25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ÇEHOV’DAN “SEÇİLMİŞ HİKÂYELER” Çehov, yeniden... “Seçilmiş Hikâyeler”, Çehov’un yüz elli yıl önce yazdığı eskimeyen öykülerinden nitelikli bir seçki. HALUK YURTSEVER A nton Çehov’un kısa öykülerinden bazılarını gençlik yıllarımda okumuş, birkaç oyununu da izlemiştim. Araya, Çehov’suz çok uzun zamanlar girdi. Daha sonra, birçok yerde birçok kez yinelendiğinden olsa gerek, Çehov deyince aklıma hep, “bir oyunda duvarda asılı bir tüfek varsa, o tüfek mutlaka patlar” mealindeki sözü kaldı. Çehov’un Seçilmiş Hikâyeleri’ni Rusçadan çeviren değerli dostum Nuri Yıldırım 722 sayfalık kitabı bana gönderdiğinde ilk düşüncem, kitaba şöyle bir göz atıp geniş ve rahat bir zamanda okumak üzere sayıları her gün artan “okunacak kitaplar” arasına koymaktı. Ama nasıl olduysa oldu, evirip çevirirken kitaba daldığımı ve kitabın kendisini bana okuttuğunu fark ettim. Kitabın ortalarına geldiğimde neredeyse yüz elli yıl önce yazılmış bu kısa öyküleri, bana heyecanla okutanın ne olduğu üzerine düşünmeye başladım. Bulabildiğim yanıt; Çehov’un, konu, kurgu, kahraman yönünden son derece yalın öykülerindeki çarpıcı canlılık, yaşamı olduğu gibi süslemeden anlatma gücü oldu. Kitabın arka kapağında yer alan David Magarshack’a ait sözler bence de Çehov’u iyi özetliyor: “Çehov’u okurken, hayatın ta kendisini, tıpkı avuçlarınızda çırpınan bir kuş gibi tuttuğunuzu, ona dokunduğunuzu hissedersiniz.” Anton Çehov’un eserleri, hiç kuşku yok ki birer klasik. Klasik sözcüğü, sanatta, edebiyatta, bilim ve siyasette ileri düzeyi temsil eden, türünün modeli olan, derine ulaşabilen ve kendinden sonrakilere çıta koyan yapıtlar için, tek sözcükle anlatmak gerekirse “eskimeyen” anlamında kullanılıyor. Çehov, kanımca klasikler arasına, “yalınlık içinde zenginlik” kapısından giren bir yazar. Bir de çok içtenlikli. Belki de asıl gücü buradan, yaşamıyla yazdıkları arasında müthiş tutarlılıktan geliyor. ESKİMEYEN KİTAP Kırk dört yıllık yaşamına (1860 1904) onlarca öykü, oyun sığdırdı. Yazı ve mektupları ölümünden sonra otuz ciltte toplandı. Toplumsal sorunlara duyarlı bir hekim ve yazar olarak birçok konuda öneri ve projeler geliştirdi. On dokuzuncu yüzyıl Rus toplumunun sorunlarını dile getirdi. En çok da sıradan insanın yaşamını yokluğa, yoksunluğa, acılara iten aptalca kural ve gelenekleri, günlük yaşamın içinden, somut insanı gören bir yerden eleştirdi. Aleksandır Tikhonov’a gönderdiği mektupta yazarlık misyonunu şöyle formüle etti: “İnsanlara söylemek istediğim tüm şey dürüstçe şudur: ‘Kendinize bir dönüp bakınız ve hayatlarınızın ne kadar kötü ve sıkıcı olduklarını görünüz.’ Burada hayati olan şey insanların bunu anlamasıdır, bunu anladıklarında kendileri için çok daha iyi başka bir hayatı mutlaka arayacaklardır.” Özetle Çehov, insanlığın evrensel sorunlarına sıradan insanın günlük yaşamı içinden seslenen, insana “kendi yaşamını değiştirme gücünün farkında ol” çağrısı yapan bir yazar olarak özel bir yere sahiptir. En uzun hikâyelerinden biri olan ‘Hayatım’ da, şöyle diyor: “Gerçekten yararlı olmak istiyorsan, alışılmış eylemlerin dar çemberinin dışına çık ve zaman kaybetmeden doğrudan kitleler üzerinde etkili olmaya çalış!” (s. 531) İnsan Çehov’u okurken yaşamın hem korkunç hem de harikulade güzel bir şey olduğunu duyuyor. Nuri Yıldırım, Seçilmiş Hikâyeler’i temiz, çeviri kokmayan, akıcı bir anlatımla dilimize kazandırmış. Motomot çevirinin iticiliğinden uzak durup rahat, zorlama olmayan bir Türkçeyle çevirmenin yanı sıra dipnotlarla araya girerek sözcük ve kavramların orijinal anlam ve düz çevirilerini de okurun bilgisine sunmuş. Yüz elli yıl önce yazılmış ama eskimemiş bir kitap okumak isteyenlere önerilir... n Seçilmiş Hikâyeler / Anton Çehov / Çeviren: Nuri Yıldırım / Cem Yayınevi / 722 s. KItap 513 Ekim 2016 “Bir romandan bile daha sürükleyici... İran: Aklın İmparatorluğu’nun gözünden günümüz İran’ını ve karşılaştığı zorlukları okumak, binlerce belgesele ve makaleye eşdeğer.” Robert IRWIN, Prospect Michael Axworthy, Zerdüşt Peygamber zamanından kudretli antik İran imparatorluklarına, 1979 Devrimi’nden rehine krizine, hem ülke içinde hem de ülke dışında tartışma yaratan siyasi figürlerden günümüz politikalarına kadar her şeyi inceleyerek İran’ın canlı tarihinin izini sürüyor. İRAN: AKLIN İMPARATORLUĞU Michael Axworthy Çeviren: Özlem Gitmez 408 sayfa Konusunda uzmanlarının hazırladığı önemli düşünürleri inceleyen Fikir Mimarları dizisi 32. kitap ile devam ediyor. Weber’in sadece sosyoloji değil, bilim ve siyaset yaklaşımlarının da ele alındığı bu çalışmaya, Weber’i sadece kültüralist ve tek boyutlu bir okumayla değil de farklı ve daha zengin yönleriyle değerlendirmek isteyen okuyucuların göz atması fazlasıyla faydalı olacaktır. MAX WEBER Deniz Kundakçı 448 sayfa TANRILAR GİBİ OLACAKSINIZ Erich Fromm Çeviren: Bozkurt Leblebicioğlu 240 sayfa FREUD DÜŞÜNCESİNİN BÜYÜKLÜĞÜ VE SINIRLARI Erich Fromm Çeviren: Aydın Arıtan 200 sayfa EKİM AYI KİTAPLARIMIZ EKONOMİ Aristoteles ÇOCUK EĞİTİMİ Alfred Adler İÇSAVAŞ Gaius Iulius Caesar (Jül Sezar) METAFİZİĞE GİRİŞ Derleyen: Ahmet Cevizci BÜYÜK TÜRKÇEFARSÇA CİLTLİ SÖZLÜK Prof. Dr. Mehmet Kanar internet satış: www.saykitap.com Tel.: (0212) 512 21 58 • eposta: dagitim@saykitap.com www.facebook.com/sayyayinlari www.twitter.com/sayyayinlari www.instagram.com/sayyayincilik
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle