dağıtır ve kendisine terlik atıldığında bunun sevinçten yapıldığını düşünür. MİMAR BABANIN HAYVANAT BAHÇESİ TASARIMI Mimar Önder, büyük kentte değil de küçük kentte yaşamayı düşünür. Oğlu Oktay’a da düşüncesini belirtmesi için gün verir ve ailede oylama yapılır. Ailede demokrasi uygulaması anlamlıdır. Oylama sonucu küçük kente (taşra) yerleşme kararı alırlar. “Şehirler küçülünce evler büyür”. Nazlı Kedi, kararı yine yanlış anlar ve gidilmeyeceğini düşünür. Taşınıp ahşap bir eve yerleşirler, oraya alışırlar. Oktay’ın yeni sınıf arkadaşları olur. Onlarla iyi anlaşır ve evlerinde gizlice bir maket çalışması yaparlar. Apartman yaşamıyla ahşap ev yaşamı farklıdır. Odun sobası yakarlar. Nazlı, sokak kedisi Gangster’i tanır, onun pis kokusunu sevmez. Küçük kentte, ovaya bir hayvanat bahçesi yapılmak istenir. Tasarımı da Mimar Önder üstlenir. Her çeşit hayvana göre kafesler de yapılır. Ancak yağmurlar yağ dığında ovayı su basacağı hesap edilmez. Hayvanat Bahçesi açılır. Günler sonra yağmurlar başlar ve ova göle dönüşür. Yüzme bilen hayvanlar kurtulsun diye kafesler açılır. İkisi dışında hepsi kurtulur. Küçük ayı ile bir hipopotam kayıptır. Ayı yavrusu bulunur ve müdürden gizlenir. Gizli olarak çocuklar tarafından bakılır. Hipopotam da bulunur. Yetkililere haber verilmez. Çocuklar, ayı giysileri diktirip festival için hazırlanırlar. Küçük ayıyı (Yumi Yumo) bir kamyonla ormana kaçırmayı başarırlar. Bunun öyküsü heyecan vericidir ve ayrıntılı olarak anlatılır. Nazlı Kedi de sokak kedisi Gangster’e ilgi duymaya başlar.   Behiç Ak, “Her şeyi Yanlış Anlayan Kedi” romanında çocukların arkadaş ilişkilerini, birbirilerine destek vermelerini, hayvan sevgisini ve hayvanların özgür olarak doğal ortamlarında yaşamaları gerektiğini akıcı bir dille anlatır. n Her Şeyi Yanlış Anlayan Kedi / Behiç Ak / Günışığı Kitaplığı / 196 s. Behiç Ak KItap 1522 Kasım 2018
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle