Katalog

[email protected] www.sadikaslankara.com Dünü, bugünü, yarını romanla kurmak Kaç zamandır romanlarla birlikte sürdürüyoruz yaşamı. Sona ermiş değil bu kol kolalık. Geçmişten gelip yolumuza ışık tutanların yanında her geçen gün yeni romanlar da katılıyor hayatımıza. Onlarla dünü, bugünü yeniden kurarken yarınlara da bakıyoruz. B u yarımay yazısında yine dört roman alıyorum masama. Kabaca göz atıldığında, toplumsal yaşamın son yüzyılına odaklanmış halde bütünlük içinde okuyabilmek olanaklı bunları. ASLI E. PERKER; “VAKİT HAZAN” Aslı E.Perker, ilk ağızda kolay okunurluğuyla dikkati çeken bir yazar. Son romanı Vakit Hazan (Everest, 2016) bunu bir kez daha gösteriyor. Popüler romancılık için önemli bir ölçüt elbette. Ancak söz konusu yapıtları hafife aldığım anlamına gelmesin bu. Yazar, yüzyıl öncesinin İstanbulu’yla başlıyor anlatısına; kent işgal altındadır. Paşa kızı anlatıcı Handan, üniversitede okuyan az sayıda genç kızdan biridir. Baba saltanattan yana olsa da Handan, çevresinden aldığı etkiyle Mustafa Kemal’den yana, Kuvayı Milliye saflarına katılacaktır. Ancak işgale direniş kadar 1908 sonrası Osmanlı kadın hareketini buluşturan kurgusuyla da dikkati çekiyor yapıt. Ana karakter Handan’ın ağzından kısa bölümler hâlinde, görece gün dökümü havasında su gibi akıyor roman. Kuşkusuz iyi anlatıcı Aslı E.Perker. Okuduğum romanlarına dönük kanım, kurgularının iyi olduğu. Özellikle yüzyıl önceki yaşam kültürünün, konuşulan dilin abartıya kaçılmadan okurda yeniden kurdurulabilmesi, anlatı düzlemi kadar gerçektenlik duygusunu da yükseltiyor. Gazetelerden alıntı havasındaki kimi ayrıntıların verilişini bile Perker’in yazınsal temele oturttuğu görülüyor ayrıca. Ne var ki alımlama bağlamında okurun, yapıtı yeniden üretmesine olanak tanımayışı, dizi mantığına dayalı yapısı romanın zayıf yanları bana göre. SERAY ŞAHİNER; “KUL” Seray Şahiner, biçemsel açıdan alabil diğine farklı bir anlatımla geliyor ikinci romanı Kul’da (Can, 2017). Vakit Hazan’da, yüzyıl öncesinin kadın hakları için mücadele eden Handan karakteri, Kul’da yerini, apartman merdivenleri silicisi, evini terk etmiş esrarkeş koca peşindeki, çocuksuz Alevi Mercan’a bırakıyor. Yalnız işlevsel ayrıntılar değil, yığma ayrıntılarla da yapıtta farklı alanlar açıyor Seray. Bunlar da anlatının temel dayanağına dönüşüyor yan anlam ağlarıyla. Nitekim soyutlayım, dönüştürüm özgünlükleri, anlatısını yazınsal açıdan okura yeniden kurdurabilen alımlama olanağı, yapılandırdığı anlatı kavrayışı, yansıttığı çok katmanlı dil yapısıyla romanda vardığı düzeyi de yansıtıyor bize yazar. Ayrıca romancılığımıza bir armağan olarak da alabiliriz yazınsal değer taşıyan yanıyla güçlü kişilik olarak önümüze gelen Mercan karakterini. “Bir kocaya, bir evlada” (49) kendini adamış görüntüsü veren Mercan’a karşın, sıradan emekçi kadının dramına, onu kuşatan ağır koşullara özgülenmiş lirik bir roman Kul. Bu bağlamda Seray, sanki yazmıyor da satır satır işleyip bütün Mercanları simgeleyen karakterden zaman aşırı boyutta ağırlığını koruyacak, tapınımlarla örülü bir büyülü karakter yaratıyor. BAŞAR BAŞARIR; “SİBOP” Kendine özgü biçemiyle öykücülüğümüzün önemli adlarından Başar Başarır, farklı kurguyla, biçemle ama bir ilk romanla geliyor: Sibop (Can, 2017). Anlatı >>cı olarak “Acemi Kolpacı Orhan”ın ağzından biraz bıçkın biraz nahif 26 11 Mayıs 2017 KItap