Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
‘İnsan kendi yüzünü ne kadar görür?’ Fatih Altınöz, “İktidarsızlar”da farklı kesimlerden, farklı koşullardaki üç erkek kahramanının yaşadıkları aracılığıyla erkeklerin kadınlarla ilişkilerine bakıyor. Yazar, kahramanlarını anlatırken ayrıntılı bir toplumsal çözümleme ve gündelik yaşam tahlili yapıyor. Ş aşkın Karayolu Balinaları, Boşlukta, Tuhaf Günler ve Kutsal Aile isimli dört kitabın; Güle Güle, Gülüm ve Çinliler Geliyor filmlerinin senaryolarını yazmış deneyimli bir yazar Fatih Altınöz. Dut Ağacı isimli bir tiyatro oyunu da var. En çok Kutsal Aile adlı romanı ile tanındığını düşünüyor olmalı ki çok kısa biyografisinde başka kitabı olduğundan söz etmemiş. Belki de yeni kuşak okura yeni bir yazar olarak tanıtmak istemiş kendini ya da o kitapları artık anımsamak istemiyor. Neyse ki Şizofrengi dergisinden söz etmiş. Fatih Atlınöz’ü yayıncısı ve yazarı olduğu Şizofrengi dergisindeki yazıları ile tanımıştık. Yıl 1992’ymiş. Express, Özgür Gündem, Gazete Pazar ve Matbuat gibi gazete ve dergilerde de yazmış. En son afilifilintalar.com’da yazılarını, öykülerini okumuştuk. Yirmi beş yılı aşan yazarlık emeği var. Bu arada belirteyim, efsane dergi Şizofrengi’nin tüm sayılarına sizofrengidergisi.com adresinden ulaşmak hâlâ mümkün. ANAHTAR SÖZCÜK MİZAH Fatih Altınöz’ün yedi yıl aradan sonra yayımlanan yeni romanı İktidarsızlar’ın (Mart 2017, Çınar Yay.) kapağında Murat Menteş’in “Kahkaha vanasını açıyor, eleştiri tetiğine basıyor” sunuş cümlesi yer alıyor. Arka kapakta da MetÜst’ün “Kaçırdığınız sahneler olursa ağır çekimde de okunabiliyor” ve Figen Şakacı’nın “Fatih, erkek olma hâllerini delikanlılık taslamadan kulağımıza üfleye üfleye anlatmış. Ne de iyi etmiş” cümleleri var. Bu cümleler, hem kitabın biçimi ve içeriği hakkında ipuçları veriyor hem de yazarı anımsamazsınız diye güvenilir adlarla sunarak size bu kitabı aldırmayı umuyor. Arka kapaktaki tanıtım yazısından devam edersek “İktidarsızlar, tam bir mizah fırtınası. Bu romanı okurken sesli güleceksiniz. Peki, bunca kahkaha nereden geliyor? Gerçeklerden geliyor sevgili okur. Fatih Altınöz, hepimizin aşina olduğu gerçeklere, mizahın tertemiz merceğiyle eğiliyor” deniyor. Romanı doğru olarak ifade etmiş cümleler. Anahtar sözcük “mizah”. Mizahı yaşamımızdan çıkartıyoruz. Gırgır dergisi “mahalle baskısı”, “okur tepkisi” gibi bir mizah dergisine yakışmayacak sudan bahanelerle patronu tarafından kapatılmıştı. Penguen ise okurların azalmasından kapanacağını duyurdu. Diğer mizah dergilerini de aynı sonun beklediği düşünülüyor. Geçimini mizah dizileri yazarak geçiren bir dostum “TV yöneticileri artık komedi dizisi istemiyor” diye yakınıyordu. Parmakla sayılacak kadar az mizah kitabı yayımlanıyor. Gani Müjde’nin Nbr Cnm’ı (İndigo Kitap), Atilla Atalay’ın Yavaş Tren’i (İletişim Yay.), Metin Üstündağ’ın Bir Delinin Mal Beyanı (Çınar Yay.) mizah ustalarının son kitapları. Onları da bu vesile ile anımsatayım. Mizahı yaşamımızdan çıkartıyoruz ama mizaha en çok gereksinim duyduğumuz dönemlerden birini yaşıyoruz. Yaşama biraz mizahla bakabilsek kızdığımız şeylerin komik yanlarını görebilsek sinirlerimiz gevşeyip rahatlayacağız, çevremize daha dostane davranacağız. ÜÇ ERKEK Fatih Altınöz’ün İktidarsızlar’ının üç kahramanı var. Üçü de erkek. Emekli Bahtiyar, Taksici Nuri ve ünlü anchorman Faruk. Bahtiyar sevgilisinden gelen mesajın karısı tarafından okunması ile suçüstü yakalanmış. Karısı ve Fatih Atlınöz’ü, yayıncısı ve yazarı olduğu Şizofrengi dergisindeki yazıları ile tanımıştık. büyük oğlu Bahtiyar’ı kapının önüne koyuvermiş ve o da onlarca yıl sonra ana evine dönmüş. Altı aydır yaşlı annesinin babası hakkında anlattığı bitmez tükenmez öykülerden usanmış, televizyon karşısında göbeğinin üstünden tuzlu fıstık yemekten bıkmış, zaman geçirmek için bir öykü uydurmaya karar vermiş. Bahtiyar’ın sık sık müdahil olacağı öykünün tanıdığımız ilk kahramanı Taksici Nuri. Nuri, karısını kendi evlendirdiği sevgilisi ile aldattığı bir gecenin sabahında erken saatlerde işe çıktığında, Çiftehavuzlar’dan şık giyimli ama berbat durumda olan bir adamı alıyor taksisine. Pahalı montunun ceplerine taş doldurmuş Boğaz Köprüsü’ne intihar etmeye giden bu adam ünlü anchorman Faruk’tur. Nuri, Faruk’un ayakkabısı dahil her şeyini “intihar ettikten sonra nasılsa işine yaramaz” diye almıştır. “Belki başka maddi çıkarlarım da olabilir” diyerek Faruk’u başına neler geldiğini, neden intihar etmeye karar verdiğini anlatmaya ikna eder ve köprüyü geçip otoyol kenarında durur. Otoyola bakan bir yamaçta Faruk anlatmaya başlar. SEVİMSİZ TİPLER Faruk Bollu, ülkenin en ünlü televizyon yüzlerindendir ve eğer televizyonu kapatmazsanız onu görmeden bir gün geçirmeniz olanaksızdır. Gazete ve dergilerde de o vardır. Televizyonu kapatsanız, gazete ve dergi okumasanız da yoldaki reklam panosunda karşınıza çıkar. Faruk başarının her türüne ulaşmıştır. Ün, para ve güç ondadır. Görüşemeyeceği kişi, yaptıramayacağı iş yoktur. Gezip görmediği yer, yemediği yemek, içmediği içki kalmamıştır. Kadınlarla ilişkiler konusunda bir başarı abidesi gibidir. Bir güzellik kraliçesi ile evlenmiş, ülkenin tüm ünlü kadınları ile birlikte olmuş, hepsini memnun etmiş. Artık o değil, kadınlar onun peşindeymiş. Talihin tersine döndüğü günler vardır. Faruk da Nuri’nin taksisine bindiğinde öyle bir günün sabahındaymış. En İyi Anchorman Ödülü’nü onuncu kez kazandığı gece gözü çok güzel bir kadına takılmış. Neslihan, Amerika’dan yeni gelmiş, Faruk o nedenle tanımıyormuş. Sonunda Neslihan’la birlikte olmuşlar. “Hayatımın en güzel performanlarından biriydi” diye düşünüyormuş. Her zamanki gibi “Nasıldı güzelim?” diye sormuş ve aldığı cevap onun düşüşünü başlatmış ve intihar kararına kadar varmış. Fatih Altınöz, İktidarsızlar’da farklı kesimlerden, farklı koşullardaki üç erkek kahramanının yaşadıkları aracılığıyla erkeklerin kadınlarla ilişkilerine bakıyor. Birbirinden sevimsiz tipler olan kahramanlarını anlatırken ayrıntılı bir toplumsal çözümleme ve gündelik yaşam tahlili yapıyor. Faruk üzerinden yaptığı medya eleştirisi ise epey ağır. Tüm bunları da neşeli bir dille, gerçekten de güldürerek anlatıyor. Mizah romanı az bulunan bir şeydir. Sonuna dek merakla ve de güldürerek kendini okutmayı başaran mizah romanı ise daha da az. Fatih Altınöz eleştiriyi hiç ihmal etmeden güldürmeyi başaran bir mizah romanı yazmış. İçimizin gittikçe karardığı bugünlerde İktidarsızlar’ı okuyup kendi hâlimize gülmenizi öneriyorum. n 12 11 Mayıs 2017 KItap