Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KItap KİTAPÇI Hazırlayanlar: AYTÜL Akal, ÇİĞDEM Gündeş, MAVİSEL Yener Muz Makinesi / Alexander McCall Smith / Resimleyen: Ian Bilbey / Çeviren: Berrak İdiman / hep kitap / 2017 / 80 s. / 8+ Patty, kuzeni Mike ile birlikte Yarasa Teyze diye tanınan teyzesiyle birlikte Jamaika’da bir muz plantasyonunda yaşar. Büyükbaba Michael sağken arazinin yarısını kumarda kaybettiğinden, ellerinde kalan arazi çok küçüktür, artık yeteri kadar para kazanamazlar. Yarasa Teyze araziyi elden çıkarmaya karar verince muz yetiştirmeyle ilgili hemen her şeyi bilen ve teyzesine yardım eden Patty, çok üzülür. Dondurmacı Harry amca, muzların kıvrık olmasından şikâyet edip “Ne yazık ki düz muz üretilmiyor” deyince Patty’nin aklına bir fikir gelir. Belki de teyzesinin muz plantasyonunu satmasına gerek kalmayacaktır. Ama şimdi bir çizim yapıp düz muz üreten bir makine tasarlaması gerekecek. Arda Alyanak / Daniela Palumbo / Resimleyen: Carla Manea / Çeviren: Filiz Özdem / YKY / 2017 / 46 s. / 5+ Hani dikkatler üzerinize çekildiğinde utanır, kızarırsınız ya, işte Arda da böyle utangaç bir çocuk. Durmadan kızarıyor ve arkadaşlarının alaylarına hedef oluyor. Sınıf arkadaşı Reyhan ona “Domates” diye sesleniyor. Sadece o söylese iyi, bütün arkadaşları “Domates” demeye başlayınca Arda’nın okul hayatı kâbusa döner. Babasının öğütleri işe yaramaz. Neyse ki Arda’nın Deniz Dedesi vardır ve onun önerisi yabana atılır cinsten değildi. Dedesi ona bir boksör gibi savunma taktikleri verir. Alayları bir boksör gibi savuşturmalıydı. Nasıl mı? Öyküyü okursanız sizin de işinize yarayacak ipuçları yakalayabilirsiniz. Öykünün ilginç bir yanı da metin aralarındaki resimli oyunlar. Bulmacaların yanıtlarını bulmakta zorlanırsanız kitabın son sayfalarına bakın. Bay Mucittaş ve Ailesi / Yazan ve Resimleyen: Eva Furnari / Çeviren: Damla Kellecioğlu / TUDEM/ 2017 / 36 s. / 7+ “Şair Kısakulak”’ın yazarından yeni bir kitap daha. İnsanların mağaralarda yaşadığı döneme uzanıp, Lolo Mucittaş adlı adama ve ailesine bir göz atıyoruz. Pek mutlu bir evlilikmiş onlarınki. Her gece ateşin etrafında toplanıp et pişirmek, yemekten sonra oğulları Finfo’ya hikâyeler anlatmak ve sahip oldukları her şey için doğaya teşekkür et mek… Evet evet çok mutlular. “Mutlularmış… ama o kadar da mutlu değillermiş.” İşte kitabın kilit cümlesi bu.Yalnızca kitabın mı? Aslında tüm yaşamların. Bu yüzden yetişkinlerin de okuması gereken bir öykü olduğunu düşünüyoruz ya. Mutluyuz, ama hiçbir zaman yeterince değil. Peki ne zaman “yeterince” olduğunu düşüneceğiz? Bakın, Lolo, mağaralarını soğuk ve nemli bulduğu için küçük bir ev inşa etmiş. Ama yine “yeterince” değilmiş mutlulukları. Üşüyorlarmış. O zaman giysileri icat etmiş. Bu kez onları koyacak yer gerekli olmuş. Lolo, gardrobu icat etmiş. Derken dört ayaklı bir yatak, masa, sandalye ve hatta yemekleri pişirmek için gazlı ocak… Yine de “yeterince” değil. Çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, buzdolabı, derin dondurucu, bilgisayar ve daha neler neler. Hepsini icat etmiş Bay Mucittaş. Pek mutlularmış… ama o kadar da değil! Bisiklet, araba, televizyon… Sizce ne zaman mutlu olacaklar? Ya siz? Siz ne zaman mutlu olacaksınız? Mutsuzsunuz… Belki o kadar da mutsuz sayılmazsınız! Babam Uyumak Bilmiyor / Coralie Saudo / Resimleyen: Kris Di Giacomo / Çeviren: Şirin Etik / Uçanbalık / 2017 / 28 s. / 3+ Uyumak istemeyen kim acaba? Baba mı çocuk mu? Haydi, öyküyü ters çevirip okuyalım ve uyumak bilmeyen, baba olsun. Ne komik şeyler yapıyor bu baba böyle. Zıplıyor, atlıyor, masal dinliyor, karanlıktan korkuyor ve gözlerini bir türlü kapatmıyor. Üstelik her an çocuğunun yatağına atlayıp orada yatmaya hazır. “Uyumak istemeyen bir baba gerçekten çok yorucu” diyor çocuk. Hmmm, belki de bu kitaptaki baba ona ayna tutar da bizim evimizdeki çocuk akşamları mışıl mışıl uyur. “Yaramaz babalara ve akıllı uslu çocuklara, ele avuca sığmayan eğlenceli bir kitap!” İster ters çevirip okuyun, ister düz okuyun, işe yarayacaktır. Küheylan ve Tekboynuz / Julia Donaldson / Resimleyen: Julia Monks / Çeviren: Ali Berktay / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 2016 / 32 s. / 6+ Küheylan, Ali ve Ayşe’nin çok sevdikleri bir oyuncak attır. Onun sırtına binip bir öne bir arkaya sallanmayı çok severler. Küheylan da onlarla oynarken çok mutludur. Ancak çocuklar okula gidince canı çok sıkılır ve sokağa çıkıp dörtnala koşmayı diler. Onun bu dileğini duyan Tekboynuz isimli sihirli bir yaratık Küheylan’ın çevresinde döner, mavi gözlerini kırpıştırıp sihirli sözcükleri söyler. Artık Küheylan dağlarda bayırlarda koşan bir attır. Saman yüklü bir arabayı çekmek önce çok eğlenceli gelse de zamanla yorulur ve serbestçe koşabilmeyi diler. Tekboynuz, yine belirir sihirli sözcükleri ve ışıl ışıl gözleriyle ve onun dileğini yerine getirir. Küheylan şimdi de bir yarış atı olmuştur. Gün boyu bir hipodromda koşturup durmaktadır. Sizce Küheylan bu değişiklikten hoşnut mudur? Onun tüm dileklerini yerine getiren Tekboynuz’un başka sürprizleri var mıdır? Bu şirin hikâyenin sonunu ve Küheylan’ın değişim serüvenini merak edenlere iyi okumalar. Çiçekli Şiirler / Yazan ve Resimleyen: Gonca Mine Çelik / Bir Kitap Yolla / 2016 / 32 s. / 5+ Doğanın güzelliklerine dokunan, çiçekli böcekli, keçili köpekli şipşirin şiirler. Resimleri de bir o kadar şirin ve naif. “Bir küçük ev / Bir küçük bahçe / Bir de köpek içinde / Yetmez mi insanı / Mutlu etmeye?” Şiir olur da kedi girmez olur mu dizelere? Yılın ilk karı uyuyakalmış onun bıyığında. Bakın bakalım şapkanız, gözlüğünüz nerede. Belki de haylaz rakun ödünç almıştır. “Sarı çiçek/ Ne işin var/ Köpeğin burnunda?/ Yoksa seni koklarken/ Şaka mı yaptın ona?” Ağaç cinleri ne arıyordu şiirlerde anlamadık ama uyku kaçıran bir karga sesiyle uyandık. “Gaaak! dedi karga/ Gak Kasabası’nda/ Ay bile uyandı/ Sesi duyunca.” Devamı kitapta. Laf Cambazı / Mehmet Süreyya Kolsarıcı / Büyülü Fener / 2016 / 176 s. / 10+ “Laf Cambazı”, Deyimlerle ve Atasözleriyle Güzel Okuma ve Diksiyon Alıştırmaları kitabı. Hazırlanış amacını yazar şöyle açıklamış: “Türkçemiz, deyimler ve atasözleriyle varlığını ortaya koyan gerçekten çok zengin bir dildir. Türkiye’de ilk olduğuna inandığım ve çoğunluğunu aynı harflerle başlayan kelimelerin oluşturduğu Kelime Cambazı adlı kitabımın yanında diksiyon çalışmalarının devamı olarak düşündüğüm Laf Cambazı adlı ikinci kitabımın da öğrencilerimize, diksiyonunu geliştirmek isteyenlere ve Türkçemizi öğrenmek isteyenlere çok faydalı olacağına inanıyorum.” Cümlelerin zorluk derecesi, yıldızlarla belirtilmiş. Yedi yıldızlı metinler, okunması en zor olan bölümler. Hitabet gücünü arttırmak için metinlerin, belirtilen süreleri uygulayarak tekrarlanması gerekiyormuş. Çok Âlemsiniz! Dinozorlar / Hayvanlar Âleminden Şaşırtıcı Bilgiler / Alain M. Bergeron / Michel Quintin / Sampar / Resimleyen: Sampar / Çeviren: Acar Erdoğan / Mavibulut Yayınları / 2016 / 62 s. / 8+ Dinozorların devasa yaratıklar olduğunu düşürdünüz, değil mi? Haklısınız, pek çoğu da öyledir. Ama Compsognathus adlı bir dinozor ancak bir tavuk kadardır. Bunun yanısıra boyu on sekiz metreyi geçen dinozorlar da yaşamıştır. Ultrasaurus adı verilen bu dinozorla göz göze gelebilmek için beş katlı bir apartmanın çatısına çıkmanız gerekirdi. Neyse ki şu aralar pek or talıkta görünmüyorlar… Uzunluğu altı metre, ağırlığı da yaklaşık iki ton olan Stegosaurus, bu devasa cüssesine karşın minicik bir beyne sahipmiş; bu kocaman dinozorun beyni hepi topu seksen beş grammış. Olsun, yine de bir dinozorla karşılaşmak istemezdiniz, sanırız. Ama artık yaşamayan bu devasa yaratıklar hakkında ilginç bilgiler edinmek hoş olmaz mıydı sizce? Yukarıda yazdıklarımızın hepsini “Çok Âlemsiniz! Dinozorlar” adlı kitapta okuduk. Daha neler var kitapta bilseniz… Üstelik bu ilginç gerçekler harika karikatürlerle desteklenmiş. Gülmeye, öğrenmeye ve şaşırmaya hazırsanız, iyi okumalar! Topun İki Rengi / Güldem Şahan / TUDEM / 2017 / 152 s. / 9+ Topu İki Rengi, Güldem Şahan’ın savaş karşıtı, çocuk ve savaş temalı romanlarının ikincisi. Kitapta, “Çocuk ve Savaş” başlığı altında bir üçleme olacağı müjdesini de veriyor yazar. Topun İki Rengi, çok farklı coğrafyalarda, çok farklı kültürlerde bambaşka hayatlar süren bir grup çocuğun romanı. Yazar, herhangi bir mekân, devlet bilgisi vermese bile Ahad, Zekeriya ve Muhammed’in Ortadoğuda, Brian, David ve Robert’in ABD’de yaşadığını düşündürüyor. Bir yanda lüks içinde yaşayan çocuklar öte yanda bombaların gölgesinde, savaşla iç içe yaşayanlar… Yazar, bu farklı yaşamları anlatırken sadece devletlerarası sıcak savaşı değil gençler arasındaki küçük çatışma ile atışmaları ve yer yer kavgalara da değinmiş. “Savaş”ın yaşamın her anında, her alanında karşımıza çıkabileceğini önemli olanın bunun bir çözüm olmadığını anlatıyor. Kitabın adını merak edenlere bir küçük ipucu; içinde olduğu koşullar ne olursa olsun çocuk her yerde aynı çocuk aslında; arkadaşlarıyla kavga eder, barışır, rekabet ettiği takımın oyuncularıyla yumruk yumruğa girer de peşinde koştuğu bir küçücük toptur. Bazen de sefalet içinde, savaşın ortasında ve ölümle burun burunayken bile tek derdi top oynamaktır çocukların. Bu ki farklı kültürden gelen çocukların hepsi de bir topun peşinde koşmaktadır. Sonunda neler yaşandığını anlatmayalım ve sizi Topun İki Rengi ile baş başa bırakalım. Barış, hemen şimdi! Elli Kuruş Çikolata / Orhan Kemal / Resimleyen: Oğuz Demir / Everest / 2016 / 96 s. / 9+ Orhan Kemal’in usta kaleminden çıkan sekiz öykü, yeni illüstrasyonları ve tasarımıyla, okurlarının karşısında. 2.Dünya Savaşı sonrasında yaşanan yoksulluğu ve dokunaklı yaşamları konu alan öyküler, her durumda umudu canlı tutabilmeyi yüreklendiriyor. Mavisel Yener geçmişte bu öyküleri sayfamızda ele aldığı yazısında, “’Çocuklara neyi, ne kadar, nasıl anlatmalıyız?’ sorusunun yanıtını arayanlar, Orhan Kemal’in bu öykülerini okumalı,” diyor. Savaşın ardından yaşananların çocukluğa nasıl yansıdığının bu örnekleri, özellikle savaş sonrası döneme ilgi duyan ve araştıranlar için bulunmaz bir hazine. n KItap 1729 Haziran 2017