Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VİTRİNDEKİLER Azorno / Inger Christensen / Çeviren: Murat Alpar / Yapı Kredi Yayınları / 96 s. Bir erkek ya da iki erkek... Beş kadın ya da bir kadın... Bir roman ya da bu roman... Bir romanın yedinci sayfası ya da bu romanın yedinci sayfası... 1950 sonrası Avrupa şiirinin ustalarından Inger Christensen’den (19352009) bir anlatı başyapıtı “Azorno.” Ingeborg Bachmann tadında bir tutku sarmalı... Bu kitap için “Amacım, varolmayan bir dünyayı var kılmak” diye yazmıştı Christensen. Yazı Bahçesinden / Füsun Akatlı / Kırmızı Kedi Yayınevi / 360 s. Füsun Akatlı, deneme ile eleştirinin örtüştüğü alanların yazarı. Onu kuşağının ayrıcalıklı bir yazarı kılan, ele aldığı metni çok yönlü ve çok katmanlı okuyabilmesi, diğer metinlerle arasındaki bağlantıları kurması, görülmeyeni görülür kılmasıydı. Akatlı’nın kültür, yazın ve düşünce alanına ilişkin denemelerinin ve bütün yazılarının bu ilk cildi, hayata ve insana, topluma ve kendisine dönüp bakmasını bilenlere; uzun bir yolculuğun ilk adımı. Seni Seviyorum. Çok, / Bora Abdo / Doğan Kitap / 118 s. “Celladın karaltısının içinde, düşmesin diye çelimsiz kolundan tutulmuş, dizlerinin bağı çözük, sırtı eğik, boynu kırıldı kırılacak ve aklında bir hayalinden tutup getirdiği doru taylarıyla korka korka yürüyordu. Cellat onun bu korkusunu görüp ‘İnfazın gerçekleşmesini Sultanımız da seyredecekmiş, biz seni boğmak için özellikle seçildik. Kardeşimle ben’ dedi...” Bora Abdo, “Pergel İkilemesi”nin ilk kitabı “Seni Seviyorum. Çok,” ile okurlarla yeniden buluştu. Mavi Liste / Wolfrang Schorlau / Çeviren: Hulki Demirel / İletişim Yayınları / 338 s. Polislikten ve eşinden ayrılmış, başka bir şehre taşınmış, ufak ufak özel dedektifliğe soyunan bir yalnız adam… Demokratik Almanya’nın sanayisini özelleştirirken “kamu yararı” gözeten bir devlet kurumu ve bürokratlar… Özelleştirmenin bu “sosyal adaletçi” biçiminden memnun olmayan, güçlü bazı “çevreler”... Kızıl Ordu Fraksiyonu’nun, düzeni sarsacak bir eylem peşindeki bir hücresi… Emniyetin ve istihbaratın çatallanan yolları… “Derin devletin” dehlizleri… Wolfgang Schorlau, gerçek olayların titiz incelemesine dayanan romanlarıyla, kendine mahsus bir kulvar açtı. Schorlau’nun kaleme aldığı “Mavi Liste”, devlet, büyük sermaye, gizli servisler ve onların düzen karşıtı silahlı örgütleri bile manipüle edebilen komploları hakkında, ürkütücü biçimde gerçekçi bir siyasi polisiye. Kurban / Leonid Andreyev / Çeviren: Hazal Yalın / Helikopter Yayınları / 110 s. “Mihail Mihayloviç, tam bir kara adamı olsa bile denize ve deniz manzarasına hayrandı ve Taisiya bu nedenle o yaz için iş yerinden avans alarak Ollila’da bir oda kiraladı. Kendi de dinlenmek istiyordu, ayrıca deniz manzarasının, beyaz gecelerin ve plajda baş başa gece yürüyüşlerinin Verenvik’in aşkını büyüteceğini, onu Elena Dmitriyeva’yı düşünmekten uzak tutacağını ve evlilikle ilgili acı verici meseleyi çözeceğini hayal ediyordu...” Leonid Andreyev’in “Kurban”ı kitapseverlerle buluştu. Krizalitler / John Wyndham / Çeviren: Niran Elçi / Delidolu Yayınları / 240 s. 1950’lerin klasiklerinden sayılan John Wyndham’ın “Krizalitler” romanı, birkaç bin yıl sonrasının dünyasında geçen ve nükleer bir felaket sonrası yaşanan genetik bir mutasyon hikâyesini anlatıyor. Normallik, anormallik, öteki gibi kavramları ele alan Krizalitler, tahammülsüz insanların ırklarının saflığını korumak için ne kadar ileri gidebileceğini gösteriyor. Roman, bugünün pek çok distopyasının önüne geçmeyi başaran, hoşgörüsüzlüğü ve bağnazlığı ustalıkla işleyen bir eser. Terk Edenler ve Kalanlar / Elena Ferrante / Çeviren: Eren Yücesan Cendey / Everest Yayınları / 456 s. Lila, boyun eğmez karakteriyle çalıştığı fabrikada düzenin bozulmasına neden KItap olur. İlk romanıyla büyük başarı yakalayan ve nişanlısıyla evlenme hazırlığında olan Lenù ise arkadaşının yardımına koşarak daha beter bir karmaşaya yol açar; zira dönem 1970’lerdir ve faşistlerle solcuların acımasızca savaştığı toplum her kurumuyla tam anlamıyla çözülümektedir. Lila içine düştüğü karmaşadan zekâsıyla kurtulmayı ve yeni bir geleceğe yelken açmayı bilir. Gelgelelim görünüşte ideal bir evlilik yapan Lenù, beklenmedik bir açmaz yaşayacak, trajik boyutta bir seçim yapmaya zorlanacaktır... “Napoli Romanları”nın üçüncü cildi “Terk Edenler ve Kalanlar”la devam ediyor. Doğu Asya: Alternatif Bir Gezi Rehberi / Okan Okumuş / Kolektif Kitap / 352 s. Gezgin Okan Okumuş, “Sınırları Kaldırdım” serisinin ikinci kitabı “Doğu Asya: Alternatif bir Gezi Rehberi”nde, dokuz ülkenin keşfedilmemiş köşelerinden bir araya getirdiği sosyal gözlemlerini, tarihsel okumalarını ve kişisel anılarını, her gezginin hayatını kurtaracak ipuçlarıyla beraber sunuyor. Her bölüme görülmesi gereken yerler, ne yenir ve içilir gibi en temel bilgilere yer verdiği bir künyeyle başlayan Okumuş, bölümler ilerledikçe anı ve anlatı türlerini harmanlayarak kendi yaşadığı macera dolu deneyimleri seyahat tutkunlarıyla paylaşıyor. Her gezdiği tapınağın tarihçesini, bulunduğu ülkenin tarihiyle ilişkilendirerek anlatırken sıradan gezi rehberlerinin çeşitli gerekçelerle yer vermediği alternatif adresleri de görülmesi gereken yerler listesine ekliyor. Kan Revan İçinde: Tıbbın Kısa Tarihi / Roy Porter / Çeviren: Gürol Koca / Metis Yayınları / 190 s. “Hastalık ile hekimler arasında tenin savaş alanında süren savaşın başı ve ortası var ama sonu yok. Bir başka deyişle, tıp tarihi sonu zaferle biten basit bir hikâye olmaktan çok uzak.” Böyle diyor Britanyalı tarihçi Porter, “Kan Revan İçinde: Tıbbın Kısa Tarihi”nde tıbbın doğuşunu ve gelişimini ana hatlarıyla anlatan kitabının başında ve ardından, on binlerce yıl önce yaşamış avcıtoplayıcı topluluklarından başlayarak insanın hastalıkla mücadelesini aktarıyor. Şamanlardan ve büyücü hekimlerden modern doktorlara, berbercerrahlardan uzman cerrahlara, ilkel ampütasyonlardan organ nakillerine, tıp bilimi epey yol kat etmiş gibi görünüyor. Ama Porter’ın da vurguladığı gibi, bu kitap bir zafer hikâyesinden ziyade, tıbbın kimi zaman umut kimi zaman umutsuzluk telkin eden ve hâlâ sürmekte olan ilginç hikâyesini sunuyor. Babamın Eczanesi / Akın Çubukçu / Berfin Yayınları / 222 s. “Babamın Eczanesi”, yaşı neredeyse cumhuriyetin yaşına denk bir eczanenin olduğu kadar, eczacısının da hikâyesi. Kitap, aynı zamanda bir kentin, insanlarının, sağlıklarının ve hastalıklarının, hekimlerinin ve diğer eczacılarının, kentlilerin ve köylülerin, acılarının ve umutlarının hikâyesi. Şifa Eczanesi, CHP’nin kent odaklarından biri. Hastaları bile “Halkçıdır” ya da öyle görünür. Ajans haberleri, gazeteler arkadaşlara ayrılmış özel bölümde etüt edilir. Akşamları da çilingir sofrası halini alan laboratuvar masası başında siyasi takılmalar, kızgınlıklar, hayranlıklar, hararetli tartışmalar ajans haberleri ya da gazete makaleleri yorumlarına eşlik eder. “Babamın Eczanesi”, Şifa Eczanesi’nin kendine özgü hayatına, eczacı çıktığı zamanlara kadar tanıklık eden bir çocuğun gözünden kentine hep bir şeyler vermek için çırpınan, Cumhuriyet ideolojisinin öncü insanı bir eczacının, çocuklarının, kardeşlerinin, arkadaşlarının ve dostlarının hikâyesini anlatıyor. Enerjinin İktidarı / Necdet Pamir / Hayy Kitap / 512 s. Enerji kaynaklarını ve transfer olanaklarını elinde tutan, dünyayı elinde tutar. Bugün Ortadoğu’da yaşanan, milyonlarca insana ülkesini terk ettiren, yüz binlercesinin ölümüne neden olan, kimilerince Üçüncü Dünya Savaşı diye adlandırılan “savaş”, enerji kaynakları için yapılıyor. Necdet Pamir, “Enerjinin İktidarı”nda “Enerji nedir? Günlük yaşamımızdaki önemi nedir? Ülkelerin gelişimlerinde, hatta var olmalarındaki rolü nedir? Enerji güvenliği ne demektir? ABD, AB, Rusya’nın enerji politikalarının temel unsurları nelerdir? Enerji kaynakları bakımından zengin olan ülkelere yönelik işgallerin, sivil katliamlarının ardında büyük güçlerin ne gibi ihtirasları, kirli planları var? Türkiye’nin bir enerji politikası var mı? Enerji alanındaki sorunlarımız çözümsüz mü? Dışa bağımlılığımız kader mi? Ne yapmalı?” gibi sorular sorup bunlara yanıtlar arıyor. Rom Günlükleri / Hunter S. Thompson / Çeviren: Kıvanç Güney / E Yayınları / 240 s. Paul Kemp yaşamın keskin kutuplarını alkolün ılıman kollarında yumuşatmaya çalışan bir gazetecidir. Daily News’da çalışmak üzere Porto Riko’ya gider ve hikâye başlar. “Rom Günlükleri” bu şehvetli iklimin, hoyrat bir yaşam süren başıboş erkeklerin ve kaçış için her yolu deneyecek kadınların öyküsü. Kemp’in iyi niyetle >> 20 28 Ocak 2016 KItap