21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

rafael bernal’dEn “moğol Komplosu” OKURLARA Kanlı entrikalar coğrafyası Ali BULUNMAZ [email protected] Rafael Bernal, “Moğol Komplosu”yla bir suikast girişimini ve uluslararası bir tezgâhı, tetikçi Filiberto Garcia’yı merkeze alarak anlatıyor. Bernal, okuru, 1960’ların Meksikası’na ve Soğuk Savaş ortamına götürüyor. Dizeler ve çizgiler... S “P oker suratlı yazar” olarak bilinen Rafael Bernal, Meksika’nın kara edebiyatının kilometre taşlarından biriydi. Hatta Türkçeye yeni çevrilen Moğol Komplosu, ülkenin sert ve acı tarafını resmetmesiyle nam saldı. Bernal’in kitabı, tetikçi Filiberto Garcia’nın, türlü entrikaların peşinden gidip ceset tarlasına dönen arazilerde boy göstermesi etrafında şekilleniyor. Bernal’in kitabı Soğuk Savaş dönemi portresi. “ÖLÜLER HER YERDE AYNI” “Öldürmenin çok vakit alan bir iş olmadığını”; hele bu “iş”in, “devlet ve nizam adına yapıldığında” daha da basit bir şeye dönüştüğünü, Meksika Devrimi zamanında bilen bir isim Garcia. Devrim döneminin yıldızı, şimdinin “emeklisi” Garcia, kravatını takmayı ihmal etmiyor, sululuktan hoşlanmıyor ama öbür taraftan “adamdan sayılmadığını” düşünüp köpürüyor. Hatta artık devrime bile sövüyor! İçinin sesini dinliyor, bazen içi dışına çıkıyor, lafını kimseden esirgemiyor... Mexico City’nin Çin Mahallesi’nde, hoşlandığı kadın yüzünden mi yoksa “çekikler” dediği adamların iş bitirme tarzını sevdiğinden mi bilinmez, Çinlilerle sıkı ilişkisi de var. Eski devrimcilerin iktidar olunca beyaz sayfa açmasından rahatsızlık duyan Garcia’nın, tam o günlerde ve hiç beklemediği anda, bir görev kapısını çalıyor. Üç günlük Meksika ziyareti sırasında ABD Başkanı’na suikast düzenleneceği istihbaratı geliyor. Üstelik bu plan, Çin’in Moğolistan sınırında (“Dış Moğolistan” denen yerde) yapılıyor ve istihbaratın kaynağı da Çin ve Rusya. Yani tam bir uluslararası denklem. Garcia’nın görevi, Rusya, ABD ve Meksika gizli servisleriyle beraber çalışarak suikast timini bulup etkisiz hale getirmek. Çin Mahallesi’yle ilişkisi nedeniyle ve tecrübesine güvenildiği için akla gelen ilk isim o. Bernal, uluslararası mevzulardan anlamayan ve bu yüzden içine şüphe düşen Garcia’nın, bir yandan soğukkanlı kalmaya çalışmasını öte taraftan belli etmediği endişeli halini büyük bir ustalıkla betimliyor. Garcia’nın “Bu işte bir bityeniği var” deyip durması da ondan... Geçmişte ellerini epey kirleten Garcia, şimdi kirli bir oyunda piyon olup olmadığını ve bu işten en az zaiyatla nasıl sıyrılabileceğini de inceden hesaplıyor. Bu arada, eskiden olduğu gibi Garcia’nın adım attığı her yerde kan gövdeyi götürüyor. “Ölüler her yerde aynı” diyen gedikli tetikçi, bazı cinayetlerini “meşru müdafaa” olarak niteliyor. Ama ne olursa olsun, öldürdüğü herkese büyük saygı duyuyor ve elbette yaptığı işle çok fazla düşman edindiğini de biliyor. Garcia’nın tüm bu özellikleri, karmaşık suikast planını deşifre etmekle görevlendirilmesinde önemli rol oynuyor. Ancak görevinden dolayı Garcia biraz rahatsız. Devlete sadakatin, bir gün dört kolluyla uğurlanma ve kimsenin adını hatırlamayacağı gibi gerçekleri değiştirmeyeceğini görüyor. Üstelik, banknotların havada uçuştuğunu ve birilerinin sürekli cebini doldurup oyunlar çevirdiğini düşününce söz konusu gerçek daha da netleşiyor. ÇİFTE KAVRULMUŞ GERGİNLİK Bernal’in anlattığı hikâye, Garcia’nın “burjuvaların işi” dediği Soğuk Savaş dönemini yansıtan bir olay. Mevzunun içinde gizli servisler, çeşitli ülkeler, para ve birçok coğrafyanın karakterini gün yüzüne çıkaran kirli ilişkiler var. Bunların ortasında da olayları aydınlatıp suikastçileri haklamakla görevlendirilen eski bir tetikçi. Garcia’nın, ihtimaller üzerinde düşünürken hafiften paranoyaklaştığını; kendisine yaklaşanlara şüpheyle bakmaya başladığı nı, Çinlilerden, Ruslardan ve Meksikalılardan kuşkulandığını söylemeye gerek yok. Kısacası öne sürülen teorilerin Garcia’yı denklemden denkleme sürüklediğini de. Bu, uluslararası siyasete benziyor. Mesela, Garcia Çinlilerin, ABD Başkanı’nı öldürme planının kendisine gerçekçi görünmediğini ve bunun bir şeyin üstünü örtmek için tasarlandığını düşünüyor. Tabii bu da akla bir soru getiriyor: Acaba Garcia, beraber çalıştığı kişilerce ve Meksika hükümeti tarafından başka bir komplonun karartılmasında mı kullanılıyor? Kadınlarla ilişkisi kötü olan, yalnız ve işini titizlikle yapan haşin tetikçi Garcia’nın kafası, hem bu ve benzeri sorular yüzünden karışık hem de kendisini bu işe itenlere öfkeleniyor. Bernal, bu çifte kavrulmuş gerginliği, yer yer mizahi bir dille aktarıyor. Köstebek ve casus olduğundan şüphelenilenler de bu kervana katılınca kanlı entrikalar coğrafyasında kadro genişliyor. Bir komplonun veya entrikanın bulunduğu yerde, uçuk ya da kirli bir teklifin var olması kuvvetli ihtimal. Nitekim Garcia da böylesi bir durumla yüzleşiyor; olayın perde arkasını anlamasını da zaten bu sağlıyor. Bernal, Moğol Komplosu’nda eli tetikteki Garcia’nın yardımıyla bir yandan Meksika’yı ve Mexico City’deki yerelliği işliyor diğer yandan da uluslararası bir tezgâhı. Yazarın bunu esprili, trajikomik ve gerçekçi biçimde işlemesinde, diplomatlığının ve diplomatik oyunları bilmesinin de etkisi var mı? Bu soru üzerine düşünmeye değer... n Moğol Komplosu/ Rafael Bernal/ Çeviren: Özgül Erman/ Ayrıntı Yayınları/ 224 s. elçuk Demirel’in şiirle çizgiyi buluşturan kitabı “Portakal Mavisi Bir Dünya”, farklı bir adla ilkin Fransa’da yayımlandı. Francis Combes’un tüm dünyadan çeşitli şair ve yazarlardan seçtiği şiirsel alıntılarla Demirel’in çizimleri meydana getiriyordu kitabın bu baskısını. Ünlü çizer, kitabın Türkiye baskısı için ülkemiz şairlerinden de dizeler seçti, içeriği zenginleştirdi, onlar için Fransa baskısında yer alamayan yeni çizimler üretti. Ortaya da şiirin çizgiyle farklı bir ruh bulduğu zihin açan bu kitap çıktı. Eray Ak, Demirel’le kitabı, şiiri ve çizgiyi konuştu. “Yokuş Aşağı Portakallar”, Zeynep Uzunbay’ın ikinci romanı. Kitap üzerine sohbet ederken şiir yazmaya nasıl başladığını, roman yazım sürecini ve şiir yazmayı neden bıraktığını da konuştuk. Necati Eker’in söyleşisi. Haruki Murakami, yedi öyküye yer verdiği “Kadınsız Erkekler”de “kadınsızlık halini”, yitirmenin ardından gelen ağıtlar ve anmalarla ortaya koyuyor. Murakami, erkeklere, erkeklerin penceresinden bakıp konuşması zor bir alana giriyor. Kitabı Murat Can Okan değerlendirdi. Berna Durmaz’ın dördüncü öykü kitabı “Karayel Üşümesi” yayımlandı. Durmaz’ı öncelikle sözcük seçiminde hayli titiz davranan ve az sözcükle yoğun bir edebiyat dili oluşturmayı başarabilen öykücüler arasında göstermek mümkün. Özkan Ali Bozdemir tanıttı Durmaz’ın kitabını. Bol kitaplı günler... KItap İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç l Genel Yayın Yönetmeni: Can Dündar l Yayın Yönetmeni: Turhan Günay l Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Abbas Yalçın l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişliİstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden l Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü l Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. 28 Ocak 2016 3 [email protected] [email protected] twitter: www.twitter.com/CumKitap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle